İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

Özgürgün: "Bazı arkadaşların hırsları mantıklarının önüne geçti"

Özgürgün: "Bazı arkadaşların hırsları mantıklarının önüne geçti"

Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Kurultayda Genel Başkanlığı aday Milletvekillerinin aday olma şekillerinin ve amaçlarının parti içi demokrasiye katkı değil, partinin bütünlüğüne darbe olduğunu vurguladı.

Yayın Tarihi: 03/09/15 16:00
okuma süresi: 6 dak.
Özgürgün: "Bazı arkadaşların hırsları mantıklarının önüne geçti"
A- A A+

Özgürgün; Ulusal Birlik Partisi'nin Bakanlarının açıklanmasından sonra bazı arkadaşların hırsları mantıklarının önüne geçti. Ne acıdır ki Genel Başkan bile Bakanlık almadı diye düşünmediler.

Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün katıldığı bir televizyon programında yöneltilen sorulara verdiği yanıtlarda şunları söyledi;

Parti Genel Başkanlığına geldiğim 31 Ağustos 2013'ten buyana geçen süreçte Ulusal Birlik Partisinde yaşananlar sonrası yıkılan dökülenleri tamir etmek, yeniden birlik beraberliği tesis etmek, yaratılan kutuplaşmaları, kamplaşmaları ortadan kaldırmakla uğraştım. Aradan zaman geçti, Partimizin kurumsallaşmasına katkı sağlayacak yeni bir tüzük çalışması başlattık. Yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeni ile ertelense de 06 Haziran 2015 tarihinde oy birliğiyle partimize kazandırdık. Tüzük gereği yapılan üyeliklerle yaklaşık 8000 üye ile kurultaya gidiyoruz. Bu tüzük değişikliği oy birliği ile yapıldı ve bu yapı oybirliği ile oluştu. Hükümete girme olayı da oybirliği ile alındı, son yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde destekleyeceğimiz adayın destek kararı da oybirliği ile alındı, her şey oybirliği ile oldu. Hükümet açıklandıktan sonra olaylar başladı. Hükümet açıklanana kadar her karar oybirliği ile alınıyordu. Zorlu Töre dışında hangi arkadaşa hükümet kurulurken bakanlık versek alırdı. Sadece Zorlu Töre ben bakanlık istemem demişti. Bir parti hükümete girme kararını oybirliğiyle alıyorsa ve bir sorumluluk alma gerektiğini hissediyorsa bu da olması gerekirdi. O süreçten sonra karşımıza böyle bir tablo oluştu. Ben böyle bir tabloya üzülüyorum. Ben hiçbir UBP'linin bu tablodan mutlu olduğunu düşünmüyorum. Genel Başkanlığa aday olanların oluş niyetleri maalesef bu sürecin çok iyi sonuç doğurmayacağını gösteriyor. Arkadaşların aday olma şekli ve niyeti ve şu anki tavırlarında gördüğüm, parti bölünme sürecine giriyor. Bunu geçmiş tecrübelerime ve yaşadıklarıma göre sezinliyorum. Sıkıntılı bir dönemde başkanlığı devralmıştım. Şimdi de bırakmak istemiyorum. Çünkü partimizi yeni yeni toparlamaya başladık. Genel Seçime kadar Başkan olmak istiyorum. Bunu açıklamış ve demiştim ki; 'Partimi ilk Genel Seçimde iktidar yapmazsam çekilirim.' Onun için başkanlığa seçime kadar devam etmek istiyorum. Adayların birlikte hareket ettikleri kesindir. Niyetleri partimizi bölmek olmasa bile, olaylar durumu oraya götürüyor. Belki partimizi bölme niyetleri yoktur ama oraya gider. Benim kazanmamam partide tam kaos yaratır. Bakanlık saptama hükümet kurulurken Genel Başkanın yetkisine verilmiştir. Bu tüzüğümüzde bellidir. Keşke bu böyle olmasaydı ve bakanları başka kurullar seçseydi. Dolayısıyla Genel Başkan olduğum için bakanları saptamak mecburiyetindeydim. 'Ben saptayamadım, siz saptayın' deseydim daha çok kaos olurdu. Ben bir strateji uygulamadım. Eğer bir strateji uygulasaydım şimdi Başbakan yardımcısı olurdum. Ben makam sevdalısı değilim. Makam sevdalısı olsaydım makam alırdım. Benim bütün niyetim partimizi toparlamaktı. Bunun için de hükümet dışında kalmam gerektiğini düşündüm. Ama bu aday arkadaşlar bunu bile algılayamadılar. Hırslarına yenik düştüler.

Kıbrıs konusunda iki partinin kendi partilerinde aldığı kararlar geçerlidir ve bu hükümeti bağlamaz. Bizim olmazsa olmazlarımız bellidir. İki kurucu devlet, iki halkın eşitliği, Sulandırılmamış iki kesimlilik ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin etkin ve fiili garantisi devam edecektir. Bundan asla taviz vermeyiz. Bu bizim kırmızı çizgimizdir. UBP'nin görüşleri nettir. Bu hükümet görüşü değildir. Mülkiyet konusunda al-ver olacakmış! Tapusunu eline alan 'burası benim siz evimden çıkın' diyecekmiş' Kavga çıkar. Çatışma çıkar. Dolayısıyla hiç kimseyi yüz yüze getirmeden tazminatlarla bu iş çözülür. Aksi takdirde çözüm olmaz. Global takas ve tazminat yapılması lazımdır. Birinci öncelik bu olmalıdır. 1963'lerde, 1967'lerde de 103 Türk köyü terk edilmişti ve kaybedilenler vardır. Hepsi de göz önünde bulundurulmalıdır. Rum 'Ben global takası ve tazminatı kabul ettim' diyemiyor. Çünkü seçmenlerine yıllarca 'evlerinize geri döneceksiniz' denildi.

Bu hükümet oy hesabı yapmadan sadece ülkemize ve halkımıza hizmet için kurulan bir hükümettir. Ulusal Birlik Partisi ülkenin en büyük en güçlü ve en köklü partisidir. İster muhalefet isterse iktidarda ülkeye hizmet partimizin misyonudur. Bu nedenle sorumluluktan kaçamazdık. İnancım odur ki halkımızın beklentilerine yanıt verecek böylesi geniş tabanlı bir hükümet mutlaka başarılı olacaktır. Ülkemizde önemli sorun haline gelen gençlerimizin istihdamlarına olanak sağlayacak şartların yaratılması en önemli hedefimizdir. 2016 Ocak ayından itibaren istihdam yaratma imkânı arayacağız ve ilk seçimimiz işten durdurularak mağdur edilen 88 kişinin yeniden işe alınmasını sağlamak olacaktır.

BASIN BÜROSU

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.