İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Doğuş Derya: "İnsan hakları ertelenebilir şeyler değildir"

Doğuş Derya: “İnsan hakları ertelenebilir şeyler değildir”

Özellikle Ortadoğu'da yaşanan sıcak çatışmalar nedeniyle son yıllarda iyice su yüzüne çıkan ve bölgemizde sık sık bir insanlık dramı olarak karşı karşıya kalınan mülteci konusu, 235 mülteciyi taşıyan Haj Zeher adlı geminin geçtiğimiz cumartesi akşamı yaptığı yardım çağrısı ve sonrasında gelişen olaylarla gündemin merkezine oturdu.

Yayın Tarihi: 26/11/14 10:00
okuma süresi: 8 dak.
Doğuş Derya: “İnsan hakları ertelenebilir şeyler değildir”
A- A A+

Kıbrıs Postası - Meryem Ekinci

Mültecilerle ilgili uluslararası kuralların uygulanmadığı ve mültecileri koruyan yasal bir düzenlemenin bulunmadığı ülkemizde, 235 mültecinin sınırdışı edilmesiyle birlikte, yasal düzenleme gereği yeniden tartışmaya açıldı.

CTP-BG Milletvekili Doğuş Derya, Kıbrıs Postası'na verdiği röportajda, mülteciler konusunda yasal düzenleme yapılmasının gereği üzerinde durarak, "İnsan hakları ertelenebilir şeyler değildir. Mülteci hakları da insan hakları çerçevesinde ele alınacak bir konudur ve evet bunlar acil meselelerdir. Hangi adımları ivedi şekilde atabiliyorsak onları atmakla mükellefiz" dedi

Mülteciler konusunda, Mülteci Hakları Derneği tarafından uzun zamandır ifade edilen yasal düzenleme gereği, 22 Kasım Cumartesi akşamı batma tehlikesi atlatan Haj Zeher gemisindeki 235 mülteciyle ilgili gelişmelerin ardından bir kez daha gündeme geldi.

Kıbrıs Postası'na ülkemizdeki durum ve insan hakları bağlamında mülteci hakları konusunda açıklamada bulunan CTP-BG Milletvekili Doğuş Derya, bölgedeki gelişmelere dikkati çekerek, mülteci hakları konusunda yasal bir düzenleme yapılması gerektiğini kaydetti. Cumartesi gecesi yaşananlara atıfta bulunan ve konunun insan hakları boyutuna dikkati çeken Derya, şöyle konuştu: "Sıcak çatışmaların olduğu bir coğrafyada yaşadığımız için bu gibi olaylarla karşılaşacak bir ülkeyiz. Ada bölünmüş olduğu için AB'nin mülteci haklarıyla ilgili müktesabatı Kuzey'de askıya alınmış olsa da, bizim devlet olarak düzenleme yapma gerekliliğimiz var."

"Yasal çalışmaya katkı koymaya hazırım"

Derya, Mülteci Hakları Derneği'nin 2 hafta önce milletvekillerine gönderdiği ve ülkemizde mülteci hakları konusunda bir yasal düzenleme yapılması talebini içeren mektubuna atıfta bulunarak, kendisinin dernekle bağlantıya geçtiğini ve yasal çalışmaları bir an önce başlatmak için hazır olduğunu bildirdiğini söyledi.

Derya, mülteci haklarıyla ilgili atılacak adımları sadece sivil toplum örgütlerinden ve derneklerden beklemenin doğru olmadığını, devletin çalışmaları sivil toplum ve MHD ile birlikte yürütmesi gerektiğini de belirtti.

"Bir an önce gündemimize alınmalı"

Derya, mülteci haklarıyla ilgili yasal düzenlemenin aciliyeti üzerinde de durarak, şöyle konuştu: "Sonuçta mülteci dediğimiz insanlar, ülkelerindeki olağanüstü koşullar nedeniyle o ülkeden can havliyle kaçmak zorunda olan insanlar. O insanlara kaçak ya da kıymetsiz insan muamelesi yapılması doğru değil. Dolayısıyla bir an önce bu yasal mevuzatın gündemimize alınması gerektiği düşüncesindeyim. Cumartesi akşamı yaşananlar, bir taraftan devletin alabileceği önlemler açısından önemliydi. Gerek sağlık gerekse barınma hizmetleriyle ilgili olağanüstü önlemler alınmasını önemli buluyorum. Ancak, gelişmeleri takip ederken, işte tam da burada, barınma sağlayamadığımız için ve insanlar tekrardan Türkiye'ye gönderilmek zorunda kaldığı için de o yasal ve kurumsal düzenlemenin ivediliğinin ihtiyacını hissettim.

"Bunun bir insanlık dramı olduğunu bilmemiz lazım"

Kıbrıs'ta da insanların geçmişinde aynı insanlık dramının yaşandığının altını çizen ve mültecilere insan hakları bağlamında yaklaşılmasının önemi üzerinde duran Derya, "Zaman zaman bu tür olaylar olurken, medyada bir melodram gibi yer alıyor. İnsanlar o acı hikayesine bakarak üzülüyor, acıyor, ama yapılması gereken şey acıma duygusuyla yukardan bakan bir gözle izlemek değil. Bilakis, bunun bir insanlık dramı olduğunu, geçmişinde savaş olan bir ülke olarak da aslında bizim tarihimizde bu insanlık dramını yaşamış olduğumuz ve bir gün olabileceğini bilmemiz lazım. Yani bu insanlar ülkelerinde savaş ve çatışma olmasaydı, sizin, benim gibi bir evi olan, belli bir geliri olan, yiyecek yemeği olan insanlardı. O yüzden burada kişilere etnik kökenine ya da şu anda bulunduğu konumua göre değil, temelde bir insan olarak bakarak davranmak gerektiğini düşünüyorum" dedi.

"Mülteci Hakları insan hakları çerçevesinde ele alınacak bir konudur ve evet bunlar acil meselelerdir"

Derya, ülkemizde bir yasal düzenlemeye gidilmesi durumunda, mülteci konumundaki insanlara barınma hakkı sağlanması zorunluluğu olacağının anımsatılması ve söz konusu yasal düzenlemenin ekonomik sıkıntılar gerekçe gösterilerek, ertelenmesi olasılığının sorulması üzerine ise, şöyle konuştu: "Ekonomik sıkıntıların olduğu bir gerçek. Ekonomik sıkıntılardan dolayı sosyal politikalar konusunda belli adımların geç atıldığı da bir gerçek ama en azından bu sosyal politikaları mümkün olduğunca nasıl yürürlüğe koyarız diye bir niyet var. Dolayısıyla ben orada niyeti önmeli buluyorum.

Bunun belki hemen yapılması bu ekonomik nedenler dolayısıyla çok mümkün olmayabilir fakat niyet olduğu müddetçe ve bunu gündemde tuttuğunuz müddetçe imkanları zorlayarak ve gerekli imkanlar yoksa onları yaratarak, yürürlüğe koymak önemlidir diye düşünüyorum. Böyle bir niyet var, en azından sosyal politikalarla ilgilenen milletvekillerinde ben bunu görüyorum. Diğer sorunlardan daha az önemli olduğunu düşünmüyorum, o yüzden sorunlar arasında hiyerarşi kuran o anlayışı da doğru bulmuyorum. Yani ne zaman insan haklarıyla ilgili bir adım atacak olsanız, 'şimdi bunun sırası mıydı?', 'başka bir önceliğimiz yok muydu?' diye bir takım tepkiler de geliyor toplumdan. Ben bunu doğru bulmuyorum. Yani Ceza Yasası'nı değiştirirken de böyle bir tepkiyle karşılaşmıştık, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi oybirliğiyle geçerken de 'bu acil miydi?' deniliyor. Evet acildir. İnsan hakları ertelenebilir şeyler değildir. Mülteci Hakları da insan hakları çerçevesinde ele alınacak bir konudur ve evet bunlar acil meselelerdir. O yüzden bir sorunu çözmek demek, öbür sorunu ötelemek manasına gelmiyor. Hangi adımları ivedi şekilde atabiliyorsak onları atmakla mükellefiz."artık yasayla yasaklandığına ve şuandaki binin üzerindeki geçici memurun işine de son verilemeyeceğine göre bunlara iş güvencesi sağlanması gerekmektedir.

Bu amaçla sendikamızca hazırlanarak Meclis İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesine sunulan Yasa Tasarısı geçtiğimiz hafta bu komitede görüşülmüştü...

Komitede görüşülmesine devam edilecek olan ve geçici memurlara yalnızca iş güvencesi ve bazı sosyal haklar sağlamayı amaçlayan, hiçbir mali mükellefiyet getirmeyen bu tasarının Meclis Genel Kurulunda da geçmesi için siyasi partilerden destek istenecektir.

Bu bağlamda sendikamız ve Geçici Memur Komitemizden oluşan bir heyet, bugün saat 11.00'da UBP Genel Merkezinde UBP ile, 27 Kasım 2014 Perşembe günü saat 10.30'da CTP-BG Genel Merkezinde CTP-BG ile, ve 28 Kasım 2014 Cuma günü saat 10.00'da TDP Genel Merkezinde TDP ile görüşmeler yapacaktır.

İşlerine son verilmesi de bir torba kadro ile kadrolanmaları da mümkün olmayan binin üzerindeki Geçici Memurların iş güvencelerini hükümetlerin iki dudakları arasından kurtarmak ve artık geçici istihdamı kapısını açmamak tüm siyasi partilerin sorumluluğudur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.