İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

KTÖS 8 Mart'ta sokakta olacak...

KTÖS 8 Mart'ta sokakta olacak...

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü nedeniyle bildiri yayınladı. Açıklama şöyle:

Yayın Tarihi: 05/03/15 11:21
okuma süresi: 6 dak.
KTÖS 8 Mart'ta sokakta olacak...
A- A A+

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, eşitlik, demokrasi ve adalet mücadelesi veren biz emekçi kadınların mücadelemizi yükselttiğimiz ve bunu daha gür sesle haykırdığımız gündür. Bilindiği gibi 8 Mart 1857 tarihinde Amerika'da tekstil fabrikasında daha iyi şartlar için greve başlayan işçilere polis saldırmış ve çıkan yangın sonucu 129 kişi hayatını kaybetmişti. İçlerinde çoğu kadın olan bu işçileri anmak üzere Clara Zetkin 1910 yılında bu günün "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak anılması önerisini sunmuştu. Bu tarihten sonra 8 Mart kadınlar tarafından eşitlikçi, adaletli ve özgürlükçü bir toplum için seslerini duyurdukları bir gün oldu.

Dünyada kadınlar şiddeti, yoksulluğu, savaşı, sömürüyü, militarizmin ve milliyetçiliğin sert yüzünü en yoğun yaşayanlardır. Bu nedenle dünyanın değişmesi için yaşamın her alanında daha görünür olmayı, yaşanabilir eşit ve adaletli bir dünya düzeni kurmayı hedefliyor ve işte bu nedenle kadınlar olarak yaşamın her alanında görünür olmayı, yaşanabilir, eşit, adaletli bir düzen kurmayı hedefliyoruz.

Ülkemizde kadına karşı şiddetin ve ayrımcılığın her geçen gün arttığını, eşitlikçi politikalardan gittikçe uzaklaşıldığını gözlemliyoruz. Ataerkil düzen muhafazakâr, ayrılıkçı ve dayatma politikalar yardımıyla köklerini derinlere salıyor ve bu toplumumuzda iyileşmesi zor yaralar açıyor.

2008 yılından sonra kamuda göreve başlayan emekçiler sözde Sosyal Güvenlik Yasası ile göreve başlamış, emeklilik yaşları 60'a yükseltilmiş, primler %13'e çıkarılmış, emeklilik ikramiyesi ve kadın emekçilerin yıpranma payı alma hakkı ortadan kaldırılmıştır. Öğretmenlerin doğum izin hakkı güncellenmeyerek, bilinçli olarak 1 ayları çalınmaktadır. Bununla birlikte sözde Sosyal Güvenlik Yasası'na ek olarak 2011 yılında baskı ile yasallaştırılan Göç Yasası ile emekçilerin ekonomik ve sosyal hakları gasp edilerek, kölelik düzeni yaratılmıştır.

2011 sonrası göreve giren herkesin çalıştıkları ortamlarda iş yükümlülüğünün eşit olmasına karşın, maaşlarının eşitlik ilkesinin tersine yoksulluk sınırında olması çalışma barışını tehdit etmektedir. Uzun vadede düşük ücretle çalışma, kadınların çalışma yaşamından ve sosyal ortamdan uzaklaşıp evde kalmalarını, ev işlerini ve bakım hizmetlerini üstlenme riskini doğuracaktır.

Yaşamın her alanında aktif görevlerde yer alan kadınlarımızı ne yazık ki karar alma mekanizmalarında yeterince göremiyoruz. Kadınların sendikalarda, sivil toplum örgütlerinde, siyasi partilerde aktif ve eşit temsil edilebilmeleri için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Özellikle çocuk bakımı yükümlülüğünün kadınlık görevi olduğu algısından uzaklaşılarak, bu yük kadınların omuzlarından kaldırılmalıdır. Bu bağlamda kamusal bir hak olarak ücretsiz ve kadın-erkek ayırımı olmadan ebeveynlerin eşit biçimde yararlanabilecekleri çocuk bakımı hizmetinin sağlanması için devlet tarafından gerekli adımlar atılmalıdır. Ayrıca, yukarıda bahsedilen kurum ve kuruluşlar üyelerine toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri vererek ve örgütlerinde çocuk bakımı odalarını açarak kendi kadın üyelerinin katılımını teşvik etmelidirler.

Kadınlarımız toplumun her alanında erkek şiddetiyle karşı karşıyadır. Bu yaşanılan şiddet karşımıza bazen fiziksel, bazen ekonomik, bazen cinsel şiddet olarak çıkıyor. Günümüzde işyerlerinde, sivil toplum örgütlerinde, siyasi partilerde, sendikalarda, kadınlar cam tavan ve mobbing ile karşılaşmaktadır. Erkek egemen zihniyetin baskıcı ve şiddete eğilimli yüzüyle mücadele etmek için örgütlerin tüzüklerinde kadınların şiddete ve ayrımcılığa uğramalarını engelleyecek mekanizmalar yer almalıdır. Şiddete karşı kadın beyanının esas kabul edilmesi mantığı örgütlerde ve siyasi partilerde çalışanlarca benimsenmesi önemlidir.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası olarak bu eşitsiz ve ayrılıkçı politikalarla mücadele etmeyi görevimiz olarak biliyor ve eğitim sistemimizin cinsiyetçi, ırkçı, gerici, homofobik, transfobik ve militarist unsurlardan arınması için çalışmayı önemsiyoruz. Ne yazık ki müfredatlarımız, ders kitaplarımız, kullandığımız eğitim materyalleri ataerkil sistemi destekler şekilde hazırlanmıştır. Eğitim Bakanlığı'ndan V. Eğitim Şurası'nda alınan kararlara ortak olduğunu hatırlatır ve bu kararlar doğrultusunda müfredatların, ders kitaplarının, eğitim materyallerinin hatta ders ortamlarının toplumsal cinsiyet eşitliği gözetilerek yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz. Eğitimimiz ayrılıkçı, ötekileştiren politikalara değil barışın, eşitliğin ve adaletin yerleşmesine hizmet etmelidir.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde taleplerimizi yüksek sesle söylemek için sokakta olacağız. Gerici, ırkçı, cinsiyetçi eğitime 'Hayır' diye hep birlik de haykıracağız. Öğretmenlerimizi ve halkımızı yanımızda yer almaya çağırıyoruz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.