İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Mehmet Bicen: "Su bize gelmiyor!"

Mehmet Bicen: "Su bize gelmiyor!"

Patates üreticileri, Türkiye'den KKTC'ye Su Temin Projesinin "sulu tarım dışı" bir bölgeden KKTC'ye ulaşacağına hatta 'yeni bir tuzlanmaya yol açacak' bir alandan akacağına dikkat çekerek uyardı…

Yayın Tarihi: 16/09/14 10:30
okuma süresi: 8 dak.
Mehmet Bicen: "Su bize gelmiyor!"
A- A A+

Kuzey Kıbrıs'ta yılda 2 kez patates üretildiğini, bunun ciddi bir iklimsel avantaj olduğunu belirten Doğancı (Elye) Üreticiler Birliği Başkanı Mehmet Bicen, ülkemizde üretim koşulları ne kadar zor olursa olsun hedeften şaşmamak gerektiğini vurgulayarak KKTC'ye Su temin Projesi hakkında kanaatlerini dile getirdi.

Bicen, Türkiye'den gelecek olan su ile ilgili olarak, "Haritada özellikle Güzelyurt bölgesinde 66 Bin dönümlük bir narenciye alanının sulanması ve sulu tarım yapılacak olan bölgenin 'sulu tarıma elverişli olmaması' ve gerçek anlamda sulu tarım yapılabilecek olan bölgelerin de bu haritanın dışında kalması düşündürücüdür" yorumunu yaptı.

"Gelecek suyla ilgili yapılan plandan hiçbir yetkilinin haberi yok" diyen Bicen, "Özellikle Kalkanlı, ODTÜ ve Güzelyurt üçgenini sulu tarım alanı diye haritayaalmaları yanlış. Çünkü taban suyu yüksek olduğu için oralarda sulu tarım yapılmaz. Taban suyunun yüksek olduğu yere, siz eğer tatlı suyu akıtırsanız, suyun yüzeyde buharlaşması nedeniyle tuzlanmaya yol açarsınız" uyarısı yaptı.

Kıbrıs Postası - Eniz ORAKCIOĞLU

Patates üreticilerinin sıkıntıları bitmiyor. Öncelikle girdi maliyetlerinin yüksek oluşuyla başlayan sorunlar, ithalatta ve narenciyede kaldırılan yüzde 5 KDV'nin, patates ihracatında halen kaldırılmaması da sorun üzerine sorun ekliyor. Kıbrıs Postası'na konuşan Doğancı (Elye) Üreticiler Birliği Başkanı Mehmet Bicen geçtiğimiz aylarda Türkiye'ye gönderilen 125 ton patatesin haşere bulunması sebebiyle geri gönderilmesi konusunda da devletin laboratuvar eksikliğinin yol açtığını söyleyerek, "Gidip geri dönen konteynırlar 25 bin TL'lik bir külfet yarattı" dedi.

"Girdi maliyetlerinin sıkıntı yaratıyor"

Doğancı (Elye) Üreticiler Birliği Başkanı Mehmet Bicen, patates üreticilerinin birçok sıkıntı içinde üretim yapmaya çalıştığını belirterek, "En büyük sıkıntımız girdi maliyetlerinin yüksek oluşudur. Akaryakıt ve elektriğin yanında yüksek kredi faizleri de maliyetlerimizi artıran en büyük unsurlardan biridir. 1994 yılında çıkarılan ABAT kararları ile birlikte konan ambargo ve narenciye, patates, et, süt ve üzüm ürünlerinin Avrupa Birliği ülkelerine satışının yasaklanması da bizler için büyük sıkıntılar yaratmıştır. Ülkemize konan ambargo yüzünden ticaret yapamıyoruz. Tohum ve yedek parça gibi ürünleri gerektiği kadar talep etme imkânımız olmadığından dolayı buda biz üreticiler için yüksek maliyet oluşturmaktadır. Bunun yanında ürünlerimizin yüzde 14 gümrük ödeyerek satmamız da üretimi artırma yönünde büyük engel teşkil etmektedir" dedi.

"Yüzde 5'lik KDV sektöre darbe vuruyor"

Mehmet Bicen, sektördeki sıkıntıları şu şekilde anlatmaya devam etti; "Toprak Ürünleri Kurumunun (TÜK) sektörü tekelinde tutması, tohumun ülkeye gelişi ve özel sektör üreticilerinin paketleme yapmasına engel teşkil etmesi çok ciddi sıkıntı yaratarak, maliyeti artırmaktadır. Sanayi tipi parmak patatesi yani cripsleri ithalatçı firmalara hükümetlerin uygulamış olduğu KDV'yi bağışlama gibi kıyaklar, ithalatın ülkede daha fazla rağbet görmesi sağlarken, bunun yanında ihracattaki yüzde 5'lik KDV'nin kaldırılmaması patates sektörüne darbe vurmaktadır. Narenciyede yüzde 5 KDV kaldırılırken, hala daha patateste yüzde 5 KDV olması, ne kadarda 1 yıl sonra bu yüzde 5'i iade etseler de eğer üretici bu şekilde cazip kılınacaksa bu uygulama yanlıştır ve narenciye ile patatesin arasındaki farkın kapatılması ve eşit noktaya çekilmesi gerektiğini düşünmekteyim."

"25 bin TL'lik bir külfet yarattı"

Bicen, daha önceleri Türkiye'ye gönderilen 125 tonluk patatesin zararlı haşere içerdiği için geri gelmesi ile ilgili olarak şu şekilde konuştu, "Patateslerin Türkiyeden geri gelmesi, ülkemizde tam teşekküllü bir laboratuvarın olmamasından kaynaklanmıştı. Sadece ağır metal laboratuvarı yapabilecek bir laboratuvara sahipken devletin bütün analizleri yaparmışız gibi belge vermeleri yüzünden bu patatesler Türkiye'den geri geldi. Bizim bu yaşadığımız sıkıntının esas sebebi analizleri tam yapmadan, sanki de ürünler analizlerin hepsinden geçmiş gibi belge vermemizden dolayı yaşanmıştır. Geri dönen 125 ton patates ülkeye geri geldikten sonra iç piyasada kullanıldı, çünkü bu ürünlerin içinde insan ve hayvan sağlığına zararlı bir madde yoktu. Bilindiği gibi bir konteynırın mersine gidip gelmesi için 5 bin TL'lik bir maliyet oluşturur, 5 tane konteynır gidip geldiği için 25 bin TL'lik bir külfet yarattı. Bu parayı da tamamen biz karşıladık ve hükümet maalesef bizlere bu konuda hiçbir katkı ve destek yapmadı"

"Birileri plan yapıyor fakat yetkililerin haberi yok"

Türkiye'de gelecek olan suya karşı olmadıklarını söyleyen Bicen, "haritada özellikle Güzelyurt bölgesinde 66 bin dönümlük bir narenciye alanının sulanması ve sulu tarım yapılacak olan bölgenin sulu tarımın elverişli olmadığı ortada olması, ve gerçek anlamda sulu tarım yapılabilecek olan bölgelerin bu haritanın dışında kalmasıda düşündürücüdür. Birileri plan yapıyor, fakat yapılan plandan maalesef hiçbir yetkilinin haberi olmuyor. Özellikle Kalkanlı, ODTÜ ve Güzelyurt üçgeninde sulu tarım yapılacak diye harita içerisine almaları yanlıştır. Çünkü bize göre taban suyu yüksek olduğu için oralarda sulu tarım yapılmaz. Taban suyunun yüksek olduğu yere siz eğer tatlı suyu akıtırsanız, suyun yüzeyde buharlaşması nedeniyle tuzlanmaya yol açarsınız. Bunun örneği GAP projesiyle yaşandı ve şuan milyonlarca dönüm arazi yaban olmuş durumdadır. Bunun yanında Mesarya Ovası'nında sulu tarıma elverişli olmadığını belirtmek isterim çünkü Mesarya'nında taban suyu yüksektir" dedi.

"Kuraklığın patates üreticilerini de etkiledi"

Doğancı (Elye) Üreticiler Birliği Başkanı Mehmet Bicen, patatesin sulu tarıma girdiğini ve ülkedeki kuraklığın patates üreticilerini de etkilediğini vurgulayarak, "Kuraklık olmadığında 2 veya 3 kez sulamanız gereken ürünü kuraklık olduğu zaman 2 katı sulamanız gerekir. Dolayısıyla bu yıl kuraklık sulu tarım, patates ve narenciye sektöründe uğraş veren üreticileri de etkilemiştir. Doğancı ve Taşpınar bölgelerinde su kaynaklarının azalmaya ve tuzlanmaya başladığını söyleyebiliriz. Yağışlar olursa ve dereler gelir ve göletler dolarsa bu konuda sıkıntı yaşamayız, fakat önümüzdeki yıl kurak geçerse yeraltı kaynaklarının azalmasına neden olacaktır ve sıkıntımız artacaktır" şeklinde konuştu.

"Türkiye pazarını zorlamamız gerekir"

Bicen, sözlerine şu şekilde son verdi; "Ülkemizde koşullar ne kadar da zor olsa da üretimden kopmamalı ve üretimi artırmak ve maliyetleri aşağıya çekip verimliliği artırma birinci hedefimizin olması lazımdır. Bizim üretimimizi rekor sayıda artırıp maliyetleri aşağıya çekmemiz gerekmektedir. Dış pazarlarla ilgili bakanlıkların bizimle diyalog içerisinde olup, dış pazarları ve özellikle Türkiye pazarını zorlamamız gerekmektedir, çünkü bizim yılda 2 kez patates üretmemiz bizim için bir avantajdır ama bunu doğru oranda kullanıp doğru oranda para kazanmamız gerekir."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.