Ünsal: "Şubat ayının ikinci yarısından itibaren pestisit analizleri yapılamıyor"

Kanal T'de Damla Dabiş Özel'in hazırlayıp sunduğu "Günaydın Kıbrıs" programına konuk olan Tarım Dairesi Müdürü Mehmet Akif Ünsal, yaklaşık bir aydır ülkeye ithal edilen ve ülkede üretilen gıda ve tarım ürünlerinin pestisit kalıntı analizlerinin yapılamadığını açıkladı.

"ŞUBAT AYININ İKİNCİ YARISINDAN İTİBAREN SON BİR AYDIR ANALİZLER YAPILAMIYOR"

Tarım Dairesi Müdürü Mehmet Akif Ünsal, "22 Aralık'ta Devlet Laboratuvarı'nda çıkan yangın sonrası ocak ayının sonuna kadar yaklaşık 1 ay boyunca pestisit analizleri yapılamadı. Daha sonra 20-25 gün pestisit kalıntı analizleri yapılmaya başlandı. Çalışanlar üzerinde bir takım sağlık sorunları yaşanınca laboratuvar kapatıldı ve şubat ayının ikinci yarısından itibaren son bir aydır analizler yapılamıyor" şeklinde açıklamalarda bulundu.

"KISA SÜRE İÇERİSİNDE ANALİZ İŞLEMLERİNİN YENİDEN BAŞLAYACAĞINA İNANIYORUM"

Ünsal, "Devlet Laboratuvarı binasının başka bir yere taşınacağı açıklandıktan sonra çalışmalar başladı. Laboratuvardaki cihazlar Veteriner Dairesi Laboratuvarı'na taşınıyor. Taşınma işlemi son aşamasına geldiğini biliyoruz fakat cihazların yeniden kalibrasyonu yapılması içinde ek bir süreye ihtiyaç var. Kısa süre içerisinde analiz işlemlerinin yeniden başlayacağına inanıyorum" dedi.

"ÜLKEYE İTHAL EDİLEN GIDA ÜRÜNLERİNİ TÜKETMEKTE BİR ENDİŞE DUYMUYORUM"

Ülkeye ithal edilen gıda ürünlerini tüketmekte bir endişe duymadığını açıklayan Mehmet Akif Ünsal, "analiz yapılmayan süre içerisinde ithalatçılarımızdan ithal ettikleri riskli gördüğümüz gruptaki ürünler için Türkiye'de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yetkilendirdiği laboratuvarlardan analiz raporu talep ediyoruz. Riskli gördüğümüz gruplar ise elma, armut, biber, cennet hurması ve salatalık. Bu ürünlerde her ithalat izninde yeni rapor talep ediyoruz. Türkiye'de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın da ihracatta ciddi şekilde denetimleri olduğu için tereddüt etmiyoruz" şeklinde konuştu.

"İLAÇLAMA ZAMANI ÜRETİCİNİN YANINDA OLMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Ülke içerisinde üretilen ürünlerin analizinin yapılamadığını açıklayan Mehmet Akif Ünsal, bu sürede Tarım Dairesi personelinin laboratuvar yangını sonrası insan üstü bir çaba ile çalıştığını ve adeta tarlalarda üreticiyle yatıp kalktığını ve üreticileri yerinde denetlemeye çalıştığını söyleyerek, "ilaçlama zamanı üreticinin yanında olmaya çalışıyoruz ama tümünün yanında olabiliyoruz demek mümkün değil" dedi.

PESTİSİT NEDİR?

Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da herhangi bir araç olabilir. Zararlı organizmalar, insanların besin kaynaklarına, mal varlıklarına zarar veren, hastalık yayan böcekler, bitki patojenleri, yabani otlar, yumuşakçalar, kuşlar, memeliler, balıklar, solucanlar ve mikroplar olabilir. Her ne kadar pestisitlerin kullanılmasının bazı yararları olsa da insanlar ve diğer hayvanlar için potansiyel toksisiteleri nedeniyle bazı sorunlar da yaratabilir.

PESTİSİTLERİN HAYVANLAR VE İNSANLAR ÜZERİNE OLUMSUZ ETKİLERİ

Bir pestisit kimyasal bir madde ya da virüs veya bakteri gibi biyolojik bir ajan olabilir. Kimyasal pestisitlerin çoğu hedef organizmaya seçkin etkinlik gösteremedikleri için hedef organizma dışındaki organizmalarda da çeşitli hastalıklara yol açar hatta öldürücü olabilirler. Birçok pestisit insanlar için de zararlıdır. Kullanıldıkları canlıların yiyecek şeklinde insanlar tarafından kullanılmaları sonucunda insanlarda yaygın hastalıklara ve istenmeyen sıkıntılı durumlara sebep olurlar. Kimyasal pestisitlerin ve etken maddelerinin akut toksik etkileri vardır. Karbamatlar, organofosfatlar ve klorlanmış hidrokarbonları içeren birçok pestisit genetoksik etkiye sahiptir. Tarım ile uğraşan ve pestisite maruz kalan insanlarda yapılan çalışmalarda bu bireylerde yapısal ve sayısal kromozom anomalileri ile kardeş kromatid değişiminde artmalar gözlenmiştir.

Pestisitlerin kronik etkisine maruz kalan tarım işçilerinde birçok genetik hasarın yanı sıra karaciğer, böbrek ve kaslarda bozukluklar görülmüştür. Pestisitin canlılar üzerindeki etkisi fetal yaşamdan itibaren başlamaktadır. Bu ilaçlar plasentadan fetüse geçmekte ve bunun sonucu olarak düşükler, hiperpigmente ve hiperkeratatik çocuk doğumları görülmektedir. Yapılan hayvan deneylerinde ise radyoaktif olarak işaretlenip anneye verilen pestisitin 5 saat sonra plasentadan fetüse geçtiği ve fetüsün göz, sinir sistemi ve karaciğerine yerleştiği gözlenmiştir.

Organofosfatlı ve karbamatlı insektisitler ise etkilerini doğrudan doğruya periferal ve merkezi sinir sistemi üzerinde göstererek canlı yaşamını tehdit etmektedir.

Birçok pestisit insana, hayvanlara ve çevreye zarar vermektedir. Bununla ilgili ilk çalışmalar 70'li yılların başında, UNEP Stokholm İnsan Çevresi Konvansiyonu'nu hazırlayan süreçte göstermişlerdir. 30 yıl sonra ABD, Avustralya, Kanada, Japonya ve Yeni Zelanda, uluslararası baskılara boyun eğerek küresel anlaşma taslağının oluşturulmasına karar vermişlerdir.