TÜRKİYE
okuma süresi: 8 dak.

Türkiye "hayalet gemiler" konusunda AB'nin yardımını istiyor

Türkiye "hayalet gemiler" konusunda AB'nin yardımını istiyor

Türk yetkililerin İtalya'ya yüzlerce yasadışı göçmeni taşıyan bir yük gemisini kısa süre önce yakalaması, denizlerdeki işbirliğine dair çabaları tetikledi.

Yayın Tarihi: 18/03/15 07:56
okuma süresi: 8 dak.
Türkiye "hayalet gemiler" konusunda AB'nin yardımını istiyor
A- A A+

SES Türkiye için İstanbul'dan Menekşe Tokyay'ın haberi

Türkiye, göçmenleri Avrupa kıyılarına taşımak üzere kaçakçılar tarafından otomatik pilotta götürülen "hayalet gemilerin" kullanımını önlemek üzere AB'den yardım talep ediyor.

İnsan kaçakçılığı, Orta Doğu'daki çatışma noktalarından kaynaklanan artan istikrarsızlık ve Suriye ile Irak'taki şiddet ortamında bölgede ivedi bir mesele haline geliyor.

Yardım çağrısı, Türkiye'nin Brüksel nezdindeki büyükelçisi Selim Yenel'in 3 Mart günü Avrupa Birliği parlamenterlerine yaptığı konuşma sırasında dillendirildi.

Yenel, konuşmasına dair basına yansıyan bilgilere göre, uydu görüntüleri ve diğer istihbarat paylaşımları da dahil olmak üzere "bu meselelerde doğru bilgi ve eşgüdüm" çağrısında bulundu.

AB'nin İspanya'nın Madrid şehrinde konuşlanmış SatCen isimli bir uydu merkezi bulunuyor ve bu merkez, denizler de dahil olmak üzere uydu görüntüleri sağlamakla görevli.

Ocak ayında ise, Akdeniz'de İtalya kıyılarına doğru otomatik pilotta ilerleyen iki gemi tespit edildi. Gemiler, 1000'in üzerinde göçmen taşıyordu ve çoğu da Suriye'deki savaştan kaçmaktaydı.

Yetkililerin aktardığına göre, gemi, Türk yetkililer tarafından fark edilmeksizin, Suriye kıyısına en yakın nokta olan Mersin limanından geçmiş. Bununla birlikte, Yenel, gemilerin Türkiye'nin uluslararası sulardaki yetkisinin dışında hareket ettiğini belirtti.

12 Mart günü, Türk bandıralı bir başka yük gemisi, 85'i çocuk olmak üzere 337 yasadışı göçmeni ile, dur ihtarına uymadığı için Türk sahil güvenlik yetkilileri tarafından Çanakkale Boğazı'nda durduruldu. Gemi, yetkililerin verdiği bilgiye göre, göçmenleri İtalya'ya taşıma niyetindeydi.

İtalya İçişleri Bakanı Angelino Alfano, Türkiye'nin hayalet gemilerin yasadışı bir şekilde göçmenleri Akdeniz ülkesine taşımasını önlemek üzere ortaya koyduğu çabaları ve işbirliğini takdir ettiğini belirtti.

Marmara Üniversitesi'nde mülteci meseleler konusunda uzman Suna Gülfer Ihlamur-Öner, göçün ardındaki ekonomik ve insan hakları gerekçelerini birbirinden ayırmanın son derece zor olduğunu söyledi ve sığınmacılar, iş bulmak için göç edenler ve düzensiz göçmenler arasında bir ayrım yapmanın giderek zorlaştığını kaydetti.

SES Türkiye'ye konuşan Ihlamur-Öner, "Düzensiz göçmenlerin büyük kısmı aslında sığınmacılar; ve hayalet gemilerde bulunanların çoğunluğu ya sığınmacılar ya da mültecilerdir" dedi ve ekledi: "Buna rağmen, göç alan ülkelerin hükümetleri, sınır güvenliği, yasaların uygulanması ve göçün kontrolüne vurgu yapmayı tercih ediyor ki bu şekilde düzensiz göçü dizginlesinler ve eş zamanlı olarak menşe ülkede veya komşu ülkelerde mültecileri durdurmaya dönük bir rejim benimsesinler."

Ihlamur-Öner, Afgan mültecilerin büyük kısmının İran ve Pakistanlı olduğunu, Suriyeli mültecilerin yaklaşık yüzde 97'sinin ise Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır'da bulunduğunu ve bunun sürdürülebilir bir strateji olmadığını belirtti.

Ihlamur-Öner'e göre, sınır denetim mekanizmaları, insan kaçakçılarını, AB topraklarına girmek üzere yeni yollar bulmaya yöneltiyor ve mültecilerin durdurulması, bu krizi çözmüyor.

"Birçok durumda, bu durum daha da zorlaşır ve ülke içinde yerlerinden olmuş birçok insan ve mültecinin Avrupa'ya ulaşmak veya güvenliklerini sağlamak için insan kaçakçılarına başvurmasına yol açar" diyen Ihlamur-Öner, göçmen kabul eden ülkelerin hükümetlerinin, transit ve mülteci kabul eden ülkelerin sığınmacı politikalarını gözden geçirmeleri ve mülteci kabul etme usul ve tesislerini iyileştirmelerini gerektiğini belirtti.

"Bununla birlikte, bu konuda umutlu olmayı gerektirecek fazla bir şey yok. Akdeniz'deki Mare Nostrum arama ve kurtarma operasyonunun yerini alan Triton'un başlıca işlevi, sınır yönetimi ve korumadır; mültecilerin ve göçmenlerin hayatlarını kurtarmak değil" diye ekledi.

Ihlamur-Öner, "Eğer hükümetler mültecileri korumak için daha eşitlikçi ve insan hakları yönelimli bölgesel bir yük paylaşımı sistemi kurmayı ötelerlerse, korkarım Akdeniz'de akıntıya bırakılmış veya bu güzergahta ilerleyen hayalet gemiler hakkında çok daha fazla haber işiteceğiz" dedi.

BM Mülteciler Yüksek Komiseri António Guterres kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, "Suriyeli mültecilerin son dört yıldır yoğun şekilde gelmesi sonucunda Türkiye, dünyanın en fazla mülteci kabul eden ülkesi haline gelmiştir" dedi.

Human Rights Watch'tan mülteci hakları programı direktörü Bill Frelick, kara sınırı yönetimi ve insan hakları arasındaki dengenin sürdürülmesini öneriyor.

SES Türkiye'ye konuşan Frelick, "AB içindeki kara sınırları genellikle bloke olduğundan ve AB'ye ulaşmak için güvenli, yasal mekanizmalar bulunmadığından, Türkiye'de Suriye ve Irak'taki çatışmadan kaçan sığınmacılar, göçmenler ve diğer mültecilerin bir kısmı, tehlikeli deniz yolculuklarına başvuruyorlar" dedi.

"Kaçakçılığı önlemeye dönük bir yasa uygulama yaklaşımı kısa vadelidir ve umutları tükenmiş insanları güvensiz gemilere binmeye mecbur bırakan gerçek sebeplere yanıt vermemektedir" diye ekledi.

Avrupa Komisyonu'nun Mayıs ayı ortasında göç konusunda açıklayıcı bir politika belgesi ile, AB'ye yönelik yasadışı göçe karşı tedbirler alması öngörülüyor. Dış sınırları güvence altına almak ve göç akımlarını denetlemek için Komisyon ayrıca Türkiye, Mısır veya Lübnan gibi menşe ülkelerde sığınma merkezleri de yaratacak.

Alman Marshall Fonu'nda göç politikalarından sorumlu uzman Astrid Ziebarth, hayalet gemi meselesinin birçok soruyu gündeme getirdiğini kaydetti.

Ziebarth şöyle soruları gündeme getirdi: "Gemiler gerçekten de Türk yetkililerin herhangi bir denetimi olmaksızın Mersin limanından doğrudan hareket ediyor mu, yoksa Türkiye'nin yetki alanı dışında bekleyip, mültecileri ve sığınmacıları gemiye küçük botlarla mı taşıyorlar?"

SES Türkiye'ye konuşan Ziebarth, "Bu konuda daha detaylı bilgi edinilmesiyle daha uygun yanıtlar verilecektir. Örneğin radar ekipmanlarının iyileştirilmesi veya limandan ayrılan gemiler için Türk yetkililerin denetimlerini artırması gerekliliği gibi" dedi.

Ziebarth, insanların çatışma bölgelerinden kaçma arayışı içerisinde olduğunu söyledi.

Ziebarth, "Hayalet gemilerdeki insanların çoğu, Suriye'den geliyor ve bu ülkedeki savaş devam ederken oradan gelen insan sayısı azalmayacak. Eğer bir yol kapanırsa veya daha sıkı bir denetim altına girip güvenliği sağlanırsa, kaçmak üzere başka yollar açılır ve bu yollar bir öncekine kıyasla çok daha tehlikeli olur genellikle" diye ekledi.

Ziebarth sözlerine şu şekilde devam etti: "Suriyeliler gibi sığınma talebinde bulunmak için yeterli gerekçeleri bulunan kişilerin Avrupa'ya ulaşmak için yaşamlarını riske atmak zorunda kalışları oldukça üzücü. Suriyeli mültecilerin yeniden Avrupa'ya yerleştirilmeleri için Avrupa'nın artık daha büyük bir sorumluluk üstlenmesi gerekiyor."

AB'nin sınır kontrolünden sorumlu ajansı Frontex, 2014 yılında 276.000'den fazla göçmenin yasadışı şekilde AB'ye girdiğini kaydetti. Bu, bir önceki yıla göre yüzde 155'lik bir artışa karşılık geliyor.

ABHaber

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.