"Su konusunda krize gerek yok! Tavrım net; Belediyeler dışlanamaz"

Kıbrıs Postası - Filiz Seyis

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu akşam BTRK moderatörlüğünde gerçekleşen ve saat 20.00'de tüm televizyon kanallarında yayınlanan açık oturumda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Müzakere süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan Akıncı, altı başlıkta sürdürülen müzakerelerde tüm başlıklarda ilerlemeler sağlandığını ancak henüz harita, köy isimleri ve yüzdelik gibi konulara girilmediğini belirtti.

"İlk koçan/tapu sahibi ilk müracaat sahibi olacak"

Mülkiyet konusunda mümkün olan en az sayıda insanın yer değiştirmesini hedeflediklerini kaydeden Akıncı, "74'teki koçan/tapu sahibi ilk söz sahibi olacak' inanışı yanlıştır. İlk koçan/tapu sahibi ilk müracaat sahibi olacak. Mülkiyet konusunda iade olabilir fakat çok fazla iadeyi kimse beklememektedir..." dedi.

Güney Kıbrıs'ta yapılan araştırmalara göre kuzeye dönüp yaşamak isteyen Kıbrıslı Rum sayısının az olduğunu anlatan Akıncı, Kuzey Kıbrıs'ta Kıbrıslı Türklerin, Güney Kıbrıs'ta ise Kıbrıslı Rumların mülkiyet ve nüfus çoğunluğuna sahip olacağını ifade etti.

Dönüşümlü başkanlık konusunun henüz çözülmediğini anlatan Akıncı, bu konunun aşılacağına olan inancını dile getirdi.

"İnanıyorum ki Kıbrıs'ta bir çözüm ile birlikte ülkenin ufku açılacaktır" diyen Akıncı, garantiler konusuna da değinerek, toprak dahil tüm başlıklar bittikten sonra bu konunun garantörlerle birlikte ele alınacağını söyledi.

Halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı olarak halka istediği çözümü vermek zorunda olduğunu vurgulayan Akıncı, "Şu an KKTC vatandaşı olanlar, Birleşik Kıbrıs'ın ve AB'nin vatandaşı olacaklar. Bu noktada uzlaşı var" dedi.

"Halkımıza hayır diyeceği bir anlaşma sunmayacağız"

Akıncı, liderlerin bir uzlaşıya varması halinde referanduma gidileceğini hatırlatarak, Annan Planı döneminde Güney'de çıkan 'hayır' şimdi 'evet'e dönerken, Kuzey'de çıkan 'evet'in korunmasının önemine vurgu yaptı. Olası bir referandumda Türk tarafında 'hayır' çıkağı yönündeki inanışın yanlış olduğunu anlatan Akıncı, "Çünkü biz halkımıza hayır diyeceği bir anlaşma sunmayacağız. Aynı hassasiyet Güney Kıbrıs halkı için de geçerli. Bunun sağlanması için uzlaşıya ihtiyaç var. Gönül huzuru ile evet diyebileceğimiz bir anlaşma için çaba sarfediyoruz" dedi.

Olası bir referandumda Güney'deki AKEL ve DİSİ partilerinin tutumunun önemine değinen Akıncı, bu iki partinin 'evet' yönünde tavır koymasının çok önemli olduğunu söyledi.

"Bahara kadar çözülmezse bu dünyanın sonu değil"

Kıbrıs sorununun Mayıs ayında Güney'de yapılacak seçim öncesinde çözülmesini arzuladığını ve bunun mümkün olduğunu söyleyen Akıncı, "Ama bahara kadar olmazsa da dünyanın sonu değil, süreç devam eder sonrasında bitirilir" ifadelerini kullandı.

"Hem Euro hem TL kullanarak bir ilk olacağız"

Çözüm sonrası AB'ye girildiğinde bir dönem hem Euro hem TL para birimlerinin tüm Kıbrıs'ta geçerli olacağını belirten Akıncı, bu açıdan dünyada bir ilk olunacağını anlattı.

Akıncı, "Hem Euro hem TL'nin geçerli olacağı bir geçiş süreci olacak, ardından ise tamamen Euro'ya geçilecek. AB üyesi olarak Euro'ya geçen hiçbir toplum eski para birimini kullanmaya devam etmedi. Biz bir ilk olacağız" şeklinde konuştu.

"Hedefimiz sürekli Türkiye'den yardım alan bir yapı kurmak değil"

Kurulması planlanan federal devletin yapısı ile ilgili de bilgi veren Akıncı, kurucu devletlerin ayrı ayrı uluslararası anlaşmalar yapabileceğini kaydetti.

Türkiye ile anlaşmaların devam edebileceğini belirten Akıncı, "Ancak hedefimiz sürekli Türkiye'den yardım alan bir yapı kurmak değil, kendi ayakları üzerinde duran bir yapı kurmaktır bu topraklarda" dedi.

"Örtülü ödeneği yasadaki amacı dışında ne kullanırım ne de kullandırırım"

Cumhurbaşkanlığı'nın örtülü ödeneği ile ilgili olarak sorulan soru üzerine Akıncı şunları kaydetti:

"Meclis'ten geçen Bütçe Yasası'nda Örtülü Ödenek, Tanıtma Hizmetlerine Katkı olarak geçer. Bu hep böyle idi. Benden önceki Cumhurbaşkanı bu ödenek ile çok gündeme geldi.

Ben yıllarca seçim harcamalarını açıklayan bir gelenekten geliyorum. Mal varlığımı da kamuoyu ile paylaşan biriyim. Mal varlığındaki en ufak bir değişikliği bile kamuoyuna açıkladım ki Meclise bildirmekle yetinebilirdim, ama şeffaflık gereği kamuoyu ile paylaşmayı tercih ederim.

Yıllarca bu örtülü ödenek kullanıldı. Ben 8 aydır görevdeyim. Vatandaşlarım rahat olsun, bu ödeneği yasadaki amacı dışında ne kullanırım ne de kullandırırım. Herhangi bir partiye bu ödenekten para harcatmam asla söz konusu olamaz.

Halkımın güveninin artarak sürdüğünü görüyorum. Bu kalem da dâhil, halkın güvenini boşa çıkarmam."

"Su konusunda krize gerek yok; yerel yönetimlerin dışlanacağı bir çözüm olamaz"

Türkiye'den gelen suyun yönetimi konusunda tavrının net olduğunu anlatan Akıncı, "Kriz yaşamaya gerek yok. Bunu akıl yolu ile aşmamız lazım. Belediyeleri dışlamayacak bir formül bulunmalıdır. Kıbrıs Türkü'nün kendi kurumlarını yönetmesi ama iyi yönetmesi son derece önemlidir. Yönetmek ama iyi yönetmek kaydı ile belediyelerimizin içinde olacağı bir formülün çözüm olacağını düşünüyorum. Kıbrıs Türk belediyeleri bunu yapabilir. Ama bu iş kavgayla olmaz, akıl yolu ile oturup konuşmak gerekir. Bu konu daha fazla sürüncemede kalamaz ve yerel yönetimlerin dışlanacağı bir çözüm olamaz" ifadelerini kullandı.