EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 9 dak.

Görüşmelere ekonomik mercek

Görüşmelere ekonomik mercek

Kıbrıs'ta nihai bir çözüme ulaşılması çağrısıyla kısa bir süre önce Ekonomik Örgütler Platformu olarak açıklama yapan ekonomik örgütler, dün başlayan müzakere sürecini mercek altına aldı.

Yayın Tarihi: 12/02/14 12:00
okuma süresi: 9 dak.
Görüşmelere ekonomik mercek
A- A A+

Kıbrıs Postası - Meryem EKİNCİ

Ekonomik Örgütler Platformu'nda yer alan Kıbrıs Türk İşadamları Derneği (İŞAD)adına Başkan Metin Şadi, liderler tarafından altına imza atılan Ortak Açıklama Metni'nin "Başlı başına çözümü tarif ettiğini" vurguladı ve mayıs ayında gerçekleştirilecek Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine kadar Kıbrıs sorununu çözümlenmesi umudunu dile getirdi.

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO)Başkanı Hürrem Tulga da Kıbrıs Türk tarafında çözüm isteminin geçmişe oranla çok daha yoğun olduğunun altını çizerek, "İnandırıcılık masa başına sağlandığı oranda" Kıbrıs Türk toplumunun çözüm isteğini Annan Planı sürecinden çok daha baskın bir şekilde ortaya koyacağını söyledi.

Ekonomik Örgütler Paltformu'nda yer almayan Kıbrıs Türk Sanayi Odası'nın (KTSO) Başkanı Ali Çıralı da, çözüm sürecinin uzamasının Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum toplumları için kayıplara yol açacağının altını çizerek, kalıcı çözüme erken ulaşılmasının şart olduğunu vurguladı.

Ortak Açıklama Metni'nin Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum Liderleri tarafından kabulünün ardından "Ortak açıklamada temel prensipler karar altına alındığına göre, görüşme sürecinin bu perspektifte hızlı bir şekilde ilerletilmesini ve nihai çözüme ulaşılmasını bekliyoruz" açıklamasında bulunan Ekonomik Örgütler Platformu'ndan İŞAD ile KTEZO ve platformda yer almayan KTSO, dün başlayan müzakere sürecinin kısa sürede Kıbrıs sorunun çözümüyle sonuçlanması arzusunu bildirdi.

Şadi: "Erken şekilde çözüme varılmasını arzulamaktayız"

Kıbrıs Postası'na dün başlayan sürece ilişkin tutumlarını ve beklentilerini açıklayan İŞAD Başkanı Metin Şadi, Kıbrıs sorunun nihai çözümünün hem Kıbrıs'tyaki halkar hem de bölge için ihtiyaç olduğunun altını çizerek, "Dolayısıyla bu sürecin çok çabuk ilerlemesini ve erken şekilde çözüme varılmasını arzulamaktayız" dedi.

"Ortak belge başlı başına çözümü tarif ediyor"

Metin Şadi müzakerelerin başlamasına zemin oluşturan Ortak Açıklama Metni konusunda ise şöyle konuştu:

"İmzalanan ortak belge çok şey söylüyor. Başlı başına çözümü tarif ediyor. Geri kalan başlıkların kapatılması için de hızlı hareket edilmesi lazımdır. AP seçimleri vardır. Ona kadar bir çözüm olması durumunda bizim temsiliyet.

"Roma'yı tekrardan bulmaya gerek yok"

Şadi, Kıbrıs sorununun tüm yönlerinin süreç içerisinde ele alındığının da altını çizerek, "Tekrardan Roma'yı bulmaya gerek yoktur. Her iki taraf da bunları teyit ettiğini kabul etmiştir. Bundan sonraki süreçte herkesin vazifesini bir an evvel yapması lazımdır. İmzalanan belge de ortadadır" dedi.

"Bir yıldır bugünleri bekliyoruz"

İŞAD'ın gelişmelerin yakın takipçesi olduğunu da vurgulayan Şadi, "Biz her dakika takipçisi olacağız. Bir yıldır bugünleri bekliyoruz" şeklinde konuştu.

Tulga: "Asıl süreç bundan sonra başlıyor"

KTEZO Başkanı Hürrem Tulga da Ortadoğu'da oluşan yeni konjektüre bağlı olarak Kıbrıs'ta çözüm konusunda uluslararası girişimlere işaret ederek, "Ortadoğu'da yeni biçilmlenmeler var. Dengeler yeniden kuruluyor. İran'dan Suriye'ye kadar yeni açılımlar var. Bu çerçevede Kıbrıs da bir yere oturtulmak isteniyor açıkcası. Ve en önemlisi petrol ve doğalgaz var. ABD'nin doğrudan taraf olduğu yeni bir durum var. Davutoğlu'nun açıklamaları, Venizelos'la görüşmeleri... Bir biçimde artık sorunu çözeceğiz şeklinde verdikleri mesajlar... Bunlara bakıldığında sorunun çözümüne ilişkin bir sürecin başladığını anlayabiliriz. Elbette ki asıl süreç bundan sonra başlıyor. Mutabakat bir çerevedir. İş, tarafların iyi niyetine ve çözüm noktasında ortaya koyacakları çabaya kaldı. Bilmeleri gereken uluslararası güçlerin daha ısrarlı tutumlarıyla karşı karşıya kalacaklardır" dedi.

"Varoluşumuz Kıbrıs sorununun çözümünden geçer"

Tulga, Kıbrıs sorunun federal bir Kıbrıs çerçevesinde çözümünün, Kıbrıslı Türklerin ekonomik ve toplumsal varoluşu için önemli olduğunu da ifade ederek, "Ekonomik ve toplumsal anlamda varoluşumuz, bir anlamda Kıbrıs sorunun çözümünden geçer. Uluslararası rekabet koşullarında direnme şansı olur. Bir çözümsüzlük ortamının getirdikleri, KKTC'nin bize yaptıkları ortada" şeklinde konuştu.

"Çözüm isteği çok daha yoğundur"

Tulga, çözüm isteğinin 2004 Annan Planı referandum sürecinden çok daha yoğun olmasına karşılık, çözümsüzlüğün getirdiği hayal kırıklığı nedeniyle toplumun müzakere sürecine temkinli yaklaştığını da vurguladı.

Tulga şöyle dedi:

"İnsanlarımız temkinli. Çözüm umuduunu taşıyorlar ancak temkinli. Hayal kırıklığını hala aşabilmiş değiller ama hem sivil toplum örgütlerinin hem de toplumun gelişmeleri çok yakından izlediğini söyleyebilirim.

İnandırıcılık masa başına sağlandığı oranda, insanımızın o hareketlenmeye gireceğinden kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın. Kıbrıs Türk tarafında çözüm istemi eskiye oranla çok daha yoğundur.

İlk defa işveren çevreleri, sendikalar bu kadar rahat bir araya geldiler. 2002-2003'ü doğrudan yaşayan, o süreçte taraf olan örgütlerden biri olarak toplumsal hareketin yoğun olduğunu ama bir araya gelmenin sancılı olduğunu söyleyebilirim. Bugün öyle değil. Neredeyse herkes aynı anda, aynı istençle ortaya çıktı. Baskı grubu oluşturmak konusunda da çok fazla bir ortam da var.

Çıralı: "Çözüm sürecinin uzaması iki toplum için de dezavantajdır"

KTSO Başkanı Ali Çıralı da, Kıbrıs Türk tarafını, Kıbrıs Türk halkının menfaatlerini de koruryacak bir çözüme ulaşılması için çaba göstermeye çağırdı.

Kıbrıs sorunun çözüm sürecinin uzamasının iki toplum için de dezavantaj yaratcapının altını çizen Çıralı, şöyle konuştu:

"Görüşmelerin yeniden başlamsını çok olumlu karşılıyoruz. Her zaman söylediğimiz de şudur; Kıbrıs probleminin nihai bir çözüme ulaşmasının her iki toplum için de yararı olacağına inanıyoruz. Görüşme sürecinin olumlu neticelenmesini, bir anlaşmayla neticelenmesini destekliyoruz.

Ortak metne olumlu bakıyoruz. Zaten yıllar içerisinde iki taraf yetkilileri arasında ortaya çıkan, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliği olan ve Türkiye'nin etkin garantisinin devam edeceği bir federal çözümden bahsediliyor. Genel çerçeve itibariyle olmuludur.

Bizim Kıbrıs Türk liderliğine mesajımız, görüşme masasında olumlu davanmaları ve Kıbrıs Türk halkının menfaatlerini de koruyacak nihai bir çözüme ulaşılması için gayret göstermeleridir.

inşallah bir neticeye ulaşılır ve bu belirislzik ortamından kurtuluruz. Çözüm sürecinin uzaması, iki toplum için de dezavantajdır, kayba neden olur. Erken çözüm her iki toplumun da menfaatine olacaktır."

"Tüm kesimler anlaşmadan yana tavır koyuyor"

Çıralı, Kıbrıs Türk toplumu ile sivil toplum örgütlerinde, Annan Planı sürecine benzer bir çözüm hareketi olmayışına ilişkin görüşünün sorulması üzerine ise, Annan Planı sürecinde iktidarın anlaşmaya olumlu bakmadığını ancak bugün hükümetin çözümden yana hareket ettiğini kaydetti.

Çıralı, "O günkü şartlar farklıydı. O günkü şartlarda ikitdarda anlaşmaya olumlu bakmayan bir iktidar vardı, halk da buna tepikiliydi. Dolayısıyla halkta kendi iradesini ortaya koyma zorunluluğu oluşmuştu. Şimdiki zamanda anlaşma taraftarı olan bir iktidar, bir Cumhurbaşkanlığı var. Tüm kesimler anşalmadan yana tavır koyuyor. Hem Güney'de hem Kuzey'de sivil toplum örgütlerinin süreci desteklemeleri, görüşmeleri sürdüren siyasilere destek olmaları lazımdır" dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.