İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

Akıncı'nın Anastasiadis'e tepkisi sürüyor: "Öfkeyle kapıyı çarpıp çıktıktan sonra..."

Akıncı'nın Anastasiadis'e tepkisi sürüyor: "Öfkeyle kapıyı çarpıp çıktıktan sonra..."

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, TRT Haber'e konuk olarak soruları yanıtladı. Akıncı, Güney Kıbrıs'ta Enosis Plebisiti'nin okullarda kutlanacak olaylar listesine konulmasına dair kararı ve geçtiğimiz gün kapıyı çarparak müzakere masasını terk eden Rum lider Nikos Anastasiadis'in tavrını değerlendirdi.

Yayın Tarihi: 18/02/17 15:55
okuma süresi: 7 dak.
Akıncı'nın Anastasiadis'e tepkisi sürüyor: "Öfkeyle kapıyı çarpıp çıktıktan sonra..."
A- A A+

Kıbrıs Postası

Enosis Plebisiti'nin kutlanacak olaylar listesine alınması ve okullarda genç beyinlere enjekte edilmek istenircesine listelere alınmak istenmesini eleştiren Cumhurbaşkanı Akıncı, Enosis'in Kıbrıs'ta bütün olan bitenin tek sorumlusu olduğunu kaydetti. Böylesi bir olayı tekrardan gündeme taşımanın, müzakerelerin bu aşamasında kabul edilebilir olmadığına dikkat çeken Akıncı, "Tepkimizi koyduk. Toplumun tüm kesimi, tüm partiler seslerini yükselttiler. Rum toplumunun kendi içinde de tepkileri oldu" dedi.

"GENÇ KUŞAKLARI 67 YIL ÖNCESİNE TAŞIMAYIN"

İki toplum arasında giderek azalan güveni yeniden inşa etmek için müzakere sürecinde ortak eğitim komisyonu kurduklarının altını çizen Akıncı, sözlerine şöyle devam etti:

"Ana mesele Kıbrıs'ta bir çözüm bulmak değildir. 1960'ta da bulduk ama 3 yıl yaşadı. Çözüm önemli ama o çözümü yaşanır kılmak çok daha önemli. Bunu da genç kuşakları doğru eğiterek yapacağız. Paradigmaların, anlayışların değişmesi lazım. 67 yıl öncesine genç kuşakları taşımak olmamalı. Eğer bir yasa değişlikliği yapacaklarsa, cep telefonlarının iki tarafta kullanılır hale gelmesini engelleyen yasayı değiştirsinler".

FAŞİST ELAM'IN KUYRUĞUNA TAKILARAK...

İki milletvekili olan ELAM'ın ırkçı, faşist bir parti olduğuna dikkat çeken Akıncı, diğer vahim hadise olarak ELAM'ın kuyruğuna takılarak meclisin çoğunluğunun sürüklenmiş olmasını gösterdi. Akıncı, Anastasiadis'in partisinin de buna dahil olduğunu gördüklerine vurgu yaparak, "Komite safhasında 3 DİSİ milletvekili onay verdi. Meclise geldiğinde bu önerinin geçmesini engellemediler. Ret oyu verseler geçmezdi. Çekimser kalarak yasanın geçmesini temin ettiler" diye konuştu.

"MAKARİOS'UN YAPTIĞI GİBİ AYNI ŞEY BU PARTİLER ELİYLE DE GÜNDEME GELEBİLİR"

Akıncı, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz hep şunun vurgusunu yapıyoruz: ELAM, DİKO, EDEK, Yeşiller gibi irili ufaklı partiler var Güney'de. Bunlar bizim iki toplumlu iki kesimli federasyona toptan karşı. Toplam oyları da yüzde 30'larda. Anayasayı yeniden yazalım, bunu ortadan kaldıralım noktasına gelirlerse, tıpkı Makarios'un yaptığı gibi, aynı şey bu partiler eliyle de yeniden gündeme gelebilir. Bu olay gösterdi ki iki sandalyeli küçük bir parti bile büyük parçayı peşinden sürükleyebildi. Bu olay, Türkiye'nin etkin garanti, güvence ve caydırıcılığının ne kadar gerekli ve Kıbrıslı Türklerin bunu isterken ne kadar haklı olduklarını gösterdi".

"ENOSİS'İN KUTLANACAĞI BİR KARAR TÜM ZAMANLAR İÇİN YANLIŞTIR"

Anastasiadis'in sözcüsünün 'Bu kararın zamanlaması yanlıştı' şeklindeki açıklamasına da değinen Akıncı, "Okullarda bu günü anmak, bu günü bir şekilde onore etmek, bir şekilde kutlamak... 'Bu kararın bu dönemde alınası yanlıştı' demek, 'daha uygun zamanda alsak daha uygundu' demektir. Enosis'in kutlanacağı bir karar tüm zamanlar için yanlıştır" dedi.

"20 TEMMUZ, ENOSİS'İ ÖNLEYEN HAREKETTİR, 15 TEMMUZ DARBESİNİN SONUCUDUR"

Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Enosis'in tarihçesine bakarsak, 1950 plebisiti... Kiliselerde defterler açıldı, halk çağırıldı, %96 imza toplandı, sonra 1960 Cumhuriyeti kuruldu. 3 yıl sürdü. 'Bu bir sıçrama tahtasıdır, bizim esas hedefimiz Yunanistan'a bağlanmaktır' dedi. 63'te de Kıbrıslı Türklere verilmiş hakları yok etmek ve cumhuriyeti bir Helen cumhuriyetine dönüştürecek ilk adımları attılar. 64'ten itibaren Kıbrıslı Türkler dışlandı. O günden bu güne Kıbrıs Cumhuriyeti, bir ortaklık değil, Rum toplumuna ait bir devlete dönüştü. 74'e geldik. Hep 20 Temmuz'dan başlatıyorlar tarihi... 15 Temmuz'da ne oldu? Yunanistan'daki faşist albaylar cuntası Makarios'a darbe yaptı. 'Enosis'i takipten uzaklaştı, kısa yoldan biz Enosis'i gerçekleştirelim' diyerek Sampson'la darbe yaptılar. Yaşım müsaitti, hatırlıyorum. Yunan marşlarının çalındığı, Yunan ambleminin ekranlara getirildiği, Yunanistan'a bağlanmaya doğru giden bir süreç ilan edildi. 20 Temmuz işte bunu engelledi. Şimdi de 'Siz de 20 Temmuz'u kutluyorsunuz' gibi benzeştirmeye çalışanlar var. Biri, ötekinin sonucu oldu. 20 Temmuz, Enosis'i önleyen harekettir".

"ÖFKEYLE KAPIYI ÇARPIP ÇIKTIKTAN SONRA..."

Enosis plebisitiyle ilgili kararın kabul edilecek hiçbir yanı olmadığını söyleyen Akıncı, sözlerini şöyle tamamladı:

"Provokasyondur, yanlıştır. ELAM tezgahlamış olabilir. Onun ardına takılanlar da bu hatalarını düzeltmeliler. İki toplumlu, iki kesimli federasyon isterlerse önce dağıttıkları müzakere masasını toplalamaları lazım. Bana 'haftaya müzakereye gel' gibi çağrılar yapıyor. Müzakere sağlam bir zemin kurulursa yürütülebilir. Biz Kıbrıslı Türkler olarak hiçbir zaman müzkerelerden kaçmadık, 12 yıl önce de referandumda bunu kanıtladık. Tüm siyasi geçmişini çözüm yolunda harcamış bir insanım. 2Akıncı masadan kaçtı, planlı geldi, senaryo oynadı' gibisinden akla hayale sığmayacak şeyler söyleniyor. Böyle bir tavrım olmadığını tüm dünya biliyor. Sadece bende değil Kıbrıslı Türkler'de de bu niyet vardı. Türkiye ile birlikte bu süreci ilerlettik. Konu 5'li konferans noktasına gelebilmişse, bu Türk tarafının katkılarıyla oldu. Gelinen noktada elbette Rum tarafının adım atma sırası gelmiştir. Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini sadece kağıt üzerinde değil eylemsel olarak da kararlara geçirtme noktasına gelmeleri gerekirken böyle bir Enosis olayı çıkardılar. Bunu düzeltmek kendi ellerindedir. Öfkeyle kapıyı çarpıp çıktıktan sonra yaptıkları yanlışı düzelterek kapıyı açmaları gerekir. İki şey var: Rum lider henüz bu olay yaşanmadan kendisinin de bu kararın içine sinmediğini, onaylamadığını kapalı kapılar ardında söyledi. Yetmez. Dünyaya söylemesi lazım. İkincisi de yanlışın düzeltilmesi, düzeltileceğinin mesajlarının verilmesi, adımların atılması lazım ki tahrip edilen güven ortamını biraz olsun düzeltmeye başlayalım. En büyük sorun karşılıklı güvensizliktir. Bu da geçmişte yaşananlardan kaynaklanmıştır. Bunları düzeltelim derken böyle bir olayla arada kırıntıları kalmış olan güveni daha da tahrip ettiler".

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.