EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 9 dak.

Eski Ticaret Odası Başkanı Ali Erel: "Stabil para şart"

Eski Ticaret Odası Başkanı Ali Erel: "Stabil para şart"

AB Derneği Denetleme Kurulu Üyesi, eski Ticaret Odası Başkanı Ali Erel, TL'deki dalgalanmanın Mart ayının da ötesinde süreceğini, stabil paraya geçiş tartışmalarının kamuoyu önünde yapılması gerektiğini söyledi ve bu önerinin 20 yıl önce toplum tarafından güçlü bir şekilde gündeme getirildiğini ancak siyasilerin uydurma mazeretler ürettiğini vurguladı.

Yayın Tarihi: 02/02/14 10:27
okuma süresi: 9 dak.
Eski Ticaret Odası Başkanı Ali Erel: "Stabil para şart"
A- A A+

Vatan Mehmet - Kıbrıs Postası

AB Derneği Denetleme Kurulu Üyesi, eski Ticaret Odası Başkanı Ali Erel, TL'deki dalgalanmanın Mart ayının da ötesinde süreceğini, stabil paraya geçiş tartışmalarının kamuoyu önünde yapılması gerektiğini söyledi ve bu önerinin 20 yıl önce toplum tarafından güçlü bir şekilde gündeme getirildiğini ancak siyasilerin uydurma mazeretler ürettiğini vurguladı.

"Savaş halinin sürdüğü bu toprak parçasında, fuhşun; uyuşturucu ticaretinin; her türlü yolsuzluğun; silah-mafya ilişkilerinin artarak devam edeceğini göreceğimize biz, günlük meseleler peşinde grev yaparak artış istiyoruz" ifadelerini kullanan Erel, "maaşlara yüzde 20 artış olsa, TL'deki yüzde 33'lük kayıpla nereye varmış olacaktık. Mesele budur" dedi.

Bayrak Radyosu'nda yayınlanan Günün Panoraması Programına katılan Kıbrıs Avrupa Birliği (AB) Derneği Denetleme Kurulu Üyesi, eski Ticaret Odası Başkanı, İşadamı Ali Erel, TL'deki dalgalanmanın Mart ayının da ötesinde süreceğini, stabil paraya geçiş tartışmalarının kamuoyu önünde yapılması gerektiğini söyledi ve bu önerinin 20 yıl önce toplum tarafından güçlü bir şekilde gündeme getirildiğini ancak siyasilerin bunu uydurma mazeretlerle ört-bas ettiğini vurguladı.
""Savaş halinin sürdüğü bu toprak parçasında, fuhşun; uyuşturucu ticaretinin; her türlü yolsuzluğun; silah-mafya ilişkilerinin artarak devam edeceğini göreceğimize biz günlük meselelerimizin peşinde grev yaparak artış istiyoruz" ifadelerini kullanan Erel, "maaşlara yüzde 20 artış olsa, TL'deki yüzde 33'lük kayıpla nereye varmış olacaktır. Asıl mesele budur" dedi.

"TL dalgalanması sürecek, limit Mart ayı da değil"

AB) Derneği Denetleme Kurulu Üyesi, eski Ticaret Odası Başkanı, İşadamı Ali Erel, Türkiye'deki 17 Aralık sürecini değerlendirdi. Erel şöyle konuştu; "Ekonomi siyasetten bağımsız değil" diyen Ali Erel şöyle konuştu; "Ama burada spesifik olarak TL ciddi bir şekilde dalgalanmaya devam edecek, bu Mart ayıyla da sınırlı değil. Her ne kadar seçimle ilişkili gösterilmeye çalışılsa da değil… Ekonominin verileri yerli yerinde olmuş olsaydı, siyasi istikrarsızlığı daha az zararla atlatmak mümkün olabilirdi ancak hepsi şu an Türkiye için üst üstedir. AB ve Rusya ile… ABD ile ters düşen bir Türkiye'de yaşanan ve bize de yansıyan ekonomik sıkıntının ana nedeni bölgede 'dostumuzun kalmayışı' realitesi nedeniyledir."

"Rekabet kalkarsa Pazar ekonomisi de çöker"

"Türkiye, AB'ye yol alması gereken yolu alabilmiş olsaydı böyle olmazdı. Ekonominin siyaset dışı nedenleri de var; Demokrasiyi sözgelimi kaldırın, rekabet de ortadan kalkar. Rekabet kalkarsa Pazar ekonomisi de çöker. Pazara müdahale ederseniz –ki faiz artırımı geç de olsa bir müdahaledir- … Erdoğan, bu müdahale tutmazsa, diyor aklımda başka formüller de var. Yorumcular diyor ki bunu Malezya yapmıştı. Keşke ne olduğunu söyleseydi, yorumcuların hayal gücüne kaldı. 'Sermayenin Akışının Kontrol Altına Alınması' senaryosundan söz ediliyor ki bu çok tehlikelidir… Tabi Erdoğan planlarından söz etmedi, bilmiyoruz"

FED'in parayı çekmeye başladığı dönemde ortaya çıkan sorunlar…

"Türkiye için sanki negatif ekonomik tedbirlerin alınmasını sağlamak için bir düğmeye basılmış gibi… Bunun kırılma noktası, ideolojik bir arka planı var… O da 'One Minute'tır… AB Büyükelçileriyle görüşmelerimizde bunu açıkça anlıyoruz. Türkiye'de ekonomik iyileşme Kemal Derviş'in reçetesinin başarıyla uygulanışı, yöntemleri sorunlu olsa da askeri vesayetin kırılması, önce İnsan Hakları sorununa ardından da bir demokrasi sorununa dönüştü… Bunun da yolu yoktur, bu ekonomik krize dönüşür. ABD Merkez Bankası FED'in piyasadan parayı çekmeye başladığı dönemde bu ikisi yani İnsan Hakları ve Demokrasi zedelenmiş oldu. Tüm dünya pazarları Türkiye'ye bakarken ülke istikrarsızlığa yürüyor… Bu veriler yumuşamıyor, artarak devam ediyor.

İran'la yasal olmayan para akışının sonucu"

Ali Erel sözlerini şöyle sürdürdü; "Tüm bunların üzerine 17 Aralık'la hiç olmaması gereken yolsuzluk gündeme geldi... Ekonominin altında devlet imkânıyla bir boşalma olduğu ortada… BM kararına rağmen İran'dan Halk Bankası üzerinden hesaplara yatırılan paralar… Anlaşılan o ki, bu paradan bir kısım bireylere, örgütlere mafya tipi ilişkilere aktarılmış. Belgesiz, boşlukta uçan gayr-i yasal sermaye, ayakkabı kutusuna da girer, evdeki kasaya da girer… Öte yandan bu kadar kötü şeylerin yan yana gelmesi de tesadüf değil."

"Liderlik kavgası da bölüşme kavgası da var"

"Cemaat, Ak Parti koalisyonuna AB'ci liberallerle demokratlar da destek vermişti… Ve omurgayı oluşturan iki ortak birbirine düştü. Liderlik kavgası da var, bölüşme kavgası da var. Dışarıdan bakıldığında işin altında bir rant kavgası olabileceğini söylüyorlar. Doğu tipi politikalarda devlet imkânı, kendine, arkadaşlarına, şirketlerine doğru yönelir…
Gülen Cemaati Gezi'de Erdoğan'a 'bunu devam ettirirseniz olmaz, zamanı değil. Eğer erken davranırsanız dünyayı başımıza yıkacaklar' dedi. Erdoğan'ın cevabı net oldu: 'bir milim geri çekilmem'... Hatta Arınç çıktı Erdoğan adına neredeyse özür diledi. Ama Erdoğan yurtdışından havaalanına indiğinde daha sert bir dille her şeyi darmadağın etti. Cemaat-AK Parti ayrılığı süreci Gezi'de daha da ortaya çıktı. 17 Aralık, Erdoğan'a son darbenin geleceği intibaı yönündedir… Bu da oğlu üzerinden oldu. Umarım demokrasi de bir vesayet geri gelmez. Umut ederim ki sandık yöntemiyle bir değişiklik olur…"

"Stabil paraya geçiş… "Tartışma kapalı kapılar ardından yapılmamalı"

"Bizim siyasiler TL bizim yönetimimizde değil mazeretini kullanıyorlar. Hâlbuki aynı mazereti üreten siyasiler 20 sene önce stabil para birimi Euro'ya, Sterlin'e geçelim şeklindeki toplumun (iş-adamı, çalışan, memur) talebini reddetti. Bir hayli de uydurma mazeretlerle reddettiler. Ankara'ya karşı da sonuna kadar ısrarcı olunabilir(di.)

Öte yandan bu tartışma, açık açık olmalı, kapalı kapılar ardından değil. 'Aman Ankara'nın dediğini vatandaş duymasın' derseniz Ankara da maaşlar yöntemi üzerinden dilediğini yaptırır ve bunu yaparken de yanlış bir şey yapmadığınıza inanırsınız. Çünkü ay sonu maaşları ödeyememe sıkıntısı var…

Türkiye açısından (KKTC'de) da stabil başka bir paraya geçilmesinin reddi, TL'ye bakış açısında psikoloji bir sorun yaratacaktı. Nasıl olurda Türkiye yönettiği bir bölgede başka para kullanılıyor şeklinde… Bu anlaşılabilir beklenti ama Kıbrıs Türkü'nün varlığının devamı Türkiye'nin de yararınadır. Ama bunun çok da önemli olmadığı anlaşıldı…"

"Günlük meselelerimizin peşinde grev yapıyoruz"

AB Derneği Denetleme Kurulu Üyesi, eski Ticaret Odası Başkanı Ali Erel sözlerini şöyle tamamladı; "Mevcut durum bu siyasi partileri ancak böyle üretebilir… Sistemin ürettiği partiler bu… Sistem derken, üzerine bastığımız zemin, bu devlettir dediğimiz zemin… Demokrasinin savaş halini ilan ettiği bu toprak parçasında, fuhşun; uyuşturucu ticaretinin; her türlü yolsuzluğun; silah-mafya ilişkilerinin artarak devam edeceğini göreceğimize biz günlük meselelerimizin peşinde ya grev yapıyoruz ya yürüyoruz. Talep sorulduğunda 'maaşlar düşmesin, yükselsin' talebi… O bizi kurtarmayacak. Bütün sendikalar bir araya gelmiş olsa, 100 Bin kişi miting yapsa ve maaşlara yüzde 20 artış olsa, yüzde 33 TL'deki kayıpla nereye gitmiş olacaktır. Mesele budur… TL, evet somuttur alt alta yazılıp kolay toplanır ama somut olmayan hadiseler var ve orada da yıpranıyorsunuz, sağlığınız gidiyor. Onu alt alta yazıp toplayamıyorsunuz… Eğitimde kaybettiklerimizi alt alta yazabilir miyiz? Külliyeler, dini eğitimler…

"Kırmamız gereken zincir kanıksayışlarımızdır"

"Toplum, her şeyi takip edemez belki ama her birey, yaşadıklarını değerlendirebilir… Savaş halinin devam ettiği bir ülkede bunlar kaçınılmazdır. Evet, bir başkası adınıza karar verecek; evet, onun parasını kullanacaksınız… Bu kısır döngünün içinde yaşamayı kanıksayışımız, kırılması gereken asıl zincirdir."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.