İÇ HABERLER
okuma süresi: 15 dak.

Demirtaş: "1 Eylül'de Maraş'ta denize girelim"

Demirtaş: "1 Eylül'de Maraş’ta denize girelim"

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş'tan çok konuşulacak öneri!

Yayın Tarihi: 31/07/15 07:55
okuma süresi: 15 dak.
Demirtaş: "1 Eylül'de Maraş’ta denize girelim"
A- A A+

Kıbrıs Postası'na çok önemli açıklamalarda bulunan İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Kıbrıs'ta taraflar arasında varılan 'hellim' mutabakatını son derece önemli bulduğunu belirterek konunun çözüm yolunda son derece önemli bir motivasyon olduğunu söyledi

Demirtaş kendisinin Türkiye'de hellim üretilmesini hiçbir zaman doğru bulmadığını vurgulayarak, bu açıklamalarımdan sonra bazı tepki ve eleştiriler aldığını, KKTC'de üretim için yeterince süt olmadığı gibi bahaneler duyduğunu söyleyerek bunun bahane olamayacağını belirtti

Adadaki GSM operatörlerinin işbirliği girişimine de destek veren Demirtaş, uzay çağında iletişim sorunlarının yaşanmasını 'inanılır gibi değil' diye niteleyerek, KTTO Başkanı Fikri Toros'un projesinden övgüyle söz etti

Kıbrıs sorununun 'sona geldiğini düşündüğünü' de belirten Demirtaş adadaki 'utanç duvarının bir an evvel kaldırılması gerektiğini söyleyerek bölünmüşlüğün sembolü Maraş için ""Maraş'ta Denize Girelim, Kıbrıs'ı ayıran tel örgüleri ve varilleri kaldıralım" diye bir kampanya yapılması çağrısında da bulundu. Demirtaş söz konusu etkinlik için 1 Eylül tarihini önerdi ve kendisinin de adaya gelerek kampanyaya destek vereceğini sözlerine ekledi

Kıbrıs Postası - Ulaş BARIŞ

Kıbrıs Postası'na çok önemli açıklamalarda bulunan İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Kıbrıs'ta taraflar arasında varılan 'hellim' mutabakatını son derece önemli bulduğunu belirterek konunun çözüm yolunda son derece önemli bir motivasyon olduğunu söyledi.

Demirtaş "hellim, nüfusun %17'sine istihdam sağlayan, Kıbrıs adasına mal olmuş, yerel ve geleneksel bir ürün. Kıbrıslı Türk soydaşlarımızın en önemli kültürel ve ekonomik değerlerinden biri olan ve KKTC ihracatının %25'ini sağlayan bu ürünün için verilen mücadelenin olumlu bir şekilde sonuçlanması tabii ki memnuniyet vericidir. Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası'nın böyle bir sonuca ulaşılmasında katkıları çok büyük" diye konuştu.

"Hellim mutabakatı son derece lezzetli"

"Hellim mutabakatı birliktelik adına son derece lezzetli, güzel ve örnek bir adım atıldı. Hellim uzlaşması, asgari müşterekte buluşmanın sembolü oldu" diyen Ekrem Demirtaş "Kıbrıs konusundaki müzakerelerin, Rum ve Türk taraflarının ortaya koyduğu istek ve iradeyle sonuç almaya yönelik olarak devam ettiği bir dönemde, bu mutabakatın sağlanmasının motive edici bir etkisi olacaktır. Çünkü Kıbrıs'ta çözümün yolu ve barışın tesisi, ekonomik birleşmeden geçer. İki taraf önce ekonomik açıdan birleşmeli. Siyasi müzakereler devam etsin, ancak ekonomik konularda, özellikle işbirliği ve ortaklık konularında artık adımlar atılmalıdır" diyerek bu konunun önemini vurguladı.

"Hellimin tescillenmesinden sonra bunun Kıbrıs'a özgür diğer ürünlerle de genişletilmesi olasılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorumuza "hellim gibi, diğer ürünlerin de tescillenmesi mümkün. Yaşanmış bir örnek olması, bundan sonrası için de olumlu olur" diyen Demirtaş "adada yaşayan iki topluma mal olmuş ortak değerlere birlikte sahip çıkılması, müzakerelerin başarıya ulaşmasında, Kıbrıs sorunun çözülmesi durumunda, çözümün ve barışın sürdürülebilir olmasında önemli rol oynayacaktır" diye konuştu.

"Hellimin Türkiye'de üretilmesine hep karşı çıktım"

Ada kamuoyunda çok tartışılan "coğrafi tescilden sonra Türkiye'de hellim üreten şirketler ne yapacak" şeklindeki tartışmalara da açıklık getiren Demirtaş, kendisinin Türkiye'de hellim üretilmesini hiçbir zaman doğru bulmadığını vurguladı.

Demirtaş "Hellim, 2009 yılında Türk Patent Enstitüsünde Kıbrıs adası adına tescil ettirildi. Kıbrıs için bu kadar önemli bir ürün olmasına karşın, Türkiye'de bazı üreticilerin Hellim üreterek, üstüne de Kıbrıs haritası basarak piyasaya sürmelerini hiçbir zaman doğru bulmadık. Bunun bir aldatmaca olduğunu, Kıbrıs'ın coğrafi ürünü olan hellimi Türkiye'de üretmememiz gerektiğini söyledik. Bu açıklamalarımdan sonra bazı tepki ve eleştiriler aldım, KKTC'de üretim için yeterince süt olmadığı, bunun mecburiyetten kaynaklandığı gibi bahaneler duydum. O zaman da söyledim, Kıbrıs'ta yeterli süt olmaması, hellimin Kıbrıs dışında üretilmesi için asla bir bahane olamaz. Süt miktarını arttırmak için yapılacak çalışma kısa sürede sonuç verir" diye konuştu.

Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Postasına açıklamalarda bulunan Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros'un 'hellimde TC bize mecbur kalacak, üretim bize kayacak' şeklindeki açıklaması hakkındaki görüşlerini sorduğumuz Ekrem Demirtaş "KKTC ile çok yakın işbirliğinde ortak çalışmalar yürütüyoruz. Odamız iş dünyasındaki 130 yıllık tecrübe ve bilgi birikimiyle KKTC'deki iş dünyasına elinden gelen desteği sağlamaya çalışıyor. Kıbrıslı Türk işadamlarımızın dış pazarlara açılması için girişimler üstlenmeye gayret ediyor. Bunun yanı sıra Türkiye ile dış ticaret, ithalat, ihracat konularında zaman zaman yaşanan sorun ve sıkıntılara da çözüm bulmak için girişimlerde bulunuyor. KTTO ve KTSO ile yakın işbirliğimiz çerçevesinde, hellim konusunda elimizden gelen desteği vermeye çalıştık. Hellimle ilgili karar 27 Temmuz'da, AB Resmi Gazetesinde de yayınlandı. Bu bağlamda KKTO Başkanı'nın açıklaması, zaten çok önceden olması gereken bir noktaya bir kez daha vurgu yapıyor" şeklinde açıklamaya destek verdi.

"GSM projesi çok olumlu, destekliyorum"

"Hellim dışında, iki taraf arasından tartışılan ve hayata geçirilmesi an meselesi olan 'GSM operatörleri işbirliği' ve 'elektrik sisteminin birleştirilmesi' fikirleri hususundaki görüşleriniz nedir? Söz konusu projelerin hayata geçirilmesi çözüm sürecine pozitif katkı sağlar mı?" şeklindeki bir başka sorumuza da çok açık cevap veren Ekrem Demirtaş "GSM konusu da hellim gibi, yakından takip ettiğim bir konu. Daha önce Güney Kıbrıs'a yaptığım ziyaretler sırasında, telefonumu kullanamıyordum. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin, cep telefonununuz mutlaka çalışır. Ancak adanın Güneyinde, Türk cep telefonu hatları, Kuzeyinde ise Rum telefon hatları çalışmıyor. İnanılır gibi değil. 2015 yılında, artık insanların uzay seyahatlerine başlamasının an meselesi olduğu bir çağda, iletişimin her şey demek olduğu bir zamanda bu kabul edilebilir bir durum değil. Dolayısıyla GSM konusunun bir an önce çözülmesi çok önemli" dedi.

KTTO Başkanı Fikri Toros'un GSM konusunda çalışmalarından da övgüyle söz eden İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Demirtaş, konun bir an önce hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekerek Kıbrıs sorununun artık sona geldiğini düşündüğünü de vurguladı.

Demirtaş "Sayın Toros'un bu konuda önemli çalışmalar yaptığını ve çözüm için güzel bir proje ürettiğini biliyorum. Bunun en kısa zamanda hayata geçirilmesini diliyorum. Aynı şekilde elektrik sisteminin de birleştirilmesi önemli. Akdeniz'de stratejik açıdan büyük öneme sahip Kıbrıs Adası'nın artık içteki sorunlarını çözerek, bölgenin ekonomik nimetlerinden birlikte faydalanmasının zamanı geldi. Bu fırsat bir daha kaçırılmamalı. Yeni müzakere sürecinde Rumların siyasi irade ve istek göstermesinin, bunu, önemli ve belki de son bir fırsat olarak görmelerine bağlıyorum. 41 yıldır devam eden Kıbrıs sorununda artık sona gelindiğini düşünüyorum. Kıbrıs Adası artık bir bütün olarak hareket etmelidir" diye konuştu.

"Maraş ortak turizm başkenti olur"

Maraş hakkında da yorumlarda bulunan Demirtaş "dünyanın en güzel yerlerinden biri olan Maraş bugün halen kapalı. Oysa Maraş'ın yeniden açılarak, bir turizm cennetine dönüştürülmesi için hemen çalışmaya başlanmalı. Maraş'ın yeniden inşaası en fazla iki yıl içinde gerçekleştir. Maraş, Kıbrıs Adasının yeni ortak turizm başkenti olabilir. Her iki taraf için yeni istihdamlar sağlanır, yeni tesisler ülkeye kazandırılır" diye konunun önemine açık şekilde vurgu yaptı.

"TC'den gelecek olan suyun, Rum kesimine de satılması veya verilmesi durumumun adada tahsis edilecek olası bir çözüm ortamına katkıları ne olur?" şeklinde yine ada gündeminin en önemli maddelerinden birisi hakkında görüşlerini sorduğumuz Demirtaş gelecek olan suyun Kıbrıs sorunun çözümünde kullanılması gerektiğini söyledi.

Demirtaş "adaya yakın zamanda gelecek olan su, tıpkı Kıbrıs açıklarında bulunan doğalgaz ve petrol yatakları gibi Kıbrıs sorununun çözümü için kullanılmalı. Kıbrıs sorununun çözümünde katalizör olmalı. Gaz ve petrol önemli, ancak su daha önemli. Dolayısıyla su ve gaz iki toplumu birleştiren öğeler olsun. Kıbrıs Adası'nın tamamı hem gazı hem suyu birlikte kullanabilecekleri ortak bir değere dönüştürsün. Çünkü adaya gelecek suya herkesin ihtiyacı var" diye konuştu.

"Kıbrıs sorununu çok yakından takip ediyorum"

Daha önce Kıbrıs adasının hem kuzeyine hem de güneyine ziyaretlerde bulunan Ekrem Demirtaş "bir iş adamı olarak ticari piyasada gözlemlediğiniz artılar ve eksiler nelerdir" şeklinde yönelttiğimiz soruya kapsamlı bir cevap veriyor;

"Kıbrıs sorununu her zaman yakından takip ediyorum. Adada her iki kesimin de yararına olacak adil ve kalıcı bir çözümü her zaman destekliyorum. 2009 yılından bu yana Kıbrıs'ın hem kuzey hem de güney kesimlerini ziyaret ederek, çeşitli temaslarda bulundum. Başta KKTC Cumhurbaşkanı olmak üzere Başbakan ve çok sayıda Bakan ile görüşmeler yaptım, KTTO ve KTSO ile ortak toplantılar yaptım. Güney Kıbrıs temaslarımda da dönemin Rum Lideri Dimitris Hristofyas ile iki kez bir araya geldim. Bazı Rum Bakanlar ve Kıbrıs Rum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ile görüşmeler yaptım" diyen Demirtaş son yaptığı Mustafa Akıncı ziyaretinden 'çok keyif aldığını da belirtiyor.

"Sayın Akıncı ile tanışmaktan büyük keyif duydum"

Demirtaş bu ziyareti için "amacım, yeni seçilen Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı'yı tebrik etmekti. Kendisiyle tanışmaktan çok memnun oldum. Kıbrıs sorununun çözümü konusunda fikir ve düşüncelerimizin örtüşmesinden büyük keyif duydum" diye konuşuyor.

Güney Kıbrıs ziyaretlerinden de bahseden Demirtaş "Güney Kıbrıs'a ilk kez 2010 yılında gittiğimde, henüz ekonomik açıdan hiçbir sıkıntının olmadığı, ekonomik refahın devam ettiği günlerdi. Dönemin Rum Çalışma Bakanı Bayan Markoullis'e dedim ki "ekonominiz sürdürülebilir değil". Bayan Markoullis, söylediğim şeyden çok etkilendi. Tamamıyla hemfikir olduğunu belirterek, sorununun çözülmesini istediklerini ve bunun için çalıştıklarını söyledi. Sonra Güneyde ekonomik kriz patlak verdi" şeklinde yaşadığı ilginç anekdotu da anlatıyor.

"Yeşil Hat Tüzüğü beklenen etkiyi yaratmadı"

Kuzeyin ambargo sorununu da göz ardı etmeyen Demirtaş Yeşil Hat Tüzüğü'nün de beklenen etkiyi yaratmadığını söylüyor.

Demirtaş "aynı durum (ekonominin sürdürülebilir olmaması) kuzey için de söz konusu. Kuzeyde bir de ambargo sorunu var. Maalesef YHT beklenen etkiyi yaratmadı. Bence adanın bir bütün olarak kalkınması ve refahın yolu adada ticaretin serbestleştirilmesinden geçer. Sınır bölgelerinde yeni kapılar açmak yerine, serbest ticaret konusunda ilerleme sağlanması, buna öncelik verilmesi daha faydalı olacak" diye çarpıcı tezler ortaya koyuyor.

Kıbrıs Türk tarafının rekabet ortamına hazırlanması konusunda da konuşan Demirtaş "İki tarafın da ekonomide biraz mesafe alması gerekiyor. Kıbrıs Türk tarafının rekabet ortamına hazırlanması gerekiyor. Buna hemen başlanması gerekiyor. Kıbrıslı Türk firmalar için ihracat, dış ticaret gibi eğitimlerin düzenlenmesi yerinde olacak. Bu görüşümüzü Sayın Toros ile de paylaştık, KTTO üyelerine her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu belirttik. KTTO üyelerinin odamız üyeleriyle yurtdışında büyük ve önemli fuarlara katılmasından memnuniyet duyacağımızı söyledik. Aynı zamanda KKTC'ye bir kalkınma ajansı kurularak, güdümlü projelere destek verilmesi çok önemli. Kıbrıslı Türk firmaların çözüme hazırlanması gerekiyor. Bugünden Türkiye'deki firmaların tüm Kıbrıs Adası için distribütörlüğünü veya temsilciliğini almaya başlamalılar" diye konuştu.

"Utanç duvarının kimseye faydası yok"

Adadaki 'utanç duvarının' kimseye faydası olmadığının bir kez daha altını çizen Demirtaş sınırların ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.

Demirtaş "Kıbrıs'ta artık sınırların kaldırılması lazım. Bunu yıllardır söylüyorum. Aralık 2014'te KKTC Dışişleri Bakanlığı'nda verdiğim seminerde de aynı şeyi söyledim. İki toplumu ayıran paslı varilleri, dikenli telleri 25 yıl önce Almanya'da olduğu gibi kaldırmaya, yıkmaya davet ettim. Bu utanç duvarının artık kaldırılması gerekiyor. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu da kısa süre önce aynı açıklamayı, utanç duvarının artık kaldırılması gerektiğini söyledi" diye konuştu.

"1 Eylül'de Maraş'ta denize girelim"

Kıbrıs halklarını 1 Eylül Dünya Barış günü "Maraş'ta Denize Girelim, Kıbrıs'ı ayıran tel örgüleri ve varilleri kaldıralım" şeklinde kampanya yapmaya da çağıran Demirtaş, kendisinin de söz konusu kampanyaya bizzat gelerek destek vereceğini söyledi.

Demirtaş şöyle konuştu: "Sosyal medya günümüzde çok etkili. Sosyal medyada "Maraş'ta Denize Girelim, Kıbrıs'ı ayıran tel örgüleri ve varilleri kaldıralım" diye bir kampanya başlatılırsa, iki tarafın halkları da bir anda varillerin, tel örgülerin önünde buluşuyoruz diye bir araya geldiklerinde orada sınırlar kalmayacaktır. Bunun için 1 Eylül Dünya Barış günü seçilebilir. Biz de bu kampanyaya Kıbrıs'a gelerek destek veririz."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.