İÇ HABERLER
okuma süresi: 14 dak.

Bahçeci: "Kıbrıs, nükleer atıkların geçiş noktası olacak"

Bahçeci: "Kıbrıs, nükleer atıkların geçiş noktası olacak"

Mersin Akkuyu'da kurulması planlanan nükleer santralin, Mersin'e kıyasla Kıbrıs'a daha yakın olduğu dolayısıyla da felaket durumunda bu sürecin dışında tutulan Kıbrıs'ın, Mersin'den daha fazla etkileneceği öğrenilirken Kıbrıs Postası'na konuşan bazı çevreci örgütler ile Tabipler Birliği Akkuyu'ya ilişkin endişelerini dile getirdi…

Yayın Tarihi: 06/12/14 10:55
okuma süresi: 14 dak.
Bahçeci: "Kıbrıs, nükleer atıkların geçiş noktası olacak"
A- A A+
  • Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Bektaş: "En ufak bir kaza olması durumunda Kıbrıs muhakkak etkilenecek. Dolayısıyla bizim burada hiçbir şekilde söz hakkımızın olmaması bize göre büyük bir hatadır"

  • Yeşil Barış Hareketi Başkanı Sahir: "Mersin, Akkuyu'ya bizden daha uzak! Santralde olası kaza durumunda etkileri Kıbrıs'a daha erken ulaşacak. Ayrıca sürekli olarak bu hatta nükleer madde taşınacak"

  • Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Dr. Besim: "Radyasyonun yayılması insan sağlığını etkileyecek ve ülkemizdeki cilt hastalıkları yanında kanser vakaları da artacaktır"

  • Greenpeace Akdeniz İklim-Enerji Kampanyası Sorumlusu Bahçeci: "Nükleer atıkların deniz yoluyla Rusya'ya ulaştırılacağını düşünüyoruz. Kıbrıs da atıkların geçiş noktasında"

  • TC Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Bozoğlu: "Olası kaza tüm kuzey sahillerini etkileyecek. KKTC'ye su temin projesinde kullanılacak Anamur barajı da orada! Yetkililer bu konuda bir çalışma yapmadı"

Kıbrıs Postası - Hasan Yıkıcı

Mersin Akkuyu'da kurulması planlanan nükleer santralin, Mersin'e kıyasla Kıbrıs'a daha yakın olduğu dolayısıyla da felaket durumunda bu sürecin dışında tutulan Kıbrıs'ın, Mersin'den daha fazla etkileneceği öğrenilirken çevreci örgütler Kıbrıs'a ilişkin endişelerini dile getirdi…

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Nilden Bektaş: "300 kmlik bir alanı etkileyecek!"

Kıbrıs ile Mersin arasının 90 km civarında olmasına dikkat çeken Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Nilden Bektaş yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali'nde olası bir kazanın 300 km genişliğindeki bir alanı felakete sürükleyeceğini ifade etti.

Nükleer santrallerin uranyumun çok olması ve ucuz bir enerji olması bakımından avantajlı gibi gözüktüğünü kaydeden Bektaş, işletme ve atıkların yönetimi söz konusu olduğunda çok daha masraflı bir süreç ortaya çıktığını söyledi.

Nükleer santrallerin çok büyük risk oluşturduğunu kaydeden Bektaş, olası bir kazadan Kıbrıs'ın tartışmasız ciddi bir şekilde etkileneceğini kaydetti.

Bektaş şu ifadeleri kullandı: "Türkiye Çevre Mühendisler Odası ile yaptığımız temaslarda Akkuyu Nükleer Santrali'nde meydana gelebilecek bir kazanın 300 kmlik bir alanı etkileyeceği ortaya çıktı. Yani en ufak bir kaza olması durumunda Kıbrıs muhakkak etkilenecek. Dolayısıyla bizim burada hiçbir şekilde söz hakkımın olmaması bize göre büyük bir hatadır."

"Yakın olmamıza rağmen görüş alınmadı"

ÇED sürecinin tamamlandığını ve bu süreçte halkın katılımının söz konusu olduğunu söyleyen Bektaş, "Burada bölge insanından görüş alınır. Ama yakın olmamız ve etkileneceğimize rağmen bizimle ilgili hiçbir görüş alınmadı. AB mevzuatı yönünde büyük adımlar atan Türkiye'nin AB'nin 'sınır ötesi etki prensibi mevzuatını' da uyumlaştırarak bu kadar yakın bir ülkenin nasıl etkileneceğini değerlendirmesi lazımdı" dedi.

"Yapılması planlanan santral günde 480 megawatt olacak"

Bektaş, nükleer atıklarla ilgili bilgi vererek, Akkuyu'ya kurulacak olan nükleer santralin atıklarının nasıl yönetileceğinin ise bir muamma olduğunu kaydederek, esas amacı kar etmek olan şirketlerin maliyeti dolayısıyla atık yönetimini yapmadığı ve gerektiği gibi özen göstermediğine dikkat çekti.

Bektaş şunlara dikkat çekti: "Bu atıklar radyoaktif atıklardır. Ortalama gücü 1000 MW olan bir santralin yaklaşık 27 ton yüksek düzeyli, 250 ton orta düzeyli ve 450 ton düşük düzeyli atığı vardır. Yapılması planlanan santral çok yüksek ve günde 480 megawatt olacak.

Dünya'da bu nükleer santraller kapatılıyor. Bunun en büyük nedeni de bu atıkların çok yüksek maliyetlerde yönetilmesidir. Çok yüksek miktarda paralar yatırılması gerekmekte ve yatırımcılar da bundan kaçınıyor. 1000 ton atığın tamamen bertaraf edilmesi için 500-600 bin dolar arası para harcanması gerekiyor. Atıkların yönetilmesi çok pahalıdır; demek ki siz kar etmek için atıkları yönetmeyeceksiniz."

Yönetebilecek mi?

Türkiye'nin sanayi katı ve sıvı atıklarını yönetemediğini vurgulayan Bektaş, radyoaktif atıkların yönetiminin ayrı bir sorun yaratacağını düşündüklerini kaydetti.

Çevrenin ve doğanın bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini kaydeden Bektaş, "Biz Türkiye'nin de kirlenmesini istemiyoruz. Yenilenebilir enerji kaynakları gün geçtikçe artıyor.

Geri dönüşüm, bio enerji, jeo-termal, güneş, rüzgâr, dalga enerjisi gibi birçok alternatif enerji kaynağı var. Bunlar için bir çalışma yürütülmemesi ve nükleere tercih edilmesi çok kötü" dedi.

Bektaş oda olarak önümüzdeki süreçte Türkiye'den farklı görüşlerden yetkili kişilerin katılacağı bir konferans yapmak planlarının da olduğunu kaydetti.

Bektaş da Kıbrıs'ta kamuoyu yaratılması gerekliliğine dikkat çekti.

Yeşil Barış Hareketi Başkanı Doğan Sahir: "Mersin daha uzak!"

Türkiye'nin güney kıyısında, Mersin'e bağlı Akkuyu bölgesinde kurulacak olan nükleer santralin Kıbrıs'a, Mersin'den daha yakın olduğuna dikkat çeken Yeşil Barış Hareketi Başkanı Doğan Sahir olası bir kaza durumunda etkilerinin Kıbrıs'a daha erken ulaşacağını kaydetti. Sahir şunları söyledi: "Mersin'e ulaşana kadar arada dağ, tepe var bizde ise doğrudan bir engel yok. En küçük bir ısıma bize hemen ulaşır. İlk etkilenecek olan biziz. Kaza olsun veya olmasın, filtre olmadan çıkan ve radyoaktif etkisi olan partiküller hava akımlarıyla bizi de etkileyebilecek" dedi.

Yağmur yağdığı zaman havaya yayılan partiküllerin yere çekileceğini belirten Sahir, Bunlar toprağa, suya, gıdaya karışacak. Tarımı, insan sağlığını etkileyecek. Bizim üzerimize yağacak ve uzun vadede birikecek" dedi.

Can suyu değil, ölüm suyu olacak

Bir nükleer kaza anında hiç hesaplanamayacak ciddi bir felaketin gerçekleşebileceğini kaydeden Sahir, Türkiye'den gelecek olan suyun da nükleer santralden etkileneceğini söyledi. Nükleer santralden çıkacak olan partiküllerin hava akımları ile Kıbrıs'a gelecek olan suyun birikeceği Anamur barajına da ulaşabileceğini söyleyen Sahir, "Bu partiküller o baraja da yağacak. Barış ve can suyu dedikleri ölüm suyu olacak" şeklinde konuştu.

Denizlerdeki eko-sistem dönüşecek!

Herhangi bir kaza olmasa bile gerek atıklar gerekse de ısınma ile deniz eko-sisteminin olumsuz etkileneceğini söyleyen Sahir, Akdeniz'in genelinin de nükleer madde taşımacılığından muzdarip olacağını kaydetti. Sahir, "Sürekli olarak bu hatta nükleer madde taşınacak. Yakıt gelecek! Bunlar deniz yoluyla gelecek. Her gün kazalar duyuyoruz. Böyle bir kaza anında biz de etkileneceğiz. Çünkü kıyılarımız çok geniş" dedi.

Atıkların ne olacağı belli değil

Dünya'daki bütün nükleer santrallerinde olduğu gibi burada da atıkların ne olacağının belli olmadığını kaydeden Sahir konuyla ilgili şunları söyledi: "Atıkların nasıl bertaraf edileceğine dair kesinlik yok. Çözüm yok. İşin en büyük maliyetli kısmı bu iken bunu maliyet kısmına katmıyorlar bile. Çünkü çözüm yok!"

ABD'de 1970'lerden beri yapılmıyor!

Nükleer santrallerin dünyada artık terk edildiğini kaydeden Sahir, "Ama başucumuzda yapılıyor. ABD'de 70'lerden sonra bir daha nükleer santral kurmadılar. Türkiye onlardan daha mı ileri teknolojiye sahip de bu kadar özgüvenli olabiliyor!" dedi.

Turizmi de vuracak!

Doğan Sahir, söz konusu gelişmenin ülke turizmini de olumsuz etkileyeceğini kaydederek, "Turizm ülkesiyiz. Turistler temiz ve risk altında olmayan ülkeleri ziyaret eder. Bizim turizmimiz ve turizm ekonomimizi de etkileyecek bu santral. Santralin gölgesinde yaşayacağız. Uluslararası turizm tercih listelerinin altına düşeceğiz" dedi.

KTTB Başkanı Filiz Besim: "Huzursuz ve tedirginiz!"

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Dr. Filiz Besim Kıbrıs Postası'na yaptığı açıklamada Mersin-Akkuyu'ya yapılacak olan nükleer santralin kendilerini huzursuz ettiğini ve endişelendiğini kaydetti. Besim, yaşanacak olumsuz bir durumda Kıbrıs da etki altında olacak" ifadelerini kullanarak şunları söyledi: "Radyasyonun yayılması insan sağlına çok ciddi zararları vardır. Kanser vakalarını etkileyecek ve arttıracaktır, cilt hastalıklarını da tetikleyecektir" dedi.

İleriki günlerde bu konuyu yoğunluklu olarak gündemlerine alacaklarını kaydeden Besim, "bu durum çok da irademiz içerisinde değildir, tedirginiz" dedi. Tabipler Birliği olacak her zaman alternatif enerjiyi gündeme getirdiklerini kaydeden Besim, "doktorlar olarak nükleer enerjiye karşıyız. Dünya nükleerden vazgeçiyor ve alternatif enerjilere yöneliyor" ifadelerini kullandı.

En yakın Kıbrıs!

Dün gazetemizde görüşlerine yer verdiğimiz Türkiye Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, nükleer santralin yakınlarındaki Anamur su barajının etkilenip etkilenmeyeceği ile ilgili herhangi bir çalışma yapılamadığın ve bunun da kaygı verici olduğunu kaydetti. Akkuyu'da kurulacak olan nükleer santral Kıbrıs'a sadece 90 km uzaklıkta. Öte yandan Santralin kurulacağı yer Mersin'e 133 km, İstanbul'a 664 km, Antalya'ya 250 km, Ankara'ya 424 km uzaklıkta. S Borularla suyun geleceği barajın olduğu Anamur'a ise sadece 48 km uzaklıkta. Nükleer santralin Kıbrıs'a gelecek olan suyu da etkileneceği ve kimyasını bozacağından şüpheleniyor. Akkuyu'daki nükleer santralin, Anamur'dan Kıbrıs'a KKTC Su Temin Projesi ile gelecek olab su ve bu kapsamda kullanılacak olan bölgedeki su barajına etkisinin sorulması üzerine ise Türkiye Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu olası bir kazada güney sahillerinin tamamı etkilenecek ve baraj da orada. Suyu da etkileyebilir. Bu konuda yetkililer her hangi bir çalışma yapmadılar. Bu bizi endişelendiriyor" dedi.

Atıklar büyük sıkıntı!

Atık yönetiminin en büyük sıkıntı olduğunu vurgulayan Bozoğlu, "Dünya'da bunları bertaraf edebilecek bir teknoloji yok. Radyoaktif atıkları yok edemiyorsunuz" dedi. Atıkların Türkiye'de kalmayacağını ve Rusya'ya götürüleceğini kaydeden Bozoğlu, "Rusya'ya ya kara yolları ile taşıyacaklar ya da deniz yoluyla. Fakat deniz yolu daha pratik görülmekte. Bu durumda da Akdeniz'in etkilenme ihtimali var. Radyoaktif atıkların ve bunun taşınmasının denizleri etkileme olasılığı çok yüksek! Riskli bir bölge" dedi.

Kaza olmasa bile deniz ekosistemi zarar görecek

Nükleer santralin soğutma suyu için denizden su çekileceğini ve hiçbir kaza meydana gelmese bile deniz suyunda değişiklikler yaratabileceğini kaydeden Bozoğlu, Deniz kullanılacak ve bunu yaparken de çok yoğun bir şekilde deniz suyu çekilecek. Denizlerde ekosistemin bozulma ihtimali çok yüksek" dedi. Bozoğlu olası bir patlama, savaş veya saldırı durumunun ise bölgeyi felakete sürükleyeceğini kaydederek, "hem atıkların hem de radyoaktivitenin her zaman büyük riski var" dedi.

Nükleer enerjiye gerek yok!

Türkiye'nin sağlıklı bir enerji politikası olmadığını kaydeden Bozoğlu, Sinop ve Trakya'ya da santral yapılması düşünüldüğünü kaydederek şunları ifade etti: "Ortada plansız enerji politikası var. Dar alanda birçok projeyi yan yan yapan bir yaklaşım başlı başına bir problemdir. Enerji verimini geliştirmeden enerji politikası uygulamak bizi hatalara sürükleyecek." Türkiye'nin çok değerli rüzgâr ve güneş enerji potansiyeline sahip olduğunu kaydeden Bozoğlu, öncelikli olarak enerji verimliliğini ardından ise kayıp kaçaklar sorununu çözüp yenilenebilir enerji kullanımına yoğunlaşılması gerekliliğini kaydederek şunları söyledi: "bunların tamamının kullanınca eğer enerji ihtiyacı varsa o zaman nükleer de konuşulur. Ama zaten bu üç aşamayı yapıktan sonra sorunumuzun kalmayacağı rakamlarla ortada."

Rus üssü kurulacak!

Nükleer santrali Rusya'nın yöneteceğini kaydeden Bozoğlu, aynı zamanda bölgeye 10 bin kişilik de bir yerleşke yapılacağını ve o yerleşkenin de Rusya'nın elinde olacağını kaydetti. Bozoğlu: "O bölge aynı zamanda Rus üssü olacak. Nasıl ki İncirlik üssü Amerika üssü, Akkuyu da Rusya'nın nükleer üssü olacak" dedi.

Kıbrıs atıkların geçiş noktası olacak!

Öte yandan Kıbrıs Postası'na konuşan Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Devin Bahçeci ise nükleer atıkların deniz yoluyla Rusya'ya ulaştırılacağı ve orada yönetileceğinin düşünüldüğünü ifade ederek Kıbrıs'ın da atıkların geçiş noktası üzerinde olacağını söyledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.