İklim konferansına umutsuzluk hakim!

BM İklim Konferansı'na iklim değişimleri alanında uzman olarak katılan Ulrich Hoffmann aslında iyimserliğe yer olmadığı görüşünde. Hofmann, Lima'da tartışılan biçimiyle yerkürenin ısınmasının önüne geçilmesinin ekonomik açıdan pratikte mümkün olmayacağına dikkat çekiyor ve şu basit hesabı yapıyor: "Son 30 yılda sera etkisi yapan gaz emisyonlarını bir dolarlık bir mal üretimi başına yüzde 30 oranında azaltabildik. Ama 2050 yılına kadar bunun 20 katından daha fazlasına ulaşmamız gerekiyor ki, bunun teknolojik açıdan tasavvur edilmesi çok güç." Alman uzman Hoffmann, sanayi ülkelerinin uygulamaya geçirdiği 'yeşil ekonomi' önlemleriyle bile zararlı gaz emisyonlarından çok fazla tasarruf edilemeyeceğini sözlerine ekliyor.

'ABD ile Çin'in emisyon hedefleri beklenenin altında'

Almanya Kalkınma Bakanı Gerd Müller ise ABD'nin 2025 yılına kadar karbondioksit emisyonlarını 2005 yılına kıyasla yüzde 26 ilâ 28 oranında azaltmak istemesini çok az olduğu gerekçesiyle eleştiriyor. Müller aynı zamanda Çin'in de emisyonlarını 2030 yılından itibaren azaltmaya başlayacağını açıklamasını eleştiriyor. Alman Kalkınma Bakanı bu konuda şunları söylüyor: "Fosil yakıt maddeleri kullanımını azaltma konusunda tüm dünya ülkelerinin uzlaşma sağlaması gerekiyor. Devasa miktarlarda zararlı gaz emisyonuna yol açan özellikle ABD ile Çin'in sorumluluklarını üstlenmelerine çalışılmalıdır. ABD'de şu sıralarda en azından bir hareketlenme olduğu göze çarpıyor."

'Sanayi ülkeleri kalkınmakta olan ülkelere örnek olmak zorunda'

Almanya Kalkınma Bakanı Gerd Müller Başkan Obama'nın bu konuda net bir çıkışta bulunması ve sanayi ülkelerinin kalkınma ülkelerine örnek olması gerektiğini belirtiyor: "O yüzden de Amerikalıların bu konuda daha azimli olması gerekiyor. Sanayi ülkeleri, iklim değişiminden en fazla etkilenen kalkınmakta olan ülkelere bu konuda kesin birtakım mesajlar vermek durumundalar."

"Yeşil İklim Fonu"

Almanya Kalkınma Bakanı Müller ileriye dönük olarak zararlı gaz emisyonlarının azaltılması ile kendileri zararlı gaz emisyonuna yol açmadıkları halde iklim değişiminden en fazla zarar gören kalkınmakta olan ülkeler için bir fon hazırlanmasının gündemlerinde olduğunu vurgulayarak, bu fona ilişkin açıklakmalarda bulunuyor: "İklim değişiminden en fazla zarar gören kalkınmakta olan ülkeler, en azından finansal yoldan zararlarının karşılanmasını, kendilerinin tazmin edilmesini sanayi ülkelerinden talep ediyorlar. Bu hedefe yönelik olarak bundan üç hafta önce Almanya'da bir 'Yeşil İklim Fonu' oluşturuldu. Bu fona sanayi ülkeleri şimdiye kadar 10 milyarlık bir katkıda bulunmayı taahhüt ettiler."

İklim değişikliği konusunda uzman, aynı zamanda iktisatçı Ulrich Hoffmann, Lima'da varılacak bir anlaşmanın olsa olsa ekonomik büyüme ile iklime zarar veren gaz emisyonları konusunun nispeten birbirinden ayrı olarak ele alınmasını gündeme getireceğini belirtiyor. Alman uzman, bunun iyi, ancak yerkürenin ısınmasının 2 derecenin altına çekilmesi hedefi açısından yeterli olmadığını vurguluyor. Bunun gerçekleşebilmesi için sera etkisi yapan gaz emisyonlarının devasa ölçülerde ve hemen düşürülmesi gerektiğine işaret ediyor. Hoffmann, bundan dolayı da gelecekteki iklim konferanslarının odağında kalkınmakta olan ülkelerin zararlarını tazmin konusunun bulunması gerektiği görüşünü savunuyor.

© Deutsche Welle Türkçe