KÜLTÜR-SANAT
okuma süresi: 10 dak.

Aktepe: "Müzik benim herşeyim"

Aktepe: "Müzik benim herşeyim"

'Kıbrıs'ta Müzisyen Olmak' Röportaj Dizisi'nin bu haftaki konuğu Cevdet Aktepe oluyor. 1982 doğumlu Aktepe, küçük yaşlardan itibaren müziğin içinde olan, Güzelyurt doğumlu ve geçtiğimiz 10 bin adet albüm satarak, Kıbrıs'ın en çok albüm satan sanatçısı ünvanına da sahip.

Yayın Tarihi: 20/04/14 13:02
okuma süresi: 10 dak.
Aktepe: "Müzik benim herşeyim"
A- A A+

Röportaj: Çağdaş ÖĞÜÇ - Kıbrıs Postası

Aktepe; "2002'de bir single yaptım. 'Artık ağlamam' adı ile ve ülkede çok güzel bir ses getirdi ve benim ülkemde de tanınmama sebep oldu bu şarkı... Yılın en iyi çıkış yapan sanatçı ödülünü aldıktan sonra, 2 yıl içinde 10 şarkılık bır albüm yaptım... Bu albümle 10.000 tane CD satıp, Kıbrıs'ın en çok CD satan kişi ünvanını da sahip oldum."

"'Yaz Gülüm' ve Tuzak'a İstanbul ve Kıbrıs'ta bir klip çektim. Parçamız, 270 Bin kişiye ulaştı. Çok güzel tepkiler aldık. Ardından 'yaz gülüm' şarkımıza bır klip çektik. Tuzak klibinin yönetmenliği Cenkay Keser, Yaz Gülüm klibinin yönetmenliğni şarkının söz ve müziğini yazan Göksel Gonca üstlendi. Müzik şu an benim herşeyim diyebilirim."

"Para olduktan sonra istediğiniz stüdyoya ulaşmak çok kolay ama tekrarlıyorum, iyi beste, güzel aranje, iyi reklam ve iyi sahnesi olmayan asla başarıya ulaşamaz..."

"Ben en çok sponsorluk savaşını veren insanlardan biriyim ama hiçkimse alınıp gücenmesin hiçbir işadamı bu konuda duyarlı değil"

1- Kendinizden kısaca bahseder misiniz? Müziğe ilginiz ne zaman başladı? Kariyer anlamında müzik hayatınız nasıl başladı? 'Müzik' mesleğiniz mi?

16 Kasım 1982'de Yeşilyurt'ta doğdum. 17 yaşıma kadar Güzelyurt'ta yaşadım. İlkokul eğitimimi Fikri Karayel, ortaokulu Şehit Turgut ve liseyi de Kurtuluş'ta tamamladım. Bir yıl Antalya'da yaşadıktan sonra Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Bigisayar Teknolojileri Yüksek Okulu'nda eğitim aldım. Üniversite'den mezun olmamın ardından da evlendim. Bugüne gelindiğinde kendini müziğe adamış, Kıbrıs aşığı bir genç olan benim bir de kızım var.. Müziğe ilgim çok küçük yaşlarda başladı. İlkokulda koroya girmem ile birlikte müziğe ilgim daha çok arttı. Ortaokula gittiğim 1995 yılının 15 Eylül'ünde, ki bu tarih benim doğduğum gündür, babamın bana gitar hediye etmesi ve o tarihlerde de gitar dersleri almaya başlamam ile müzik hayatımda vazgeçilmez bir aşk oldu. O günden bugüne hayatımın anlam ve önemi müzik oldu...

Ortaokulda yıl sonu müsamerelerinde lisede birçok liselerarası grup yarışmalarına katıldım. Lise yıllarında GÜSAD'a katıldım orada oldukça güzel ve insanların beni dinleme şansı buldukları etkinlikte büyük kalabalıklara tek gitar ve solist olarak küçük yaşlarda konserler verme fırsatlarım oldu.

"Yılın en iyi çıkış yapan sanatçısı"

Bu da beni çok geliştirmeye ve kendime olan güvenimin artmasına sebep oldu. Bu güvenin bana verdiği duygu ile birçok beste yapmaya başladım söz müziği bana ait olan...

2002'de bir single yaptım. 'Artık ağlamam' adı ile ve ülkede çok güzel bir ses getirdi ve benim ülkemde de tanınmama sebep oldu bu şarkı...

Yılın en iyi çıkış yapan sanatçı ödülünü aldıktan sonra, 2 yıl içinde 10 şarkılık bır albüm yaptım...
Bu albümle 10.000 tane CD satıp, Kıbrıs'ın en çok CD satan kişi ünvanını da sahip oldum.

"Ülkenin her yerinde konserler verdim"

Ülkenin her yerinde konserler verdim ve çok güzel organizelere imza attım. Tüm konserlerim de çok kalabalık geçiyor ve Türkiye'deki bır sanatcı gibi ilgı görüyordu, bu da beni çok mutlu ediyordu...

Kanada, Avustralya ve İngiltere'deki Türkler'den konser teklifleri gelirken onları da değerlendirdim... Üniversiteyi bitirmem gerektiğinden dolayı, müziğe kendi içimde devam etmek zorundaydım.

Müziğime kendi içimde devam ettim, bestelerimi yaptım ama albüm uzun zaman alacağı için piyasaya çıkarmadım.
Bu albüm beni tam 4 yıl çok iyi şekilde taşıdı ve kısmen gündemde tuttu. Sonrasında okul bitti ve askerlik vakti geldi. Asker'de de müzik beni bırakmadı ve askerliğimi müzisyen olarak Beyaz Ev'de Çavuş olarak yaptıktan sonra 2009 askerlik bitti ve 2010'da evlendim..

"Yaz Gülüm ve Tuzak ülke gündemine oturdu"

Kendi işimi kurdum ve ticaretle uğraşıyorum. Hayatım düzene girdikten sonra 2013'te 6 parçadan 5 tanesinin söz ve müziği bana ait olan 'Tuzak' adlı bir albüm çıkardım. Tuzak albümümünün 2013'te çok iyi bir çıkış yakaladığına inanıyorum. Pergama Festivali Erenköy Festivali, Taşkent Festivali Güzelyurt Festivali, Lefke Festivali, ve kendi verdiğim konserlerle iyi bir yıl geçirdim. Yaz Gülüm ve Tuzak şarkılarım iyi bir şekilde ülke gündemine oturdu.

'Yaz Gülüm' ve Tuzak'a İstanbul ve Kıbrıs'ta bir klip çektim. Parçamız, 270 Bin kişiye ulaştı. Çok güzel tepkiler aldık. Ardından 'yaz gülüm' şarkımıza bır klip çektik. Tuzak klibinin yönetmenliği Cenkay Keser, Yaz Gülüm klibinin yönetmenliğni şarkının söz ve müziğini yazan Göksel Gonca üstlendi. Müzik şu an benim herşeyim diyebilirim.

"Kendimi ispatlamak için çaba göstermedim"

2- Katıldığınız uluslararası yarışmalar var mıdır? Varsa nelerdir? Uluslararası platformlarda aldığınız tepkiler nasıl?

19 yıldır müzik ile içiçe olmama rağmen hiçbir yarışmaya katılmadım çünkü kendimi ispatlamak için çaba göstermedim, buna ihtiyaç duymadım.Katılır mısınız diye sorarsanız, katılabilirim tabii ki... Sadece buüne kadar böyle bir isteğim olmadı.
"Herkes birbirini tanıyor, hayranlık da pek olmuyor"

3- Kıbrıs'ın kuzeyinde müzisyen olmak nasıl bir iş? Zorlukları var mı? Varsa nelerdir?

Kıbrıs'ın kuzeyinde müzisyen olmak Dünya'nın en zor yerinde müzisyen olmak gibi Bir şey...
Nüfusumuz az. Herkes birbirini tanıyor ve insanlar her gün birbirini görüyor. Bu yüzden hayranlık da pek olmuyor. En büyük sıkıntı tabii para kazanamamak ve yeni birşeyler üretememek…

"Kıbrıslı müzisyenler değil Türkiye'ye Dünya'ya açılır"

Kendi ülkemizdeki büyük organizasyonlarda Türkiye'den gelen sanatçılar 50 bin TL'ye, 100 bin TL'ye çıkarken, Kıbrıslı sanatçılar 2 – 5 bin TL'ye sahne alıyor ve kendi ülkesinde eziliyor. Ülkemizde her yıl festivallere harcanan para, sadece 2 yıl Kıbrıslı müzisyenlere verilsin, iddia ediyorum ki Kıbrıslı müzisyenler değil Türkiye'ye Dünya'ya açılır...

"Basına ihtiyacımız var"

4- Diğer sanat dallarında sanatçılar, işlerini halka ulaştırmada zorluklar yaşıyor. Bu sonuca hem kendi gözlemlerimiz hem de sanatçılar ile yaptığımız röportajlardan ulaşıyoruz. Siz bir müzisyen olarak, yaptığınız eseri halka ulaştırma noktasında zorluklar ve sıkıntılar yaşıyor musunuz?

Dünya'nın en güzel müzğini de yapsanız, en güzel sanatını da yapsanız, kapalı bir kutuda sakladığınız taktirde ne anlamı olur ki... Yaptığın işi duyurmak, bunu insanlarla paylaşmak için basına ihtıyacınız var.

"Vatandaşlara ve devlete benim sitemim..."

Radyolar, TV'ler gazeteler... Bence Kıbrıs medyası katı değil... Herkese kapıları açık iyi şeyleri ve kaliteli yapılan işleri halka sunuyorlar.. Bu yeterli mi bilemiyorum... Basın, ülkedeki sanatçıyı daha ön plana çıkarırlarsa, ülkemizdeki sanatçılara daha çok yer verirse, bizim önümüz daha da açılır... Maalesef ülkemizde ikinci sınıf sanatçı muamelesi görüyoruz. Ancak bunu basın için söylemiyorum. Vatandaşlarımıza ve devletimize benim sitemim sadece...

"3 günde sanatçı olunmaz"

5- Çalışmalarınızı nasıl yapıyorsunuz? Stüdyo bu işin vazgeçilmez parçalarından. Stüdyolara erişim şansınız nedir?

Bu işi yapacak olan herkes için bir birikim gerekli. 3 günde sanatçı ya da besteci olunmaz... Ben her yeni birşeyler ürettiğimde kesinlikle eskilerini beğenmem. Aslında ben çok zor beğenen birisiyim. ilk önce bestelerimi hazırlıyor, ardından kafamda aranjelerini planlıyorum ve sevgili aranjörüm İnanç Eyüboğlu ile stüdyoya giriyoruz . Kendi aramızda 'şurası şöyle olsun, böyle olsun' diye kavga da ediyoruz ama en sonunda ortak noktayı buluyoruz ve elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz... Stüdyoda sabahladığım çok olmuştur.. Şarkılar bittikten sonra album - kapak çekimleri oluyor.

Profesyonel bir fotoğrafçıya ihtiyacımız oluyor. Daha sonra albüm - kapak dizaynı ve baskı için yurtdışına gönderiyoruz. 3 hafta sonunda albüm elimizde oluyor. Reklam kısmı, bestelerin çok iyi müzisyenlerin çok iyi ve melodilerin çom iyi olması lazım... Başarının en büyük sırrı burada ve reklamda...

"Kalıcı orkestra kurmak çok zor"

İyi müziğin reklamı kolay olur çünkü.. Reklamını da yapan sonuçta insan ve müzik beğenilirse Radyo'da çalışan insanlar da parçanızı çalar, TV programcısı da sizi programına davet eder. Böylece isminiz ve eserleriniz daha iyi duyulur. En önemlisi ise canlı performanslar...

Bu yönden de şanslı olduğumu düşünüyorum, kalıcı bir orkestra kurmak çok zor ve benim şu anda iyi bir orkestram olduğuna inanıyorum. Son bir yılda güzel işler yaptık ve beğeni topladık..
Para olduktan sonra istediğiniz stüdyoya ulaşmak çok kolay ama tekrarlıyorum, iyi beste, güzel aranje, iyi reklam ve iyi sahnesi olmayan asla başarıya ulaşamaz...

"Hiçkimse bu konuda duyarlı değil"

6- Bir diğer önemli kısım ise sponsorlar: Yaptığınız işe sponsor bulma girişiminde bulundunuz mu? Bulunduysanız aldığınız cevap ne oldu?

Ben en çok sponsorluk savaşını veren insanlardan biriyim ama hiçkimse alınıp gücenmesin hiçbir işadamı bu konuda duyarlı değildir... Benim kendi ailemde çok büyük işadamı olan insanlar var. Gidip sponsorluk istememe rağmen 1 TL ne maddi ne de manevi bir yardım görmedim.. Bu yüzden tüm iş adamlarından, bundan sonra yardım istemiyorum. İşimi iyi yapıp, para kazanıp, kendi işimi kendim yapmak istiyorum..

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.