İÇ HABERLER
okuma süresi: 21 dak.

Özel sektörde ücret politikası değişiyor!

Özel sektörde ücret politikası değişiyor!

Çalışanların büyük bir çoğunluğunun asgari ücretten ödendiği özel sektöre yeni ücret ayarı geliyor. Yıl sonuna dek değiştirilmiş şekliyle yürürlüğe girmesi planlanan Asgari Ücretler Yasası'yla öğretmenin, avukatın, mühendisin ve mesleki diplomasi ve sertifikası olan çalışanların asgari ücretle işe başlamaları mümkün olamayacak.

Yayın Tarihi: 23/08/15 14:16
okuma süresi: 21 dak.
Özel sektörde ücret politikası değişiyor!
A- A A+

Çalışanların büyük bir çoğunluğunun asgari ücretten ödendiği özel sektöre yeni ücret ayarı geliyor. Yıl sonuna dek değiştirilmiş şekliyle yürürlüğe girmesi planlanan Asgari Ücretler Yasası'yla öğretmenin, avukatın, mühendisin ve mesleki diplomasi ve sertifikası olan çalışanların asgari ücretle işe başlamaları mümkün olamayacak.

İşveren, geçtiğimiz gün saptanan yeni asgari ücret baz alınırsa, diploma ve sertifika gerektiren mesleklerdeki çalışana başlangıç maaşı olarak en az 1990 TL ödemek zorunda kalacak. Çalışma hayatını AB mevzuatı ile uyumlaştırmak için harıl harıl çalışan İçişleri ve Çalışma Bakanlığı'nın bir diğer hedefi ise, yarı zamanlı çalışanın da özlük hakları bakımından tam zamanlı çalışanla eşitlenmesi. Bakanlığın yeni dönemdeki hedeflerini açıklayan Bakan Aziz Gürpınar, çalışma hayatının önemli sorunlarından biri olan ve bakanlığın yetersiz kaldığı denetim konusunda ise, toplumun kapasitesini ve farklı güç kaynaklarını harekete geçirecek yeni bir denetim mekanizmasının ipuçlarını verdi. Onlarca yasa ve tüzük konusunda iddialı olan İçişleri ve Çalışma Bakanlığı, ek mesailer de içinde olmak üzere haftalık çalışma saati süresine ise üst kriter getirmeye hazırlanıyor.

Meryem Ekinci - Kıbrıs Postası

İçişleri ve Çalışma Bakanı Aziz Gürpınar, iki bakanlığın birleşmesinin yansımaları ve bakanlıkların organizasyon yapılanması ile hedeflenen yasal düzenlemeler, çalışma hayatına getirilecek yenilikler, özellikle Asgari Ücretler Yasası ve İş Yasası'nda yapılacak düzenlemeler ile Lapta Huzurevi ve Kadın Sığınma Evi konularındaki hedefleri Kıbrıs Postası'na açıkladı.

Öncelikleaylardır saptanması beklenen ve yılın tamamlanmasına 4 ay kala saptanabilen 2015 yılı asgari ücreti konusunda değerlendirmelerde bulunan İçişleri ve Çalışma Bakanı Aziz Gürpınar, işverenin temmuz ayı hayat pahalılığı oranı da dikkate alınarak yüzde 1.9 artış önermesi, işçi tarafının ise devlet çalışanlarına yapılan en düşük hayat pahalılığı yansıması olan 144 TL üzerinde ısrar etmesi sonrasında, bakanlığın önerdiği yüzde 3.18 oranı üzerinde mutabık kalındığını kaydetti.

"Asgari ücrete daha düşük artış yapmak kabul edilebilir değildi"

Bakan Gürpınar şöyle konuştu:

"Ocak 2015'e geldiğimizde oturup yeni bir asgari ücret belirlenmesi uygun değildi çünkü hayat pahalılığı 2 ayda negatif seyretti. Ocak ve şubat aylarında da negatif seyir devam etti ve marttan itibaren artıya döndü. Haziran ayı sonu itibariyle artı 3.18 oranına geldi hayat pahalılığı. Temmuz ayı sonunda hayat pahalılığı -1.7 idi. İlk 7 aylık hayat pahalılığınıntümüne baktığınızda 1.90'a düşmüş oldu. Bu orana göre artış yapmamız kabul edilebilir bir durum değildi, aynı zamanda anlamsız olurdu. Şu bakımdan da kabul edilebilir değildi, ilk 6 ayın sonunda devlet kendi çalışanlarına ve emeklilerine 3.18'lik bir artış yapmışken, asgari ücrete daha düşük oranda bir artış yapmak kabul edilebilir olmazdı. 1728 TL ediyor biz 1730 rakamına, 3.28 oluyor...

Tabi buna ulaşırken çeşitli müzakereler oldu. İşçi tarafı devletin kendi çalışanlarına en düşük yansıttığı 144 TL'nin olması gerektiği üzerinde duruyordu. İşveren kanadı uzun süre artışın ekonomiyi olumsuz etkileyeceği gibi argümanları öne sürdü. Daha sonra en azından 1.90'lık hayat pahalılığının kabul edilebilir olacağı noktasına geldi ama en son gelinen noktada hayat pahalılığının 3.18 baz alınarak, bizim resmi tarafın görüşünü onlar da olumlu oy vermek suretiyle bu sonuca varıldı.Önümüzdeki 4 ay sonra yeni döneme gireceğiz. Bu dönem içerisinde gelişen hayat pahalılığı gene en önemli kriter olarak ele alınacak."

En düşük ücret 1990 TL olacak

Bakan Gürpınar, çalışma hayatı ve ücret politikaları açısından en önemli sorunun, çalışan kesim içerisinde asgari ücretle çalışan sayısının ve oranının yüksek oluşundan kaynaklandığını ifade ederek, bu durumu değiştirmek amacıyla uzun süredir üzerinde çalışılan ve son aşamaya getirilen Asgari Ücretler Yasası'ndaki değişikliklere açıklık getirdi.

Hükümet Programı'nda da yer alan değişikliğin programda yer aldığı şekilde 1 yıl içerisinde değil 2015 yılı sona ermeden Meclis'te milletvekillerinin onayına sunulmasının hedeflendiğini kaydeden Bakan Gürpınar, yasalarda belirlendiği şekilde sertifika ve diploma istenen mesleklerde, başlangıç maaşı olarak asgari ücretin yüzde 15 fazlasının öngörüldüğünü açıkladı.

Öğretmenlik mesleğini örnek vererek öğretmenlik mesleğinin icra edilebilmesi için diploma ve pedagoji sertifikası istendiğinin altını çizen Bakan Gürpınar'ın açıklamasına göre, Asgari Ücretler Yasası'nın Meclis'e sevkedilmesi ve onaylanması durumunda, bir öğretmen mevcut asgari ücret baz alındığında işie an az 1990 TL maaşla başlayacak.

Bu konuda önemli değerlendirmelerde bulunan Bakan Güprınar, şöyle konuştu:

"Bizim bu konudaki en önemli sorunumuz aslında çalışan kesim içerisinde asgari ücretle çalışan insanların sayısının ve oranının çok fazla oluşudur. Bu çok ciddi bir sorundur ve anomalidir. Başka ülkelerde normal şartlar altında, asgari ücretle çalışanlar toplam çalışan nüfusun yüzde 15'i dolayındadır.Ülkemizde maalesef asgari ücret genel bir ücret haline gelmiştir. Çalışanların önemli bir kısmını yakından ilgilendirmektedir. Çalışanların önemli bir kısmının aldığı ücrettir veya yatırımlarının yapıldığı ücrettir. Ücret rejiminde bir farklılaşmayı yaratabilmek için veya ona yol açacak bir zemin yaratabilmek için Asgari Ücretler Yasası'nda bir değişiklik öngörüyoruz. Bu kademelendirmeyi tetiklemek veya bu kademelendirmeye geçişe zemin hazırlamak üzere iki tane uygulama öngörüyoruz.

Bir tanesi mesleki kalifkasyona, sertifikasyona ilişkindir. Yasalarımız bir mesleği icra etmekte belirli bir sertifika zorunluluğu getiriyorsa, bu sertifika bir diploma olabilir, ustalık belgesi olabilir... Önemli olan yasalarımızda bir mesleği icra etmek için belirli bir belgeye sahip olma zorunluluğunun gösterilmiş olmasıdır. Bizim kriterimiz budur. Bu türden bir mesleği icare edeen kişilere, belirlenmiş asgari ücretin en az yüzde 15 artırılmış üzerinde bir ücret ödenmesini öngörüyoruz. Çok basit bir örnek vereyim. Örneğin öğretmenlik mesleğini icra etmek bir diploma mecburiyetine haizdir. Bir öğretmenlik diplomasına ve pedagoji sertifikasına sahip olacaksınız. Böyle bir kişi istihdam edildiğinde, asgari ücretin en az yüzde 15 artırılmış bir tutardan ödemesi yapılabilecek. Herkes o ücreti alacak demek istemiyorum ama o gruba giren insanların alabilecekleri en düşük ücret o olacak. Dolayısıyla resmi makamlara sunulan bütün bordrolarda da kabul edilebilecek sınır oradan geçecek. Aynı şekilde bir takım mesleklerimiz vardır ki yasalarımız ustalık belgesine sahip olunmasını şart koşmaktadır. Elinizde belge olmadan o mesleği icra edemezsiniz, yasaktır. Aynı kural onlar için de geçerli olacak.

Şu anda olmayan ama devletin ve hükümetin polştiikası gereği giderek yaygınlaştırılmasını hedeflediğimiz bir mesleki sertifikasyon sistemi vardır. benimsdiğimiz bir politikadır. İşgücünün niteliğinin artırılmasını ve sertifikalandırılmasını istiyoruz. Adım adım her meslekte o mesleği icra edebilmeniz için, onu yapabilecek yeterlilikte olduğunuzu kanıtlayacak bir sertifika sistemine geçilmesini öngörüyoruz. Aşama aşama her meslek için buna geçilecektik. Geçildikçe ve her meslekte sertifika sistemi zorunlu hale geldikçe, zorunlu sertifikasyon kapsamına giren tüm mesleklere bu uygulama yapılacak."

1 yıllık çalışana artı yüzde 5

Bakan Gürpınar, Asgari Ücretler Yasası'nda yapılacak bir diğer değişikliğin ise 1 yılını dolurmuş çalışanlara bir kjereye mahsus ödenecek ücretle ilişkili olduğunu ifade ederek, "Bizim çalıştığımız yasa tasarısı bir başka uygulama daha öngörüyor. 1 yıl çalışana asgari ücretin en az yüzde 5 artırılmış şeklinde ücret ödenecek. Bu bir defaya mahsus olacak.Çalışanların çok büyük bir bölümünün asgari ücret üzerinden çalışması veya asgari ücret üzerinden yatırımlarınyapılması gibi bir soruna, bir ölçüde çözüm bulabileceğimizi düşünüyoruz" dedi.

Bakan Gürpınar, hedef konusunda ise, "Bizim tasarımız büyük oranda hazırdır. Sene bitmeden önce Bakanlar Kurulu'nda onaylayarak, Meclis'e sevkedilmesini öngörüyoruz. Hükümet programındaki 1 yıllık süreyi kullanmayı düşünmüyoruz" şeklinde konuştu.

Toplam çalışma saatine üst kriter

AB yasalarına uyum çalışmaları çerçevesinde sürdürülen bir başka çalışmaya da açıklık getirerek, İş Yasası'nda yapılacak değişimleri de ayrıntılandıran Bakan Gürpınar, "AB mezvuzatında part time çalışmalarla ve çalışma saatleriyle ilgili olarak ayrı ayrı direktifler vardır. İş Yasası'nın bütünlüğü içerisinde bunları bir takım düzenlemelerle hayata geçireceğiz. Gündelik ve haftalık çalışma saatlerinde yasal sınırlar içerisinde bir değişiklik olmayacak. Ek mesailer de dikkate alınarak toplam çalışma saatlerinde bazı düzenlemeler ve kısıtlamalar gündeme gelecek. Haftada şu kadar saati aşamaz diye bir üst kriter olacak. Bunlar AB'de kabul gören kriterler olacak" dedi.

Yarı zamanlı çalışana yasal güvence

Yarı zamanlı (part time) çalışmanında İş Yasası'nda sadece tefsir kısmında tanımlanmış olmaktan ibaret olduğunun altını çizen Bakan Gürpınar, AB'de hazırlanan özel direktifler uyarınca yarı zamanşı çalışanların da tam zamanlı çalışanlarla aynı yasal haklara sahip olabilmesi için değişiklik yapılacağını kaydetti.

İşyerinin devrinde çalışana güvence

Bakan Gürpınar, hükümet programının hedefleri arasında yer alan ve iş yerinin devri halinde çalışanların haklarının korunmasını sağlayacak düzenlemeler üzerine de durarak, "Şu anda o gibi durumlarda gerçekten mağduriyetler yaşıyoruz. Çalışanların alacakları var. Biz daire olarak o alacakları tahsil etmek için muhatap bulamıyoruz...O konuda özel düzenleme öngörülüyor. Sosyal Sigortalar Yasası tahtında işsizlik sigortası kapsamında yapılacak bir düzenlemeyle, o kapsamdaki kaynakların bir kısmını bu amaç için, belli koşullar ve kriterler altında kullanılabilmesini öngören bir düzenleme yapıyoruz" şeklinde konuştu.

Bakan Gürpınar, mevcut uygulamanın işsiz kalan çalışanların 6 ay süreyle işsizlik ödeneği alması yönünde olduğunu ancak iflas eden işyerlerindeki çalışanları kapsamadığını anımsatarak, işverenlerin katkı yapacağı ilave kaynaklarla, iflas eden işyerlerindeki çalışanların da ödeme alabilmesinin sağlanacağını kaydetti.

"Devlet odaklı istihdam düşüncesinden vazgeçmemiz lazım"

Bakan Gürpınar, geçmiş dönemde yapılan bazı istihdam politikalarında, işverenin korunduğu yönündeki açıklamaların anımsatılması üzerine ise, işverenin korunmadığını amacın özel sektörün geliştirilmesi ve istihdamın artırılması olduğunu ifade ederek, şöyle yanıt verdi:

"İşverenleri koruyucu önlemler alınmıyor. Önemli olan istihdamın desteklenmesidir. İstihdamı gerçekleştiren kimdir? İşletmelerdir. Ve devlet odaklı bir istihdam düşüncesinden de artık vazgeçmemiz lazım. İstihdamın özel sektör eliyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle özel sektörün kurumsallaştırılması gerekmektedir ve bu doğrultuda yatırımın önündeki engellerin de ortadan kaldırılması ve yatırım ikliminin kolaylaştırılması gerekmektedir. Bu yapılırken işveren destekleniyor şeklinde yorumlanması doğru değildir. Söz konusu olan yatırımın ve istihdamın desteklenmesidir."

Genel denetim için sır gibi uygulama

Bakan Gürpınar, işyerlerinin denetlenmesinde özellikle gündeme gelen müfettiş sayısının azlığı konusunda ilşerleyen dönemde yapılacak yeni uygulamanın da mesajını verdi.

İşyerlerinin denetlenmesi için toplumsal dinamiklerin de harekete geçirileceği üzerinde duran ve ülkeye has olacak uygulamanın ilk örneğinin ekim ayında iş sağlığı ve güvenliği alanında hayata geçirilecek projeyle hayat bulacağını ifade eden Gürpınar, net açıklama yapmaktan kaçındığı yeni uygulamaya ilişkin olarak şöyle konuştu:

"Kayıt yapılması ya da yapılmaması genel bir sorunumuz. O sorunu da aşabilmek için daha sıkı ve yaygın denetim programını hayata geçirmeyi öngörüyoruz. Çalışma saatlerinin, sosyal güvenlik yatırımlarının ve diğer hususların denetlenebilmesi açısından daha yaygın ve etkin bir denetim sistemini hayata geçireceğiz. Bir ölçüde kadro artırımına gideceğiz 2016'da ama bunun yanı sıra dahadeğişik kapasiteleri de, bu toplumun kapasitelerini de, güç kaynaklarını da hayata geçireceğiz. Bir bölümü ihbarlar olacak , bir bölümü de başka... Günü geldiğinde açıklayacağız. Benzer bir modeli ekim ayında iş sağlığı ve güvenliğinde uygulayacağız. Yeni bir projemizi açıklayacağız.Bize özgü bir sistem olacak. Zayıf halkamız orası. Sadece daireden atanmış müfettiş değil ama bu toplumun dinamik kesimlerinin katkı koyacağı, birbirleriyle bağlı halde istişare edeceği bir sistem kuracağız."

Kadın çalışanın hakları korunacak

Bakan Gürpınari hükümet programında taahüt edilen Kadın ve Erkeğe Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliği Yasası ile Ayrımcılığı Önleme Yasası konusunda hedeflerin ve bu yönde yasal değişikliğe yol açan sürecin sorulması ve üzerine ise kadınların çalışma hayatında sadece ücret açısından ayrımcılığa maruz kalmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Sadece ücret değil. Yükselme pozisyonlarına tercih edilme nedenleri, hamilelik olaylarının kadın çalışanlar açısından dezavantaj görülmemesi.. Hamilelik de sık rastladığımız durumlardandır bugün çalışma hayatında. Kadın olmasının verdiği pozisyonun kendisine çalışma hayatında hiçbir şekilde bir dezavantaj olarak çıkmaması lazım ve bunu önleyici bir takım tedbirlerin gündeme gelmesi gerekiyor. Düzenli sistematik ve sonuç alıcı şekilde kapsamlı yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır. 2016 yılı bitmeden o yasal çalışmalar başladı. Tamamlanacak."

"Yasalar mutlaka hayata geçecek"

Bakan Gürpınar, çalışma hayatı ve içişleri konusunda hükümet programında onlarca yasa ve tüzük hedefi konulduğunun anımsatılması ve tüm bu taahhütlerin yaşama geçirilmesi konusunda olumlu olup olmadığının sorulması üzerine ise," Hükümet programına kapsamlı olarak yazdık Çok sayıda yasal düzenleme vardır. Onları programa bilinçli olarak koyduk. Hepsi de başlamış olan ve belli bir olgunluk seviyesine ulaşmış olan çalışmalardır ve öngörülen takvim içerisinde mutlaka hayata geçirilecek. Özellikle AB'ye uyum programı çeçrevesinde bir süredir sürdürdüğümüz çalışmalardır bunlar" dedi

"İhtiyaçlar sınırsız, olanaklar sınırlı"

Bakan Gürpınar, bakanlığın hedeflerine ulaşmasına bütçeyle ilişkili olduğunun anımsatılması ve bu konudaki hedefin sorulması üzerine ise, şöyle dedi:

"Bütçe her bakımdan sıkıntılı bir konudur. İhtiyaçlar sınırsızdır ama olanaklar sınırlıdır. Birçok konuda bütçe sıkıntıları yaşayabiliriz. Tam istediğimiz ya da ideal bütçeye ulaşamayabiliriz ama biz önümüze koyduğumuz hedefleri gerçekleştirmek için yeterli olacak bütçeyi yaratabileceğimizi düşünüyoruz. Bizim proje bazlı çalışmayı seven bir yapımız var. Bir kısım kalemler özel yürüttüğümüz veya yürütmeyi tasarladığımız projeler vardır ki onlarda gerek Türkiye Cumhuriyeti gerek değişik kaynaklardan kaynak yaratabiliriz."

"İşleri kavramaya ve kontrol altına almaya çalışıyorum"

İçişleri ve Çalışma bakanlıklarının birleştirilmesinin etkilerinin sorulması üzerine ise, ideal olanınÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ayrı bir şekilde organize edilmesi olduğunu ifade eden Bakan Gürpınar, içişleri kanadının çalışma yapısını kavramaya ve kontrol altına almaya çalıştığının altını çizerek, şöyle konuştu:

"Son 10 yıldır çalışma bakanlığı ayrı bir bakanlık oldu ve kurumsallaştı. O bakımdan İçişleri ve Çalışma Bakanlığı'nın birleşmesi, biraz daha dezavantajlı görünebilir ilk bakışta. Gerek benim Çalışma Bakanlığı'ndan gelmiş olmam, gerekse şu anda kurduğumuz organizasyon sayesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın aksayacağını düşünmüyorum. Biz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın organizasyon yapısını bozmadık. Bakanlık Müdürümüz de görevine devam ediyor. Müsteşarımız teknik nedenle görevinden alındı ama müşavir pozisyonunda görevine devam edecek. Konuşarak, görüşerek yaptık. Asgari Ücret Tespit Komisyonu başkanlığı görevine devam ediyor. İçişleri Bakanlığı çok geniş bir bakanlık ama muahceret kanadı çalışma bakanlığıyla çok yakından ilgiliydi ve istişare halinde çalıştığımız bir kesimdir. O nedenle buna yabancı değilim. Bilgisayar ağımız da çalışma izinleri ve muhaceretle ortaktır. Ancak tabi ki kaymakamlıklar var, belediyeler var, tapu, iskan gibi hususlar var. Müsteşarlarımız, daire müdürlerimiz var, 1 ay çok sıkı şekilde çalışma içerisinde işleri kavramaya ve kontrol altına almaya çalışıyorum ve kısa süre içerisinde bunu ileriye götüreceğimizi düşünüyorum."

"Sosyal güvenlik kurumlarını dibe doğru çekiyor"

Bakan Gürpınar, içişleri bakanlığı ayağındaki Belediyeler Yasa Tasarısı hedefinin sorulması üzerine ise, belediyelerdeki sosyal gvenlik yatırımı sorunlarının sosyal güvenlik kurumlarını da dibe doğru çeken ve ertelenemez bir sorun olduğunun altını çizdi.

Bu konuda kısa sürede çözüm üretilmesi gereği üzerinde duran Bakan Gürpınar, "Sosyal güvenlik boyutuyla bizi çok ilgilendiriyor. Daha fazla geciktirilmesine tahammülümüz yoktur. Belediyelerin mali disiplin altına girmesi ve çalışanların sosyal güvenlik haklarının sağlanması, sosyal güvenlik kurumlarımızın alacaklarının da düzgün şekilde tahsil edilmesi gerekiyor. Çünkü her 3 açıdan da son derece önemlidir. Her geçen gün, her 3 açıdan da kötüye doğru gidiyor. Sosyal güvenlik kurumlarını da dibe doğru çekiyor açıkcası. Onun için bunu çözmek zorundayız. Başka çaremiz yoktur. Mutlaka ve mutlaka bu dönemde bu sorunu çözeceğiz" dedi.

Kadın Sığınma Evi, TOCED ve Lapta Huzurevi

Bakan Gürpınar, sözlerini ise Sığınma Evi hedefi, TOCED'in kadrosunun oluşturulması ve Lapta Huzurevi'nin sil baştan yeniden yapılandırılması konusundaki projelere dair açıklamalarla tamamladı.

Ülkede kısa sürede Kadın Sığınma Evi açılacağını ifade eden Bakan Gürpınar, şöyle konuştu:

"Biz istihdamı artırmak, özellikle kadın girişimciliğini artırmak için girişimlerimize devam edeceğiz. Bunun yanı sıra iş sağlığı ve güvenliğinin geliştirilmesi için çok geniş kapsamlı bir proje gündemimizde. Umarım ki ekimde hayata geçireceğiz. Çalışma yaşamının bütününe ilişkin denetim programımız hayata geçecek. Artı 2016 yılı için bazı yatırım hedeflerimiz var. Örneğin Lapta Huzurevi'nin sıfırdan yeni bir proje olarak, eski orijinal arazisi üzerine inşaa edilmesi var. Türkiye ile ortak olarak 2016'da inşaatına başlayacağız. Kadın Sığınma Evi'ni de hayata geçireceğiz. TOCED'iyasası gereği de hayata geçireceğiz. TOCED için kadro oluşturmadan hayata geçirmemiz mükün değildi. Girşimlerimizi yaptık. Hemen akabinde seçim takvimi işlemeye başladı. O dönemde istihdam mümkün değildi. Biz mayıs ayında resmi girişimlerimizi başlattık. Hükümet değişimi derken uzadı. Maliye'den bize tamam denildi. Resmi yazı henüz gelmedi. Asgari düzeyde faaliyete geçmesini sağlayacak teknik düzeydeki elemanları içeren kadroları bize sağlayacaklar. Sekreteryasını diğer dairelerden kaydırmak suratiyle yapacağız. Birkaç ay içerisinde gerçekleştirmeyi umuyoruz."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.