DOĞA ve ÇEVRE
okuma süresi: 6 dak.

Yeşil Barış Hareketi: "Doğayı sorumsuzca tahrip ederken, turizmi de, ekonomiyi de geleceğimizi de baltalıyoruz"

Yeşil Barış Hareketi: "Doğayı sorumsuzca tahrip ederken, turizmi de, ekonomiyi de geleceğimizi de baltalıyoruz"

Yeşil Barış Hareketi, 22 Mayıs Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü nedeniyle mesaj yayımladı.

Yayın Tarihi: 22/05/17 08:03
okuma süresi: 6 dak.
Yeşil Barış Hareketi: "Doğayı sorumsuzca tahrip ederken, turizmi de, ekonomiyi de geleceğimizi de baltalıyoruz"
A- A A+
Yeşil Barış Hareketi, 22 Mayıs Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü nedeniyle mesaj yayımladı.

Yeşil Barış Hareketi, doğanın sorumsuzca tahrip edildiğini belirterek turizmin, ekonominin ve ülkenin geleceğinin baltalandığını ifade etti.

Dernek tarafından yapılan açıklama şöyle:

"Bu yıl Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü'nün teması "Sürdürülebilir turizm için biyolojik çeşitlilik" olarak belirlenmiştir.

Artan nüfus ve kontrol edilemeyen tüketim arzusunun yarattığı baskı, doğal varlıkların kendi türümüzün ve gezegenimizin geleceğini tehlikeye atacak oranda sürdürülemez bir şekilde tüketilmesine neden oluyor.

Biyolojik Çeşitliliğin ilişkisinin yaşamsal öneminin farkında olmayan yöneticilerin; ülkemizin ekonomik çöküntüsünü tetiklediklerinin farkında olmadıklarını görmekteyiz.

Gen kaynaklarının temeli olan "Biyolojik Çeşitliliğin" korunmasının önemi, daha fazla bilinmeli ve önemsenmelidir.

Dünya daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir hızla değişiyor, doğal varlıklar tükeniyor.

Birleşmiş Milletler 22 Mayıs'ta 2010 yılını, uluslararası kamuoyunun dikkatini "dünya üzerindeki yaşam dengesini oluşturan ekosistemlerin korunmasına çekmek" amacıyla; "Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Yılı" olarak ilan etti. İmzalanan uluslar arası sözleşmenin ardından bu yıldan itibaren 22 Mayıs "Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü" olarak büyük bir önem kazandı.

Dünya daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir hızla değişiyor, doğal varlıklar tükeniyor. Artan nüfus ve kontrol edilemeyen tüketim arzusunun yarattığı baskı, doğal varlıkların kendi türümüzün ve gezegenimizin geleceğini tehlikeye atacak oranda sürdürülemez bir şekilde tüketilmesine neden oluyor. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Sekretaryası tarafından yapılan açıklamada "insanın biyolojik çeşitliliği koruma, ya da yok etme gücüne sahip olduğu, ancak "Doğaya bir şey olmaz!" yaklaşımının dünya genelinde doğal varlıkların tahribatını arttırdığının ve birçok canlı türünün yok oluşunu başlattığının altı çizildi". İnsanın kontrolsüz hırsları nedeni ile yaptığı tahribatlar, dünyamızı hiç bu kadar ciddi boyutlarda tehdit eder duruma gelmemiş, "Doğal Varlıklar" yok edilirken insan türünü de yok olma riski ile hiç bu kadar karşı karşıya bırakmamıştı. İnsan kaynaklı olduğu bilim adamlarınca kanıtlanan küresel ısınma ve beraberinde yaşanmakta olan iklim değişikliği çeşitli felaketleri tetiklemektedir. Kuraklık, seller, toprak kaymaları, çölleşme, erozyon, gibi doğal felaketlerin yanı sıra; ormansızlaşma, tarım alanlarının tahribi, kullanılan zirai ilaç ve kimyasallar, kıyıların yağmalanması ile artan nüfus ve kontrol edilemeyen tüketim arzusunun doğal varlıklar üzerinde yarattığı baskı sonucu biyolojik çeşitlilik kayıpları artmakta; kendi türümüzün ve gezegenimizin, her geçen gün yok olma noktasına daha fazla yaklaşmasına neden olmaktadır.

Dünya üzerindeki türler, insanlığın yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmasının ana unsurudur, ama bu türler insan olmadan da yaşamlarını devam ettirebilirler. İnsan doğaya verdiği zarar ile iklimin istikrarını bozarak, karmaşık bir ekolojik güvenlik ağının iplerini çözmektedir, ama yaşamı mümkün kılan şeyin biyoçeşitlilik olduğu göz ardı edilmektedir. Ormanlar, sulak alanlar, makilikler, kıyılar vb ekosistemlerin insan tarafından tahrip edilmesi çok büyük ekolojik ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Ülkemizde biz bu yanlışları, küçük bir ada boyutlarını çok aşacak oranda, duyarsızca, giderek artan dozda yapmaya devam ediyoruz. Ormanlarımızı, tarım alanlarımızı, kıyılarımızı betonlara teslim ettik. En güzel kıyılarımızın, sözde turizm yatırımları için yağmalanmasına çanak tuttuk. KKTC'deki orman varlığımız, dünya ortalaması olan yüzde 30'un çok altında, kıyılarımız aşırı insan faaliyetleri yüzünden hızla kirlenmekte, sürdürülemez bu tüketim, başta turizm olmak üzere, tüm sektörlerin önünü keserken, Biyolojik Çeşitliliğin ilişkisinin yaşamsal öneminin farkında olmayan yöneticilerin; ülkemizin ekonomik çöküntüsünü tetiklediklerinin farkında olmadıklarını görmekteyiz.

Bu nedenle insanların başta gıda olmak üzere, temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez bir yeri olan "gen kaynaklarının temeli biyolojik çeşitliliğin korunmasının önemi", daha fazla bilinmeli, önemsenmelidir. Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü, bize bu hazineyi koruyup gelecek nesillere aktarmayı başaramazsak kendi sonumuzu hazırlamaya devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyor. Artık yanlışlara dur demek gerekmektedir. Her gün yeni bir çevre kıyımının meydana geldiği ülkemizde, dünyalı olabilmek için önce evimizden başlamalıyız. Evimizden, yurdumuzdan başlamak üzere, daha yaşanılabilir bir dünya yaratmak için tüm halkımızı daha duyarlı olmaya, yaşama sahip çıkmaya ve ilgili makamları da daha bilinçli olarak, çevre sorunlarını ciddiye alarak çalışmaya davet ediyoruz.

1988 yılından günümüze, yaşanılabilir bir çevre için farkındalık yaratmak adına başarılı çalışmalara imza atan Yeşil Barış Hareketi olarak yetkilileri ve tüm halkımızı, bu hedef doğrultusunda çevreye daha duyarlı olmaya çağırıyoruz. 22 Mayıs'ın, çevremiz için yeni beyaz bir sayfa olmasını dileriz."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.