Onurer: "Halka gerçekleri anlatmak ve "artık yeter" demelerini sağlamak için adayım"

Onurer devamla "Adaylardan biri olan Eroğlu her kademede bulunduğunu ve yapmadığı tek şeyin anlaşma sağlamak olduğunu söyleyerek politika dışı bir sürü olguyu öne çıkarır.

Diğer bir aday sayın Siber ise kadın olma özelliğini öne çıkarır, politikadan bahsetmez.

Sayın Özersay ise yeni yüz olduğu iddiasıyla var olan politikaların dışında olduğunu iddia eder, ancak resmi olarak bir partiye üye olmaması da politikada taraf olmadığını göstermez. Örgütlülüğü değil, örgütsüzlüğü aşılamak için uğraş veriyor. Denktaş'tan başlayarak uzun bir dönem Kıbrıs sorunu konusunda masada bulundu. Taraf olmadığını nasıl iddia edebilir?" dedi.

Akıncı ile politikalarının benzeştiği iddiasına ise: "Ben oy alma kaygısı taşımadan gerçekleri tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyorum; bu ülkede yaşayan insanların özgür olmadığını kendi ülkelerini yönetmediğini söylüyorum. Bu gerçeği ortaya koymadan, politikalarımızın benzeşmesi ve bu ülke insanının kurtuluşa doğru adım atması mümkün değildir. İkinci fark ise, Türkiye ile ilişkilerin nasıl yürütüleceği noktasındadır. Çünkü Türkiye diğer dış devletler gibi Kıbrıs'la ilişkilidir. Bu politikayı ortaya koymak gerek. Benim için kriter, bu ülke insanının karar verici mekanizmalarıdır. Eğer bunun dışına eklemeler yaparsanız, anayasanıza farklı maddeler koymaya başlarsanız, siz gene halkı kandırmaya, egemen olmadığı halde egemen gibi göstermeye çalışıyorsunuz demektir. Eğer Türkiye yönetimi ile "oturacağız ve uzlaşacağız" derseniz sömürgecinin yararlarını gözeteceğiniz ortaya çıkar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs ilişkilerinde sömürgeci konumundadır. Halk da sömürgecinin boyunduruğundadır. Sayın Akıncı da TC devleti ile Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını gözetecek şekilde bir ilişkiden bahsetmektedir. Sömürgecinin haklarından bahsediyor. Halbuki öne çıkarmamız gereken bu ülke halkının haklarıdır. Ne pahasına olursa olsun bunlar savunulmalıdır. Dış devletlerin, isterse anavatan olsun hakları bizim savunabileceğimiz şeyler değildir. Bizim birinci kriterimiz bu ülke insanlarının hakları, egemenliği ve özgürlük için verdiği mücadele olmalıdır. Bu yüzden sayın Akıncı ile farklı olduğumuzu, özellikle sayın Akıncı'nın seçmenine, demokrat yurtsever insanlara dönük olarak söylüyorum. Bu farkın olmadığı imajı, Onurer'in Akıncı'yı desteklediği imajı bilinçli şekilde çizilmeye çalışılıyor özellikle sosyal medyada." diyerek açıklık getirdi.

"Ne yapmalı" konusunda ise Onurer "karar verici güç bu ülke halkı olmalıdır. Halkların düşünceleri, yaşadıkları pratikle şekillenir. Biz, işte bunun için yola çıktık. Bu pratiği yaşarken bazı gerçekleri, halkın önüne sermek, anlatmak, kararı onların vermesi gerektiğini onlara izah etmektir görevimizdir." dedi. Halkın politika ile olan ilgisini seçim sonrasında da devam ettirmesini sorgulamayı, sürdürmesini isteyen Onurer oy alabilmek için popülist politikalar üretenlerin sorgulanması gerektiğini açıkladı.

KSP adayı Onurer, Talat'ın da Türkiye ile ilişkiler politikasını Türkiye'ye icazet politikası üstüne kurduğunu bu yüzden BMBP'nun sıfırlandırıldığını, halkın mücadeleden uzaklaştırıldığını anlattı.

Ne Kuzey'de, ne Güney'de yaşayan halkın, özgür olmadığını, her ikisinin de egemen olmadığını, onlar adına birilerinin egemenliği çalıp, ellerinden alıp, aleyhlerine kullandığına vurgu yaptı.

Kuzey egemenleri TC'nin, güneydekiler de AB'nin işbirlikçileridir

Politikada niyetten önce politikaların önemli olduğuna değinen Onurer "niyetiniz iyi olsa da ortaya koyduğunuz politika sizi çok yanlış ve zararlı yerlere götürebilir" diyerek "Ben, en az Türkiye egemenlerini, ve ona işbirliği yapan Kıbrıs Türk politikacıları reddettiğim kadar, Güney'de Kıbrıs Rum halkını esir alan, Troyka'nın pençesine atan, parlamentoda var olan bütün partileri, AB politikalarının Kıbrıs'taki acentaları olarak görüyorum" açıklamasında bulundu. Kıbrıs Rum halkınının kuzeyde yaşayan Kıbrıs Türk halkı gibi Kıbrıs halkının parçası olduğunu ve Kıbrıs halkını temsil ettiğini iddia edenlerin, bu ülke yararına değil, kendi kasa ve patronlarının ilişki içinde bulundukları büyük tekellerin ve devletlerin çıkarları için bu ülkede politika yaptıklarının altını çizdi.

KSP Adayı Onurer, "bu adayların tümünün sistemin korunmasına yönelik politikaları olduğunu, hiçbirinin bu halkı esenliğe, egemen konuma, özgür bir ülkede yaşatmaya dönük politikaları olduğunu düşünmediğimizden dolayı destek vermiyoruz" diyerek "Biz buradaki siyasetçilerden ve siyasetten umudumuzu kestik, ey Erdoğan imdadımıza yetiş, buradaki siyaset kurumunu eline al" dercesinde bir tavır sergilendiğini belirtti.

Yapılan anketlere de dikkat çeken KSP adayı Onurer bilinçli olarak "siyaset kurumu rezildir" erozyonu yaratılıyor. Bunun da Kıbrıs'ın kuzeyindeki amacının kolonileştirme politikasının ete kemiğe büründürülmesiyle ilgili olduğuna dikkat çekti. Onurer, halkın yaşamının bu gidişatla düzelemeyeceği, halkın kendi kendini yönetemeyeceği, Kıbrıs halkının gelecek olan suyu bile idare edemeyeceği tablosu çiziliyor. Kendini idare edemeyen toplumun, idare edecek birilerine ihtiyacı vardır demeye getiriyorlar. Bunu öne çıkarıp, Türkiye'nin B planı olarak, bu coğrafyayı, bir adım daha ileriye atıp, tamamıyla TC'ye bağlama yönüne çekmeye çalışıyorlar." dedi.