İÇ HABERLER
okuma süresi: 23 dak.

"Anastasiadis'in 'abartılı ve haksız' tepkisinin tekrarlanmamasını temenni ederim"

"Anastasiadis'in 'abartılı ve haksız' tepkisinin tekrarlanmamasını temenni ederim"

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, "Cumhurbaşkanlığı'nda Bir Yıl" konuşmasında İstanbul'da BM Genel Sekreteri ile görüşmesi ve bir akşam yemeğine katılmasını mazaret göstererek planlanmış bir görüşmeye katılmayacağını açıklayan Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis'in tepkisini 'abartılı ve haksız' olarak değerlendirerek, bir daha böyle bir krizin tekrarlanmamasını temenni etti.

Yayın Tarihi: 30/05/16 19:00
okuma süresi: 23 dak.
"Anastasiadis'in 'abartılı ve haksız' tepkisinin tekrarlanmamasını temenni ederim"
A- A A+

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, "Cumhurbaşkanlığı'nda Bir Yıl" konuşmasında, görevde bulunduğu bir yıl boyunca müzakereler ve iç meselelerde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

AKINCI ŞÖYLE KONUŞTU:

"Görevimin ikinci yılına girdiğimiz Mayıs ayında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile İstanbul'da görüşmemi ve bir akşam yemeğine katılmamı mazeret gösteren Rum liderin, abartılı ve haksız bir tepkiyle, planlanmış görüşmeye katılmayacağını öğrendik. Çözüm sürecinin bu bahanelerle kesintiye uğraması kuşkusuz ki iyi olmadı.

Neyse ki, yaratılan bu krizin uzamayacağı erken zamanda anlaşıldı. Temennim tekrarlanmamasıdır.

Bir yıl önce, hep birlikte yeni bir anlayışla yeni bir döneme adım attık.

Hep birlikte, "değişim fikirlerle gelecek" dedik.

Sizler, bu ülkenin derinlerinde kök salmak, var olmak istiyorsunuz.

Sizler, bu toprakların eşit ve özgür insanları, gelecek endişesinden uzak, güvenlik içinde, başı dik ve onurlu yaşayan bir halk olarak kabul görmek istiyorsunuz.

Bu haklı taleplerinizi her düzeyde, her platformda net bir şekilde temsil ettiğime inanıyorum.

Lefkoşa'da, ara bölgede, Ankara'da, Berlin'de, İstanbul'da, Davos'ta, New York'ta sizlerin talep ve kararlılığını açık yüreklilikle dile getirdim.

Cumhurbaşkanlığı'na sizlerin güçlü desteği ile gelişimin ilk yılında, nasıl bir yol aldığımızı sizlerle paylaşmak görevimdir diye düşündüm.

"GÜVEN İKLİMİ OLUŞTU"

Yeni dönemde açtığımız beyaz sayfaya yazdığımız ilk cümle, tüm tarafların Kıbrıs Türk halkının samimi ve güçlü çözüm talebini, artık tartışmasız bir şekilde kabul ettiğidir. Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs'ta çözüm sürecini sırtladığından, ileriye taşımak için uğraştığından, samimiyetle çözüm istediğinden kimsenin kuşkusu kalmadı.

Birinci yılın sonunda bütün ilgili ülkeler, taraflar, uluslararası kurumlar çözüm konusundaki samimiyetimizden şüphe duymayan bir noktaya geldi.

Yeni dönemde, yeni bir güven iklimi oluştu.

Dünyanın ve Avrupa'nın parçası olmak, dünya ile bütünleşmek hepimizin ortak hedefi.

Dünyanın neresinde kiminle görüşürsek görüşelim, ana gündemimiz hep Kıbrıs sorunun çözümü oldu. Bunun temel nedeni, beni göreve getirirken ana talebinizin bu olmasıdır. Tüm tarafların her düzeyde destek ve katkısı, hem bölgesel hem küresel işbirliği için gereklidir. Bu destek ve katkı, yaşayabilir ve sürdürülebilir bir çözüm ve barış için de şarttır.

Çözüm arayışımızı sadece Kıbrıs'a değil, bölge ve dünya barışına yapacağı katkıları da gözeterek sürdürüyoruz.

Adamızın etrafı kan ve gözyaşıyla dolu. Savaştan hayata ve özgürlüğe, iyi bir yaşama kaçmak zorunda kalan komşu halkların çocuğu, genci, yaşlısı, kadını, erkeği Akdeniz'de boğularak can veriyor. Böylesi bir coğrafyada Kıbrıs sorununa bulunacak bir çözüm, bölge barışı için de önemli bir örnek olacaktır.

Kuşkusuz, Kıbrıs Türk halkını dünyalı yapacak olgu, tek başına çözüm değildir. Bizi dünyalı yapan unsur, evrensel değerlerle düşünmek, evrensel duyarlılıkları taşımak ve içimize kapanmamaktır.

Kıbrıs sorununa ve çözümüne bakışı, içimize kapanmadan, yeni bir anlayışa kavuşturduk.

Bölgesel işbirliği, enerji kaynaklarını birlikte, güvenli, adil ve akılcı kullanımını esas alan yaklaşımımız, her düzeyde kabul gören yeni bir perspektife dönüştü.

Yeni dönemde açtığımız beyaz sayfaya çizdiğimiz ilk çizgi ile, Kıbrıs'ı Kıbrıs'ın coğrafi sınırları içine hapseden, eski yerleşik, statükocu çerçeveyi değiştirdik.

Kıbrıs ve Kıbrıs'ın geleceği şimdi hem bölgesel hem de küresel denklemin bir parçası haline geldi.

Sizin iradeniz ve kararlılığınızla, bu bir yılda, bir şeyi daha değiştirdik:

Müzakere masasında yıllardır süregelen karşıtlık ve sürekli karşılıklı suçlamalarla çatışan taraflar yerine, geleceğin çözüm ortakları olarak yer alma bilincine önemli katkılar yaptık.

Kıbrıs Türk toplumunun haklarını esas alan, Kıbrıs Rum toplumunun hassasiyetlerini de görmezden gelmeyen, bütün Kıbrıs'a adil ve kalıcı bir çözümü gerçekleştirmek için samimiyetle çalışıyoruz.

"GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER FEDERAL ÇÖZÜMÜN YERİNİ TUTAMAZ"

Çözümü kolaylaştıracak bir yan unsur olarak Güven Artırıcı Önlemler'de de ilerlemeler sağladık. Güven artırmaya yönelik yeni düzenlemelerin omurgası elbette Kıbrıs sorununun çözümüdür. Hiçbir güven artırıcı önlem, adil, kapsamlı, iki kesimli, iki toplumlu federal bir çözümün yerini tutamaz. Ancak güven artırıcı önlemlerin, kapsamlı çözüm çabamıza katkı yapacağı da kuşkusuzdur.

Oluşturulan iki toplumlu teknik komite, radyo frekanslarının çakışmaması ve uluslararası yayıncılık standartlarına uyumlu hale getirilmesi çalışmalarında ciddi ilerlemeler sağladı. Ölçümler tamamlandı ve KKTC'de yayın yapan radyoların büyük çoğunluğu bu uluslararası standartlarla uyumlu hale geldi.

Elektrik şebekeleri geçici olarak birbirine bağlandı. Bu bir başlangıç oldu. Acil ihtiyaç durumlarında bağlantı aktive edildi. Elektrik şebekelerinin kalıcı bir şekilde birleştirilmesi için ise çalışmalarımız devam ediyor.

Aplıç ve Derinya kapıları ile ilgili süreç de ilerliyor. Şimdi AB ve BM'nin de katkılarıyla, ihale süreci ile ilgili süreç sağlıklı bir şekilde devam ediyor. İlk aşamada siyasi irade ortaya kondu. Ardından mayın arama ve temizleme işlemleri yapıldı. Her iki kapı için de gerekli projeler çizildi. Kısa bir süre önce de yapım işlerinin ihale süreci başladı.

Bu iki kapının açılması belki umulan kadar hızlı olamadı; ancak her iki kapının da uzun yıllardır sivil toplumun talebi olduğunu ve bu talebin yıllarca sonuçsuz kaldığını unutmamak gerekiyor. Yıllarca bekledikten sonra, bu iki kapının açılması geçtiğimiz bir yıl içinde, artık hayal olmaktan çıktı, ete kemiğe büründü. Yıllardır gündemde olan her iki kapı da, yakın gelecekte açılacak. Bu yöndeki çalışmalar planlı bir şekilde ilerliyor.

Derinya ve Aplıç kapılarının açılması süreci ilerlerken, gündelik hayatı ve trafiği zorlaştıran benzeri iç konulara çözüm üretmeyi de ihmal etmedik. Lefkoşa'nın ana girişlerinden biri olan, Küçük Kaymaklı bölgesi ile Çağlayan'ı birbirine bağlayan cadde, yıllardır trafiğe günün belli saatlerinde, kısa sürelerle açılıyordu. Ana giriş güzergahının birinden tam olarak yararlanılamıyordu. Trafik yoğunluğunun alternatif güzergahlarda dengeli bir şekilde dağılmaması, ciddi tıkanıklıklara neden oluyordu. İlgili kurumlar arasında koordinasyonu tesis ederek, bu yolun trafiğe 24 saat açılmasına, yoğunluğun kısmen de olsa azalmasına katkı sağladık.

VİZE KAĞIDI UYGULAMASI ARTIK YOK

Biliyorsunuz, mevcut geçiş kapılarında giriş çıkış vize kağıdı uygulaması da artık yok. İlk müzakere günü olan 15 Mayıs'ta aldığımız kararla, gereksiz işgücü ve zaman israfından vazgeçilip, geçişleri kolaylaştırmamız herkese iyi geldi. Bu yeni uygulama, bir yandan Kıbrıslı Rumlar açısından geçişi engelleyen psikolojik bariyeri, diğer yandan da Kıbrıslı Türkler için uzun kuyrukların oluşmasından kaynaklanan ciddi sıkıntıları ortadan kaldırdı.

KANAYAN YARA KAYIP ŞAHISLAR KONUSU

Bunların yanında, tamamen insani bir konu olan ve her iki toplumun da kanayan yarası olan kayıp şahıslar konusunda, askeri makamlarla yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda, Kuzey Kıbrıs'taki askeri bölgeler içerisinde kayıp kalıntıları olduğu düşünülen 30 yerde kazı yapılmasının da önü açılmıştır.

Bu vesileyle kayıplar konusunda yaptığım çağrıyı bir kez daha yinelemek isterim:

Kayıp şahıslarla ilgili bilgisi olanların, bildiklerini Kayıp Şahıslar Komitesi ile paylaşmalarının insanlık görevi olduğuna inanıyorum.

MAYIN TEMİZLİĞİ

Güven Yaratıcı Önlemler konusunda bir diğer önemli konu da mayınlardı. Bilindiği üzere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bulunan ve Rum tarafının bizlere bildirdiği 28 mayın tarlasıyla ilgili olarak BM'nin uzman kuruluşu Mayın Temizleme Servisi'nden BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon aracılığıyla yardım talep ettik. Yapılan çalışmalarda, 3 bölgede mayın olduğu tespit edildi ve bu alanlarda gerekli işlemler yapıldı.

Mayınlı alanların taranması, mayından arındırılması, ve güvenlik altına alınması hepimizin can güvenliği için önemli bir adım oldu. Ancak Kıbrıs'ta her iki tarafta da, hala mayınlı alanlar mevcuttur. Biz, tüm mayınların temizlenmesi için çalışmaya devam edeceğiz.

Çözüm için müzakereleri sürdürür ve ilerlemeler kaydederken, 4 konuda daha önemli adımlar attık.

İKİ TOPLUMLU EĞİTİM TEKNİK KOMİTESİ

Bunlardan birincisi İki Toplumlu Eğitim Teknik Komitesi. Federal kültürü yerleştirmek, çatışmacı ve karşıt değil ortaklar olarak geleceğe birlikte ilerlemek için İki Toplumlu Eğitim Teknik Komitesi'ni hayata geçirdik. 15 Kasım'da ELAM'ın gerçekleştirdiği saldırılar, bu kararın önem ve aciliyetini bir kez daha somut bir şekilde ortaya çıkarmıştı. Eğitim sisteminin karşılıklı olarak daha barışçı, demokratik ve özgürlükçü bir anlayışla yapılandırılması için şimdiden kolları sıvadık.

İKİ TOPLUMLU AB KOMİTESİ

İkinci konu Avrupa Birliği. Çözüm ile birlikte bir parçası olacağımız Avrupa Birliği'ne her alanda uyumun altyapısının şimdiden hazırlanması için İki Toplumlu Avrupa Birliği Ad-hoc Komitesi'ni kurduk. Komite, AB ile ilgili alanlarda çok ayrıntılı çalışmalarını, AB kurumlarından uzmanlarla birlikte sürdürüyor. Çözümle birlikte AB'ye uyumlu kurumsal yapılar için, ayrıntılı çalışmalarımız devam ediyor.

İki Toplumlu Çalışma Grupları ile çözüm gününe yönelik çok önemli alanlardaki hazırlıklar yoğun bir şekilde devam ediyor.

İKİ TOPLUMLU KÜLTÜR VE İKİ TOPLUMLU CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTELERİ

İki Toplumlu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği komitesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin federal yapıda, yasal ve anayasal zemine kavuşması için çalışmaya devam ediyor.

İki Toplumlu Kültür Komitesi ile kültürel ve sanatsal alanlarda, işbirliği ve ortak çalışmaların koordineli bir şekilde yürütülmesi için, sağlıklı bir diyalog ve işbirliği zemini oluşturduk.

Diğer komitelerin yanısıra, Kültürel Mirası Koruma Komitesi de tarihi ve mimari restorasyon çalışmaları ile kültürel mirası koruma altına alıyor.

CEP TELEFONU KONUSUNDA RUM TARAFINDAN ADIM BEKLİYORUZ

Tüm cep telefonlarının, Kıbrıs'ın bütününde kullanılabilmesi ile ilgili çalışmalarda ciddi mesafe almamıza rağmen, maalesef sonuca ulaşamadık. Bu konuda Kıbrıs Türk tarafı olarak üzerimize düşenin hepsini yaptık. Önümüzdeki süreçte, konunun çözüme kavuşturulmasına engel olarak görülen Rum tarafındaki yasal mevzuatla ilgili değişikliklerin yapılarak, cep telefonu meselesinin, gündelik hayatı kolaylaştıracak şekilde, olumlu bir sonuca ulaştırılmasını diliyorum.

BAĞIMSIZ ve TARAFSIZ

Bu bir yıllık sürede, hem Anayasal görevim, hem de verdiğim söz olan "bağımsız ve tarafsız cumhurbaşkanlığı" duruşundan taviz vermediğimi açık bir şekilde gördünüz.

Hukukun üstünlüğüne, tarafsızlığa ve bağımsızlığa olduğu gibi, Kıbrıs Türk halkının onuruna gölge düşürülmesine de izin vermedim.

Kıbrıs Türk halkına saygı gösterenler bizden de gerekli saygıyı gördüler.

Türkiye ile ilişkileri yeni bir perspektifle, yeni bir zeminde geliştirmeye de hassasiyet gösterdim. Yürüttüğüm müzakere sürecini Türkiye'nin her düzeyde, açıkça desteklediğini belirtmesinin sizleri memnun ettiğini biliyorum. Cumhurbaşkanı olarak, Türkiye ile ilişkilerimizde, karşılıklı saygıya ve diyaloğa dayalı, iki kardeş ülke anlayışının yerleşmesine özen gösterdim.

YAPICI İŞBİRLİĞİ

Sivil toplum örgütleri, sendikalar ve Meclis ile yapıcı bir işbirliği kurduk.

Hatırlıyorsunuz, benden önce, cumhurbaşkanı ile başbakanın haftalık rutin görüşmeleri bazı dönemlerde, çeşitli siyasal anlaşmazlıklar nedeniyle, uzun kesintilere uğramaktaydı. Göreve gelmenin ardından, 1 yılda 3 farklı başbakanla haftalık olağan görüşmelerimizi aksatmadan düzenli olarak gerçekleştirdik. Diyaloğu sürekli ve kurumsal bir yapıya kavuşturduk.

Kıbrıs Türk halkının iradesi ile oluşan Meclisimizi müzakere süreci hakkında bilgilendirmeye büyük önem verdim. Bunun yanında müzakere tutanaklarını Meclis'e geciktirmeksizin düzenli olarak gönderdim. Meclisteki tüm siyasi partilerin kendi belirledikleri temsilcileri, müzakerecim tarafından haftalık düzenli toplantılarla bilgilendirildi.

Buna ek olarak meclis platformu toplantılarını da sürdürmeye devam ettim. Tüm partilerin başkan ve temsilcileriyle de ayrıntılı ve uzun toplantılar yaptık. Hem bilgilendirdik, hem de görüşlerini aldık.

Bilgilendirme süreci siyasi partiler ve temsilcileriyle sınırlı kalmadı. "Sivil Toplumla Diyalog ve İşbirliği Toplantıları"nı da başlattık. Çok geniş kesimlerin, örgütlerin, sendikaların temsilcileriyle biraraya geldik. Belediye başkanları, sendika yöneticileri ve muhtarlarla da geniş katılımlı, yararlı görüşmeler yaptık, hem süreci konuştuk, hem katkılarını aldık. Önümüzdeki dönemde de, bu diyalog ve işbirliğimiz artarak devam edecek.

İlk bir yılda, tüm televizyon kanallarının kendi belirledikleri programcılarıyla 4 saat süren ve tüm kanallarda yayınlanan uzun bir program yaptık. Hemen hemen her müzakere sonrası açıklama yapıp basın mensuplarının sorularına yanıt verdim. Müzakereler dışında da günlük programım kapsamında, basın mensuplarının sorduğu sorulara yanıtlar verdim.

MECLİS ÇALIŞMALARINA KATKI

Onayıma sunulan yasalarla ilgili tavrım her zaman araştırıcı ve yapıcı oldu. Her yasa hakkında, Cumhurbaşkanlığı hukukçularına gerekli incelemeleri yaptırdığım gibi, ilgili toplum kesimlerinin görüşlerine de kulak verdim. Düzeltilmesi için yeniden çalışılmasını talep ettiğim yasalar oldu. Bu yaklaşım, Meclis çalışmalarının toplumumuzun beklentilerini karşılaması ve daha iyi olmasına yapılan olumlu bir katkıdır.

KAMU HİZMETİ KOMİSYONU KONUSUNDA ADIM ATILMALI

Kamu Hizmeti Komisyonu, uygulamaları kamuoyunda hassasiyet oluşturan, eşitlikçi ve adil olması gereken, toplum nezdinde çok önemli bir kurumdur. Hatırlıyorsunuz, benden önceki tüm Cumhurbaşkanları, Kamu Hizmeti Komisyonu üyelerini kendileri atamaktaydı.

Bu durumun değişmesi gerektiğine inandığım için, göreve geldiğimde, mevcut yasanın sadece Cumhurbaşkanı'na verdiği atama yetkisini uygun biçimde paylaşma hedefi ve Kamu Hizmeti Komisyonu'nun demokratik ve çoğulcu bir şekilde oluşması amacıyla, Cumhurbaşkanlığı'nda bir yasa tasarısı hazırlatıp dönemin hükümetine verdim. Kamu Hizmeti Komisyonu'nun yeniden yapılandırılıp kurumsallaşması yönünde henüz bir adım atılmadı. Yasa tasarısının yeni hükümet döneminde ele alınmasını, demokratik ve çoğulcu bir Kamu Hizmeti Komisyonu'nun oluşturulması için gerekli adımların atılmasını diliyorum.

OMBUDSMAN YENİDEN ÇALIŞMAYA BAŞLADI

Yüksek Yönetim Denetçisi olarak hizmet vermek için kurulan Ombudsman, 3 yıl atama yapılmadığı için çalışmamış, denetleme görevini yerine getirememişti. Hem hukuk camiasının, hem de toplumun saygınlığı, tarafsızlığı ve adilliğinden şüphe duymadığı bir ismi bu makama atayarak, Meclisimizin de onayıyla, kurumun bir tabeladan ibaret kalması yanlışına el birliğiyle son verdik. Şimdi sizler, güven duyduğunuz ve başvurabileceğiniz bir Yüksek Yönetim Denetçisi'ne sahip bulunuyorsunuz.

Tüm kurumlarla işbirliği ve diyalog ikliminin tesis edilmesine büyük önem verdim. Gerek asker, gerek sivil bürokrasi ile zor ve tartışmalı meselelerde sağlıklı bir diyalog çerçevesinde, mesafe alınabileceğini somut şekilde gösterdik.

Kültür, sanat, eğitim ve kurumsallaşma hem bugünümüzün daha iyi ve güzel olması, hem de hedeflediğimiz çözümün yaşayabilmesi için çok önemli alanlar. Bu alanlarda da önemli adımlar attık.

HİZMET İÇİ EĞİTİM

Cumhurbaşkanlığı, ilk defa uyum sürecini tamamlayarak yönetim ve yurttaş memnuniyeti ile ilgili iki farklı sertifika aldı.

Cumhurbaşkanlığı'nın Uluslararası Standardizasyon Örgütü'nün kriterlerine geçiş süreci 115 personelin 18 kişilik merkezi uyum ekibi ile yürüttüğü hizmet içi eğitim çalışmalarıyla tamamlandı.

CUMHURBAŞKANLIĞI SENFONİ ORKESTRASI

Bu ilk bir yıl içinde, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası gibi bir değeri ülkemize kazandırmanın gururunu hep birlikte yaşadık. 36 yıl önce Lefkoşa Belediye Tiyatrosu'nun kuruluşuna attığımız imza gibi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın da yaşam bulmasını sağladık.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın 3 kişilik kadrosu, adil ve şeffaf sınavlarla 18'e yükseldi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası 2015 Kasım ayındaki kuruluş konserinin ardından her ay bir konser verdi. 23 Nisan'da çocuk korolarıyla birlikte özel bir etkinlik de yapıldı. Müziğin evrensel tınıları ve Kıbrıs'ın anonim şarkıları çocuklarımızın yetenekleriyle harmanlandı. Senfoni orkestramız, halkımızın her alanda evrensel değerlere sahip yeni bir hayat için hazır ve donanımlı olduğunun bir sembolüne dönüştü.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, gençlerimizin aldıkları sanat eğitimini ülkelerinde de icra edebilecekleri yeni bir yaşam alanı açtı.

Kısa bir süre önce İki Toplumlu Kültür Komitesi, iki toplumdan liseli genç yetenekleri buluşturarak, ortak bir konser düzenledi. Gençlerimizin başarısı ve yeteneği bir kez daha görünür hale geldi. Liseli gençlerimiz eğitim ve donanımlarıyla, bilgi ve kültürleriyle dünya ile buluşmaya, hatta rekabete hazır olduklarını bir kez daha kanıtladılar.

Ülkemizin dört bir yanında, değerlerimize, kültürümüze ve üretime sahip çıkmak için etkinlikler, festivaller düzenleniyor. Elimden geldiğince katılıp destekleyerek bu duyarlılığa, bu talebe katkı koymaya gayret ediyorum.

ÜRETTİKÇE VAR OLACAĞIZ

Çünkü bu topraklarda ürettikçe, değerlerimize sahip çıkıp geliştirdikçe var olacağız.

Bunun yanında çeşitli sportif etkinliklere de katılarak gençlerimizin yanında halkımızın arasında olmaya gayret ediyorum.

İnönü Meydanı'nda verdiğim sözün gereği için çalışıyorum, çalışmaya da devam edeceğim.

HALKIN ZAMAN KAYBETMEYE TAHAMMÜLÜ YOK

Yeni bir döneme, yeni bir başlangıca el birliğiyle adım attık. Bu ülkenin daha fazla zaman kaybetmeye lüksü yoktur. Hiçbir sorunun, hiçbir sıkıntının ertelenmesine, çözümlerin gecikmesine halkımızın tahammülü yoktur. Attığımız her adım, yaptığımız her iş daha iyi, daha demokratik, daha müreffeh ve daha özgürlükçü bir gelecek kurmak içindir.

Başladığımız işi, en iyi şekilde birlikte bitireceğiz.

Evet, "değişim fikirlerle gelecek". Değişim başlamıştır. Fikirsel dönüşüm başlamıştır.

Kıbrıs sorununa çözüm arayışlarında, doğru temelde, adil ve gerçekçi bir zeminde çözüm hedefi doğrultusunda ilerliyoruz.

ÇÖZÜM SÜRECİ BAHANELERLE KESİNTİYE UĞRAMAMALI

Kuşkusuz bu, süreç dümdüz bir yol değildir, inişli çıkışlıdır.

Görevimin ikinci yılına girdiğimiz Mayıs ayında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile İstanbul'da görüşmemi ve bir akşam yemeğine katılmamı mazeret gösteren Rum liderin, abartılı ve haksız bir tepkiyle, planlanmış görüşmeye katılmayacağını öğrendik. Çözüm sürecinin bu bahanelerle kesintiye uğraması kuşkusuz ki iyi olmadı.

Neyse ki, yaratılan bu krizin uzamayacağı erken zamanda anlaşıldı. Temennim tekrarlanmamasıdır.

Kıbrıs Türk halkı çözüm yolunda kararlılık ve samimiyetle ilerlerken, yapacağımız temaslara tahammülsüzlük gösterilmesini kabul edemeyiz.

İki kesimli, iki toplumlu siyasal eşitliğe dayalı yeni bir birleşik federal Kıbrıs yaratmak için uğraşacağız; ancak müzakere masasının yanısıra, imkân bulduğumuz her platformda, Kıbrıs Türk halkını layıkı ile temsil etmekten de geri durmayacağız.

AKILCI VE GERÇEKÇİ DÖNÜŞÜM

Toplumsal ve sosyal konularda, kurumlarımız arasında uyumlu, çözüm odaklı işbirliğinin geliştirilmesi için yeni bir anlayışı yerleştirmek için çalışıyorum.

Meclis ile çalışmalarımızın yanında, yürütme erki ile de, bakanlar ve başbakanlarla da diyalog ve işbirliği yollarını da her zaman açık tuttuk.

Türkiye ile karşılıklı saygıya dayalı, sağlıklı bir ilişkinin kökleşmesi için de çalışmaya devam edeceğiz.

Sizlerin hak ettiği ve özlediği bir yaşam mümkündür. Hak ettiğiniz ve özlediğiniz hayat tüm kurumlarımızın, akılcı ve gerçekçi dönüşümüyle mümkündür.

Ülkemize değişim, akılcı ve gerçekçi fikirlerle gelecek. İlerlediğimiz yol budur.

Bir yıl önce yüzde 60'ı aşan güçlü desteğinizle göreve başladım. Bu desteğinizin giderek arttığını araştırma sonuçları da ortaya koyuyor. Yapılan kamuoyu araştırmalarında destek ve güveninizin arttığını görmek, sizler için çalışma azmimi de arttırıyor. Destek ve güveninizin arttığını, sadece araştırmalardan değil, sizin aranızda olduğum her an hissediyorum.

Hepinize içten desteğiniz ve samimi güveniniz için teşekkür ederim."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.