DÜNYA
okuma süresi: 4 dak.

"Medya, savaşın bir parçası haline geldi"

"Medya, savaşın bir parçası haline geldi"

Uzmanlara göre medyanın manipülasyonu, Ukrayna ve Suriye'deki çatışmaların stratejik bir unsuruna dönüştü. Bölgeyle ilgili enformasyon, denetimden geçtikten sonra servise sunuyor.

Yayın Tarihi: 23/02/15 11:09
okuma süresi: 4 dak.
"Medya, savaşın bir parçası haline geldi"
A- A A+

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün geçen hafta açıkladığı 2015 Yılı Basın Özgürlüğü Endeksi'nde dünya genelinde gazetecilere yönelik baskı ve şiddetin artmasına gerekçe olarak, gazetecilere yönelik "kasıtlı baskılar" ya da Suriye, Ukrayna, Filistin ve Irak gibi çatışma bölgelerindeki medya organlarının manipüle edilmesi gösteriliyor. Rapora göre bu unsurların yanı sıra, bazı ülkeler ulusal güvenliklerini öne sürerek, medyanın özgürce yayın yapmasını engelliyor.

Raporu değerlendiren Almanya Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Başkanı Christian Mihr, basın özgürlüğü açısından geçen yıl yaşananları, "Dramatik" olarak tanımlıyor ve şu değerlendirmede bulunuyor:

"Bu yıl basın özgürlüğü bağlamında listede özellikle 180 ülkedeki koşulların gazeteciler açısından kötüleştiğini görüyoruz. Bu en başta dramatik bir gelişmedir."

'Gazetecilerden taraftarlık bekleniyor'

Merkezi Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün Sözcüsü Michael Rediske ise özellikle çatışma bölgelerinde gazetecilerin ve medya organlarının savaşın bir parçası olarak "suistimal" edildiklerini belirtiyor. Sözcü, Ukrayna'nın doğusu veya Suriye'den gelen enformasyonların denetimden geçtikten sonra servise sunulmasını ise "Stratejik bir savaş hedefi" olarak tanımlıyor.

Almanya Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Başkanı Christian Mihr kriz ve çatışma ortamlarının basın özgürlüğü açısından bir tehdide dönüşmesine örnek olarak Rusya'yı gösteriyor. Listenin sonlarına yakın bir sırada, 152'nci durumda olan Rusya'nın Ukrayna konusunda basına müdahale ettiğini söyleyen Mihr sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Ukrayna savaşı çerçevesinde Rusya'da da basın özgürlüğüne yönelik dramatik baskı ve kısıtlamalara gidildi.
Özellikle propaganda savaşının bu denli gelişmiş olması bunda rol oynadı. Gazetecilerden eskiye göre daha fazla taraftarlık bekleniyor."

Dini konulara eleştirel bakmak yasak

Basına yönelik diğer bir baskı unsuru ise blasfemi yani "Tanrıya hakaret suçu" kapsamında kendini belli ediyor. Listede 164'üncü sırada olan Sudi Arabistan, 173'üncü sıradaki İran ve 136'ıncı Hindistan bu tür baskıların uygulandığı ülkelere örnek gösteriliyor.

Blasfeminin suç olarak görüldüğü ülkelerde gazetecilerin dini konulara eleştirel bakmalarının da yasak olduğunu belirten Christian Mihr şöyle devam ediyor:

"Bu tür baskılar tüm dünyada arttı. Blasfemi ve dini hassasiyetlere saldırıların önlenmesi adı altında basın özgürlüğü ihlal ediliyor. Gazeteciler, dini konulardaki ihtilaflar üzerine haber yapmaları üzerine hemen dini duyguları rencide ettikleri suçlamalarıyla karşı karşıya bırakılıyor. Bilinen örnekler arasında Sudi Arabistan'da blog yazarı Raif Bedevi'nin tutuklanması var. Benzer durumlar Kuveyt ve Pakistan'da da yaşanıyor. Bu ülkeler blasfemi yasalarının istismar edilerek basın özgürlüğünün çiğnendiği en kötü ülkeler."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.