Töre'nin 500 bin TL'si yok istifa edemiyor!

"Serdar Denktaş'ın soyadına kurban olurum ama soyadıyla yürümez" diyen DP-UG Milletvekili Zorlu Töre, istifa mektubuna başlık attığını ancak altını henüz doldurmadığını belirterek, UBP'den DP'ye geçtiği dönemde kendisine ve arkadaşlarına alelacele sayfalarca evrak imzalatıldığını, bunlardan birinin de 500 milyon TL'lik 'istifa edilirse ödenmek koşullu' bir senet olduğunu söyledi…

Denktaş'ın, UBP Genel Başkanı Özgürgün'e önce 'hükümeti bitireceğim sabredin' dediğini; Başbakan Yorgancıoğlu ile pazarlığın ardından 'CTP'den istediğimi aldım' diyerek çark ettiğini iddia eden Töre, UBP ile yerel seçimde ittifak girişiminde UBP'nin kurumsal kimliğine zarar verici şekilde 'U dönüşü' yaptığını anlattı.

"Denktaş delikanlı değil, 54-55 yaşında; yani siyaseten doğru-yanlış muhasebesini yapabilecek bir yaşta" ifadelerini kullanan Töre, "Sesiniz çıkarsa siyasi hayatınızla oynarım' anlayışıyla bir vekili istifadan men ile korkutma, sindirme, tehditle 'sizin 500 Bin TL'lik senediniz vardır' demek demokrasi adına doğru değildir. Yani siz, partinizi doğru yönetmeyeceksiniz, başka partiye gidemezsin diyeceksiniz, konuşma diyeceklesiniz.. Üstelik senedi de olacak" şeklinde konuştu.

Kıbrıs Postası - Vatan MEHMET

Bayrak Radyosu'nda yayınlanan Günün Panoraması programına katılarak sağda bozulan ittifak ve hükümet krizleri hakkında çarpıcı değerlendirmeler yapan DP-UG Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre, UBP'den geçtiği partisi DP-UG ile yol ayrımı eşiğinde olduğunu tartışılacak ifadelerle dile getirdi.

"Serdar Denktaş'ın soyadına kurban olurum ama soyadıyla yürümez" diyen DP-UG Milletvekili Zorlu Töre, istifa mektubuna başlık attığını ancak altını henüz doldurmadığını belirterek UBP'den DP'ye geçtiği dönemde kendisine ve arkadaşlarına alelacele sayfalarca evrak imzalatıldığını, bunlardan birinin de 500 Milyon TL'lik 'istifa edilirse ödenmek koşullu' bir senet olduğunu söyledi…

Denktaş'ın UBP Genel Başkanı Özgürgün'e önce 'hükümeti bitireceğim sabredin' dediğini; Başbakan Yorgancıoğlu ile pazarlığın ardından "CTP'den istediğimi aldım' diyerek çark ettiğini iddia eden Töre, UBP ile yerel seçimde ittifak girişiminde UBP'nin kurumsal kimliğine zarar verici şekilde U dönüşü yaptığını anlattı.

"Denktaş delikanlı değil, 54-55 yaşında: Yani siyaseten doğru-yanlış muhasebesini yapabilecek bir yaşta" ifadelerini kullanan Töre, "Sesiniz çıkarsa siyasi hayatınızla oynarım' anlayışıyla bir vekili istifadan men ile korkutma, sindirme, tehditle 'sizin 500 Bin TL'lik senediniz vardır' demek demokrasi adına doğru değildir. Yani siz, partinizi doğru yönetmeyeceksiniz, başka partiye gidemezsin diyeceksiniz, konuşma diyeceklesiniz.. Üstelik senedi de olacak" şeklinde konuştu.

"Bunu şiddetle reddettiğimi hep ifade ettim"

Töre şöyle konuştu; "Siyasal partiler seçimlerde ittifak yapar mı yapar: Dünyanın pek çok yerinde birçok parti bir araya gelerek asgari müşterekte işbirliği yapıyorlar. İspanya'da Yunanistan'da çok yakın tarihlerde bunun örnekleri var. Ben, 28 Temmuz Genel seçimi sonrası UBP ile DP-UG'nin müşterek bir hükümet kurması gerektiğini de savunmuştum. Gerçi o günkü şartlar içinde UBP'de belirsizlikler sürüyordu ama olumlu görüşmeler de yapılmıştı. TDP'ye de teklif götürülerek güçlü bir koalisyon kurulabilirdi. Sayın Genel Başkan Denktaş da ciddi zemin yokladı ama arkadaşlarımın büyük ekseriyeti hükümetin bugünkü şekliyle bir hükümetin kurulmasını ifade edince bizde hayırlı olsun dedim ancak hükümette görev almak istemediğimi de belirttim… İyi bir milletvekili olarak kalmak istediğimi belirttim. Tabi hükümette CTP, Kıbrıs Sorunuyla ilgili dış politikada DP'nin hiç de kabul edemeyeceği bir duruş sergiliyor. Ve hep bunu şiddetle reddettiğimi ifade ediyorum."

"Devamlı U dönüşü…"

DP-UG Milletvekili Zorlu Töre sözlerini şöyle sürdürdü ; "Benim de içinde bulunduğum bazı milletvekilleri, başında 'UBP ile hem hükümet kuralım hem de yerel seçimde ittifak yapalım' şeklinde bir düşüncemiz vardı. Partideki Genel Kuruldan sonra Serdar Denktaş, 'ben bu hükümete toz kondurtmam, devam edecek. UBP ile hükümeti gündeme getirmeyin' dedi. Hâlbuki hükümet krizleri, o zamanda da çok kez gündeme gelmişti. Bu durum kendi içimizde '366 Geçiciler meselesiyle birlikte derin bir tartışma haline dönüştü. O krizde Denktaş, Yorgancıoğlu'nu 'partimizdeki bazı arkadaşlar Güvensizlik Önergesi verebilirler' şeklinde uyardı ve bir hükümet krizi çıkabilir uyarısı yaptı. Bunun üzerine Yorgancıoğlu bir u dönüşü yaptı ve sınav formülünü bularak erteleye erteleye şimdide Temmuz sonuna attılar.

Sonra da Kurumsal ittifak tartışmaları… Orada da bir u dönüşü… Sonra da malum LAÜ, Kalkınma Bankası ve Fonlar konusu… "

"Denktaş Özgürgün'e 'hükümeti bitireceğim sabredin' dedi"

"Ve bu günlere geldik… En son da yaklaşık 2 hafta önce Sayın Denktaş bize 'bu hükümet benim beynimde bitmiştir' dedi ve Salı gününe kadar bu işi bitireceğiz, dedi. Bildiğim kadarıyla UBP Genel Başkanı Özgürgün'ü de aradı ve 'kafamda bu hükümet bitmiştir acele etmeyin bu ittifak bozulmasın çünkü hükümeti bitireceğim' dedi. "

"'CTP'den her istediğimi aldım'"

"Sonra Yorgancıoğlu ile görüştü ve Yorgancıoğlu bir u dönüşü daha yaparak DP-UG'nin istediklerini verdi. Sayın Denktaş da Salı akşamı bize toplantıya geldiğinde bize 'CTP'den her istediğimiz aldım' dedi. Dolaysıyla hükümete devam şeklinde bir yaklaşım sergiledi. UBP'nin kurumsal kimliğine ciddi bir saygısızlık yapıldı ve bu doğru değildi."

Alanlı ile çiğnenen prensip

Töre sözlerini şöyle sürdürdü; "Hiçbir vekilin aday olmayacağına ilişkin prensip kararı da çiğnenerek Alanlı aday gösterildi. Oysa daha önce Denktaş bizzat Alanlı'ya 'seni kesinlikle aday göstermem' demişti. Sonra ne değişti? Yani Denktaş, Yorgancıoğluna 'bak ben vekilimi bile aday gösteriyorum. Dikkat et istediklerimiz ver' yaklaşımı sergiliyor. CTP açıkgöz; DP-UG'yi köşeye sıkıştırıyor sonra da karşılıklı U dönüşleriyle sürüyor. Kaçıncıdır halkın önünü böyle çıkıyoruz; hem hükümetin son bulması hem de Alanlı'nın adaylıktan çekilmesi gerekir dedik. Ancak Genel Başkan kendine göre Alanlı'nın adaylığının doğru olduğunu düşünüyor. Alanlı, belediye başkanı olursa mecliste 26 sayısı nedeniyle alternatif hükümet modeli de bozulmuş oluyor."

İstifa mektubu cebinde mi?

"İstifa mektubunuzu cebinizde taşıdığınız söyleniyor. İstifa edecek misiniz ve DP-UG'ye geçerken Genel Başkan Denktaş'ın senet imzalattığı doğru mu?" şeklindeki soruya karşılık ise Zorlu Töre şöyle konuştu; "İstifa mektubumun başlığını yazdım ama altını doldurmadım. Ne gün doldurururm bilmiyorum. Dolduracak mıyım? Bir şey söylemek istemiyorum ama kararlı duruşum sürüyor ve sürecek.

Senet konusuna gelince: Evet doğrudur bir senet imzalandı ama biz o senedin pek fazla ne olduğunu da bilmiyoruz. O zaman aday olmamız için aceleyle 'bunu da imzayacaksınız bunu da imzalayacaksınız' denerek önümüze kondu, biz de imzaladık.

Ama içeriği de buymuş… Bir vekil istifa ederse dönem sonuna kadar her ay için devletten aldığı 8 Bin 8 Bin 500 TL'lik katkının partiye kalması doğru doğru ama..."

'Sizin 500 Bin TL'lik senediniz vardır' denerek…

Töre, "…ancak sesiniz çıkarsa siyasi hayatınızla oynarım' anlayışıyla bir milletvekilini istifadan men ile korkutma, sindirme, tehdit ile 'sizin 500 Bin TL'lik senediniz vardır' demek demokrasi adına doğru değildir. Yani siz, partinizi doğru yönetmeyeceksiniz, başka partiye gidemezsin diyeceksiniz, konuşma diyeceklsiniz… senedi de olacak" ifadelerini kullandı.

"Soyadına kurban olayım Denktaş'ın ama…"

Denktaş'la bire bir, baş başa bunları konuşma şansınız oldu mu?" şeklindeki soruya karşılık ise Töre "evet önceki akşam bir aradaydık 1-1,5 saat kadar. Tabi saygı duyuyorum: kendi açısından çok zor bir durumdadır.

Tabi Sayın Serdar Denktaş'ın 'soyadına' kurban olayım ama soyadıyla yürümez. 54-55 yaşında siyaseten olgunlaşmış bir yaştadır. Dolayısıyla delikanlı değil; 'nerede doğru nerede yanlış yaptım' muhasebesini yapabilecek bir yaşta olduğunu düşünüyorum."

"Sertoğlu'na saygı duyuyorum"

Hasan Sertoğlu'nun LTB Başkanlığı adaylığından çekilişi hakkında ise Töre şu değerlendirmeyi yaptı; "Sertoğlu'na, kararına saygı duyuyorum. Ancak Rum Futbol Federasyonu ile (KOP) sürecine ilişkin beklediğim bazı hususlar vardı. Bir açıklama… KOP'la süreç devam edemiyor zaten. Çünkü KOP 'işgal bölgesinde maç yapmayız' diyor. Yani Kıbrıs Sorununda olduğu gibi 'bir dakikada dünyaya bağlanalım, hemen barış, şimdi barış' diyerek olmuyor. 'İnadına çözüm' diyerek hayal âleminde bu 'barış havariliği' çok tehlikeli…"