Angolemli: "Sürücü eleştiriliyor, alt yapıya bakılmıyor"

Trafik konusunun direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi gibi konularla her zaman sürücülerle ilişkilendirmesini eleştirerek, alt yapı sorunlarının basın da dahil kimse tarafından eleştirilmediğini söyleyen Angolemli, yolları denize benzetti ve "Asıl neden alt yapıdır. Her taraf tabela. Anayola çıkarsınız, önünüzü göremezsiniz. Veyahut hayvan leşleri yollarda. Sürücülerimiz hayvanlara çarpmasın diye kaza yapmış. Vadili Belediyesi o bölgede hayvan leşlerini kaldırmamış. Efendim haber veren olmamış. Kimdir belediyelerde sorumlu. İçişleri Bakanlığı'dır. Gerekli uyarıyı yapmalılar" dedi.

Angolemli'nin konuşması sırasında salonda sadece Başbakan Ömer Kalyoncu vardı. Konuşmanın tamamlanmasına yakın Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da salona girdi.

Angolemli trafik kazaları konusunda artık basının da sadece sürücü hatalarını değil alt yapı sorunlarını da dile getirmeye çağırdı. Angolemli, sigorta şirketlerine de alt yapı sorunlarını gidermeyen devleti dava etmeleri çağrısında bulundu.

Ertuğruloğlu: "İhaleye teklif veren müteahhit bulamıyoruz"

Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da Angolemli'nin konuşması sonrasında değinilen konularla ilgili açıklamalarda bulundu.

Ertuğruloğlu, trafik konusunda geçtiğimiz hafta da kürsüden konuşma yaptığını anımsatarak, çok haklı eleştiriler olduğunu ve bu eleştirilerin yılların getirdiği ihmalkarlıkların sonucu olduğunu vurguladı.

Önlem almaya çalıştıklarında mevcut sistemin konulara ivedilikle önlem alınmasına olanak tanımadığını ifade eden Bakan Ertuğruloğlu, Kırıkkale'de 3 köprü olduğunu, mevcut bürokratik yapıyı birkaç ay gecikmeli olarak aşıp ihaleye çıktıklarında, teklif veren müteahhit bulunmadığını, süreyi ikinci kez uzatmalarına rağmen teklif veren müteahhit çıkmadığını kaydetti.

Ertuğruloğlu, nedenini sorduklarında ise "Sayın Bakan arkadaşlar arkadan geleceğini düşündüğü daha büyük boyutlu ihalaler var. Bu küçük ihalelere girmeleri halinde büyük ihalelere girme şansları düşer" yanıtını aldığını kaydetti.

Ertuğruloğlu, bakanlığın ihaleye çıkmadan harcayacağı miktarın 25 bin TL olduğunu, bunu iki kez yapmanın ise Maliye Bakanlığı tarafından sisteme karşı bile bile hile yapma eleştirisini gündeme getirebileceğini kaydetti.

Ertuğruloğlu, "25 binin üzerinde bir ihaleye çıkarsınız, teklif veren çıkmaz. Tabi bunların sorunu bizlerin sorunu. Bunları mazeret olsun diye söylemiyorum ama en fazla şikayetçi olunan bakan olarak ben merkezi ihale sistemini eleştiren birisiyim ben. Bakanlıkların kendi yetki alanlarında ivedilikle hareket edebilecekleri bir ihale sisteminin olması lazım" dedi.

Ertuğruloğlu bir diğer sıkıntının ise dairelerin ne personel ne de teçhizat açısından yeterli olmaması olduğunu kaydederek, ne personel ne de teçhizat açısından yeterli bir Karayolları Dairesi olduğunu iddia edemeyeceğini ifade etti.

Ertuğruloğlu şöyle konuştu:

"İlgili bütün bakanlık ve daireleri bu hantal ve randıman vermekten uzak yapıdan nasıl çıkacağız sorusunun yanıtını bulmamız lazım. Ben şu kuralı bu kuralı dinlemem de yaparım ama sonrasındaki eleştirileri hak eden biri olmadığımı düşündüğüm için geri duruyorum. Aynen Ercan Havalimanı'nda ağaç konusunda yaşadığım sıkıntı gibi. Karayolları güvenlikten yoksun.

Burada ne trafik ışıklarına ne tek yollara saygılı sürüyoruz, ne bisikletliye ne motosikletliye saygılı araç kullanıyoruz ama bunu vatandaşı suçlamak için söylemiyorum.

Açıköğretim Fakültesi'nin önünde bir kavşak var. Bedrettin Demirel Caddesi'ndeki trafik sıkışıklığı her gün herkesin yaşadığı bir sıkışıklık. Zaten Dereboyu çok sıkışık. Tek yollara kimse uymuyor. Gece trafiğin azaldığı saatlerde kimse kırmızıyı dinlemiyor, nasıl olsa sağdan soldan gelen araç yok, geçiyor. Batılı ülkeler hem kamera koyuyor hem de devamlı yanıp sönen sarı ışık var. Bunu bile yapmaktan aciz bir noktdayız. Yollarımız araç sayısına yeterli değildir. Trafiğin akışını sağlayacak yöntemleri bulmamışız. Trafik ne kadar sıkışırsa sıkışsın belki ölümlü bir kaza olmaz ama çok rahat kazaların olabileceği bir bağlantıdır Bedrettin Demirel Caddesi. Çağdaş bir devlet olduğumuzu, AB'yi hak eden insanlar olduğumuzu söyleriz övünürüz ama devletin işleyişiyle ilgili hiçbirimizin hakkıyla görev yapamadığımızı da bir realize bir özeleştiri olarak gündeme getirmek mecburiyetindeyiz. Başka türlü bunları aşamayacağız. "