İÇ HABERLER
okuma süresi: 14 dak.

Cumhurbaşkanı Akıncı: "AB Dinamiği azaldı; şimdi yeni global bir dinamik var; enerji"

Cumhurbaşkanı Akıncı: "AB Dinamiği azaldı; şimdi yeni global bir dinamik var; enerji"

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün dünkü açılışına katılmak üzere İstanbul'a giden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Postası Genel Yayın Yönetmeni Rasıh Reşat'a özel bir mülakat verdi.

Yayın Tarihi: 27/08/16 09:28
okuma süresi: 14 dak.
Cumhurbaşkanı Akıncı: "AB Dinamiği azaldı; şimdi yeni global bir dinamik var; enerji"
A- A A+
Kıbrıs Postası - Rasıh Reşat - İstanbul

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün dünkü açılışına katılmak üzere İstanbul'a giden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Postası Genel Yayın Yönetmeni Rasıh Reşat'a özel bir mülakat verdi.

Son Ankara seyahati, ABD Başkan Yardımcısı Biden'la Türkiye ziyareti sonrası yaptığı telefon görüşmeleri ve yoğunlaştırılmış müzakerelerin süren 2'inci turu ardından nihai 5'li zirve hedeflerini anlatan Cumhurbaşkanı, AB dinamiğinin yüzde yüz bitmese de azaldığını, buna mukabil şimdi bölgede bir enerji dinamiği olduğunu söyledi.

Akıncı, "Doğu Akdeniz enerji denklemi içinde Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye'nin yer alması bugünlerde yapılacak olanlara bağlıdır diye düşünüyorum. Rum tarafı için de bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle de Türkiye-İsrail yakınlaşmasından sonra onlar da bu denklemin dışında kalabilirler. O nedenle taraflar uzun soluklu düşünsünler, fırsatı değerlendirsinler" diye konuştu.

"Bizim arzumuza rağmen, bizim bütün makul inisiyatiflerimize rağmen, hatta referanduma gitse ve Rum tarafı yine Hayır dese bu dünyanın sonu değil… Elbette yolumuza devam edeceğiz. Arzumuz, temennimiz, tercihimiz, isteğimiz bu değil ama bizim dışımızda başkaları buna engel oluyorsa ona da yapacak bir şeyimiz yok" diye konuşan Cumhurbaşkanı, süren çözüm çabalarının kendi nesli içinde "son denemesi" olduğunu yineleyerek "büyük ihtimalle aynı zamanda Federal Çözümün de son denemesidir diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Garantörlük konusunda ise Cumhurbaşkanı, Kıbrıslı Türklerin adada nüfus olarak az ve zaman içinde de mağdur olmuş bir taraf olduğuna işaretle Türkiye'nin durumunun İngiltere ve Yunanistan'ın Garantörlük yaklaşımından farklı olduğunu belirterek "halkımız, bir garanti ihtiyacını hissediyor. Bunu görüyoruz, halkımız da bunu ifade ediyor. O da Türkiye…" şeklinde konuştu.

BİDEN AKINCI TELEFON GÖRÜŞMESİ… "TÜRKİYE 2016 ÇÖZÜM HEDEFİNE BAĞLI"

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile gerçekleştirdiği telefon trafiğine ilişkin Kıbrıs Postası'nı bilgilendiren Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı şöyle konuştu; "Sayın Biden bilindiği gibi benden önceki dönemde bizzat gelmiş Sayın Eroğlu ile de görüşmüş bir ABD Başkan yardımcısıdır. 1962'den sonra ilk kez… Sayın Biden'in benimle son birkaç gün içinde yapmış olduğu telefon görüşmesinin bir diğer nedeni de Türkiye'ye yapacağı ziyaretti. O vesile ile de ben Türkiye'de bulunduğum için ve 15 Temmuz'dan sonra doğan buradaki havayı da çok yakından gözlemlediğim için kendisine buradaki duyguları da anlatma fırsatı oldu. Sanıyorum aktardıklarımdan da yararlanmıştır vereceği mesajlar bakımından…"

"ASIL OLAN BİZ KIBRISLILARIN, KENDİMİZİN ÇÖZÜMÜ BULMASIDIR"

"Onun ötesinde Sayın Biden, Kıbrıs Sorununun 2016 yılı içerinde çözümü için katkı yapmak istiyor ABD yönetimi adına… Tabi şunu peşinen söyleyeyim asıl olan biz Kıbrıslıların, kendimizin çözümü bulmasıdır. Asıl aktörler Kıbrıslı Türkler ve Rumlardır... Onun dışında üçüncü taraflar ancak yardımcı olabilirler. Türkiye, Yunanistan, İngiltere... ABD de bilindiği gibi ilgisini öteden beri sürdürüyor. Burada yaptığı temaslardan sonra da benimle ve daha sonra da Sayın Anastasiadis ile bir telefon görüşmesi yaptı ve izlenimlerini aktardı. İzlenimi de saklamaya gerek yok: Türkiye'nin 2016'da çözüm perspektifine bağlı olduğunu, bunun hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan tarafından kendisine de iletildiğini nakletti: Bunun Türkiye'nin de yararına olacağını değerlendirdiğini ve bu konuda sürece Türkiye'nin de destek kararlılığının kendisine de iletildiğini söyledi. Zaten bunu Türkiye yetkilileri de bana (son Ankara ziyaretimde) ifade etmişlerdi ki Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığımız ortak basın toplantısında da bu mesaj net bir şekilde iletilmişti…"

"BİDEN ABD'NİN ÇÖZÜME MÂLİ KATKISINI TEYİT ETTİ"

Amerikalılardan çözümün maliyetine katkı ile ilgili beklenti konusunun hatırlatılması üzerine ise Cumhurbaşkanı Akıncı "Sayın Biden ilk telefon görüşmesinde onu yeniden teyit etti. Daha önce Kıbrıs'ı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de aynı şeyi söylemişti. Kamuoyuna da bu zaten yansımıştı… Sayın Biden ile geçen hafta yaptığımız ilk telefon görüşmemizde de ben kendisine bir şey söylemeden finansman konusunda ABD'nin katkı yapacağını kaydetti" ifadelerini kullandı.

"SAYIN ERDOĞAN İLE SAYGI ÇERÇEVESİNDE BİR İLİŞKİMİZ VAR"

"İki Cumhurbaşkanın ilişkileri nasıldır? Sayın Erdoğan ile farklı dünya görüşlerinden gelseniz de uyumlu bir frekans tutturduğunuza ilişkin bir izlenim var" sorusuna yanıtla ise Cumhurbaşkanı Akıncı; "İlişkilerimiz olması gerektiği gibi… Evet biz küçük olabiliriz, Türkiye'den çok büyük destekler aldığımız bir gerçektir ama onu da Türk halkı beni de Kıbrıs Türk halkı seçti. Dolayısıyla kendi devletlerimizin cumhurbaşkanlarıyız. Saygı çerçevesinde bir ilişkimiz var…" dedi.

"HALKIMIZ, BİR GARANTİ İHTİYACINI HİSSEDİYOR. BİZ BUNU GÖRÜYORUZ, HALKIMIZ DA BUNU İFADE EDİYOR. O DA TÜRKİYE"

Garantörlük konusunda ise Cumhurbaşkanı, Kıbrıslı Türklerin adada nüfus olarak az ve zaman içinde de mağdur olmuş bir taraf olduğuna işaretle Türkiye'nin durumunun İngiltere ve Yunanistan'ın Garantörlük yaklaşımından farklı olduğunu belirterek "halkımız, bir garanti ihtiyacını hissediyor. Biz bunu görüyoruz, halkımız da bunu ifade ediyor. O da Türkiye…" diye konuştu.

Akıncı şöyle dedi; "Türkiye'nin Kıbrıs Türk halkı için önemi çok açık. Bir tek Kıbrıslı Türklere yıllardan beri destek olmuş olan bir ülkeden bahsediyoruz. Önümüzdeki süreçte de Türkiye'nin desteğinin ne denli önemli olduğunu sanırım anlatmama bile gerek yok…

Türkiye tarihi kültürel ilişkileri bir yana uluslararası nitelikli üç garantör ülkeden de biridir aynı zamanda… Diğer iki taraf garantörlük konusunda daha farklı bir konuma gelmiş olabilirler ancak şu unutulmamalı ki bu diğer iki ülkeden biri olan İngiltere garantör olma konusunda istekli olmayabilir ama iki tane üssünün devamına canı gönülden istekli.

Yunanistan istekli olmayabilir ama kendisine yakın olan (büyük oranlı) toplum, 53'ten beri (Kıbrıs Cumhuriyeti'nin) sahipliğini yapıyor. Dolayısıyla 3'üncü taraf olarak baktığınızda küçük olan toplum, ekonomik olarak zayıf olan toplum, devletten de dışlanarak yıllar içerinde mağdur olmuş olan toplum bir garanti ihtiyacını hissediyor. Biz bunu görüyoruz, halkımız da bunu ifade ediyor. O da Türkiye'dir… Bu anlamda Türkiye'nin önümüzdeki süreçte desteği, olacak olan Çözümde katkısı elbette anlaşılır bir şeydir. Bunu zaman zaman farklı yorumlayanlar olabilir ama bu işin gerçeğini değiştirmez…"

"YÜZDE YÜZ GARANTİSİ YOKTUR ELBETTE… ANCAK BU OLASILIĞIN VAR OLDUĞUNU ÇOK NET OLARAK GÖRÜYORUZ"

Akıncı sözlerine şöyle devam etti; "Önümüzdeki 3-4 ay gerçekten çok önemli… 2016 yılı çözümsüz geçerse 2017'nin barındırdığı olası riskleri hep söyleye geldik, anlattık: tekrara gerek yok…

Bu sürede Türkiye ile yakın diyalog içinde, Rum tarafı ile de birbirimizi anlayarak mümkün olanı sağlama hedefi ile bir sonuca gitmek için çalışacağız. Bunun yüzde yüz garantisi yoktur elbette… Ancak bu olasılığın var olduğunu çok net olarak görüyoruz. Bu doğrultuda çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye'de, Ankara'da yaptığım son temaslarda da bu konulara ilişkin ayrıntılı konuştuk. Önümüzdeki birkaç gün içerisinde Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun geleceğini biliyoruz. Önümüzdeki birkaç ayda da yakın istişare içerisinde bu önemli konuyu bir sonuca bağlamaya çalışacağız…"

"NİHAİ HEDEFİN 5'Lİ ZİRVE... TEMENNİ EDERİM RUM TARAFI DA BUNA HAZIR OLUR"

Ekim'de New York'ta Kıbrıs Sorununa ilişkin sonuç odaklı bir gelişme bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine ise Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, nihai hedefin 5'li zirve olduğun kaydetti.

Süren yoğunlaştırılmış müzakerelerin kalan 6 toplantısında yeni uzlaşıların sağlanmasını umduğunu belirten Akıncı şöyle dedi; "Dört Başlıkta: Yönetim-Güç Paylaşımı, Ekonomi, Avrupa Birliği ve Mülkiyet… Kiminde daha çok kiminde daha az ilerlemeler olduğunu herkes biliyor… Garantiler-Güvenlik ve Toprak başlığında da bir beyin jimnastiği yapıldığını, bunun ayrıntılarına girmeyeceğimizi de Mısır'daki sağır sultan da duyuyor, biliyor.

Harita, yüzdelik, yer adı gibi şeyleri konuşalım ve özellikle Rum basını manşetlerinde üstelik abartılı bir şekilde görelim istemiyoruz. Hem süreci koruma hem de sonuç odaklı olabilmek için bunlar artık son al-ver aşamasında bir sonuca bağlanacak… Son kalan 6 toplantının da hedefi bu 4 başlıkta arta kalan anlaşmazlık noktalarını bitirebilir miyiz veya minimuma indirebilir miyiz meselesidir. Diğer başlıklarda da başlattığımız beyin jimnastiğini, fikir alışverişini Toprak konusunda yüzdelik, yer adı, harita olmadan –Güvenli Garantiler başlığında da bunun nihayetinde üç garantörün katılacağı 5'li zirvede sonuçlanacağının bilinci içerisinde- ilkeler düzeyinde konuşmaya devam edeceğiz… Burada asıl olan makul, mümkün olanı bulabilmektir. Çözüm istiyorsak 'asla bunları konuşmayız' diyemeyiz. Konuşacağız ancak içeriğinin dozunu iyi ayarlamamız lazım ki son tahlilde bu sürece dinamit konmasın."

"ÖNCELİKLE 3'LÜ GÖRÜŞME; ARDINDAN DA 5'Lİ ZİRVEYE GİDEN YOL AÇILABİLİR"

"Bu görüşmelerde, kalan 6 toplantıda dört başlıkta yeni uzlaşılar sağlayabilirsek diğer iki başlıkta da birbirimizi daha iyi anlayan makuliyet sonucuna varabilirsek öncelikle 3'lü görüşme; ardından da 5'li Zirveye giden yolun açılabileceğini söyleyebilirim. New York'ta üç garantör de varken hedef budur. Temenni ederim Rum tarafı da buna hazır olur çünkü bundan sonra bu şans kolay kolay ele gelmeyecektir diye düşünüyorum…"

"AB'NİN DE DAR GÖRÜŞLÜLÜĞÜ İLE BU İŞ BU NOKTALARA GELDİ…"

"2016 yılı sonunda ya da 2017'nin ilk başlarında Kıbrıs Sorunu çözüme ulaşabilecek noktaya gelmezse yüreğinizde ya da aklınızda 'acaba biz sonra ne yaparız?' diyor musunuz?" sorusuna yanıtla ise Cumhurbaşkanı şu yanıtı verdi; "Hayır... Bu konuda çok yanlış mesajlar sanki benim ağzımdan çıkıyormuş gibi verilir… Ben her zaman, -muhalif yıllarımda bile- iki paralel şey söyledim, söylüyorum: Ben, çözüm için istekli olacağız, çalışacağız diyorum. Çünkü bu çözümün tüm taraflar için iyi olacağına inanıyorum. Bu sorunun bunca yıldır çözümsüz kalmasının sağlıklı olmadığını değerlendiriyorum. Kıbrıs Türk halkının uluslararası hukuk içinde olmasının çok daha iyi olacağını değerlendiriyorum. 10-15 yıl önce AB sürecinde bunun hem Türkiye hem de bizim için iyi olacağını, eğer çözüm siyasetini güdersek ya birlikte gireceğimizi; ya da birlikte giremiyorsak en azından tek taraflı olarak da girilemeyeceğini değerlendirerek o yönde bir siyaseti savundum. Bunun karşısında olanlar maalesef bir şekilde başardı ve AB'nin de dar görüşlülüğü ile bu iş bu noktalara geldi…"

"AB DİNAMİĞİ YÜZDE YÜZ BİTMEMİŞ OLSA BİLE ÖNEMİ AZALDI. ANCAK ŞİMDİ BİR ENERJİ DİNAMİĞİ VAR"

Cumhurbaşkanı Akıncı, Avrupa Birliği (AB) dinamiğinin tam olarak kaybolmasa da azaldığını ancak bunun ötesinde coğrafya da bir enerji dinamiğinin ortaya çıktığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafların bunu iyi değerlendirmesi gerektiğine dikkat çekti.

Kıbrıs Postası'na İstanbul'da konuşan Akıncı sözlerini şöyle tamamladı; "Şimdi yeni bir olgu var. AB dinamiği yüzde yüz bitmemiş olsa bile önemi azaldı. Ancak şimdi bir enerji dinamiği var… Yani Doğu Akdeniz enerji denklemi içinde Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye'nin yer alması bugünlerde yapılacak olanlara bağlıdır diye düşünüyorum. Rum tarafı içinde bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle de Türkiye-İsrail yakınlaşmasından sonrası onlar da bu denklemin dışında kalabilirler. O nedenle taraflar uzun soluklu düşünsünler, fırsatı değerlendirsinler, diyorum… Bunu söylerken bir şeyi daha vurguladım yıllarca: Biz biryandan çözüm için uğraşırken öte yandan da kendi evimizin içine dönüp bakmamız lazım, gerekeni yapmamız lazım. Olanaklarımız ölçüsünde ekonomimizi, demokrasimizi, kurumlarımızı iyiye götürmemiz lazım…"

"ELBETTE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"

"Bizim arzumuza rağmen, bizim bütün makul inisiyatiflerimize rağmen, hatta referanduma gitse ve Rum tarafı yine Hayır dese bu dünyanın sonu değil… Elbette yolumuza devam edeceğiz. Arzumuz, temennimiz, tercihimiz, isteğimiz bu değil ama bizim dışımızda başkaları buna engel oluyorsa ona da yapacak bir şeyimiz yok…"

"FEDERAL ÇÖZÜMÜN DE SON DENEMESİ"

"Şu anda yürüdüğümüz yol çözüm yoludur ve bir yandan da kendi evimizi düzeltme yolu olması lazım olduğunu ifade ediyorum. Bu süreç bizim neslin son denemesidir; Bunu söylüyorum ama büyük ihtimalle aynı zamanda da Federal Kıbrıs, Federal Çözümün de son denemesidir diye düşünüyorum…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.