AKP'nin olağanüstü kongre kararı alması Türk mali piyasalarında ciddi yankı buldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu arasında gerçekleşen dünkü görüşme ardından AK Parti'nin Mayıs ayında olağanüstü kongreye gideceğine yönelik haberler haliyle piyasaları daha da gerdi. Şubat ortası – Mayıs başını kapsayan dönemde yurtdışı kaynaklı risk iştahından büyük fayda sağlayan, küresel oynaklık oranlarının düşmesi ve buna paralel içerde de başını eğen ve son 3 senenin en düşük seviyesini test eden enflasyona paralel TCMB'nin faiz indirimlerine başlaması ve bunun da tahvil ve hisse senedi piyasalarının albenisi artıması ile tetiklenen ve tutarı 4 milyar doları bulan yabancı girişleri, son birkaç günlük zamam diliminde yerini satış eğilmine terk etti. Borsa İstanbul 68binden başalayan serüvenini 87bin seviyesine varan yükseliş ile tamamlayarak son bir hafta içersinde düşen hacmin de yardım ıile 79bin seviyelerine gerilerken; USD/TL kuru da son altı ayın en düşük seviyesi olan 2,79'dan hızlı bir yükseliş ile 2,98 seviyesini test etti. Erdoğan ve Davutoğlu'nun dün akşamki görüşmesinin ardından AK Parti'li üst düzey bir yetkilinin, AK Parti'de önümüzdeki haftalarda olağanüstü kongreye gidileceğini ancak Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkan adayı olmasının beklenmediğini söylemesi haliyle piyasalarda belirsizliği de artırdı. Son haftalarda Erdoğan ve Davutoğlu arasında soğuk rüzgarlar estiğini sosyal medeyadan takip ediyorduk.

AKP'de aylık olarak yapılan ve kongreden sonra partinin en üst karar alma organı olan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) geçen hafta Cuma günü yaptığı toplantıda, partideki atama/görevden alma yetkisini Genel Başkan Ahmet Davutoğlu'ndan alarak tekrar MKYK'ya verilmesi ile ivme kazanan süreç, özellikle Başkanlık ve yeni anayasa konusunda da ikili arasında görüş ayrılıkları olduğu haberleri ile farklı bir boyuta ulaştı. Yine sosyal medyadan takip ettiğimiz üzere, Davutoğlu yerine Binali Yıldırım, Erdoğan'ın damadı olan Berat Albayrak ve Bekir Bozdağ isimlerinin ön plana çıkması, piyasa tarafından pek de olumlu karşılanmayacağını düşünüyoruz. Yeni başbakanın kim olacağı, anayasa ve başkanlık gibi konular Türkiye'de yeniden erken seçim ihtimalini su yüzüne çıkararak yakalanan olumlu havanın hızla dağılmasına sebebiyet verebileceğinde endişe ediliyor.

Böyle bir ortamda, TCMB'nin para politikasına daha basit ve anlaşılır bir faiz koridoruna geçiş yönünde başlattığı sadeleştirme adımının her ne kadar devam edebileceğine yüksek ihtimal versek de, faiz indirimlerinin TL ve TL cinsi yatırım araçları üzerinde ters etki doğurabileceğinden endişe ediyoruz. Yeni kabinde, emniyet subabı olarak görülen Sn. Şimsek'in olup olmayacağı da önemle takip edilecektir.

USD/TL kuru, Salı günü açıklanan olumlu enflasyon verisi ardından test ettiği 2,79 seviyesine nazaran % 7'ye varan bir değer kaybı ile dün akşam saatlerinde 2,98 seviyesine varan bir yükseliş kaydetti. Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, önemli teknik seviyeler arasında 2,8700 ve 2,9300 seviyeleri ön plana çıkıyor. Ocak – Mayıs döneminde kurun 3,05 seviyesinden 2,79'a gerilediği dönemde orta vadeli risklere karşı döviz satın alan yatırımcıların son 2 günlük zaman diliminde görülen sert yükseliş ardından bir miktar da olsa bugün satışa geçebileceklerini göz ardı etmiyoruz. Ancak, görülmesi durumunda, 2,89 – 2,90 aralığı döviz alım; psikolojik 3 seviyesi ise satım yönünde kollanabilir.