Harmancı yerel yönetimlerin sorunlarını Kıbrıs Postası'na yazdı

"Bazı günler özel olur ya, dün de benim için 'özel' günlerden biriydi. Eskiden beri tanıdığım, bir kısmı ile dönem dönem ortak mücadele ettiğim arkadaşlarla beraber, Kıbrıs Postası'nın onore edici görevini üstlendim.

Ülke sorunlarına hergün artan bir heyecanla sahip çıkan, kimi zaman üzüntülerini, kimi zaman heyacanlarını bu sayfalara yansıtan bu genç ekip, kısa zamanda Kıbrıs Türk basınında ciddi bir yer edinmeyi başarmış durumdadır.

Kıbrıs Postası'nın bulunduğu binaya, Lefkoşa Türk Belediyesi'ni (LTB) bugünkü yayının dışında tutmaya kararlı gitmiştim, arkadaşların da gündemlerinin farklı olması beni sevindirdi.

Ülke gündeminin ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimleri olmasından dolayı, bu konuda da tarafımın netliği gazeteye yansımaması için, bu yazıda ana gündem Cumhurbaşkanlığı seçimleri de olmayacak .Ancak, seçimlerdeki tarafıma yönelik değil, yürütülen kampanya süreçlerine ilişkin naçizane görüşlerimi paylaşma ihtiyacı hissediyorum.

İlkesel siyaset ve vizyonların toplumla paylaşılması yerine, rakip adayları karalama üzerine kurulu sisyasi kampanyaların yürümediğini göremeyen bir çok parti yetkilisi ve bunları doğruymuş gibi kendilerine şiar edinmiş partilileri izlemlemek gerçekten üzücü. Özellikle karşısındaki bireylerin geçmişine ilişkin iftira düzeyinde yayınlar yapmak ve bunları "şok şok şok / flaş flaş flaş" mantıklı magazin haberciliği formatına dönüştürme; kanımca, söyleyenleri ve yazanları çoğu zaman 'gülünç' duruma sokuyor. Sanırsınız ki, bu tarih uzmanlarının kendileri çok büyük başarılara imza atmışlar!

KKTC siyasi tarihinin neredeyse yarısını parsellemiş iki siyasi grubun, bu gelinen durumda izledikleri siyasi propagandalara en iyi cevap "kel yanında, kabak anılmaz" atasözü ile verilebilir.

Değinmek istediğim bir diğer konu ise, yerel yönetimler ve yerel yöntimlerin içinde bulunduğu zorluklardır. 28 Belediye'nin neredeyse 22'sinde sürdürülebilirlik sorunu var. Ancak şu çok açık bilinmeli ve anlaşılmalıdır ki, sorunlar parça parça çözümlerle ancak ötelenebilir. Köklü, kalıcı ve yapısal çözümün, ilerici ve akılcı kararlarla alınması noktası tartışılmaz bir gerçekliktir. Peki bunun için ne yapılmalı, ya da neler yapmalıyız? Öncelikli olarak yerel demokrasiyi güçlendirerek, belediyelerin sayısını azaltmalı, hizmetler birleştirilmeli, çalışanlar da bu sayede daha etkin ve verimli kullanılmalıdır.

Ülkenin ortak değerleri bazı belediyelere değil, tüm belediyelerin geliri olacak şekilde düzenlenmeli ve bu sayede hizmet kalitesini artırılarak, beeldiyelerin özerkleşmesi yolunda ciddi mesafe kat edilmelidir. Ancak bunu bir tek katkı paylarını (şimdi önerilen gibi kesirli artışlar) artırarak yapamayız, sorunların çözümüne yönelik bu anlayış tamamen değişmeli ve yeni bir sistem inşa etmeliyiz.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile ilgili daha kararlı adımlar atılmak isteniyorsa, toplu taşımacılık gibi çağdaş uygulamalar hizmete konulmak isteniyorsa, belediyelerin sağlık ve eğitim gibi konularda müdahil olup, işlevsellik kazanabilmesi isteniyorsa, yerel yönetimlerin 'özerklik' şartları Avrupa veya benzeri çağdaş bölgelerdeki gibi kurgulanmalıdır. Günümüz belediyecilik anlayışının içine tıkılıp, tek boyutlu hizmetler yerine, çok yönlü ve herkesi kucaklayıcı bir sistem inşa etmekte herşeye rağmen kararlıyız ve bu hedefimizden de geri durmayacağız, ancak şu da çok iyi bilinmelidir ki, bu tek başına yerel yönetimlerin başarabileceği birşey değildir, bu konuda birçok adım atılması gerekmektedir. Bunun ilk adımı da, yerel yönetimlere 'Özerklik' tanımak ve bunun altyapısını oluşturmaktır.

Farklı bir deneyim yaşamam adına, bana bu fırsatı tanıyan Kıbrıs Postası ailesine teşekkür ederken, bu kısa dönemde de olsa, onlarda tanık olduğum heyacan, kararlılık ve toplum yararına icraat yapma yönündeki isteğin aynısının, bizlerde de Lefkoşa ve Lefkoşalılara hizmet bağlamında olduğunun bilinmesi isterim.... Gerek yapıcı eleştirileri, gerekse de övgüleri ile Lefkoşa'ya aşk ve tutku ile hizmet etmemizde bize motivasyon sağladıkları için teşekkür ederken, tüm diğer basın yayın organları gibi, ayrılmaz bir parçamız olduklarını belirtmek isterim..."