Güçlü "KKTC'deki ürkütücü tablo ve bananecilik"

Vatan MEHMET - Kıbrıs Postası

"Eğitim mi yoksa kumar adasımı? KKTC, Türkiye'nin en başarısız olduğu projelerden biri olmaya devam ediyor" diyen Milliyet Yazarı ve ünlü Genç Bakış programının yapımcısı Abbas Güçlü, KKTC ekonomisinin üçte birini karşılayan ve 70 bine ulaşan öğrencilerin ülkede 'kabul görmediğini' yazdı…

KKTC'de 'bahis merkezlerinin' ufacık köylere kadar girdiğine işaret eden Güçlü "KKTC'deki ürkütücü tablo ve bananecilik" başlıklı köşe yazısında "Bazı sektörlerin bir arada olması mümkün değil. Eğer onca üniversite açılıp, ada nüfusunun neredeyse üçte biri öğrenci haline geldiyse, ateş ile barut bir arada tutulmamalı" diye yazdı.

Güçlü yazısında KKTC'ye Türkiye'den gelecek su hakkında da ne gibi bir hazırlığın olup olmadığını sorarak "Harran'da da yüzlerce yıl su hayali kuruldu. GAP inşa edildi ve suya doydular. Peki, gelinen nokta ne? Bölge uçtu, halk zenginleşti ve işsizlik bitti mi? Aynı, durum, KKTC'de de yaşanmamalı" dedi.

"Eğitim mi yoksa kumar adası mı" tartışmalarını hatırlatarak yazan Milliyet Yazarı, ve ünlü Genç Bakış programının yapımcısı Abbas Güçlü, KKTC ekonomisinin üçte birini karşılayan ve 70 bine ulaşan öğrencilerin ülkede 'kabul görmediğini' yazdı…

KKTC'de 'bahis merkezlerinin' ufacık köylere kadar girdiğine de işaret eden Güçlü "KKTC'deki ürkütücü tablo ve bananecilik" başlıklı köşe yazısında "Bazı sektörlerin bir arada olması mümkün değil. Eğer onca üniversite açılıp, ada nüfusunun neredeyse üçte biri öğrenci haline geldiyse, ateş ile barut bir arada tutulmamalı" diye yazdı.

Öte yandan Abbas Güçlü yazısında KKTC'ye Türkiye'den gelecek su hakkında da ne gibi bir hazırlığın olup olmadığını sorarak "Harran'da da yüzlerce yıl su hayali kuruldu. GAP inşa edildi ve suya doydular. Peki, gelinen nokta ne? Bölge uçtu, halk zenginleşti ve işsizlik bitti mi? Aynı, durum, KKTC'de de yaşanmamalı" dedi.

"KKTC'deki ürkütücü tablo ve bananecilik"

Güçlü'nün "KKTC'deki ürkütücü tablo ve bananecilik" başlıklı köşe yazısı şöyle; "Gençlerin bin tane sorunu var ama bunlardan bazıları insanı ürkütüyor, hem de çok ürkütüyor.

Önceki gün KKTC'deydim; hemen her konuda uzun uzadıya sohbetler yapıldı ama biri var ki eyvah eyvah dedirtti.

KKTC'nin eğitim adası mı yoksa kumar adası mı olacağına yönelik kafa karışıklığı ve tartışmalar çok uzun süredir yapılıyor.

Genel kanı eğitim adası olması yönünde. Çünkü öğrenci sayısı 70 bine ulaştı ve kumara gelenler gibi, birkaç gün değil, yıl boyunca oradalar. Ülke ekonomisinin üçte birini de onlar sağlıyor. Ama nedense bir türlü kabul görmüyorlar!..

Anne babaları ve hocaları ürküttüğü kadar beni de paniğe sevk eden durum, kumarhanelerin dışındaki bahis merkezleri oldu. Ufacık köylere kadar girmişler. Büyük yerleşim bölgelerinde ise sayıları arttıkça artıyor. Hatta bazı bölgelerde her köşe başında bir tanesine rastlamanız mümkün.

Çoğu İngiltere merkezli ve at, köpek yarışları üzerine bahisler oynanıyor. En iyi müşterileri de öğrencilermiş.

Kumarhanelere gitmeleri ve girmeleri zor olduğu için buralara yönelmişler ve ceplerindeki tüm harçlıkları buralara yatırmaya başlamışlar.

Olumsuz pek çok hikâye anlattılar. Hangisi ne kadar abartılı, bilmediğim için yazıp, çizmek istemiyorum. Ama enine boyuna tartışılması gereken bir konu olduğu kesin. Yoksa yarın çok geç kalınmış olabilir..."

Kesin tavır şart

"KKTC ve belki de Türkiye'nin bu konuda artık bir karar vermesi zamanı geldi de geçiyor. Adanın geleceğine yönelik planlamalar yapılırken neler öngörülüyor, herkes gibi ben de bilmek istiyorum.

Bazı sektörlerin bir arada olması mümkün değil. Çünkü birbirlerini çok olumsuz yönde etkileyebilirler. İşte bu yüzden geleceğe yönelik kararlar alınırken, ateş ile barut bir arada tutulmamalıdır. Yoksa her an yeni felaketlere yol açılabilir...

Eğer onca üniversite açılıp, ada nüfusunun neredeyse üçte biri öğrenci haline geldiyse, çok daha dikkatli olmakta yarar var!..

Önemli sohbet konularından biri de üniversitelerin amacıydı. Bilim üretsinler diye mi çokça açıldılar yoksa ekonomik kalkınma için mi? Her ikisi de bir arada olsa çok iyi olur. Ama çok daha önemlisi, bulundukları bölgeyi aydınlatmak ve yol gösterici hale gelmeleri. İşte bunu yaptıkları pek söylenemez.

Adanın en önemli sorunu üretim ve pazarlama. Bunu bilseler yaparlar ama bu konuda birikimli, deneyimli ve istekli oldukları söylenemez. Çünkü başarılı olacaklarına inanmıyorlar. Çünkü önlerinde fazlasıyla başarısızlık hikâyeleri var. Özellikle de küçük üreticiler için. İşte bu noktada üniversiteler, aile çiftlikleri ya da küçük işletme modelleri konusunda lokomotif görevi üstlenebilir. Bu konuda hem öğrencileri hem de civardaki halkla birlikte çok önemli projelere ve başarı hikâyelerine imza atabilirler. Yeter ki istesinler..."

Su su diyorlardı...

"Tarım konusunda adanın en önemli sorunu suydu. Yakında suya doyacaklar. Çünkü boru hattı bitmek üzere. Peki, bunu ne kadar hazırlar ve bu konuda hangi hazırlıklar yapılıyor?

Duyan varsa, ne olur bize de anlatsın...

Harran'da da yüzlerce yıl su hayali kuruldu. GAP inşa edildi ve suya doydular. Peki, gelinen nokta ne? Bölge uçtu, halk zenginleşti ve işsizlik bitti mi? Aynı, durum, KKTC'de de yaşanmamalı...

Adada portakallar ağaçlarda çürüyor, üzüm bağları yok ediliyor zeytin ve zeytinyağı yok alma noktasında. Hayvancılık ise istenen noktanın çok gerisinde. Ar-Ge, bilim ve teknoloji, endüstriyel ürünler ise yok gibi.

Oysa katma değeri yüksek ürünlere yönelseler ya da mevcut ürünleri işleseler ve daha iyi pazarlamanın yollarını arasalar, her şey çok farklı olacak...

Özetin özeti: KKTC, Türkiye'nin en başarısız olduğu projelerden biri olmaya devam ediyor!.."