Üstüner: "Sanayi Holding bir okul gibiydi"
Kıbrıslı Türkler için üretmekle eş anlamlı olan Sanayi Holding'de bir zamanlar yöneticilik yapmış İsmet Üstüner; Sanayi Holding, Kıbrıslı Türkler için üretmekle eş anlamlıydı.
Ve bugün bile hala tartışılıyor. Erçin Şahmaran'ın hazırladığı "SÖZ SİZDE" programında bu hafta, Sanayi Holding ve üretim tartışıldı. Cuma akşamları, ADA TV de yayınlanan programın bu haftaki konukları, Sanayi Holding de yöneticilik yapmış Ergün Vudalı, Mehmet Ünal Serdar ve İsmet Üstüner oldu.
ERGÜN
VUDALI "YÖNETİCİ VE İŞ GÜCÜ BULMAK ZORDU"
"Sanayi
Holding denince, eskilerin çok iyi bildiği, yeni neslin ise
bilmediği bir kuruluş gelir akıllara. 1974 barış harekatı
sonrasında, kuzeyde kalan bazı tesislerin devlet kontrolüne
geçmesiyle, bunların bir organizasyon altında toplanması
sağlandı. Bu tesisler önce temizlendi, kullanılır hale
getirildi. Mevcut malzemeler tespit edildi. Teknik ve yönetici insan
gücü bulunması da ilk yapılan işti. İş gücü önemli bir
sıkıntıydı. Kıbrıslı Türklerin üretmesi, büyümesi,
yıllarca diğer komşuları tarafından bilinçli olarak
engellenmişti. Bu anlamda bir zaafiyet vardı. Farklı alanlarda
çalışan işletmeler vardı. Hepsi için yetişmiş eleman bulmak
çok zordu. Hatta bu yerleri temizleyecek düz çalışan bile çok
zorluklarla bulunuyordu."
"1974 SONRASINA
HAZIRLIKSIZ YAKALANDIK"
"Sanayi Holding çok büyük bir
organizasyondu. Kimse tarif edemez, bir buz dağının görünen
kısmını bilebiliriz. Herkes kendi bölgesi ve alanı dahilinde
anlatabilir. Pazarlama bölümü, personel bölümü, çok ayrı ve
çeşitli birimleri vardı. 1960 Cumhuriyetin ilanından sonra,
Kalkınma Bankası kuruldu. Ve sadece Rumların yatırımlarına
katkı verdiler. Gelişmeyelim diye biz Kıbrıslı Türklere yatırım
için katkı vermediler. 1974 sonrasına ise tamamen hazırlıksız
yakalandık."
"TOPLUM BALIK TUTMAYI UNUTTU, HAZIR
BALIK YEMEYE ALIŞTI"
"Donanım yok, birikim yok,
personel yeterliliği yok. Başlangıç çok isabetli oldu. Bir KİT
kuruldu. %50 Türk Cemaat Meclisi Konsolide Fonu İnkişaf sandığı,
%50 de Türkiye kuruluşlarının ortaklığı ile oldu. Sadece
Sanayi Holding değil, Turizm İşletmeleri, Denizcilik şirketleri,
Kıbrıs Türk Hava Yolları bu sistemle ortaklı olarak kuruldu.
Türkiyeli şirketler maddi, bizim şirketler de ham madde ve iş
yeri ile ortak oldu. Ortaklar gerekli katkıyı koyamadı. Ortada
bıraktılar. Sermaye yerine konmadı, borçlanmalara gidildi.
Teknolojiye ayak uydurulamadı, siparişler karşılanamadı.
Gereksiz, fazla ve popülizmle istihdamlar yapıldı. %60 personel
gideri oluşmaya başladı. Toplum Sanayi Holdingi kaybetmekle, balık
tutmayı unuttu, hazır balık yemeye alıştı."
İSMET
ÜSTÜNER "SANAYİ HOLDİNG BİR OKUL GİBİYDİ"
"Sanayi
Holding çok büyük ve çok farklı bir yapıydı. Ben Ağustos
1976'da katıldım. Görevim Mağusa bölgesindeydi. BORSAN bölge
müdürlüğünde yönetici olarak çalışmaya başladım. Plastik
kasalar yapan fabrikalara, metal boru fabrikasına, Ece un
fabrikasına, narenciye paketleme tesisi yapan fabrikaya çok
emeğimiz geçti. Türkiye den gelen tecrübeli elemanlar çok
personel yetiştirdiler. Çok faydalı oldular. Üretim yapmak güzel
bir olay. Sanayi Holding bir okul gibiydi. Birçok teknisyen ve
çalışan yarattı. En çok içimi acıtan olaysa, çalışkan bir
personelimin özür dileyerek, maaşı daha iyi olduğundan polis
olmaya gitmesi oldu. Popülizm vardı."
"MERKEZİ
YÖNETİMLER BAŞARISIZ OLMAYA MAHKUMDURLAR"
"Sanayi
Holding KİT olarak başlamıştı. Bence daha sonra bu şekilde
devam etmemeliydi. Çünkü merkezi yönetimler başarısız olmaya
mahkumdurlar. Örneğin, mesaiye kalınacaksa buna merkezden birileri
karar verecek. Böyle bir şey olmaz. Bunun kararını orada
çalışanlar işin durumuna göre düşünecek. İşi yapanlar
bilir. Uzakta olanlar değil."
"BU DURUMA
GELMEMELİYDİ, YAZIK ETTİLER"
"İlk anda kalifiye
eleman yoktu. Türkiye'den geçici olarak çalışanlar getirildi.
Ve eleman yetiştirdiler. Rum'dan kaldığı gibi devam etmedik
geliştirdik. Kendimizin tasarladığı Soba yaptık, daha ucuz, daha
verimli çalışan, kendi imkanlarımızla. İhtiyaca göre üretim
yapıyorduk. Bizler herşeyi unutacak kadar işimize bağlıydık. Bu
duruma gelmemeliydi. Çok yazık ettiler."
MEHMET ÜNAL
SERDAR "SONUNU GETİREMEDİK"
"Ben Sanayi Holding'de
çalışmaya, Haspolat sanayi bölgesinde başladım. Savaş
yaşamıştık. Sıfırdan başladık. Haspolat'da fabrikaların
kapısı açıktı. Ciddi miktarda üretim malzemeleri bırakılmıştı.
Düşünün, bazı fabrikalarda hala daha domuzlar dolaşıyordu.
Temizlik yapıldı, envanter tutuldu. Sonrasında yavaş yavaş
üretime geçilmesi sağlandı. Bu fabrikalara sahip çıkılmasıydı
ilk amaç. Ve başlangıç çok iyi yapıldı, sonunu getiremedik.
Sanayi Holding bu topluma üretmeyi öğretti, yönetmeyi, ticareti,
iş sahibi olmayı öğretti. Yıllarca kapalı yaşadık, baskı
altında kaldık. Yaşadığımız süreçler bizi hazırlanma
yönünde yavaşlattı. Sanayi Holding 1975'li yıllardan,
1990'ların ilk yıllarına kadar başarılı parlak yıllar
yaşadı."
"KOORDİNASYON, İRTİBAT VE DÜZENLİ
ÜRETİM VARDI"
"1975-1976'larda çok iyi bir
koordinasyon vardı. Devlet, Türkiye yardım heyeti ve ilgili
Bakanlıkla daireler arasında. Merkezde çalışan bir kişi, işiyle
ilgili hangi bölgede, kaç tane çalışan var, işletme var, ne
kadar üretim yapılacak, yılın hemen başında dönem içinde neye
ne kadar ihtiyaç olunacak. Bunlar hepsini bilinirdi. Planlanırdı
ve ona göre sistemli tedarik edilirdi. Sanayi Holding bu ihtiyaçlara
göre üretim yapardı. Bu gün, bu ülkede Sanayi Bakanlığı,
dairesi yoktur. Sadece adı var. Burada çalışan memurları
Haspolat sanayi bölgesine gönderin yerini bulamazlar."
"ÜRETİM
İSTENİYORSA YERLİ ÜRETİCİ KORUNMALI"
"Bugün herşey dışardan geliyor. Düşünün ÇAYKUR'a paketleme poşetlerini biz gönderiyorduk. Çok büyük miktarlarda plastik mutfak eşyası, kablo, plastik kasalar, yatak örtüleri ve bir otelin masadan, şilteye kadar tüm ihtiyaçlarını karşılıyorduk. Ambargo olduğuna ben inanmıyorum. Dışa açılamıyorsak bile, neden kendi iç ihtiyaçlarımız için üretemiyoruz? Bugüne gelene kadar, bu şekilde üretim yapacak bir özel sektör yaratılamadı. Sanayi Holding misyonunu özel sektöre devretseydi, bir şey değişmezdi. Görüyoruz, üretim yok denecek kadar azaldı. Üretim için gerekli şartlar oluşturulmuyor. Sermaye birikimi düşük. Rekabet etme gücü yok. Maliyetler yüksek. Eğer kuzey Kıbrıs'ta yerli üretim yapılacaksa, üreticiyi korumaya yönelik tedbirlerin alınması şart."
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.