DÜNYA
okuma süresi: 12 dak.

Samoili: "Sırf IMF'ye borcumuzu ödemek için halkımızı mağdur etmeyiz"

Samoili: "Sırf IMF'ye borcumuzu ödemek için halkımızı mağdur etmeyiz"

Yunanistan'da iktidardaki SYRIZA'nın milletvekili ve Parlamento Ekonomi Komitesi Başkanı Stefanos Samoilis, "Yunanistan aynı anda hem kamu çalışanlarına maaşlarını hem de IMF'ye olan borcunu ödeyebilecek durumda değil. IMF'ye borcumuzu ödememek bir karar değil, bize oy veren halkımıza verdiğimiz sözü yerine getirmemizdir" dedi.

Yayın Tarihi: 28/05/15 08:01
okuma süresi: 12 dak.
Samoili: "Sırf IMF'ye borcumuzu ödemek için halkımızı mağdur etmeyiz"
A- A A+

Mali krizin pençesindeki Yunanistan, geçen hafta IMF'ye 5 Haziran'a kadar ödemesi gereken 1.6 milyar euroluk geri ödemeyi yapmayacağını açıkladı. İçişleri Bakanı Nikos Vuçis, "Geri verilmesi gereken bu paralar devletimizin kasasında yok ve verilmeyecek" diyerek IMF'ye rest çekti.

'YUNANİSTAN'IN EURO BÖLGESİNDEN ÇIKMASI HERKES İÇİN BİR FELAKET OLUR'

Yunanistan'ın AB ve IMF ile olan borç sorunun nasıl çözüleceği belirsizliğini korurken, Atina'dan Brüksel'e uyarı niteliğinde bir açıklama da geldi. Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, Yunanistan'ın euro bölgesinden çıkmasının herkes için bir felaket olacağını söyledi.

Peki, Avrupalı ortaklarının kredi desteğine büyük ihtiyaç duyan Atina yönetiminin IMF'ye olan borcunu şu anda ödemeyeceğini açıklamasının arkasında yatan nedenler ne? AB ve Yunanistan arasındaki kredi ve borç yapılandırma müzakerelerinde uzlaşı sağlanabilir mi? Atina yönetimi, Euro bölgesinden çıkmayı planlıyor mu?

SYRIZA milletvekili ve Yunanistan Parlamentosu Ekonomi Komitesi Başkanı Stefanos Samoilis, Sputnik ile röportajında tüm bu soruların yanıtlarını verdi.

'IMF'YE BORCUMUZU ÖDEMEMEK TEK SEÇENEĞİMİZDİ'

Syriza hükümetinin iktidara geldiğinden bu yana tüm borçlarını ödeme niyetinde olduğunu açıkladığına dikkat çeken Stefanos Samoilis, "Ancak Yunanistan haziran ayında, aynı anda hem kamu çalışanları ve emeklilere maaş ödemelerini yapıp hem de IMF'ye olan borcunu ödeyebilecek durumda değil. Dolayısıyla IMF'ye borcumuzu ödememek bizim açımızdan mümkün olan tek seçenekti" diye konuştu.

'DİKKATLER AVRUPA'DAKİ BU KURUMSAL ESNEKLİK EKSİKLİĞİNE ÇEVRİLMELİ'

AB'nin borç müzakerelerinde esnekliğe gitmemesini eleştiren Yunan milletvekili, "Borcun yapılandırılması, kısmi temerrüt, tahvil alımı, parasal genişleme ve mümkün olan diğer tüm yolları tartışmaya hazırız. Avrupalı ortaklarımız ise bunları tartışmadan önce, bir önceki programı kapatmaya odaklanmış durumda. Avrupa'daki bu kurumsal esneklik eksikliği ve katılık, dikkatlerin çevrilmesi gereken bir diğer konu" dedi.

'GREXIT KAPISI BİR KEZ AÇILDIĞINDA DAHA SONRA NE OLACAĞINI HİÇ KİMSE TAHMİN EDEMEZ'

Samoilis, Yunanistan'ın euro bölgesinden çıkması ihtimaline ilişkin "Bu gerçekten felaket olur, Euro bölgesi, Grexit durumunun üstesinden gelmeye hazırlıklı olsa da, bu kapı bir kez açıldığında daha sonra ne olacağını hiç kimse tahmin edemez. Atina dahil hiç kimse bunu istemiyor" yorumunu yaptı.

Avrupa'da ve euro bölgesinde köklü bir değişim gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan SYRIZA'lı vekil, "Avrupa, giderek daha derin ekonomik, finansal, toplumsal ve siyasi sorunlara saplanıyor. Çalışma sistemimizde radikal bir değişim gerekli. Kemer sıkma söyleminden, bankacılar ve oligarkların çıkarları uğruna işçi sınıfını ezme girişimlerinden uzaklaşılmalı" ifadelerini kullandı.

Yunanistan Parlamentosu Ekonomi Komitesi Başkanı Stefanos Samoilis'in açıklamalarının tamamı şöyle:

Yunanistan IMF'ye olan borcunu ödemeyeceğini duyurdu. Bu kararın gerekçelerini açıklar mısınız?

SYRIZA hükümeti iktidara geldiği 25 Ocak tarihinden bu yana, daha önce alınan borçları geri ödeme niyetinde olduğunu dürüst bir şekilde defalarca beyan etmiştir. Ancak bildiğiniz gibi Yunanistan, son aylarda finans ve likidite açısından çok zor bir süreçten geçiyor.

'MALİ KRİZ PATLADIĞINDA SAATLİ BOMBAYI ELLERİNDE TUTAN TARAF KENDİLERİ OLMAYACAKTI'

Yeni Demokrasi Partisi ve PASOK koalisyonu, 455 milyon euroluk borcun Yunan ekonomisinde kara delik açacağını öngördüğü için erken seçimlere gitmeye bir anlamda mecbur kaldı. Bu, aslında, 30 yıldır iktidarda olan iki parti için bir nevi taktik adımdı. Seçimlerde SYRIZA'nın galip geleceğini biliyorlardı. Böylece içinde bulunduğumuz finansal kriz patladığında saatli bombayı ellerinde tutan taraf kendileri olmayacaktı.

Yunanistan; AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF ile imzaladığı programın beşinci ve son aşamasına göre, emekli maaşlarını ve aylıkları daha fazla kısmak zorundaydı. Bu adım, Yunanistan'a 7.2 milyar Euro kredi transferini sağlayacaktı. Ancak maaşlarda son dört yılda yapılan yüzde 35'e varan kesinti, GSMH oranındaki yüzde 25'lik düşüş ve işsizlik oranındaki artışın üzerine ek kesinti yapmak, siyasi açıdan uygulanabilir bir adım değildi. Bu nedenle AB, Eylül 2014'ten bu yana 7.2 milyar dolarlık son kredi desteğini de vermiyordu. Erken seçimlere gidilmesinin bir diğer nedeni de budur.

Ocak ayında iktidara geldiğimizde, miras aldığımız saatli bombayı idare etmekle kalmayıp, kamu çalışanlarının maaşlarını, emekli aylıklarını ödedik ve aynı zamanda IMF'ye 1.2 milyar euro ödeme yaptık. Bunu, her taşın altına bakarak, tüm yolları deneyerek ve büyük harcama listeleri üzerinden satır satır giderek başardık. Sonuçta Yunan hükümetinin uzun vadede mali yeterliliğini sağlayamayacağını anladık. Yunanistan haziran ayında, aynı anda hem maaş ödemelerini yapıp hem de IMF'ye olan borcunu ödeyebilecek durumda değil. Dolayısıyla, 'IMF'ye borcunu ödememe kararı' olarak ifade ettiğiniz durum, bizim açımızdan mümkün olan tek seçenekti.

'BANKALARIN, ZENGİNLERİN ÇIKARINI SAVUNAN BİR DEVLET DEĞİLİZ'

Şöyle ifade edeyim; son beş yıldır irrasyonel kemer sıkma politikaları ile mücadele eden insanlarımıza maaşlarını vermeyerek, borç aldığımız ülke ve kurumlara ödeme yapmamız kesinlikle mümkün değildir. Bu bir karar da değildir; bize oy veren halkımıza verdiğimiz sözü yerine getirmemizdir. Biz bankaların, zenginlerin, oligarşinin çıkarlarını savunan bir devlet değiliz.

'FAKİRLERE VE İŞSİZLERE DAHA FAZLA KEMER SIKTIRAMAYIZ'

AB ve Yunanistan arasında devam eden borç müzakerelerinin gidişatı hakkında bilgi verir misiniz? Müzakerelerde uzlaşı sağlanacağına inanıyor musunuz?

Yunanistan ve AB arasındaki borç müzakereleri, sadece bizim için değil Avrupa'nın kendisi için de zor bir konu. Bildiğiniz gibi 20 Şubat'ta Avrupalı ortaklarımızla bu konuda bir ön anlaşmaya vardık. Bu kolay olmadı ama SYRIZA böylelikle uzlaşıdan yana olduğunu kanıtladı. Öte yandan halkımız bizi kemer sıkma politikalarına son verecek bir iktidar olarak seçtiği için bazı kırmızıçizgilerimizden taviz veremeyiz.

Anlaşmadan sonra Avrupalı ortaklarımızın bize yaklaşımlarını sertleştirdiğini gözlemliyoruz. En başta, 7.2 milyar euroluk son kredi transferi hala yapılmadı. Avrupa Merkez Bankası, likidite sorunu yaşayan ülkemizin merkez bankası üzerinde baskısını artırıyor. Bankalara yeterli likidite sağlamayıp borçlarımızı geri ödememizi daha da zorlaştırıyor. Dolayısıyla ekonomimizin bu yıl daha da daralması bekleniyor ve tüm bunlar ortaklarımızla teknik aşamada bir anlaşmaya varamamış olmamız yüzünden yaşanıyor.

Bazıları bunu şantaj veya ceza olarak niteleyebilir, ama biz Yunanistan olarak, yaşananları böyle görmek istemiyoruz. Avrupa devletlerinin planlarının başarısız olduğunun farkında olmasının siyasi açıdan zorluğunu anlıyoruz. Diğer yandan sırf siyasi elit sınıfını özeleştiriden kurtarmak için fakirlere, işsiz ve emeklilere daha fazla kemer sıktırmak istemiyoruz.

'FAKİRİN SIRTINDAKİ YÜKÜ ZENGİNE VERECEK YENİ BİR AVRUPA STRATEJİSİ ORTAYA ÇIKACAK'

İyimser olduğumuzu da söyleyebilirim. Sonunda akıl galip gelecek, fakirin sırtındaki yükü zengine verecek yeni bir Avrupa stratejisi ortaya çıkacaktır. Biz bunun gerçekleşmesi amacıyla sadece Yunanistan'ın değil, diğer Avrupa ülkelerinin de borç sorununun nasıl çözülebileceğine ilişkin bir dizi fikir belirledik. Yunanistan'ın borç yükü, sürdürülemeyecek kadar büyüdü. Borcun yapılandırılması, yeniden boyutlandırılması, kısmi temerrüt, tahvil alımı, parasal genişleme ve mümkün olan diğer tüm yolları tartışmaya hazırız. Avrupalı ortaklarımız ise, bunları tartışmadan önce, bir önceki programı kapatmaya odaklanmış durumda. Avrupa'daki bu kurumsal esneklik eksikliği ve katılık dikkatlerin çevrilmesi gereken bir diğer konu.

'ORTAKLARIMIZ BİZİ TEKNİK MÜZAKERELERLE ENGELLİYOR'

Ancak biz, sadece borcumuzun gerçeğe uygun bir şekilde yeniden değerlendirilmesini istemiyoruz. Yunanistan'a 'sahip olduğu finansal kaynaklara göre' borcunu geri ödeme imkanı sağlayacak yeni bir kalkınma planı başlatılmasını talep ediyoruz. Ortaklarımız ise bizi teknik müzakerelerle engelliyor ve emeklilik sistemimizin sürdürülebilir olmadığından hareketle emekli aylıklarını kesmemizi istiyorlar.

'HANGİ RASYONEL ÜLKE BUNLARI YAPAR?'

Ama yüzde 30 işsizlik oranı varken böyle bir şey nasıl yapılabilir? Almanya bile yanaşmazken, neden işgücü piyasamızın kitlesel çıkarmalarla düzensiz haline gelmesine izin verelim ki? 14 havaalanımızın işletmesini kendi kârımızdan feragat ederek, neden Alman şirketlere satalım? Hangi rasyonel ülke bunları yapar? Bunlar hükümetimizin kırmızı çizgilerinden bazılarıdır ve müzakerelerde anlaşmaya ulaşılamamasının nedenleridir. Umarım, Avrupa'nın geleceği ve iyiliği için anlaşmaya varılacaktır.

'AVRUPA VE EURO BÖLGESİNDE KÖKLÜ DEĞİŞİM YAPILMALI'

Yunan Maliye Bakanı Varoufakis, ülkesinin euro bölgesinden çıkmasının herkes için bir felaket olacağını söyledi. Atina'nın Euro bölgesinden çıkmak gibi bir planı var mı?

'Grexit' yani Yunanistan'ın euro bölgesinden çıkması, gerçekten felaket olur. Üstelik sadece ekonomik açıdan değil. Yunanistan demokrasinin de Avrupa kültürünün merkezinde yer alan birçok değerin doğum yeridir. Bu anlamda eurodan çıkış, tarihe bir geri adım ve ayrışma işareti olarak geçecektir. Atina dahil hiç kimse bunu istemiyor.

Aynı zamanda euro bölgesi, Grexit durumunun üstesinden gelmeye ve Avrupa bankacılık sisteminde yaratabileceği etkileri idare etmeye hazırlıklı olsa da, bu kapı bir kez açıldığında daha sonra ne olacağını hiç kimse tahmin edemez.

Öte yandan Grexit hakkında konuşmak, çok yanıltıcı olur. Asıl konuşulması gereken şey, Avrupa'da ve euro bölgesinde köklü bir değişim gerçekleştirilmesi gerekliliğidir.

'TEMBEL GÜNEYLİLER' VE 'ÇALIŞKAN KUZEYLİLER' ARGÜMANLARI ARTIK GEÇERLİ DEĞİL'

Sağ partilerin 'tembel güneyliler' ve 'çalışkan kuzeyliler' şeklindeki argümanlarının artık geçerli olmadığı, her geçen gün daha açık ve net bir şekilde anlaşılıyor. Avrupa, giderek daha derin ekonomik, finansal, toplumsal ve siyasi sorunlara saplanıyor. Çalışma sistemimizde radikal bir değişim gerekli. Kemer sıkma söyleminden, bankacılar ve oligarkların çıkarları uğruna işçi sınıfını ezme girişimlerinden uzaklaşılmalı.

SYRIZA iktidara bu süreci başlatmak ve çalışkan insanların gerçeklerden izole yaşayan bürokratlar tarafından fark edilmesini sağlamak için geldi. Yapacağımız her şey Avrupa'nın yeniden halkın çıkarlarına hizmet edecek demokratik bir hale gelmesine ve bankaların sorumsuz politikaları yüzünden meydana gelen krizden çıkılmasını sağlamaya yönelik olmalıdır ve olmaya da devam edecektir.

Sputnik

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.