İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Ahmet Gürel "Ülkemi hak ettiği yerde görmek istiyorum"

Ahmet Gürel "Ülkemi hak ettiği yerde görmek istiyorum"

Biyer Restoran sürecinin nasıl oluştuğunu anlatan Ahmet Gürel, "Eskiden burası küçük bir kebapçıydı. Aldık, küçük bir modern meyhane yaptık. Bir gece arkadaşlarla yemek yerken, BİYER adını bulduk. 2001'de yola çıktık. Daha sonra burayı büyüttük. Cafe ekledik. Bahçeyi ekledik. Dereboyu serüveni böyle başladı. İvme yakaladık. Bu günlere geldik" dedi.

Yayın Tarihi: 26/03/17 09:56
okuma süresi: 8 dak.
Ahmet Gürel "Ülkemi hak ettiği yerde görmek istiyorum"
A- A A+

Bu pazar yine bir başarı hikayesinin sizinle paylaşıyoruz...

İş hayatına geriden başlayıp, öne geçen bir isim...

Ahmet Gürel (BİYER)...

Bu pazar hikayemizi ona ayırdık...

Ne demiştik?

Bizi, bize anlatacağız...

Sevgili Ahmet'in en iyi örneklerden biri olduğunu düşünüyorum.

Sadece iş hayatını değil, siyasete, ülke yönetimine ve turizme bakış açısını, keyifle anlattı...

İşte, güzel bir kahve eşliğinde dinlediğim, başarı ile taçlanmış bir Dereboyu öyküsü daha...

Keyifle okumanız dileğiyle... İyi pazarlar...

_____________



Hayat
ı ve mesleği

8 Kasım 1975 Lefkoşa doğumlu Ahmet Gürel, kendisini "sonbahar çocuğu" diye nitelendiriyor.

Çocuk denecek yaşlardan itibaren işletmecilik yaptığını, sorumluluk aldığını aktaran Gürel, üniversite yıllarının sürekli çalışma içinde geçtiğini söyledi.

Gürel, İstanbul Üniversitesi, DAÜ ve GAÜ'de eğitim aldığını, iş yoğunluğu nedeniyle master eğitimini bırakmak zorunda kaldığını anlatırken, ileride bunu tamamlayabileceğini, akademik yaşamı da hayatına ekleyebileceği sinyalini verdi.

İlk önce 1985-90 yıllarında dayısının Girne'deki işletmesinde, sonra da havalimanında çalıştığını, bir süre İstanbul'da yaşadığını, Kıbrıs'a döndüğünü ve Missy adlı bir kuaför deneyimi olduğunu, daha sonra arkadaşıyla Pastavilla'yı açtığını hatırlatan Ahmet Gürel, Biyer Restoran sürecini de şu sözlerle özetledi:

"Eskiden burası küçük bir kebapçıydı. Aldık, küçük bir modern meyhane yaptık. Bir gece arkadaşlarla yemek yerken, BİYER adını bulduk. 2001'de yola çıktık. Daha sonra burayı büyüttük. Cafe ekledik. Bahçeyi ekledik. Dereboyu serüveni böyle başladı. İvme yakaladık. Bu günlere geldik."

Çarşı'da Biyer ve Araf Cafe'yi de açtıklarını, Şirin ve Serhan Aktunç ile Delicious Cafe'yi Lefkoşa'ya kazandırdıklarını, inşaat yatırımı yaptığını hatırlatan Gürel, "Sıfırdan gelen insanlar, rahat duramaz. O savaşı, mücadeleyi sürekli vermek ister. Bu yüzden yatırımlara devam ediyoruz" dedi

"Hayata geriden başladım"

Kendisini başarılı bulup bulmadığı şeklindeki soru üzerine Ahmet Gürel, "İki türlü insan vardır. Kimisi dört ayak üstüne doğar. Her şey, imkan elindedir. Seçme şansları fazladır. Hayat yarışına önde başlar. Ben geriden başlamak zorunda kaldım. Yılmadım. Çalıştım. Emek harcadım" yanıtı verdi.

Gelecek planları...

Ahmet Gürel, gelecekle ilgili ne düşündüğünü de şöyle özetliyor...

Gürel, işlerinin belirli seviyeye geldiği zaman, kimsesiz çocuklar, muhtaç insanlar, çevre için, hayvanlar için bir şeyler yapmak istediğini, gelirinin bir kısmını bu işlere ayıracağını anlattı

Gürel, "Çevremize, ülkemize, insanımıza karşı sorumluluklarımız vardır. Eğitime, çevre bilincine katkıda bulunmak istiyorum" derken, "Yapamadığım, çalışmaktan fırsat bulamadığım amaçlarım var. İlk başta dünyayı gezmek" ifadelerini kullandı.

Ülke yönetimi, siyaset, turizm...

Ahmet Gürel, ülkede herkesin önce bir şeye karar vermesi gerektiğini söyledi.

Gürel, "Turizm ülkesi olacaksak, gerekeni yapmalıyız. 20 yıllık strateji hazırlamalıyız. Casinolarsa, ona göre. Las Vegas gibi neden olmasın? Üniversite ülkesi ise Southampton gibi, ona göre düzenleme gerekir. Gece kulübü ise Amsterdam gibi" tanımlamasını yaptı.

Bu ülkenin en büyük sorununun sistemsizlik olduğunu belirten Ahmet Gürel, bunun şehircilikte, siyasette her gün karşılarına çıktığını, her şeyin günübirlik ve doğaçlama olarak ele alındığını kaydetti.

Turizmin gelişmesi ile ilgili görüşlerini paylaşan Gürel, "Siyasetin her şeyi bilmesine gerek yok. Bir şey bilmemek ayıp değil. Herkes her şeyi bilmek zorunda değil. Getirirsin yurt dışından ya da buradan bilen birilerini, uygun modelleri uygularsın. Türkiye'de, Güney Kıbrıs'ta, dünyada bunun örnekleri çok" dedi.

Güney Kıbrıs'ta 5 yıldızlı otel sayısının az olduğunu, apart otellerle ucuz maliyet sağlandığını belirten Gürel, "Bizde 5 yıldızlı, casinolu turizm ısrarı var. Yap ama Las Vegas gibi yap. Atıl durumda bir bölgede kontrollü yap. Güney nasıl yapmış? Nasıl ucuz maliyet sağlamış. Her şey dahil diye bir sistem var mı? Herkes nasıl kazanıyor. Turist, gelecek, ülkeyi gezecek alışveriş yapacak. Herkes ekmek yiyecek. Turizm budur..." ifadelerini kullandı.

Ahmet Gürel, her şey dahil sistemli casinoların şehirlere, caddelere karışmasının, bedava yemek dağıtmasının, bedava ikramla herkesi oraya çekmeye çalışmasının, bu sektörü mahveden en büyük sebeblerden biri olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin verdiği parayı mutlaka sorgulaması gerektiğini, KKTC'nin bu parayı hem aldığını hem de şikayet ettiğini belirten Gürel, "Ya bunu almaktan vazgeçeceğiz ve başımıza gelenlere katlanacağız ya da Türkiye ile gerçek anlamda bir iş birliğine gidip, daha yasal, daha düzgün, daha gerçekçi bir sistemle yönetilmeliyiz" diye konuştu.

Ahmet Gürel, ambargoları bir yere kadar kabul ettiğini, ama iyi markaların yurt dışındaki marketlerde yer alabildiğini kaydetti.

Gürel, "Sokağımızı temizlemek için bile Kıbrıs sorununun çözülmesini bekliyoruz. Ya Türkiye ya Rum tarafı suçlu. E kendi halimize de bakalım. Hangi sorumluğu yerine getirdik?" dedi.

Devletin, memur değil, ticari bir mental yapıya kavuşması gerektiği üzerinde duran Gürel, bir siyasi görüşü destekliyor musunuz sorusuna, bu ülke için dürüstçe, kendisi için bir şey beklemeyen, bu ülkeye ufacık faydası olacak herkesi desteklediğini söyledi

Sistemsizliğin devam etmesi halinde, çocuğunun burada yaşamasını istemediğini aktaran Gürel, kontrolsüz girişler ve suç oranlarındaki artışın kendisini korkuttuğunu söyledi.



Son sözler...

Ülkesini hak ettiği yerde görmek istediğini vurgulayan Ahmet Gürel, "Dışarıdan baktığımda, doğası, yapısı, güneşi ve denizi ile bir Malta, Rodos, Mikonos, Sardunya'dan eksiği yok. Bunu yapmak bu kadar mı zor? Düzgün yönetimlerle, daha denitimli, daha düzenli, sokaklarında düzgün turistlerle dolu bir ülke istiyorum. Karpaz'ın denizine, çevresine rağmen bunu yapmamak büyük efor gerektiriyor. Ne yazık ki bunu bile başardık" sözlerini kullandı

Dünyadaki insanların Kıbrıslı Türklerden daha zeki olduğunu düşünmediğini belirten Ahmet Gürel, tek sorunun, sistemsizliğe insanların çok kolay adapte olmasını gösterdi

Gürel, çıkmazdan çıkış yolu olarak da "Her alanda kriz masaları oluşturalım. Her konuda uzmanları getirelim. Bu ülkeyi düzeltelim" ifadelerini kullandı.

Bir de ilginç tespit...

Gürel, "Her açmazı Kıbrıs sorununa bağlamak açmaz yarattı. Cebimizde 3 kimlik var ama 3'üne de ait değiliz. Belirsizlik var ama bunu atlatmak lazım" dedi.

Dereboyu'na ayrı önem...

Lefkoşa Dereboyu'nun olması geren yerde olmadığını belirten Gürel, "Bu caddeden çok ekmek yedik ama ne yazık ki hak ettiği konuma ulaştıramadık. Komite kurduk, belediye ile konuştuk. Belki bundan sonra bu cadde, cadde gibi olur. Selimiye Meydanı da hak ettiği ilgiyi görmüyor. Eski Lefkoşa kültürünü buralarda daha çok yaşatmanın yollarını aramalıyız" diye konuştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.