İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Mungan: "Türkiye bize IMF gibi davransaydı, durumumuz çok daha iyi olurdu"

"Türkiye bize IMF gibi davransaydı, durumumuz çok daha iyi olurdu"

Eski Maliye Bakanı Zeren Mungan, Türkiye'den gelen su ile ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, suyun ülke geneline dağılması için gerekli olan 500 milyon TL'lik yatırıma daha ihtiyaç olduğunu ancak KKTC Maliyesinin bunu karşılayacak durumda olmadığını belirtti.

Yayın Tarihi: 09/02/16 07:54
okuma süresi: 11 dak.
"Türkiye bize IMF gibi davransaydı, durumumuz çok daha iyi olurdu"
A- A A+

Kıbrıs Postası - Ulaş BARIŞ

ADA TV'de Cansu Örmeci'nin Öğle Ajansı programına katılan Mungan, Geçitköy Barajı'na akmakta olan suyun KKTC Geneline dağıtılması konusunda bir uzlaşı sağlandığının işaretlerini aldığını belirterek "suyun evlerimize kadar gelmesi için yatırım yapılmalıdır. Bu yatırımların bir an evvel başlaması için de suyun yönetiminin nasıl olacağı konusunun belirlenmesi hayatidir" diye konuştu.

"Sadece gelen su değil, tüm su kaynakları en verimli şekilde kullanılmalı"

Ankara'da bulunan KKTC Heyetinin su ile ilgili görüşmeler yaptığını ve mutabakatın en geç bugün imza edilmesinin beklendiğini ifade eden Mungan "sadece gelen suyun değil, tüm su kaynaklarımızın denetim altına alınması ve halkın en iyi yararlanacağı şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu minvalde yağmur sularının bile ilgili işletme tarafından en maksimum düzeyde kullanılması için gerekli yatırımların yapılması elzemdir" diye konuştu.

KKTC Maliyesinin bu yatırımların yapılması için kaynağının bulunmadığını belirten Zeren Mungan "tüm bunları yan yana koyduğumuzda bu işlerin yapımı için sermaye kesimlerin önemi ortaya çıkmaktadır. Gerekli mali desteği özel şirketlerden bulabiliriz ancak bu işi tümden özele devredeceğiz anlamına gelmemektedir" dedi.

"Altın hisse verilmesi olabilir"

Mungan "bu gibi stratejik işlerde sadece özel şirket olmaz, kamu da dahil olmalıdır. Burada en önemli nokta suyun adil ve ucuz olarak halka sunulmasıdır. Dolayısıyla kamunun yaptırım gücü işin içinde olmalı, şirketlerin faaliyetleri denetime tabii olmalıdır. Yapılacak anlaşmada kamunun hisselerinin yüzde 10-20 civarlarında olsa bile, yaratılacak 'altın hisse' ile kamunun şirketin alacağı kritik kararlarda onayı istenebilir. Altın hisse sahibi de onay vermez ise o faaliyet yürütülemez" diye konuştu.

Kamunun işin içinde olması gerektiğini sık sık vurgulayan Mungan, yapılacak olan stratejik ortaklık anlaşmasında belediyelerin de görev alması gerektiğini belirterek bununla ilgili de bir formül bulunmasının önemli olduğunu ifade etti.

"Bu anlaşma ile belediyelerin depolarını birilerine verecek değiliz" diyen Mungan "ancak yatırım için belirli bir kaynağa ihtiyacımız vardır ve bu kaynağı da ivedi olarak yaratmak durumundayız" dedi.

"Hükümetin su konusunda ilk görüşü ile son görüşü arasında temelde farklılık yoktur"

Hükümetin su ile ilgili önceki durumu ile gelinen nokta arasında herhangi bir duruş farkı var mı şeklindeki soruya Mungan "temelde değişen bir şey yok. Su projesinin başında aslında temel hususlar bellidir ama hükümet partilerinin alt organlarında bunun nasıl bir şey olacağı konusunda anlaşmazlıklar oldu. Bu işler bir günde olmaz zaten, zaman gerekir" şeklinde ifadeler kullandı.

CTP PM'nin aldığı karar ve sonrasında yaşananlara da göndermeler yapan Mungan, söz konusu tartışmanın basın üzerinden aleni bir biçimde yapılmasını doğru bulmadığını sözlerine ekledi.

Mungan "bu proje ile ülkenin geleceğini belirliyoruz sonuçta ancak bu konudaki tartışmalar için geç kalındı. Ben de bu noktadaki sorumluluğu alıyorum, keşke benim zamanımdan bu tartışmalar başlasaydı. Ancak hükümet partilerinin kendi organlarında yaptıkları tartışmaları bu kadar gündeme getirmesi, basın üzerinden tartışmalar yaşanması bence yanlış oldu" diye konuştu.

"CTP olayı çok geniş tabanda tartıştı"

Maliye Bakanı Birikim Özgür'ün "CTP olmasaydı su meselesi çoktan istenildiği gibi halledilecekti" şeklindeki açıklamasına yorumu sorulan Mungan, buna istinaden "su konusu önemlidir, tartışılmalıdır ve tartışmalar iyi de oldu. Ama tek sıkıntı bu kadar yaygın şekilde tartışılması oldu. Bana göre CTP yerine başkaları olaydı belki daha farklı fikir sunulabilirdi ama CTP geniş tabanlıdır, normaldir. CTP kapsamlıdır, perspektifi geniştir ve bu yüzden de tartışmaların boyutu büyük oldu" dedi.

Sürüncemede giden su meselesinin, imza edilmesi ivedi olan 2016-2018 Ekonomik Protokolünü de sekteye uğrattığını belirten Mungan, bu durumun Türkiye'nin mali kaynak aktarımı anlamına gelen 'Mali Protokolün' de imza edilmemesi anlamına geldiğini belirterek, bunun beraberinde büyük problemler getireceğini belirtti.

"Maliyedeki ekibe Allah sabır versin, işleri çok zor"

Mungan- "ekonomik protokol de hemen imza edilmelidir. Çünkü bunun olmaması Mali Protokol da imza edilmiyor demektir ve bu da Türkiye'den para gönderilemez anlamına gelmektedir. Geçen ay yaşananları gördük. Ben bu imzalar olmadan maliyedeki ekibe Allah sabır versin diyorum. Kendilerini tebrikler, iyi iş çıkardılar, maaş ödeyebildiler" dedi.

"Ekonomik protokolün imza edilmemesi halinde ne gibi komplikasyonlar yaratır" şeklindeki bir başka soruya ise Mungan "Türkiye KKTC'ye ciddi katkı sağlamaktadır. Yani 4 milyar TL'lik bütçenin yaklaşık yüzde 30 kadarı Türkiye'den aktarılan katkıdan gelmektedir. Yaklaşık 1 milyar TL civarı bir paradır bu. İşin doğrusu bizim yerel gelirlerimizle maaşları ancak ödeyebiliriz. 3 yıl önce bunu da yapamazdık. Daha önce yarısı açıktı bunun. Kısacası mali kaynak gelmezse yatırım yapamıyorsunuz, tek yapabileceğiniz sınırlı tamirat tadilat işleridir. Ama büyüme gelişme anca yatırımla oluşur. Kısacası bu para olmazsa sadece maaş ödersiniz, o kadar" diye konuştu.

Mungan "Dolayısıyla su gibi konularda kamu yatırım yapabilecek durumda değildir ve bu da özel şirketlere ihtiyaç anlamına gelir. Eğer ekonomiyi büyütmek istersek bunlara özel sermayeye ihtiyaç vardır. Bunun için ya iç ya da dış sermaye lazımdır ve bunun için de bir takım imtiyazlar sağlanmalı, istihdam için bu yatırımları istemeliyiz. Biz görevde olduğumuz zaman içinde bunun çalışmalarını yaptık, bu iklim olgunlaştı" ifadelerini kullandı.

"Protokoller 'umacı' haline getirildi…"

Türkiye ile imza edilen protokollerin 'umacı' haline getirildiğini belirten Mungan "ekonomik protokoller umacı haline getirildi. Hiç alakası yok. Sanki de her şey bize empoze edilmeye çalışılıyor gibi lanse ediliyor. Ancak işin aslı son protokol burada hazırlandı ve Türkiye ile istişare edildi. 2013-2015 için de söz konusu bu idi. 2016-18 için de bu söz konusu budur. Mesela 16-18 için DPÖ 3 yıllık plan hazırladı; Sektörler ne olur, büyümeler ne olur diye program yapıldı. İlk hedef yüzde 3-3,5 görüldü, ancak bizim hükümetimiz bunun daha çok olmasını istedi ve çalışmalar ile bu rakam 4-4,5 düzeylerine çıktı. İşin aslı budur, çalışma şekli de budur" dedi.

Su konusundaki uzlaşının ilan edilmesinin hemen akabinde ekonomik protokolün de imza edileceğini belirten Mungan "16-18 protokolü hazırlanırken, su konusu öne geçti ve öyle gidiliyor. Ancak su konusu bitince, protokol hemen imza edilecektir ve bunun için de öyle uzun görüşme olmayacaktır, çünkü uzun zamandır istişare yapıldı. Zaten bu iş olmazsa olmazımızdır, mutlak bir uzlaşı bulunmalıdır ve geçen her gün zararımızadır. Ekonomik protokol ile de birlikte hemen ardından mali protokol ardından imza edilmelidir. Eğer edilmezse sıkıntılar çıkacaktır" diye konuştu.

Ekonomik protokollerin kamuoyunda sürekli 'yere vurulduğunu' 'halkın zararına bir şey olduğunu' gördüğünü belirten Mungan "halbuki bunların amacı 'kamuda nasıl daha yararlı çalışma olur, tüketiciye nasıl refah getirilir' şeklinde argümanlardır. Dahası protokolde KKTC'nin ne yapacağı önemlidir, özü budur" dedi.

"Türkiye bize IMF gibi davransaydı, durumumuz çok daha iyi olurdu"

Türkiye'nin KKTC'ye 'dünya bankası veya IMF gibi davranıyor' şeklindeki iddialara da cevap veren Zeren Mungan "kesinlikle durum öyle değildir. Kaldı ki, dedikleri gibi bir IMF ya da Dünya Bankası gibi davranılsaydı, şimdi çok daha iyi durumda olurduk. Yani en baştan elbette ki bazı zorluklar olurdu ancak işin sonunda çok daha iyi durumda olurduk. Dolayısıyla böyle bir durum yoktur. Ayrıca TC-KKTC ilişkileri duygusaldır, samimidir" şeklinde tespitlerde bulundu.

"Ancak biz bu duygusal bağı zaman zaman suiistimal ediyoruz" diyen Mungan, "maalesef bu protokoller için bazıları 'at imzayı kap parayı' anlayışı ile hareket etti. Parayı kapınca da yine bildiğini yaptı ve yazılanlara uymadı. bu çok şanssız bir durum oldu" dedi.

Tekrardan IMF ve Dünya Bankası mevzusuna değinen Mungan "denildiği gibi olsaydı çok değişik şeyler yaşanırdı. İşte Yunanistan'ın durumu ortadadır. Troyka paketi vermiş ve vermekle de kalmamış, gidip meclisinde yasalar geçti mi geçmedi mi onu takip ediyor. Dahası da var ama. Hadi yasayı geçirdiniz, Troyka uzmanları yine orada. Neden? Bu kez de ilgili yasa ile ortaya çıkan durumu denetliyorlar. Yani yasa işe yaradı mı noktasını. Türkiye bize böyle yapmadı, uygulamayı bize bıraktı biz de uygulamada etkili olamadık" diye konuştu.

"Siz dünyaya rağmen bir şey yapamazsınız, dünyanın dönüşünü durduramazsınız" diyerek özelleştirmeler konusuna da atıfta bulunan Eski Maliye Bakanı "önemli olan Kıbrıs insanına yararlı olmaktır, sanayiciye turizmciye yararlı olmaktır. Eğer ekonomiyi büyütmek istersek bu işleri formüle etmeliyiz" dedi.

Günün sonunda Başbakan ve bakanların halkoyu ile seçildiğini belirten Mungan, halkın yapılan icraatlarının en büyük denetimcisi olduğunu belirtti.

Mungan "eğer halk sizin uygulamalarınızı beğenir, desteklerse sizi gider yine aynı göreve seçer. Eğer olmazsa, ilk seçimde değiştirir. Dolayısıyla şu an görevde olan hükümeti halk seçti ve o hükümetin alacağı kararlarda halkın onayı ile alınmaktadır" diye konuştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.