İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

Bu ne yaman çelişki!

Bu ne yaman çelişki!

Anayasa ve yasaların yok sayılarak, Toplu İş Sözleşmesi Hakkı'nı ortadan kaldırmaya yönelik olarak yapılan saldırılara CTP-DP Hükümeti sessiz kalırken, Başbakan Yorgancıoğlu'nun, partisi muhalefetteyken, dönemin hükümetine "Grev ve toplu Sözleşme Hakkına saygı" daveti henüz hafızalardan silinmedi… Ekim 2010'da, Meclis'teki "Göç Yasası" tartışmaları sırasında, kürsüye çıkan dönemin ana muhalefet partisi lideri Yorgancıoğlu, "Anayasada örgütlenme, iş bulma, toplu sözleşme, grev, referandum hakkı var mıdır? Vardır. Ancak bu UBP hükümeti bu haklara saygı gösteriyor mu? Hayır!" şeklinde öfke dolu sözler sarf etmişti…

Yayın Tarihi: 21/08/14 13:47
okuma süresi: 7 dak.
Bu ne yaman çelişki!
A- A A+

Kıbrıs Postası - Filiz Seyis

Başbakanın çok yakın geçmişe ait sözleri ve hükümet programında bu konuda yazılı vaatlere rağmen 2011 yılından sonra işe başlayanlara, Toplu İş Sözleşmeleri ve toplu pazarlık yoluyla elde edilen menfaatlerin yasaklandığının açıklanmasına lakayd kalınması, kamuoyunda hükümetin artık bütünen itibar yitirdiği yorumlarına neden oluyor…

Sayıştaylığın 2 Temmuz 2014 tarihinde Savcılık'ın görüşünden hareketle çıkardığı genelge ile Toplu iş sözleşmesi ile yürütülen işyerlerinde, "Göç Yasası" diye bilinen Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödenekleri Yasası geçtikten sonra işe başlayanların, yasa hükümlerine dayandırılarak toplu iş sözleşmeleri ve toplu pazarlık yoluyla elde edilen menfaatlerin ödenemeyeceği ve yasaklandığı ile alakalı karara sendikalardan tepkiler çığ gibi büyürken, Hükümet'ten ses çıkmıyor.

Sendikalar açlık grevine giriyor

Hatta DEV-İŞ ve bağlı sendikalar ile BES ve Mağusa Türk Genel-İş, "Bugüne kadar çalışma hayatına yapılmış en büyük saldırı" olarak değerlendirdikleri kararı protesto etmek için, 2 Eylül tarihinde açlık grevi başlatmaya hazırlanırken, diğer sendikalardan da bu greve destek çığ gibi büyüyor.

Başbakan'ın sessizliği eleştirilere neden oldu

Günümüzün Başbakanı ve Hükümet'in büyük ortağı CTP'nin başkanı Özkan Yorgancıoğlu ise konu ile ilgili olarak, muhalefetteyken yaptığı zehir zemberek konuşmada, çalışma hayatına müdahale edilmesinin kabul edilemeyeceğini ortaya koymuştu.

25 Ekim 2010'da "Göç Yasası" tartışmaları sırasında, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşma ile O dönemki hükümeti Anayasa'ya ve Anayasa'da yer alan insanların örgütlenme hakkına saygı duymamakla suçlayan Yorgancıoğlu'nun, Savcılık ile Sayıştaylığın tüm sendikal hakları yok etmeye yönelik çabası karşısında sessizliğini koruması eleştirilerin hedefi haline gelmesine neden oldu.

Yıl 2010: Yorgancıoğlu'ndan "Anayasa dersi"

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu'nun, 25 Ekim 2010 tarihli Meclis oturumunda, partisi muhalefetteyken, yaptığı konuşmanın tam metni şöyle:

"Anayasa nedir? Her ülkenin kullandığı, kuruluşunda toplumsal mutabakat ile ortaya çıkardığı yasalar bütünü değil midir, yasaların temeli değil midir? Taa Tmagna Carta döneminden, yani bin kusur yıl önceden bu gelenek bütün ülkelerde uygulanmıyor mu?

Nedir bunun temeli? Toplum ile yönetenler arasında bir sözleşme, bir akit. Siz yönetenler olarak toplumdan, toplumun bireylerinden beklentilerinizi koyarsınız, toplum da yönetenlerden beklentilerini ortaya koyar ve global bir bütün çıkar ortaya.

Bizim de Anayasa'mız vardır. Federe devlette de, öncesinde de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunda da vardır ve yasalarımız Anayasa'mızın ruhuna uygun olarak onun altında oluşturulmuştur."

Düşündürücü sorular...

"Peki Anayasa'mızda insanların örgütlenme hakkı var mıdır? Vardır. İş bulma hakkı var mıdır? Vardır. Toplu Sözleşme, grev, referandum hakkı var mıdır? Vardır.

Peki biz Devlet olarak, yönetenler olarak bu haklara saygı gösteriyor muyuz? Ulusal Birlik Partisi hükümeti bu haklara saygı gösteriyor mu? Hayır. Öyle bir niyeti var mı? Hayır. Bu yasayı bu meclise zorla kabul ettirmeye çalışmasından bellidir ki bundan sonra da böyle bir niyeti yoktur.

Peki o zaman şu soru da akla gelir... Siz Devlet olarak, yönetim olarak, hükümet olarak Anayasa'ya saygılı değil iseniz ve tek taraflı bunu uygulamaktan imtina eder iseniz, vatandaşların yani sizinle akit yapan diğer kesimin bu Anayasa'ya veyahut da yasalara saygılı olmasını nasıl beklersiniz? Öyle bir hakkınız var mı? Hayır, olmaması lazım. Çünkü siz yönetenler olarak bunu tek taraflı uygulamıyorsunuz, reddediyorsunuz, işinize geldiği gibi kullanmaya çalışıyorsunuz.

Nasıl mı yapıyorsunuz bunu? Söyleyeyim... Yasalar, yasa dışı taksicilik yapılmasını engeller ve siz yasaları gözetmekle yükümlü bir hükümetsiniz ama siz yasa dışı taksicilik yapanları tutacağınıza kendi haklarını savunan taksicileri tutuyorsunuz yani yasaları uygulamıyorsunuz.

Siz grev ve toplu sözleşme hakkına saygı göstermiyorsunuz. Bugün görüştüğümüz Yasa ile insanların hakkından toplu sözleşme hakkını elinden alıyorsunuz."

Başbakan'ın 25 Ekim 2010 tarihindeki Meclis konuşmasında, dönemin hükümetine sorduğu soruları, bugün, 21 Ağustos 2014 tarihinde, kendisinin cevaplamasını talep ederiz...

Hükümet Programı'nda sendikal haklarla ilgili vaatler yer aldı

Öte yandan, 2013 yılında kurulan CTP-DP Koalisyonunun Hükümet Programında da çalışma hayatı koşullarına yer verilmiş ve Sendikal hakların geliştirilip teşvik edileceği sözleri verilmişti.

6 Eylül 2013 tarihinde okunan hükümet programında "Sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev haklarının ILO sözleşmeleri çerçevesinde geliştirilmesi sağlanacak ve teşvik edici düzenlemeler yoluyla bu hakların özel sektör çalışanları tarafından da kullanılabileceği koşullar oluşturulacaktır" ifadesinin yanısıra "Sendikalaşmanın önündeki engellerin tespit edilip kaldırılması için çalışmalar yapılacak, sendikalaşmanın teşvik edilmesi sağlanacaktır." İfadesine de yer verilmişti.

Sendikal haklar geliştirilecek dendi; toplu iş sözleşmesi hakkına göz kondu

Hükümet programının açıklanmasının üzerinden henüz bir sene bile geçmemişken, Sayıştaylığın, Savcılık görüşüne dayanarak çıkardığı genelge ile Toplu iş sözleşmesi ile yürütülen işyerlerinde "Göç Yasası"nın geçtiği 2011 yılından sonra işe başlayanlara, toplu iş sözleşmeleri ve toplu pazarlık yoluyla elde edilen menfaatlerin yasaklandığının açıklanmasına Hükümet'in sessiz kalması, Hükümet Programı'nda vaat edilenle yapılan icraat arasındaki uçurumu gözler önüne serdi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.