Davutoğlu: "KKTC'ye her türlü katkıyı vereceğiz"

Görüşmenin ardından basına açıklama yapıldı.

Kıbrıs Postası Özel

Akıncı açıklamasında; "Bugün yaptıklarımız yarını etkileyen hususlardır. TC ile KKTC arasındaki ilişkinin diğer boyutu da budur. Bulundukları süre içinde, gerek benimle gerek hükümetle yapacakları çalışmaların verimli geçmesini diliyorum" dedi.

Davutoğlu açıklamasında "Müzakereleri ele aldık, son gelinen aşamaları değerlendirdik. Görüşlerimizi paylaştık, TC'nin tavrı açıktır! Annan Planı ve referandumunda olduğu gibi, her türlü katkıyı vermeye hazırız. İki kesimliliğe dayalı, adil ve siyasi eşitliğe dayalı bir Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulması hepimizin ortak hedefidir" dedi.

AKINCI: "ÇÖZÜM BULMA GAYRETLERİMİZ SÜRÜYOR"

Akıncı konuşmasında şunları kaydetti:

"KKTC ile TC arasındaki yakın ilişki, tarihten ve kültürel bağlardan kaynaklanan bir yakınlıktır. İçinde bulunduğumuz dönemde, iki açıdan bu ilişkinin büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Kıbrıs'ta yarım yüzyıla yaklaşan bir dönemdir çözüm için uğraş verilmekte, 1960'ta başlayan müzakerelerde 47'nci yılı doldurmuş bulunmaktayız. Bugün geldiğimiz noktada, yarım yüzyıllık soruna her iki halkın da onay verebileceği çerçevede, çözüm bulma gayretlerini yürütüyoruz. Önümüzde aşmamız gereken engebeli bir yol da var. TC Hükümeti'nin ve TC'nin bir bütün olarak sürece verdikleri destek, yanımızda hissettiğimiz bir destektir. Bugün yapmış olduğumuz görüşmeler sonrasında da bu görüşü teyit edebilirim. Türkiye'nin yakın ilgi ve desteği bizimle beraber olacaktır.

"ÇALIŞMALARIN VERİMLİ GEÇMESİNİ DİLİYORUM"

Bulacağımız çözüm sonrasında Kıbrıs Türk halkının kendi kurucu devletiyle, en sağlam şekilde varolabilmesi ve federal çatı altında AB'de yaşayabilmesinin temel koşulu güçlü bir KKTC'nin varlığıdır. Bugün yaptıklarımız yarını etkileyen hususlardır. TC ile KKTC arasındaki ilişkinin diğer boyutu da budur. Bulundukları süre içinde, gerek benimle gerek hükümetle yapacakları çalışmaların verimli geçmesini diliyorum.

"GELİŞMELERİ GÖRMEK BİZİ MUTLU ETMEKTEDİR"

Geçtiğimiz gün AB ile Türkiye arasında yeni bir açılımın doğması, bizler açısından sevindirici olmuştur. Türkiye'nin 11 yıldır ara verilen AB – TC zirvesinde buluşulmasının, fasılların yeniden açılacak olması bizi de yakından ilgilendiriyor. Türkiye'nin özlemi olan AB'nin içinde hak ettiği yeri almasını bizler de çok arzuluyoruz. Bir yandan Kıbrıs Sorunu'nu çözme mücadelesini sürdürürken, gelişmeleri görmek bizi mutlu etmektedir. Kıbrıs'ta bir çözüm, olası enerji kaynaklı gerginlikleri yok edecek, Türkiye üzerinden geçerek, yeni bir işbirliği doğacağı ve istikrara katkı yapacağını değerlendiriyorum. Kıbrıs'ta bir çözüm, birleşik Federal Kıbrıs'ın Türkiye ve Yunanistan ile ilişkilerini de geliştirecektir."

DAVUTOĞLU: "TC, KKTC'NİN YANINDADIR"

Davutoğlu konuşmasında şunları kaydetti:

"Görüşmelerimiz her zaman olduğu gibi ortak anlayış çerçevesinde gerçekleşti. Birinci husus KKTC TC ilişkileridir ki, herhangi bir TC Başbakanı, ilk ziyaretini KKTC'ye yapmayı bir gelenek haline getirmişse, bu Türkiye bir ülke olarak her zaman Kıbrıslı Türklerin hür iradesiyle kurulan KKTC'nin yanındadır.

"KKTC'YE HER TÜRLÜ KATKIYI VERECEĞİZ"

Herşeyiyle, her zaman olduğu gibi KKTC'nin yanında olduğumuz mesajını sizlere getirmekten mutluluk duyuyorum. KKTC'nin sağlam demokrasi, ekonomi ve kültürel yapısıyla ayakta durması hepimizin hedefidir. AB demokrasilerinde bile az görülen olgunlukla yöneticilerini belirleyen Kıbrıs Türk halkı, siyasi olgunluk bakımında büyük bir başarı göstermiştir ve demokratik atmosferi en belirgin şekilde yaşıyor olmasından memnuniyet duyduk. 4 yıl boyunca hükümetlerimiz döneminde de KKTC'ye her türlü katkıyı vereceğiz.

Müzakereleri ele aldık, son gelinen aşamaları değerlendirdik. Görüşlerimizi paylaştık, TC'nin tavrı açıktır! Annan Planı ve referandumunda olduğu gibi, her türlü katkıyı vermeye hazırız. İki kesimliliğe dayalı, adil ve siyasi eşitliğe dayalı bir Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulması hepimizin ortak hedefidir. Bugün çevrede yaşanan krizlere baktığımızda, Kıbrıs'ta yürüyen müzakerelerin tek olumlu yönde seyreden süreç olduğu aşikardır... KKTC'nin yanında yer aldık, almaya da devam edeceğiz. 2004 yılında ulaşılabilecek çözüme hayır diyen Rum kesimi olumlu bir tavır takınsın, iki halkı ortak bir adada yaşama imkanı verecek çözüme gidilmesinin önü açılsın. BM'nin yürütmekte olduğu görüşmelere, TC destek vermeye devam edecek. Diğer garantör ülkeler gibi TC'de bir aktif rolü vardır. Gerekli adımları atmaktan çekinmeyecektir.

"TEDBİRLERİMİZİ ALDIK"

Doğu Akdeniz bir kriz bölgesi olarak anılıyor. Doğu Akdeniz'in asli unsurları olan TC ve Yunanistan, Türk ve Rum halkı bir araya gelebilirlerse, bu Doğu Akdeniz'in kaderini de değiştirecek. Biz KKTC'de hem Kıbrıslı Türk soydaşlarımızın barış içinde yaşaması, hem de huzurlu olunması için tedbirlerimizi aldık.

Pazar günü, AB Türkiye Zirvesi'nde olduğu gibi, yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz. O atmosferin adaya da yansıyıp, Avrupa halkları arasında yaşayan Türklerin, birlikte bir barış halkası atması yönünde adım atma vakti geldi.

TC'nin AB üyeliği bu anlamda, bir ülkenin bir birliğe katılması değil, küresel barış açısından da çok büyük bir yeni adım niteliği taşıyacaktır. İyi ve kötü her şartta TC'nin KKTC'nin yanında olduğunu 78 milyon adına bir kez daha duyurarak, daha güzel vesilelerle bir araya gelme ümidiyle sözlerime son veriyorum."

"ÖNEMLİ OLAN SUYUN EN DOĞRU YÖNTEMLE YÖNETİLMESİ"

Gelen suyun en iyi şekilde yönetilmesi önem taşıyor. Yönetim modeli, suyun gelmesi kadar önemlidir. Bir model üzerinde çalışıyoruz. Su, Kıbrıslı Türkler'indir artık. Önemli olan bunun en doğru yöntemle kullanılmasıdır. Kıbrıs'a su geldi, işin zor tarafı geçti, bundan sonra altyapıların en sağlıklı şekilde düzeltilmesi var. Bu suyun sağlıklı şekilde kullanılması için tedbirlerimizi alacağız.