İÇ HABERLER
okuma süresi: 9 dak.

Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili 'yeni' denebilecek bir sürece girildi

Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili 'yeni' denebilecek bir sürece girildi

İnşa edilmesi durumunda Türkiye'nin ilk nükleer santrali olacak olan ve Kıbrıs'a sadece 90 km uzaklıktaki Akkuyu Nükleer Santrali projesinin Nükleer Deniz Yapıları temeli geçtiğimiz günlerde protestolar eşliğin, TC Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın da katıldığı törenle atıldı.

Yayın Tarihi: 19/04/15 11:53
okuma süresi: 9 dak.
Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili 'yeni' denebilecek bir sürece girildi
A- A A+

İnşa edilmesi durumunda Türkiye'nin ilk nükleer santrali olacak olan ve Kıbrıs'a sadece 90 km uzaklıktaki Akkuyu Nükleer Santrali projesinin Nükleer Deniz Yapıları temeli geçtiğimiz günlerde protestolar eşliğin, TC Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın da katıldığı törenle atıldı.

Nükleer santrale karşı uzun süredir mücadele veren TMMOB Çevre Mühendisleri Odası'ndan Baran Bozoğlu Kıbrıs Postası'na konuşarak "Şu an kaybettiğimiz bir şey olmadığını düşünüyorum. Bu sadece inşaat için deniz aşaması… Sadece Akkuyu değil Sinop'ta da bir süreç var" dedi.

Kıbrıs Türk Çevre Mühendisleri Odası Başkanı ve Nükleer Hayır Platformu üyesi Nilden Bektaş ise Baran Bozoğlu ile paralel düşündüğünü deniz temelinin atılmasının her şey bitti anlamına gelmediğini belirterek Kıbrıs'ın karar verme sürecine dâhil olmayışını büyük bir haksızlık olarak niteledi.

Firuzan NALBANTOĞLU – Kıbrıs Postası

İnşa edilmesi durumunda ciddi ekolojik sorunlara yol açacak olan ve Kıbrıs'a sadece 90 km uzaklıkta bulunan Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili 'yeni' denebilecek bir sürece girildi. Geçtiğimiz günlerde kitlesel protestolar eşliğinde, nükleer deniz yapılarının temel atma töreninin yapıldığı santralle ilgili olarak akıllara "Mücadele amacına ulaşamadı mı?" sorusu gelirken, süreçle ilgili uzun süredir mücadele yürüten TMMOB Çevre Mühendisleri Odası ve Kıbrıs Nükleere Hayır Platformu "Şu an kaybettiğimiz bir şey yok. Mücadele devam ediyor" dedi.

Bozoğlu: "Şu an kaybettiğimiz bir şey yok"

Geçtiğimiz günlerde deniz yapılarının temeli atılan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nde sürecin ne aşamada olduğunu bu konuda ciddi mücadeleler veren TMMOB Çevre Mühendisleri Odası'ndan Baran Bozoğlu'na sorduk. Akkuyu'da liman yapıları için temel atıldığını söyleyen Bozoğlu, bu yapıların inşaat aşamasında kullanılacak bir liman ve santrale uranyumun taşınması için kullanılacağını söyledi. "Deniz yapısı yapılıyor ancak bu santralin temel atma töreniydi diyemeyiz" diyen Bozoğlu, "Türkiye'de sadece Akkuyu değil Sinopta da bir süreç var. Hem Akkuyu üzerinden hem de Sinop üzerinden ciddi bir mücadele yürütülüyor" dedi. Nükleere karşı mücadelenin genişlediğini söyleyen Bozoğlu, hukuki sürecinde devam ettiğini hatırlattı. Halkı bilgilendirmek ve halkın tepkisini gündemde tutmak için çalıştıklarını söyleyen Bozoğlu, "Kamuoyu çalışmaları devam ediyor. Şu an kaybettiğimiz bir şey olmadığını düşünüyorum" dedi.

"ÇED Raporu davası devam ediyor"

Akkuyu nükleer santraliyle ilgili ÇED raporu hazırlandığını ve bu rapora karşı Türkiye Mimar Mühendis Odaları ile birlikte Çevre Mühendisleri Odası ve birçok meslek odasının bir araya gelerek Türkiye'deki en büyük ortak dava denebilecek davayı açtığını söyleyen Bozoğlu "Odalar bir araya gelerek ÇED raporuna karşı davalar açtı. ÇED davası devam ediyor ama yavaş ilerliyor" dedi.

Bektaş: "Her şey bitti anlamına gelmiyor"

Kıbrıs Türk Çevre Mühendisleri Odası Başkanı ve Nükleer Hayır Platformu üyesi Nilden Bektaş'ta Baran Bozoğlu ile paralel düşündüğünü, deniz temelinin atılmasının 'her şey bitti' anlamına gelmediğini belirtti. "Bu beklenen bir şeydi" diyen Bektaş santral yapımının 10 yıl devam edecek bir süreç olduğunu ve bunu önlemek için uzun bir zaman olduğunu ifade etti. Platform olarak büyük bir mücadele içinde olduklarını söyleyen Bektaş, Ocak ayında yapılan panele atıfta bulunarak, nükleer santral kurulması durumunda ciddi sıkıntılar yaşanacağını söyledi.

"Çok gelişmiş ülkeler bu atık sorununu çözemiyorken Türkiye nasıl çözecek"

"Nükleer konusunda üzerinde durduğumuz, herhangi bir kaza durumunda ülkemizin çok etkileneceğidir" diyen Bektaş, "Gerçekleştirilen modelleme çalışmasında Akkuyu'da meydana gelecek bir kazda Kıbrıs direk etkileniyor. Ankara ve İstanbul'dan çok çok fazla etkileniyor" dedi. "En fazla üzerinde durduğumuz konulardan biri bir kazada ülkemize neler olacağının hala bilinmemesi ve bize sorulmaması" diyen Bektaş, Nükleer atıkların ülke ve dünya için çok büyük sorun olduğunun da bilindiğini söyledi. "Çok gelişmiş ülkeler bu atık sorununu çözemiyorken Türkiye nasıl çözecek" diyen Bektaş, Amerikan Enerji Ofisi tarafından hazırlanan rapordan bahsetti. Ofisin hazırladığı ülke değerlendirme raporunun atıkların çok büyük sorun olduğunu ve çözme konusunda başarısız olunduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Bektaş, "Atıklar nerede depolanacak, nasıl taşınacak, taşınırken gerek Mersin gerek bizlerin nasıl etkileneceği endişeleri var" dedi. Nükleer enerjinin gelişmiş ülkeler tarafından artık terk edildiğini hatırlatan Bektaş, Kuzey Amerika ve Almanya gibi ülkelerde nükleer politikalarını gözden geçirildiğini ve santrallerin kapatıldığını belirtti. Japonya'da halkın verdiği mücadele sonucu geçtiğimiz haftalar bir nükleer santralin kapatıldığını da hatırlatan Bektaş, "Türkiye ısrarla bu santrali kurmak istiyor" dedi.

"Sahtekarlıklar ortaya çıktı"

Akkuyu ile ilgili hazırlanan ÇED raporundan da bahseden Bektaş "ÇED raporunda yapılan sahtekarlıklar ortaya çıktı. Raporu inceleyen uzmanlar bilimsellikten uzak olduğunu savunurken arkasından da sahte imzalar ortaya çıktı" dedi.

"Halk yanı başında nükleer bomba istemiyor"

Akkuyu üzerinde bulunan fay hattından da bahseden Bektaş, "Fay hattı 25-30 km alanda aktif. Türkiye'deki jeoloji mühendisleri odası bunu ortaya koyuyor" dedi. Uzmanlara göre bu fay hattının çok aktif olduğunu söyleyen Bektaş, Fukuşima'nın da depremden sonra patladığını hatırlattı. Kazaların ciddi sorunlar olduğunu Belirten Bektaş "Ama çevrede deprem olmasa da değişik derecelerde radyasyon olabiliyor. Tabiplerin de ciddi uyarıları var bu konuda" dedi. "Biz bütün bu iddialara dayanarak mücadelemizi sürdürmek istiyoruz" diyen Bektaş, halkın da kendileri gibi düşündüğünü ve yanı başlarında nükleer bomba istemediklerini söyledi.

"Çevre Hukuku'nun ilkelerine dayanarak…"

Çevre hukukunun ilkelerinden bahseden Bektaş, bu ilkelerin çevre sorunları ortaya çıkmadan önlenmesi anlamında çok önemli olduklarını vurguladı. Bu ilkeleri sıralayan Bektaş şöyle devam etti; İşbirliği ve eş güdüm ilkesi sivil toplum, kamu kurum ve kuruluşlarının birlikte çalışarak karar almasını kapsar. Diğeri ise entegrasyon ilkesidir. Diğer yasalarla çevre üzerine konulan yasaların entegre edilerek uyumlaştırılması üzerine bir ilkedir. Diğeri de 'kirleten öder ilkesidir.' Kirletiyorsanız cezasından sorumlusunuz ve ödersiniz. İhtiyat ilkesi ise çevreyi kirletmesi muhtemel olan durumlarla bağlayan bir ilkedir. Son olarak Katılım ilkesi, en geniş anlamıyla bireylerin çevresel yönetimde rol oynamaları ve etkileşimde bulunmalarıdır. Kendi yaşamlarındaki çevresel süreçleri yönetmesidir"

"Söz sahibi olmak istiyoruz"

"Biz bu katılım ilkesine dayanarak yanı başımızdaki santralin yapılması süreciyle ilgili katılım ilkesini kullanarak söz sahibi olmak istiyoruz" diyen Bektaş, karar verme sürecine dahil olmamayı büyük bir haksızlık olarak saydıklarını söyledi. "Bunu başından beri söylüyorum; bir tek Türkiye sınırlarında değil İran, Suriye, Orta Asya'da böyle bir durum olursa söz sahibi olmak istiyoruz" diyen Bektaş, Güney Kıbrıs'taki bir uzmanın bu havzada yapılacak olan herhangi bir santralin Kıbrıs'ı direk etkileyeceği; rüzgar ve dalga uzantısı gibi doğal yollarla Kıbrıs'ın etkileneceğini yaptığı çalışmalarla ortaya koyduğunu belirtti.

25 Nisan'da 'nükleere hayır' etkinliği

25 nisanda Çernobil'in yıldönümü nedeniyle saat 14.00'te Selimiye Meydanı'nda etkin katılımlı 'nükleere hayır' etkinliği düzenleneceğini söyleyen Bektaş, burada bir kez daha nükleere neden hayır denileceğinin de anlatılacağını söyledi.

"Bize sahip çıkmaları gerekiyor"

Bektaş son olarak sözlerini şöyle tamamladı; "Biz burada sivil toplum olarak çok fazla şey yaptık ama gerek hükümetin gerek cumhurbaşkanının bize sahip çıkması adım atması gerekiyor. Yetkili mercilerin anlattığımız bu bilimsel veriler ışığında adım atması gerekiyordu. KOP sürecinde bile bu kadar etkin olunabildiyse bu süreçte de olunabilirdir"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.