İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Yücel: "İç krizler, çözüme yardımcı olmuyor"

Yücel: "İç krizler, çözüme yardımcı olmuyor"

Prologue Consulting Ltd. ve CMIRS Direktörü Mine Yücel müzakerelerde çok daha hızlı bir anlaşmaya gidilmesinin söz konusu olduğunu vurgulayarak, tahmininin 2016 yılı başı referandum gerçekleştirileceğini, bu nedenle bizim de toparlanıp çözüm sürecine toplum ve kurumlarımız olarak kendimizi hazırlamamız gerektiğini ancak oluşan hükümet krizlerinin buna hiç de yardımcı olmadığını söyledi.

Yayın Tarihi: 28/05/15 07:49
okuma süresi: 8 dak.
Yücel: "İç krizler, çözüme yardımcı olmuyor"
A- A A+

Söylemlere ve Erdoğan'ın konuşmasına bakıldığında Türkiye'nin ve Erdoğan'nın müzakere sürecini destekleyeceğini belirten Mine Yücel, "Yunanistan'ın çok beklenmedik bir hamleyle garantörlükten vazgeçiyorum yaklaşımı da çok önemlidir, çözüm için kolaylaştırıcı bir etki sağlayabilecektir" şeklinde konuştu.

Kuzeyde çözüm istediğini ve çözüm için çalışan bir lider olması ve aynı şeklîde Güney'de de referandumda Evet üzerine tek ciddi çalışmış bir partiden olan liderin görüşmeci olmasının bambaşka bir dinamik oluşturduğunu söyleyen Yücel, "Eide, BM, İngiltere ve Amerika'nın yaklaşımları, gelinen noktayı artık bizim için bir final havasına sokuyor" dedi.

Kıbrıs Postası - Eniz ORAKCIOĞLU

Kıbrıs Postası'na konuşan Prologue Consulting Ltd. ve CMIRS Direktörü, Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mine Yücel, Yeni lider, yeni müzakereci ve yeni başlayan müzakere yolunu değerlendirerek, Kıbrıs sorununda çok daha hızlı bir anlaşmaya gidilmesinin söz konusu olduğunu söyledi. Yücel, anlaşmanın Annan Planından çok farklı bir anlaşma olmayacağına dikkat çekerek, "Eylül ayına kadar belli başlı konularda bir ortak anlayışa gidilip orada bir bağlayıcı ara sözleşme gibi bir şeyler söz konusu olabilir. Ama imzalanacak olan herhangi bir anlaşma her şeyin sonu değil, bir başlangıcı olacaktır. Çözüm tanımımızda imzalanacak olan kâğıtla değil, birlikte yaşamayı öğrenmekle gerçekleşecek ki bu uzun bir sürece yapılması gereken bir şeydir" dedi.

"Ertelemek çok daha iyi oldu"

Prologue Consulting Ltd. ve CMIRS Direktörü, Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mine Yücel, 2015 yılının başında müzakere sürecinden bahsederek şunları söyledi; "2015 yılı başlarında hatırlanacağı gibi Amerika'nın dış politika yetkilileri bölgeye ziyarette bulunmuştu ve bu ziyaretler Kıbrıs Sorununda belli bir hareketlenme olacağının ciddi bir göstergesiydi. Bunun yanında doğal gazın bulunması çok ciddi olanakları da beraberinde getirdi, fakat ne yazık ki bir yol kazası oluştu ve Sayın Anastadiyadis'in görüşmelerden bir dönemliğine çekilmiş olması, bir erteleme yoluna gitmemize sebep oldu. Belki de ertelemek çok daha iyi oldu, çünkü o dönemki kamuoyu yoklamalarına baktığımız zaman her iki tarafta da çözümlere, referanduma yönelik çok olumsuz bir beklenti ve bakış acısı vardı. Kısacası çözüm havası denene bir hava yoktu ve umutsuzluk vardı."

"Yaklaşımla anlaşmayı final havasına sokuyor"

Yücel, yeni müzakere sürecinin olumlu havası olduğunu belirterek, "Kuzey'de Güney'de çözüm üzerine odaklandı. Kuzeyde çözüm istediğini ve çözüm için çalışacağını açıkladığı 4 boyutlu siyasetin bir boyutunu tamamen çözüm üzerine odaklamış yeni bir Cumhurbaşkanı ve Güneyinde çözüm isteyen bir taraf olarak görülmesi aynı şekilde Sayın Anastadiyadis'in Güneyde parti olarak referandumda tek ciddi evet üzerine çalışmış bir parti olması bambaşka bir yerel dinamik oluşturdu. Bunun yanında gelir gelmez açıklanan yeni güven artırıcı önlemlerde bu havayı beklentiler noktasında da bir noktaya çekebilmeyi başardı. Bence uluslararası siyasetin ve aktörlerinde biz artık çözüm istiyoruz mesajını vermiş olması, gerek Eide olsun, gerek BM, İngiltere ve Amerika Anastadiyadis'in çekildiği dönemde bile 'artık bu sondur, kaçınılmazdır yoksa farklı modeller gündeme gelecektir' gibi yaklaşımlarda etkili olmuştur. Bu yaklaşımlar gelinen noktayı artık bizim için bir final havasına sokuyor. Bence beklentilerin ve havanında olumlu olması, referandumlar konusunda da belli aktörler tarafından çok aksi çalışmalar yapılmadıkça olumlu sonuçlarla sonuçlanabileceğini öngörebilirim" dedi.

"Erdoğan'dan destek kararı çıkmıştır"

Türkiye'nin müzakerelerle ilgili desteklemeyi sürdüreceğiz gibi bir söylemi olduğunu belirten Yücel, "Bu dönemde Akıncı, Erdoğan zirvesinin sonrasında Sayın Erdoğan'nın yapmış olduğu konuşma çok yapıcı bir konuşma olmuştur. Bu konuşmadan da anlaşılacağı gibi Erdoğan cephesinde de beli bir çerçeve dahilinde bu süreci destekleme kararı çıkmıştır. Bilindiği üzere 11 Şubat 2014'de iki tarafın ortak deklarasyonu üzerine yapılacak ve sonuç olarak Türkiye'nin de olumlu bir katkısı olacaktır diye düşünüyorum. Aynı zamanda baktığınızda özellikle Yunanistan'ın çok beklenmedik bir hamleyle garantörlükten vazgeçiyorum yaklaşımı da çok önemlidir. Belki çözüm açısından daha kolaylaştırıcı etki de sağlayabilecektir. Belki de amaç aynı beklentiyi Türkiye üzerinde de yaratmak ve gündeme getirmek açısında da atılmış bir adımdır ama Haziran ayı içerisinde Türkiye'deki seçimler sanırım bir nebzede olsa bu konuda herhangi bir görüş belirtmesini erteleyecek" şeklinde konuştu.

"Son değil bir başlangıç"

Yücel, günün sonunda anlaşmanın Annan Planından çok farklı bir anlaşma olmayacağına dikkat çekerek, "11 Şubat deklarasyonunda sonuç itibari ile iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon olması yönünde anlaşılmış bir durum var. Çözümde yine bu parelerde olacak bunun detayları ise artık al ver sürecinde net olarak belirlenecek, fakat anladığım kadarı ile Eylül ayına kadar belli başlı konularda bir ortak anlayışa gidilip de en azında orada bir bağlayıcı ara sözleşme gibi bir şeyler söz konusu olabilir. Ama günün sonunda imzalanacak olan herhangi bir anlaşmada her şeyin son değil bir başlangıcı olacaktır. Çözüm tanımımızda imzalanacak olan kâğıtla değil birlikte yaşamayı öğrenmekle gerçekleşecek ki bu uzun bir sürece yayılması gereken bir şeydir. Bundan dolayıdır ki güven artırıcı önlemlerinde çözüm ya da anlaşma görüşmeleriyle pareler bir sistemde götürülmesi gerekir, çünkü birlikte yaşamayı öğrenmenin modellerini oluşturacak olan bu önlemlerdir" diye konuştu.

"Hızlı bir anlaşmaya gidilmesinin söz konusu"

Prologue Consulting Ltd. ve CMIRS Direktörü Mine Yücel, çok daha hızlı bir anlaşmaya gidilmesinin söz konusu olduğunu vurgulayarak, "Eylül gibi New York'da bir görüşme olasılığı belirdi, onun ötesinde benim tahminim 2016 başı gibi referandum planlanabilecektir. Bu durumda ne kadar güven artırıcı önlemle hayat daha normalize edilirse o kadar da günün sonunda imzalanacak anlaşmanın uygulanması sürecide daha uyumlu olacak. Fakat çok çok hızlı bir şekilde bizimde toparlanıp bu çözüm sürecine toplum ve kurumlarımız olarak kendimizi hazırlamamız gerekir, ama oluşan hükümet krizleri buna çok yardımcı olmuyor. Benim görmek istediğim şey geniş boyutlu bir hükümet kurularak, tüm siyasi partilerin içinde olacağı, meclisin daha genelini temsil eden ve biran önce gereken tüm adımların kriz yaşanmadan atılmasıdır" dedi.

"Nami, en iyi ve akılcı atamaydı"

Yücel, sözlerine son verirken müzakere heyeti ile ilgili olarak Sayın Özdil Nami'nin tecrübesi açısından yapılabilecek en iyi ve akılcı atama olduğunu vurgulayarak, "Çözüm vizyonu ile bakabilecek ve zaten Dışişleri Bakanı olarak süreç içerisinde olacak birisiydi, tabi ki de geri kalan ekibi de belirlemek Sayın Akıncı'nın seçimi, kendi birlikte çalışabileceği ekibi seçmesi bence uygun bir seçim oldu" şeklinde konuştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.