Denktaş "Bayrak fetişistliği" ile suçladı, Akça tepki gösterdi

"Cyprus Rally 2014 Hakkında Serdar Denktaş Derneğimize ''Bayrak fetişistliği'' yapıyor suçlamasında bulundu. Şahsıma karşı yaptığı suçlamalara ve saldırılara cevabımızdır;

Bizler Sadece Kurucu Cumhurbaşkanın değil Sn. Serdar Denktaş'ın babası olan Lider Rauf R. Denktaş'ı ve düşüncelerini yaşatmak için mücadele eden bir derneğiz. Rum yandaşı dedikleri zümrelerin bile bu güne kadar derneğimize hiçbir saygısızlığı olmamıştır.

Hasan Sertoğlu'nun KTFF'yi KOP çatısı altına sokma ve KOP çatısı altında top oynama girişiminde, Sertoğlu'na karşı çıkan, başta Serdar Denktaş yaptığı açıklamalarda "Makarios ve Grivas'ın yapamadığını Sertoğlu yapmış ve osmosisi başlatmıştır" şeklinde doğru bir nitelemede bulunmuştu . Bizler de dernek olarak ilkeli bir şekilde Sn Sertoğlu'na aynı doğrultuda gerekli tepkiyi vermiştik.Fakat şimdi görmekteyiz ki Sertoğlu'nun açtığı yolda giden otomobil kurumu ve buna üye olan KKTC vatandaşı Türk yarışmacılar "Cyprus Rally 2014 " yarışlarına katılmak için Rum Otomobil Kurumu' na üye olmuşlar ve yarışma lisanslarını Güney'deki ilgili spor federasyonundan almışlardır.

Bu çerçevede Kıbrıslı Türk yarışmacılar yarışmaya sözde "Kıbrıs Cumhuriyeti" sporcusu olarak katılacaklar ve araçlarında da Rum Devletinin bayrağı olacaktır. Yarışmayı izlemeye gidecek olanlara ise KKTC bayrağı açmamaları tavsiye edilmektedir. Yarışacak kişilerin resmi KKTC sınır kapısından geçmemeleri için Taksim sahası arkasındaki GKK ya ait olan ve 1964'de Rum saldırılarını durduğumuz noktada mücahitlerimizin kurduğu barikat yıkılmış, Güneyle direkt yol bağlantısı kurulmuş ve Geçmişte araç parkı yapılması bile eski esere zarar verilir gerekçesiyle Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından engellenen tarihi surların altı yol açan dozerlerle darmadağın edilmiştir. Bu KTFF nin KOP altına sokulma girişimiyle başlayan KKTC'nin erezyonu, teslimiyet ve çözülme sürecinin devam ettiği anlamına gelmektedir.

Daha düne kadar haklı bir şekilde Sn. Sertoğlunu suçlayan Sn. Serdar Denktaş, bu organizasyona KKTC devleti bütçesinden de uluslararası alanda spor yapacak gençlerimizden esirgenen 1 milyon TL parayı akıtarak bu teslimiyeti desteklemektedir. Dün söyledikleri ile bugün söyledikleri arasında neden bu kadar tezatlık vardır anlayamıyoruz. Bizler bu tür spor olaylarının eşitlik temelinde ve devletimizi inkar etmeden yarışmalarına kesinlikle karşı değiliz.Eşitliğimizin korunması kaydıyla bu türden etkinlikler bizlerin lehinedir. Ama bu olayda eşitliğimiz ve ayrı kimliğimiz korunmamış Rum devleti ve kurumlarının altına girme , onların adı ve bayrağı altında yarışma dayatmasına boyun eğilmiştir. Böylece en önemli kırmızı çizgimiz olan eşit statü talebimiz çiğnenmiştir.

Bizim karşı çıktığımız budur. KOP'a üye olma girişiminin ardından ,Rally deki bu üzücü gelişme KKTC zeminini erezyona uğratan, görüşme sürecini ve olası bir anlaşmayı hakimiyetçi Rum istekleri lehinde etkileyecek, ambargolara tepkimizde bizlere "çözüm yolu" olarak gösterilecek ve sorunun sözde "Kıbrıs Cumhuriyeti" ile onun kurumlarının altına girerek sağlanacağı konusunda emsal olarak gösterilecek çok olumsuz bir gelişmedir.

Bizlere "Spora Siyaset Karşıtırıyorlar" eleştirisinde bulunan Serdar Denktaş'a cevabımız ise şudur:

Sizce KKTC federasyonlarının veya sporcularının Rum federasyonlarına kaydolmaları, "Kıbrıs Cumhuriyeti" ve bayrağı altında yarışmaları ve Rum bayrağını araçlarına koymaları siyaset değil mi? O zaman KOP altına girmeye kalkan Sertoğlu'na niye karşı çıktınız? Anastasiadis'in spor ambargosu konusunda KTFF'nin KOP'a üyelik örneğini getirdiğini bilmiyor musunuz? Ve en önemlisi Kıbrıs'ta spor siyasetten ayrıysa KKTC sporcularına niye ambargo uygulanıyor? Niye ille de Rum devleti kurumları ve bayrağı altında spor yapmamız dayatılıyor? Kendi kendimizi kandırmayalım. Eğer sizin dediğiniz gibi ise O zaman Rum tarafının istediği gibi tüm federasyonlar Rum federasyonlarına üye olsun ambargo da bitsin.Türk işadamları da Rum belgeleriyle Rum limanlarından ticaret yapsın ticaret ambargosu da bitsin.Bu ne biçim mantık?

Temel ilkelerimiz, Rum dayatmaları ve kırmızı çizgilerimiz konusunda dik durmazsak olacak olan egemenliğimizi kaybetmek ve Rum hegemonyasına girmektir. Bizler şehitlerimizin, gazilerimizin en önemli emaneti lan devletimize sahip çıkan bu vatanın genç evlatları olarak bu rezilliğe, teslimiyete, erezyona, çözülmeye ve sizin gibi oy hesabıyla hareket eden popülist yanar döner siyasetçilerin kırmızı çizgilerimizi yok eden ilkesiz tavırlarına göz yumamayız.

Bu bağlamda KKTC'ye sahip çıkan, eşit-egemenlik temelinde çözüm isteyen Kıbrıs Türk Halkının sesi olmaya devam edeceğiz. Rumlarla eşit-egemenlik temelinde her türlü işbirliğine ve ortaklığa karşı değiliz ancak bu ilke yoksa dik durmak gerek.Aynen Rum'un yaptığı gibi. Nasıl ki onlar kendi egemenliklerini ve devletlerini dayatma konusunda milim taviz vermiyorlar, bizim de kendi devletimizden, egemenliğimizden ve eşitliğimizden asla taviz vermememiz gerekiyor. Bundan geri adım attığımız anda çözüm değil çözülme olur.

Biz liderlerimiz Dr. Küçük ve Denktaş'tan bunu öğrendik, bu ilkeleri, bu mirası devraldık. Halk olarak bu ilkeleri ve bu mirası korumazsak sonumuz felakettir."