Göksel Saydam: "Larnaka tapuları ne oldu?"

Aynı zamanda Cumhuriyet Dönemi 1961-62 yılları arasında Larnaka Tapu Dairesi'nde görev yapmış olan Larnakalılar Derneği Başkanı Saydam, Rum Hükümetine çağrıda bulunarak, Kıbrıslı Türkleri mülkiyet sorunu içinde de ilgilendiren Larnaka tapularının akıbetinin şeffaflıkla açıklanması gerektiğini aksi halde böylesi bir skandalın uluslararası bir boyut kazanacağını söyledi.

Saydam, özellikle AB üyesi olan bir ülkede böylesi bir dairede arşivlerin hem yangın, deprem, su baskını gibi doğal afetlere karşı daire içinde; hem de terörizm saldırılarına karşı daire dışında dijital olarak yedeklenmesi gerektiğini belirterek İskele ve Tuzla'yı da içine alan ve kaza ve köyleri de kapsayan Larnakalılar olarak endişe içinde olduklarını ifade etti.

Larnaka'da Güney Kıbrıs'ın Türk mallarını okul ve yol diyerek kamulaştırma yoluyla zaten şâibeli işler yaptığının altını çizen Saydam, dijitalleştirme adı altında da bazı oranlarla oynandığını bildiklerini söyleyerek "bir de üzerine bu su baskının çıktı. Acaba bu, mazereti hazır özel bir operasyon mu?" diye de sordu.

Öte yandan ıslanan bazı tapu evrâkının daireden taşınarak fazla zarar görmemesi için özel bir şirketin soğutma deposuna götürüldüğü de gelen bilgiler arasında.

Güney Kıbrıs Larnaka Tapu Dairesi'nin geçtiğimiz Cumartesi günü sular altında dijital yedekleri ve bilgisayarlarının bağlı olduğu sunucularla birlikte sular altında kalması Kuzeyde endişeyle izleniyor.

Kıbrıs Postası'nın fotoğraflayarak kamuoyuna duyurduğu "Larnaka Tapuları Su Altında" başlıklı manşetimiz, özellikle vakıf mallarının en çok bulunduğu ve en değerli Türk mallarının olduğu Larnakalıları endişelendirirken Larnakalılar Derneği Başkanı Göksel Saydam Rum Hükümetine "tapuların akıbetini" sordu…

"Büyük bir skandal! Rum hükümeti şeffaflıkla açıklasın"

Aynı zamanda Cumhuriyet dönemi 1961-62 yılları arasında Larnaka Tapu Dairesi'nde görev yapmış olan Larnakalılar Derneği Başkanı Göksel Saydam, Rum Hükümetine çağrıda bulunarak, Kıbrıslı Türkleri mülkiyet sorunu içinde de ilgilendiren Larnaka tapularının akıbetinin şeffaflıkla açıklanması gerektiğini aksi halde böylesi bir skandalın uluslararası bir boyut kazanacağını söyledi.

Terörizme karşı bile dış yedekleme olması gerekir

Saydam, özellikle AB üyesi olan bir ülkede böylesi bir dairede arşivlerin hem yangın, deprem, su baskını gibi doğal afetlere karşı daire içinde; hem de terörizm saldırılarına karşı daire dışında dijital olarak yedeklenmesi gerektiğini belirterek İskele ve Tuzla'yı da içine alan ve kaza ve köyleri de kapsayan Larnakalılar olarak endişe içinde olduklarını ifade etti.

Saydam, "Şaşarım… Bir tapu dairesi, dünyanın her yerinde bombalansa bile yıkılmaz. 74'e kadar İngiliz koloni döneminden kalma eski binasında bile üst düzey güvenlik vardı. Çelik bir kapı vardı… "

"Neden bir bankanın başına böyle bir şey gelmiyor…"

"Neden böyle bir su baskını bir bankanın başına gelmedi. Çünkü böylesi değerli evrakın olduğu binaların bir standardı vardır. Hem iç (strong room) hem dış tedbiri vardır. Su, devlet kaydını nasıl basabilir… Öyle ki sadece bina içinde doğal afete karşı değil, bina dışında terörizme karşı yedeklemede vardır. Olması gerekir. Bir AB üyesi ülkede böyle bir şey nasıl olabilir. Bu kadar tedbirsizlik olmaz" şeklinde konuştu.

"Zaten yol, okul denerek kamulaştırma yapılıyor.."

Saydam sözlerine şöyle devam etti; "Biz bunu gazetenizden duyduğumuzda İskele ve Tuzla'yı da kapsayan ve kaza ve köyleriyle büyük Larnakalılar adına endişelendik ve hızla şeffaf resmi bir açıklama bekliyoruz.

40 yıl önce terk ettiğimiz bir yerde günü birinde malları nasıl ispat edeceğiz. Söz konusu gelişmen Rumları da ilgilendirir ancak onların elinde güncel emlak evrakı vardır.

Öte yandan bilindiği gibi Larnaka'da kamulaştırma şaibeler içeriyor… Yol, Okul denerek Türk malları üzerinde yapılan oynama iddiaları ciddidir. Biliniyor… Ayrıca AB ile birlikte dijital arşive geçilmesiyle değer/ölçü değişimi çalışmaları içinde de bazı kırpmalar yapılıyor. Bir de üzerine tapu arşivi suya gömülüyor.

Böylesi bir fiziksel arşiv nasıl olur da zarar görür! Bu, Kıbrıs Sorunu içinde önümüzde duran bir mülkiyet meselesi varken uluslararası bir skandaldır.

Akla şu soru da geliyor: 'acaba su baskını mazereti ile yeni zarar gören fiziksel arşiv heba olacak da yeni bir oyun mu oynanacak?' Doğrusu bu da düşünülmesi gereken bir şeydir…"

"Tapu evrakı su soğutma deposuna taşındı"

Öte yandan ıslanan tapu evrâkının daireden taşınarak fazla zarar görmemesi için özel bir şirketin soğutma deposuna götürüldüğü öğrenilirken; Kıbrıs Postası önceki günkü yayınında Larnaka Tapu Dairesi arşivinin, geçtiğimiz Cumartesi günü yaşanan su baskınında fiziksel arşivi yanında bilgisayarlarının bağlı olduğu sunucuların "yedekleriyle birlikte" sular altında kaldığını manşetine taşımıştı.

Kıbrıs Postası'nın manşet haberi şöyle idi; "Larnaka'da malları olan ve dolaylı olarak Kıbrıs Sorunu açısından Kıbrıslı Türkleri de ilgilendiren Güney Kıbrıs Larnaka Tapu Dairesi arşivinin, geçtiğimiz Cumartesi günü yaşanan su baskınında fiziksel arşivi yanında bilgisayarlarının bağlı olduğu sunucuların "yedekleriyle birlikte" sular altında kaldığı öğrenildi.

Kıbrıs Postası'nın görüntülediği Larnaka Tapu Dairesi arşivi, bodrum katı bir metreyi aşan su baskını nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalırken gelişmenin Kıbrıs Rum makamlarınca "gizlendiği" öğrenildi.

Tapu Dairesi işlemlerinde aksama yaşanırken mevcut işlemler için dairenin yanındaki binaya ait ofislerin kullanıldığı, su altında kalan fiziksel dosya-arşivlerinin ise son derece ilkel yollarla kurutulmaya çalışıldığı görüldü.

Vahim gelişme, Kıbrıslı Rumları ilgilendirdiği gibi Larnaka'da mülkleri olan Kıbrıslı Türkleri de ilgilendiriyor…"