KTÖS ve KTOEÖS: "Hükümetin amacı sendikaları kapatmak"

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), son dönemde hükümetin sendikalara yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığını, amacın sendikaları kapatmak olduğunu iddia etti.

Öğretmen sendikalarında üç yöneticiye ödenekli izin verilmesi uygulamasını kaldırmayı içeren ve Meclis'te önceki gün ivedilik kararı alınan Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Önerisi'ne karşı çıkan iki sendika, bugün KTÖS'te basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda, KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ile KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil konuşma yaptı.

GÖKÇEBEL: "SİSTEMATİK SALDIRI"

KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, ülkede en örgütlü ve muhalif olan, toplumun sorunlarına sahip çıkan öğretmen sendikalarına, sistematik bir saldırı geliştirildiğini söyledi.

Hükümeti eleştiren Gökçebel, son dönemde Kıbrıs sorununun çözüm ivmesinin arttığını, yapılan zamların halkı fakirleştirdiğini, bunlara paralel sendikalara yönelik saldırıların çoğaldığını savundu.

Yolsuzlukların, yasa dışılıkların, ihale fesatlarının arttığını, kurumların batırıldığını, eğitim müfredatlarının dinselleştirildiğini ileri süren Gökçebel, bu nedenle bunlara muhalif ses olan sendikaların susturulmak istendiğini iddia etti.

Gökçebel, Başbakan ve Başbakan Yardımcısı'na, Kıbrıs Türk toplumunun sesine kulak verme ve onun sesi olma çağrısında bulundu.

Gökçebel, muhalif sesin kısılamayacağını, sendikaların kapatılamayacağını belirtti.

ELCİL: "SENDİKALAR VAR OLMAYA DEVAM EDECEK"

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, iki öğretmen sendikasının hep var olacağını söyleyerek, "Birçok politikacı tarihin çöplüğüne gömüldü. Ama sendikalar vardır ve var olmaya devam edecek" dedi.

Elcil, iki sendikanın hazırladığı ortak basın bildirisini okudu.

UBP-DP hükümetinin sendikalara başlattığı saldırıların gerçek nedeninin belli olduğunu savunan Elcil, şunları kaydetti:

"Bu dönemde faşizan bir yaklaşımla yapılan bu saldırının arkasındaki niyet çok net anlaşılmalıdır. Yaklaşan çözüm perspektifinin ortadan kaldırılarak çözüm karşıtlarını birleştirmek ve örgütlemek, mal ve hizmetlerin pahalılaşması ve zamlar karşısında köleleştirmek istenen halkın sesi durumunda olan sendikaları susturmak ve etkisizleştirmek, kamusal sağlık ve eğitim temel hizmetlerini ortadan kaldıran, ulaşılmaz hale getiren niteliksizleştiren hükümet anlayışına karşı halkın menfaatleri için mücadele eden sendikaları anti-demokratik ve faşizan yasalarla yok etmek, bütün yolsuzluk ve yasadışılıklar karşısında etkili muhalefet ortaya koyan sendikaları devre dışı bırakarak rejimin, statükonun devamını sağlamak, halka dayatılan acı reçeteleri, paketleri deşifre ederek örgütlü mücadeleyi ortaya koyan ve halkın kurum ve varlıklarına sahip çıkan en örgütlü hareket olan öğretmen hareketini yok etmektir."

"PROFESYONEL SENDİKACI SAYISI 12'Yİ GEÇEMEZ"

KTÖS Genel Sekreteri Elcil, Meclis oturumunda Başbakan Hüseyin Özgürgün'ün, "bazı sendikalar haddini aştı" diyerek "intikamcı bir yaklaşımı" ortaya koyduğunu savundu.

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş'ın, "Ülkede 70 kişi sendikal profesyonellik kullanmaktadır" diye açıklama yaptığını ve bu 70 kişinin profesyonellik haklarının tasarruf amaçlı olarak iptal edileceğini duyurduğunu belirten Elcil, kamuda yetkili dört sendikanın yasa gereği kullanabileceği profesyonel sayısının 12'yi geçemeyeceğini kaydetti.

"Özel sektörde sendikal örgütlenmeye zemin yaratmak için talepleri yükselten sendikalara bu hakkın verilmesi bir yana, son başlayan girişimle öğretmen sendikaları başta olmak üzere gerçek anlamda sendikacılık yapan örgütlerimizin kapatılması hedeflenmektedir" diyen Elcil, çalışanların gerçek sendikalara değil, hükümetin emrindeki sarı sendikalara üye olmasının istendiğini savundu.

Yapılan girişimin anayasaya aykırı olduğunu iddia eden Elcil, "Bizler UBP-DP hükümetinin öğretmen sendikalarına saldırı girişimini demokrasiye, insan haklarına, örgütlenme hakkına yapılan faşizan bir girişim olarak değerlendiriyoruz" dedi.

"Tasarruf kelimesinin arkasına saklanılarak yapılmaya çalışılan aslında intikam almak ve dikensiz gül bahçesi yaratmaktır" diyen Elcil, hükümetin tasarruf yapma amacında olmadığını gösterdiğini iddia ettiği bazı maddeleri okudu.

Açıklamada ayrıca tasarruf kelimesini en son ağzına alması gereken UBP-DP hükümetidir. Eğer tasarruf yapılmak istenseydi:

"17 adet son model Mercedes marka makam aracı alınmazdı.

Kişilere makam ve mevki vermek ve partizanlığı geçim yolu yapmak için 143 müşavir yaratılmaz, müşavirlere görev yaptırılması için meclise getirilen yasa tasarısı hükümetçe reddedilmezdi.

Partilileri memnun etmek için Türkiye'nin değişik şehirlerinde dış temsilcilik, spor ataşeliği, kültür ataşeliği, eğitim ataşeliği adı altında görevlendirmeler yapılmazdı.

Siyasi partilere devlet yardımı adı altında milyonlarca liralık kaynak aktarılmazdı.

Hepsinden önemlisi Sn. Hüseyin Özgürgün ve Sn. Serdar Denktaş'ın bacanak oldukları dönemde hortumlanan, kayınpederine ait Kıbrıs Kredi Bankası'nın 54 milyon Sterlinlik mevduatının akıbeti sorulurdu.

2013 yılında çek yasağında olan Sn. Serdar Denktaş başta olmak üzere tüm hükümet milletvekilleri ve destek verilen bağımsızlar servet beyanında bulunur, kimin ne kadar vergi verdiği toplumla paylaşılırdı.

Eski Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun torunu, Sayıştay Başkanı ve Gençlik Dairesi Müdürü'nün kızı Karpaz'da görevli olduğu okuldan alınıp, yasadışı bir şekilde Eğitim Bakanlığı'nda görevlendirilmez yerine de istihdam yapılmazdı.

Usûlsüz, ihalesiz işler yapılmaz trafik kazalarına neden olan yollar ile ilgili önlemler alınırdı." denildi.

Elcil, daha önce hükümete, 24 maddeden oluşan ve tasarruf tedbirleri içeren öneri sunduklarını, bunun da değerlendirilebileceğini söyledi.

Şener Elcil, baskılarda yılmayacaklarını, hesap sormaya devam edeceklerini kaydetti.

Polisin KTÖS banka hesaplarına yönelik inceleme başlattığını söyleyen Elcil, veremeyecekleri hesap olmadığını söyledi.