İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Faika Paşa: "Akıncı'nın AB'ye çağrı yaptığı açıklama talihsiz"

Faika Paşa: “Akıncı'nın AB'ye çağrı yaptığı açıklama talihsiz”

Yüzyılın en büyük mülteci krizini görmezden gelen dünyanın gözü, Aylan Kurdi adlı 3 yaşındaki çocuğun Bodrum'da kıyıya vuran cansız bedeni ile açıldı. İnsanlık, Ortadoğu'daki çatışma ortamından kaçarak güvenli bölgelere gitmek isterken Ege ve Akdeniz'de hayatlarını kaybeden insanların kıyıya vuran cesetleriyle yüzleşirken, geçtiğimiz yıllarda sahile vuran insan cesetleriyle karşılaşan ve bu insanlık sorunuyla sürekli burun buruna olan Kuzey Kıbrıs'ta Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın AB'ye yaptığı çağrı dışında, devlet ve hükümet yetkilileri hala sessiz.

Yayın Tarihi: 05/09/15 10:26
okuma süresi: 11 dak.
Faika Paşa: “Akıncı'nın AB'ye çağrı yaptığı açıklama talihsiz”
A- A A+

Ülkemizde yıllardır mülteci hakları için mücadele veren Mülteci Hakları Derneği'nden Avukat Faika Deniz Paşa ise, yasaların ön gördüğü ve güvenli olan yollardan girmeye çalışan onlarca çocuk, yetişkin, yaşlı, kadın ve erkeğin geri gönderildiklerinin altını çizerek, insanların güvensiz yollara başvurmaya itildiğini anımsatarak, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın AB'ye çağrısını "biraz talihsiz bir açıklama" olarak nitelendirdi. Paşa, Cumhurbaşkanı'na ülke kapılarının mültecilere kapalı olduğunu anımsatarak, ülkeye çeşitli yollarla giriş yapanların ise mahkemelere çıkarılıp, cezaevlerine gönderildiklerine dikkati çekti.

Kıbrıs Postası - Meryem Ekinci


Özellikle Suriye'deki çatışma ortamından güvenli bölgelere kaçmak isterken, Akdeniz ve Ege'de boğulan mültecilerle ilgili haberlerin ark arkaya geldiği bugünlerde, gözler hem Suriye'ye yakın olan hem de kıyıları Akdeniz'e bakan ülkemizde, mülteciler konusunda karşı karşıya kalınabilecek acil durumlara ve yıllardır süre gelen uygulamaların ne derece yeterli olduğuna çevrildi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın, geçtiğimiz gün 3 yaşındaki Kobanili Aylan Kurdi'nin cansız bedeninin Bodrum'da kıyıya vurmasının ardından Avrupa Birliği'ni "Bu insanlık suçudur. Buna bizim de parçası olmayı çok arzu ettiğimiz Avrupa Birliği daha fazla sessiz kalmamalıdır. Kapılarını bu insanlara açmalıdır. En azından Türkiye kadar açabilmelidir" sözleriyle eleştirmesi ülke gündeminde dikkat çekerken, Mülteci Hakları Derneği ise mülteciler konusunda izlenen tutum konusunda eleştirilerde bulundu.

"Cumhurbaşkanı henüz inisiyatif almış değil"

MHD Hukuk Danışmanı, Avukat Faika Deniz Paşa, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın AB'yi eleştirdiğinin anımsatılması ve Yabancılar ve Muhaceret Yasası'nda mültecilere yönelik hazırlanan değişikliklerle ilgili bir inisiyatif alıp almadığının sorulması üzerine, ülkeye gelen mültecilerin mahkemelere çıkarıldıklarına ve cezaevlerine gönderildiklerine dikkati çekerek, Cumhurbaşkanı'nın açıklamasını "biraz talihsiz bir açıklama" olarak nitelendirdi.

Paşa, şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanı'nın yaptığı çağrıyı biraz talihsiz bir açıklama olarak değerlendirmekten kendimi alamıyorum. Şöyle ki, AB'ne kapılarını açması konusunda çağrı yaparken, liderliğini üstlendiği coğrafyanın kapılarının sonuna kadar kapalı olmakla kalmayıp, bir şekil giriş yapan birçoklarının, AB ülkelerinde olmadığı şeyliyle, düzensiz girişlerinden ötürü mahkemelere çıkarılıp, cezaevlerine kapatıldığını görmezden gelmiş. Düzenli gelenlerin ise yine bu ülkelerde olmadığı şekliyle yasal kurallardan yoksun olan bu coğrafyada belirsizlik içerisinde yaşamlarını idame ettirmeye çalıştıklarını görmezden gelmiş... Cumhurbaşkanı bu konuda henüz bir inisiyatif almış değil. Ancak gerek mülteciler özelinde, gerekse genel olarak insan haklarına saygı konusunda duyarlılıkları olduğunu gözlemliyoruz. Temennimiz önümüzdeki günlerde bu konuya da eğilmesi yönündedir."

1 ayda 340 bin insan

Faika Deniz Paşa, özellikle Karpaz açıklarında geçtiğimiz yıllarda denizde boğularak kıyıya vuran mültecilerin gerçeğiyle yüzleşen ülkemizde, böylesi bir durumla yeniden karşı karşıya kalınması konusunda ise önemli değerlendirmelerde bulundu.

Ağustos ayı sonu itibariyle Akdeniz'i yaklaşık 340 bin insanın güvenli olmayan yollarla geçmeye çalıştığına ve 2 bin 500 göçmenin de Akdeniz'de hayatını kaybettiğine dikkati çeken Paşa, "2 hafta önce Libya açıklarında bir gemide 51 ceset bulundu. Birkaç gün önce Kobanêli Aylan'ın Türkiye sahillerine vurmuş olan fotoğrafı, klişe olacak ama başka bir tabirle de ifade edemeyeceğim, yüreklerimizi parçaladı. Fotoğraf insanlığın içerisinde bulunduğu krizin sembolü haline geldi. Ancak şunu söylemek gerekiyor ki insanlığımız uzunca bir süredir krizde."

"Uzun zamandır endişeliyiz"

Ülkelerindne kaçarak yaşam hakkı için KKTC'ye gelen ve ülkeye güvenli yollardan giriş yapmaya çalışan insanların geri gönderildiklerinin altını çizen Paşa, bu nedenle mültecilerin güvenli olmayan şekilde, insan kaçakçıları kanalıyla güvenli bölgelere gitme riskini göze aldıklarını belirterek, insanların hayatlarını kaybetmeleri konusundaki endişelerin de uzun zamandır var olduğunu vurguladı.

"Bizim coğrafyamızda, yani Kıbrıs'ın kuzeyinde ise giriş kapılarından, Girne Limanı'ndan, Ercan Havaalanı'ndan hemen hemen her gün ülkemize yasaların öngördüğü ve güvenli olan yollardan girmeye çalışan onlarca çocuk, yetişkin, yaşlı, kadın ve erkek geri gönderiliyor. Bazı kişiler, aileler birden fazla kez güvenli yollardan giriş yapmayı deniyor, her defasında reddediliyor. Yani bu insanlara güvensiz yollara çıkmaktan, insan kaçakçılarına ve tacizlerine para vermekten başka seçenek bırakılmıyor. Bu nedenlerden ötürü evet uzun zamandır endişeliyiz" diyen Paşa, bir başka sorunun ise mültecilerin mahkemelerde yargılanması olduğunun altını çizdi.

"İki lokma verip geri gönderildiler"

Paşa, geçtiğimiz yıl kasım ayında SOS veren bir gemiden kurtarılan ve daha sonrasında ise sınırdışı edilen 235 mültecinin durumuna işaret ederek, "Geçen yıl kasım ayında Aylan'ın sonunu paylaşmayan, yaklaşık 235 Suriyeli ve Êzidî batan bir gemiden kurtarılmış ve bizim ülkemize varmıştı. Bu insanlar iki lokma yemek verip, geri gönderildiler geldikleri yerlere … Bu da krizin diğer yarısı" dedi.

150'si çocuktu

"Son yıllarda kaç mülteci KKTC'ye geldi? Bunların kaçta kaçı çocuktu?" sorusuna karşılık olarak ise aralarında 2014 yılında 85 çocuğun olduğu 2015 yılında ise 65 çocuğun olduğu toplam 441 kişinin tespit edildiğini vurgulayan Paşa, bu insanların tümünün geri gönderildiğinin de altını çizdi.

Paşa şöyle konuştu:

"Biz Mülteci Hakları Derneği olarak, kendi sınır kapısı ve cezaevi izleme prosedürlerimiz çerçevesinde ve derneğimize yapılan başvurularda 2014 yılında yaklaşık 256 kişi tespit ettik, bu kişilerden 85'i çocuktu. 2015 yılı Haziran ayı sonu itibariyle de 185 kişi tespit ettik, bunların 65'i çocuktu. Bu sayılar ancak gerçek sayıların oldukça altında olduğu görüşündeyiz. Bir de belirtmeliyiz ki bu insanların büyük bir çoğunluğu şu anda coğrafyamızda değil. Ya geri gönderildiler ya da girişlerine ancak daha sonra başka yere gidecekleri koşuluyla geçici olarak izin verildi."

Baba girdi eşi ve çocuğu Ercan'da kaldı

Paşa, Kıbrıs Postası'na verdiği röportajdan hemen önce yaşanan çarpıcı bir gerçeği de aktararak, şöyle dedi:

"Örneğin bu röportajın yapılmasından hemen önce derneğimize bir baba geldi ve karısı ve çocuğunun Ercan Havaalanında olduğunu, girişlerine izin verilmediğini ve geri gönderilmek üzere uçağa bindirildiklerini söyledi."

Sosyal hizmetler lafta kaldı

"Çocuklar konusunda Sosyal Hizmetler Dairesi'nden, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan ve Sağlık Bakanlığı'ndan yeterli destek aldınız mı?" sorusuna karşılık ise Paşa, sosyal hizmetler ayağının eksik olmasına rağmen Sağlık Bakanlığı ile Tabipler Birliği'nden sağlık anlamında tam destek alındığını kaydetti.

Paşa, "Sosyal Hizmetler yetkilileri istekli olmalarına rağmen kurumun kendi sınırlarından ve yetersizliklerinden dolayı, şimdiye dek yalnızca refakatsiz çocukların barınması ile ilgili yardım talep ettik, ancak karşılanamadı. Yine de kısa süreliğine alternatif yolların aranması ile ilgili yardımcı olundu. Eğitim hakkı ile ilgili ise daha çok Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası'nın destek ve dayanışmasıyla ilerleme kaydettik. Sağlık ile ilgili de, özellikle altını çizmek isteriz, hem Bakanlık yetkilileri, hem Tabipler Birliği ve Odası hem de bireysel olarak doktorlardan çok destek görmekteyiz. Bugün sağlık hakkı ile ilgili uygulamalar, sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de özlenen ve ideal bir noktada" şeklinde konuştu.

"Devlete rağmen hakları korumaya çalışıyoruz"

Paşa, "MHD'nin en büyük destekçi kim? Devlet bunun neresinde?" sorusuna karşılık ise, "MHD'nin en büyük destekçisi 2009 yılından beri uygulayıcı ortağı olduğu Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Kıbrıs Ofisi. Bugün mültecilere sosyal, psikolojik ve hukuki yardımı bu ofis ile yürüttüğümüz proje çerçevesinde sağlayabiliyoruz. Diğer ihtiyaçlar ve etkinlikleri de KTÖS, Tabipler Birliği ve Odası, MAGEM, SOS Çocuk Köyü, Belca, Atakom, Soexho, Ghetto Restoran, 1984 Bar gibi sivil toplum kuruluşları, şirketler ve üye ve gönüllülerimiz sayesinde gerçekleştirebiliyoruz. Çalışma ve Sağlık Bakanlıklarını ayırarak devletten destek görmek bir yana devlete rağmen hakları korumaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Gözler Yabancılar ve Muhaceret Yasası'nda

Paşa, Yabancılar ve Muhaceret Yasası'na öngörülen değişiklikler konusunda ise devlet yetkilileri, bakanlar ve milletvekillerinden destek gelip gelmediğinin sorulması üzerine de, Hukuk Komitesi'nde görüşülen önerilerin onaylanması temennisinde bulundu.

Paşa şöyle dedi:

"Kıbrıs'ın kuzeyinde çalışan etkin bir sığınma mekanizması olmaması sebebiyle mülteci hakları sistematik olarak ihlal edilmesinin önüne geçebilmek için MHD olarak uygulayıcı ortağı olduğumuz Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Kıbrıs Ofisi ve ülkemizdeki sivil toplum örgütleri ile istişare halinde Fasıl 105 Yabancılar ve Muhaceret Yasası'na değişiklik önerileri hazırladık. Bu öneriler Meclis'te temsil edilen tüm partilerden birer vekilin önerisiyle şu an Hukuk Komitesi'nde görüşülmekte. Temennimiz en kısa sürede komiteden onay alıp Mecliste oylanması ve değişikliklerin uygulanmaya başlanması."

"En büyük krizi insanlığımıza yaraşır şekilde atlatmalıyız"

Paşa sözlerini, "Son olarak söylemek istediğim şey sorumluluklarımızı duyarlılığa dönüştürmenin zamanı geldiğidir. İnsanlık olarak ikinci dünya savaşından beri yaşanan en büyük ölçekli ve en ağır krizi, bu dönemin insanları olarak, insanlığımıza yaraşır şekilde atlatmamız gerekmektedir" şeklinde tamamladı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.