İÇ HABERLER
okuma süresi: 10 dak.

UBP Genel Başkanı Özgürgün: "Meclis'te yaşanan tartışma bir kazadır"

UBP Genel Başkanı Özgürgün: "Meclis'te yaşanan tartışma bir kazadır"

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Meclis Genel Kurul toplantılarında bazen tansiyonun yükselebileceğini, fakat geçen gün yaşanan tartışmaların aslında bir "kaza olduğunu" söyledi.

Yayın Tarihi: 06/05/15 15:32
okuma süresi: 10 dak.
UBP Genel Başkanı Özgürgün: "Meclis'te yaşanan tartışma bir kazadır"
A- A A+

UBP GENEL BAŞKANI ÖZGÜRGÜN BİR TV KANALINDA DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU

"MECLİS'TE GEÇEN GÜN YAŞANANLAR BİR KAZADIR"

"ANAMUHALEFET HALK ADINA KONUŞUR... SESİNİN KISILMAMASI KONUŞMALARIN DA ENGELLENMEMESİ LAZIM"

"İKTİDARIN DAHA YAPICI OLMASI GÖREVİDİR"

"YAŞANAN OLAYDAN DOLAYI BENDE BAŞKAN DA ÇOK ÜZÜLDÜ... OLMASINI İSTEMEZDİK"

"BİZ TÜRKİYE'NİN ANAVATANIMIZ OLDUĞUNU GURURLA SÖYLÜYORUZ"

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Hüseyin Özgürün, Meclis Genel Kurul toplantılarında bazen tansiyonun yükselebileceğini fakat geçen gün Meclis'te yaşanan tartışmaların aslında bir "kaza" olduğunu söyledi.

Ana Muhalefet partisi yetkililerinin Meclis'te halkı adına muhalefet yapmakla görevli olduğuna dikkat çeken Özgürgün, "İktidar veya bir Başbakan bizim sesimizi kısmaya çalışırsa mecliste olmamızın ne anlamı var. Yaşananların hiç olmamasını da isterdim. Ama Muhalefetin biraz daha hoşgörüyle karşılanması gerekir. İktidarın makam sahibi olduğunu sorumlulukları olduğunu bilmesi gerekir. Sadece konuşma hakkı olan muhalefetin de sesinin kısılmaması lazım. Ben bu kadar yıl meclis kürsüsünde onlar konuşurken müdahale etmedim dinledim. Ben kürsüye çıktığımda iktidar beni dinlemeli. Beni susturamazlar. Ben Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak konuşacağım. Özkan Beyin ben kürsüde iken bana laf atması tamamen bir provokasyondur. İktidarın bizi bu noktaya getirmemesi için sorumluluğu var. Buna iktidarın dikkat etmesi lazımdır. Ama ben de sakin olabilir miydim, olabilirdim o ayrı bir konudur. Ben halkım adına muhalefet yapıyorum ve bana müdahale edilmesine sinirlendim. Ben kolay sinirlenecek bir kişi değilim, beni tanıyanlar bilir. Ama ben halk adına muhalefet yaparken bana müdahale edilmesine sinirlenirim. Ben halk adına muhalefet yaparsam beni susturamazlar. Benim konuşmamı engelleyemezler. Halk beni mecliste muhalefet yapayım diye seçti. Başbakan benim muhalefet görevimi yapmamı engelliyor. Bu olay beni de üzdü Sayın Başbakanı da üzdü. Onu biliyorum! Sayın Başbakan ile daha sonra konuştuk birbirimize üzgün olduğumuzu söyledik. Artık Sayın Başbakan ile aramızda böyle bir şey olmaz." dedi.

Ana Muhalefet Partisi Başkanı Hüseyin Özgürgün katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtlayarak, geçen gün Meclis'te yaşanan tartışmaya açıklık getirdi.

Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak kendisinin de yaşanlardan memnuniyet duymadığını fakat bir parti Başkanı'na bir Başbakan'ın da söylediği sözün doğru olmadığını kaydetti.

Meclis Başkanı'nın görevinin Meclisi yönetmek olduğuna da dikkat çeken Özgürgün, "Meclis'te parti odasında olduğum sırada Meclis Başkanı'nın konuşmasını ve benim isminle ilgili bir şeyler söylediğini duydum dinledi. Meclis Başkanı'nın Meclis Başkan Yardımcısının Meclisi açmaya girmediğini ve bunun da Hüseyin Özgürgün tarafından engellendiğini söylemesi beni rahatsız etti" dedi.

"MECLİS BAŞKANININ HİTAP ŞEKLİ ÇOK ÜZÜCÜ"

Meclis Başkanı tarafından kullanılan hitap şeklinin ve suçlamanın doğru olmadığını söyleyen Özgürgün, "Ana Muhalefet başkanı da demiyor...Hüseyin Özgürgün engelledi diyor. Bu benim ağrıma gitti. Hüseyin Özgürgün UBP Genel Başkanıdır. Ana Muhalefet Partisi başkanıdır. Hitap şekli çok üzücü. Kınıyorum dediğinde içeriye girdim. Orda zaten beni kıran üzen bir şey var biraz da sinirlendiren. Olaydan haberim yoktu ve benim olmadığım ortamda konuşulmasını doğru bulmadım" ifadelerini kullandı.

Meclis Genel Kurul toplantılarında özellikle Pazartesi yasama günlerinde iktidarın 26 sayısını bulması gerektiğini de anlatan Özgürgün, "26 sayısı bulunmadıktan sonra hiçbir zaman muhalefet ona destek vermez. Ben 17 senedir buradayım 27 sene evvel de böyleydi. 3 defa muhalefet 3 defa da iktidarda bulundum, hiç bir muhalefet partisi iktidar 26 sayısını bulmadan destek vermez. Eğer özel koşullar karşılıklı konuşulur ve destek o zaman verilir. Meclis başkan yardımcısı veya meclis başkanı olayı da yoktur, çünkü onlarda gurupların bir reisidir. Türkiye'deki gibi Meclis Başkanı seçildikten sonra tarafsız duruma gelmez guruptan ayrılmaz. Burada oy hakkı var ve gurubun da üyesidir. Sibel hanımın orda olması gerekmez 26 sayısını diğer milletvekilleri bulur sonra meclis başkan yardımcısı gelir açar" şeklinde konuştu.

"DAHA ÖNCE SÖYLENSEYDİ EMİN OLUN MECLİSİN AÇILMASI SORUN OLMAZDI"

Meclis Genel toplantısında zaten 26 sayısı olmamasından dolayı Meclis Başkan yardımcısının otomatik Kurul'a girmediğini dile getiren Özgürgün, "Bana sormasına da gerek yoktur. Daha önce İskele'de mahkemeler açılacağında Sibel Hanım beni aradı 26 sayısı yoktur erteleyelim dedi. Meclis iç tüzüğüne aykırı olmasına rağmen, çünkü toplanıp ertelenmesi lazım hiç toplanmadan meclisi ertelemeyi bile kabul etmişim, yani benimle böyle bir diyalog kurabilecek bir durumu da var. Eğer açıp bana söyleseydi 23 Nisan törenlerine gideceğini emin olun sorun yaşanmazdı" dedi.

"ANAMUHALEFET PARTİSİ BAŞKANININ KÜRSÜDEN SUÇLANMASI BENİ ÜZDÜ"

Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak özellikle de hiçbir kötü niyet taşımadan Meclis Başkanı tarafından kürsüden suçlanılmasının kendisinin çok üzdüğünü dile getiren Özgürgün, "benim haberin yok. Ünal beye soruyorum benimde haberim yok diyor ve çıkıp niye Ana Muhalefet Partisi Başkanı'nı Meclis kürsüsünden bu şekilde suçlama ve hitap ediyor. Bu beni çok kırdı ve sinirlendirdi. Konuşmaya başladığımda haksızlığa uğramaktan dolayı uğradığım bir sinir vardı. Özkan beyin lafı onun üzerine geldi. Bir de konuşmaya çalışınca anlatmaya çalışınca bir de Özkan beyin lafı olayı patlama noktasına getirdi" ifadelerini kullandı.

"BİR BAŞBAKAN ANAMUHALEFET PARTİSİ BAŞKANI'NA HAKARET EDEMEZ"

Bir Başbakan'ın da Ana Muhalefet Partisi Başkanı'na "garagöz" demesinin çok büyük bir hakaret olduğunu söyleyen Özgürgün, "onu söyleyen cevabını alır. Tabii ki ben o kelimeleri kullanmamayı tercih ederdim ama altında kalıp ezilmek de bir Ana Muhalefet Partisini sindirilmek anlamına gelir. Her konuşman engellenir ve bir de ağza alınmayacak kelimeler kullanılırsa cevap vermek durumunda kalırım. İktidarın sakin olması gerekir. İktidardasın... tüm makamlar her şey elinde muhalefetin eleştirilerini hazmet. Muhalefeti bırak konuşsun" şeklinde konuştu.

"MUHALEFETİN TEK GÖREVİ HALKI ADINA KONUŞMAKTIR....HALKIN SESİNİ KESEMEZSİNİZ"

Konuştuktan sonra Başbakan'ın kürsüye çıkıp konuşabileceğini hatta kendisini eleştirebileceğini de sözlerine ekleyen Özgürgün, "Muhalefetin görevi halkı adına konuşmaktır; başka görevi yok onu da başbakan bırakmazsa ne anlamı var. Halkın sesini bu şekilde kesemezsiniz" dedi.

İktidarda olduğumuz da muhalefetin bir kez sözünü kesmişsem gelsin burada söylesin. Muhalefetin sözünün kesilmemesine biz yıllarca önem verdik. Ama gelip de iktidar muhalefeti sindirmeye çalışırsa ve doğru ithamlar da kullanılmazsa cevap verme durumuna gidilebileceğini söyledi.

"BUNLARIN OLMASINI TABİ Kİ İSTEMEZDİ"

Gelişen olaylarda bunların olmamasını tabi ki istemediğini söyleyen Özgürgün, " mecliste de iktidarın o noktaya getirmemesi gerekir, ama ben da daha sakin olabilir miydim evet olabilirdim" dedi.

"KADIN MİLLETVEKİLLERİNİN SAYISININ ARTMASI İÇİN ÇALIŞMA YAPIYORUZ"

"Meclis Başkanı ben yokken aleni bir şekilde bunları söylemesi laf atması provokasyondu" diyen Özgürgün, kendisinin özellikle kadın milletvekillerine çok sempatisi olduğunu, hatta Meclis'te sayılarının artırılması konusunda ciddi çalışmalar yaptığını kaydetti.

"BİZ TÜRKİYE'NİN ANAVATANIMIZ OLDUĞUNU GURURLA SÖYLÜYORUZ"

Akıncının siyasete ara vererek geri dönmesi ve yüksek oy alması geçmiş birikimine bağlıdır. Akıncı herkese kucak açacağını söylemişti. Akıncı Müsteşarını atadı, Özel Kalem Müdürünü atadı, Müzakerecisini atadı. Bizimle bugün oldu daha konuşmadı. Biz Türkiye'nin Anavatanımız olduğunu gururla söylüyoruz. Sayın Akıncı 'Kardeş Vatan' demiş. Benim Anavatanım Türkiye'dir. Kıbrıs sorunu Türkiye ile birlikte çözülebilir. Bunu rahmetli Liderimiz Dr. Fazıl Küçük de söylemişti. Sayın Akıncı'nın Türkiye'yle birlikte Kıbrıs Konusunu götürmesi gerekir. Ben Özdil Nami ile Sayın Talat döneminde de çalıştım. Sayın Nami'nin faydalı olacağına inanıyorum. Kıbrıs konusunun Anavatanımızla birlikte çözüleceğini Sayın Akıncı da biliyor. Sayın Nami doğru isimdir. Sayın Özdil Nami ve Sayın Talat ve Ben o dönemde Maraş'ı bütünlüklü bir çözümde ele alınacak bir konu olduğunu kabul ettik. Sayın Akıncı'nın da bunu kabul edeceğine inanıyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.