EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 14 dak.

Brexit'in yol haritası ardından "pazar umuduna" ekonomik örgütlerden destek

Brexit'in yol haritası ardından "pazar umuduna" ekonomik örgütlerden destek

Sanayi Odası başkanı Ali Çıralı, sürecin iyi takip edilerek lobi faaliyetlerinin yapılmasına yönelik hazırlık yapılması gerektiğini belirtirken, Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, Brexit koşullarının henüz netleşmediğini, tartışmaların sürdüğünü, netleşmesi durumunda bu tür lobi faaliyetlerinde başı bizzat çekeceğini kaydetti.

Yayın Tarihi: 20/01/17 08:00
okuma süresi: 14 dak.
Brexit'in yol haritası ardından "pazar umuduna" ekonomik örgütlerden destek
A- A A+
Kıbrıs Postası - Vatan Mehmet

Birleşik Krallığın AB'den çıkış referandumu ardından Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May'in açıkladığı yol haritası ile birlikte Kuzey Kıbrıs'ın ticari ilişkileri açısından yeni bir döneme girilebileceğini hatırlatarak 94 öncesi İngiltere ile ticari ilişkilere dikkat çeken ve "Brexit ile İngiltere pazarı KKTC ürünlerine yeniden açılabilir" açıklaması yapan Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay'a Kıbrıs Postası'nın ulaştığı ekonomik örgütlerden destek geldi…

Sanayi Odası başkanı Ali Çıralı, sürecin iyi takip edilerek lobi faaliyetlerinin yapılmasına yönelik hazırlık yapılması gerektiğini belirtirken, Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, Brexit koşullarının henüz netleşmediğini, tartışmaların sürdüğünü, netleşmesi durumunda bu tür lobi faaliyetlerinde başı bizzat çekeceğini kaydetti.

Toros, İngiltere'nin Brexit anlaşması sonrası KKTC'ye yönelik AB kararı hilafına davranıp davranmayacağına yönelik ise temkinli olduğunu ifade etti.

İşadamları Derneği (İŞAD) Yönetim Kurulu eski Başkanı Metin Şadi ise devam eden sürecin tamamen tıkanması ve kesilmesi durumunda İngiltere yanında pek çok planın ortaya konularak tartışılacağını, hatta B, C, D planlarının da olduğunu ifade ederek çözüm olsa da olmasa da organize olmamız gerektiğini belirtti.

Öte yandan İngiltere'nin AB'den çıkışını ve Kıbrıs'a etkilerini 8 Temmuz 2016'da Kıbrıs Postası için değerlendiren AB Koordinasyon Merkezi Başkanı, Sosyolog Kudret Akay da söz konusu olasılığın Birleşik Krallığın EEA (Avrupa Ekonomik Alanın) veya EFTA yani Avrupa Serbest Ticaret Alanı üyesi olup olmamasına bağlı olacağına dikkat çekmişti.

Akay, olası etkilerin İngiltere'nin nasıl bir anlaşma ve ne zaman çıkacağına bağlı olduğunu ifade ederek Kıbrıs'ta Çözüme varılmaması halinde Yeşil Hat Tüzüğü'nün Birleşik Krallık için geçerli olmayabileceğini bu nedenle de Doğrudan Ticaretin 'bir olasılık olarak' ortaya çıkabileceğini kaydetmişti.

  • Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros: "Brexit koşulları netleşsin bu lobide en önde ben koşarım"

  • Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı: "Bu konuda lobi ve lobi hazırlıkları yapılmalı"

  • İşadamları Derneği Yönetim Kurulu eski Başkanı Şadi: "Sadece İngiltere pazarı da değil; B, C, D planları gündeme gelecektir"

Birleşik Krallığın AB'den çıkış referandumu ardından Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May'in açıkladığı yol haritası ile birlikte Kuzey Kıbrıs'ın ticari ilişkileri açısından yeni bir döneme girilebileceğini hatırlatarak 94 öncesi İngiltere ile ticari ilişkilere dikkat çeken ve "Brexit ile İngiltere pazarı KKTC ürünlerine yeniden açılabilir" açıklaması yapan Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay'a Kıbrıs Postası'nın ulaştığı ekonomik örgütlerden destek geldi…

Kıbrıs Postası'nın ulaştığı Sanayi Odası başkanı Ali Çıralı, sürecin iyi takip edilerek lobi faaliyetlerinin yapılmasına yönelik hazırlık yapılması gerektiğini belirtirken, Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, Brexit koşullarının henüz netleşmediğini, tartışmaların sürdüğünü, netleşmesi durumunda bu tür lobi faaliyetlerinde başı bizzat çekeceğini kaydetti. Toros, İngiltere'nin AB kararı hilafına davranacağını beklemediğini de kaydetti.

İşadamları Derneği (İŞAD) Yönetim Kurulu eski Başkanı Metin Şadi ise devam eden sürecin tamamen tıkanması ve kesilmesi durumunda İngiltere yanında pek çok planın ortaya konuşularak tartışılacağını, hatta B, C, D planlarının da olduğunu ifade ederek çözüm olsa da olmasa da organize olmamız gerektiğini belirtti.

SANAYİ ODASI BAŞKANI ALİ ÇIRALI: "BU KONUDA LOBİ VE LOBİ HAZIRLIKLARI YAPILMALI"

Ali Çıralı, sürecin iyi takip edilerek lobi faaliyetlerinin yapılmasına yönelik hazırlık yapılması gerektiğini belirtti.

Kıbrıs Postası'na konuşan Çıralı "Brexit sonrası İngiltere'nin ABAT'a uyma zorunluluğu yok. Bu yönde lobi çalışmalarının yapılması şart. Bu konuda hazırlıklar yapılmalı" dedi.

TİCARET ODASI BAŞKANI FİKRİ TOROS: "BREXİT KOŞULLARI NETLEŞSİN BU LOBİDE EN ÖNDE BEN KOŞARIM"

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ise Brexit koşullarının henüz netleşmediğini, tartışmaların sürdüğünü, netleşmesi durumunda bu tür lobi faaliyetlerinde başı bizzat çekeceğini kaydetti.

Toros, söz konusu kısıtlamanın gelişimi hakkında ise menşe değişimine dikkat çekerek "Önce Kıbrıs olan menşe, sonra Kuzey Kıbrıs oldu. Sonra da menşe KKTC olunca bu durum karşımıza çıktı. Halen tartışılan ve içeriği netleşmeyen Brexit koşulları netleştikten sonra bu yönde lobi faaliyetlerinde ön önde ben koşarım…" dedi.

Toros, İngiltere'nin Brexit anlaşması sonrası KKTC'ye yönelik AB kararı hilafına davranıp davranmayacağına yönelik ise temkinli olduğunu ifade etti.

İŞ ADAMLARI DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ESKİ BAŞKANI ŞADİ: "SADECE İNGİLTERE PAZARI DA DEĞİL; B, C, D PLANLARI GÜNDEME GELECEKTİR"

Kıbrıs Türk İşadamları Derneği (İŞAD) Yönetim Kurulu eski Başkanı Metin Şadi ise devam eden sürece işaretle durma ya da aksama durumunda sadece İngiltere pazarına yönelik değil pek çok alternatifin gündeme geleceğine inanç belirtti.

Şadi, "Çözüm olsa da olmasa da bizim organize olmamız gerekiyor. Zorla da güzellik olmuyor… Muhakkak B, C hatta D planımız olacaktır" dedi.

Kıbrıs Postası'na konuşan Şadi, devam eden sürecin durması halinde ise şahsen masaya dönülüp dönülmeyeceğinin de kırk kez düşünülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

ÖZERSAY: "BREXİT İLE İNGİLTERE PAZARI KKTC ÜRÜNLERİNE YENİDEN AÇILABİLİR"

Konuyu ilk kez geçtiğimiz aylarda HP Başkanı Özersay dile getirmişti.

Dün yaptığı yeni açıklama ile Özersay, bu konu hakkında yeni gelişmelere de dikkat çekti.

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay Birleşik Krallığın Avrupa Birliği'nden çıkışıyla birlikte Kuzey Kıbrıs'ın ticari ilişkileri açısından bir fırsat penceresinin ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek, bu konularda acilen girişim yapılması gerektiğini söyledi.

İngiliz seçmenlerin referandumda AB'den çıkma yönünde karar vermesinden sonra KKTC ile Birleşik Krallık arasındaki doğrudan ticaret imkanına aylar önce Halkın Partisi olarak dikkat çektiklerini de hatırlatan Özersay, "öngörümüz doğru çıkmıştır, İngilizlerin AB'den çıkış konusunda izlemeye başladıkları yol ve hedefledikleri sonuç, KKTC açısından kısmen de olsa yeni bir doğrudan ticaret, ihracat imkanı yaratabilecek niteliktedir" dedi.

1994 yılında KKTC ürünlerine bir nevi ambargo uygulamasına dönüşen AB mahkeme kararının etkisini ortadan kaldırmak ve Birleşik Krallıkla doğrudan ticaret için bir imkan doğduğuna işaret eden Özersay "AB mahkemesinin kararı sonucunda KKTC'den başta Birleşik Krallığa olmak üzere AB'ye yapılan ihracat sekteye uğramıştı.

Ancak şimdi İngilizlerin AB'den çıkmalarıyla birlikte bu pazar yeniden açılabilecek gibi görünüyor. Bunu ülke ekonomimiz adına bir avantaja dönüştürmek için bir eylem planı geliştirilmesi gerekir, öneri ortaya konulması ve diplomatik girişimlerle bunların desteklenmesi gerekir. Tüm bunların yapılabilmesi için ise ekonomik vizyonu olan bir hükümet gerekmektedir" dedi.

MAY'İN YENİ AÇIKLAMALARI

İki gün önce İngiliz Başbakanı Theresa May'in açıklamalarının KKTC ticaretinin önünün açılması açısından yeni bir fırsat penceresine imkan vereceğinin işaretlerini içerdiğini de belirten Kudret Özersay, Halkın Partisi'nin bu konuda bir çalışma yapmakta olduğunu, göreve geldiklerinde bu girişimi hayata geçireceklerini vurguladı.

AB Mahkemesi'nin KKTC'ye Dair Kararları Etkisini Yitirebilir Halkın Partisi tarafından yapılan açıklamada, Genel Başkan Özersay'ın katıldığı bir televizyon programında bu konuda dile getirdiği hususlar şu şekilde aktarıldı:

"Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May'in AB'den çıkış konusunda geçtiğimiz gün açıkladığı yol haritası ve temel hedefler, bir süre önce KKTC açısından ortaya koyduğumuz düşünceyi doğrulamaktadır.

Birleşik Krallık Avrupa Toplulukları Adalet Divanı (ATAD) kararlarının kendileri AB'den çıktıktan sonra artık ülkeleri üzerinde bağlayıcı olmasını istemediklerini, bunun son bulmasını istediklerini vurgulamıştır. 1994 yılına kadar KKTC'de üretilen özellikle narenciye, patates ve bazı tekstil ürünleri uygun gümrük koşullarından yararlanarak Avrupa tek pazarı içerisine girebilmekte ve rekabet edebilmekteydi.

KKTC ihracatı esasen buna dayanıyordu ve bu ülkemizdeki üretim ölçeğini geliştirmeye ve dolayısıyla istihdamı artırmaya imkan tanıyordu.

1994 yılında ATAD kararı, KKTC'de verilen sağlık ve menşe sertifikalarının geçerli kabul edilemeyeceğine hükmetti. Bu karar, bahse konu ürünlerimizin başta Birleşik Krallık olmak üzere AB tek pazarına girişini ya imkansız kıldı ya da bazı ürünleri rekabet edilebilir olmaktan çıkardı.

Karar ayrıca bazı ürünlerimizi doğrudan değil de dolaylı, yani sıkıntılı ve ek masraflı, bir şekilde ihraç etmemize neden oldu. Sonuç olarak, ülkemize özgü (niş) ürün, patates ve narenciye ihracatımıza ve dolayısıyla ekonomimize önemli bir darbe vurulmuş oldu."

"KUŞKUSUZ BU DURUM ÜRÜN KALİTESİYLE DE İLGİSİZ DEĞİLDİ ANCAK…"

"Kuşkusuz bu durum ürün kalitesiyle de ilgisiz değildi ancak pazar açısından bize yaratılan bu güçlük bir nevi ambargoya dönüştü. Hükümetten hiçbir beklentimiz yoktur. Şimdi Birleşik Krallık, AB'den çıkışıyla birlikte tek pazarın da dışına çıkmak istediğini, AB ile bir ticaret antlaşması yapmayı düşündüğünü, aynı zamanda ATAD'ın yargı yetkisi dışında kalmak istediğini net şekilde ortaya koymuştur.

Bu son nokta bize yakın gelecekte olumlu anlamda fırsatlar yaratmaktadır. Biz bu konuda somut, uygulanabilir düşüncelerin şimdiden yapılacak girişimlerle pişirilmesi durumunda kısa süre sonra sonuç alınabileceğine inanıyoruz.

Tabi bu hükümetten bu açıdan hiçbir beklentimiz yoktur. Ülke yönetimine dair gailesi olmayan, vurdumduymaz şekilde partizanca istihdam yapıp, rant dağıtıp zamlarla ayakta durmaya çalışan ve dar gelirli vatandaşlarımızın belini büken bu hükümetin bu türden bir vizyonu yoktur, olmasını de beklemiyoruz.

Bizler bu konuda çalışmamızı yapıyoruz ve göreve geldiğimizde de hızla uygulamaya geçireceğiz. Bu konular oturup beklemekle ve uzaktan izlemekle olmaz. Bizim gibi küçük ölçekli bir ülkede üretimi artırmak istiyorsak, ürettiklerimizi satabileceğimiz ve rekabet edebileceğimiz pazarları da düşünmek ve fırsatları zorlamak durumundayız".

ORAMS VE BENZERİ KARARLAR DA ETKİLENEBİLİR

Birleşik Krallık Başbakanı May'in tek pazar dışına çıkarak ATAD içtihadını kendisi açısından sonlandırma mesajı vermesinin bir süre önce ORAMS davası kararı açısından yaşanan sıkıntıların giderilmesi bakımından da çok ilginç bir durum ortaya çıkarabileceğine işaret eden HP Genel Başkanı Kudret Özersay şu hususlara dikkat çekti: "AB üyesi devletlerden birisinde alınan bir mahkeme kararının özellikle özel hukuk davaları açısından bir diğer ülkede tanınması ve uygulanması (yani tenfizi) konusunda bir AB tüzüğü bulunmaktadır.

Bazı temel istisnalar ortaya çıkmadığı sürece bir üye devlet, bir başka üye devletin mahkemesinin aldığı bir kararı kendi ülkesinde tanımayıp uygulamama yoluna gidemez. Bundan yararlanılarak KKTC'de bulunan bir taşınmaz mal ile ilgili olarak Rum tarafında açılan bir davada alınan karar, ATAD'ın yaptığı bağlayıcı yorum sonucunda kısmen dahi olsa Birleşik Krallık 'ta uygulanır noktaya getirilmiştir.

İngilizlerin AB'den çıkışı sonucunda bu ülkenin AB ile kuracağı ilişkinin statüsünü belirleyecek antlaşmanın tam olarak ne içereceğini bugünden kestirmek mümkün olamasa da, Başbakan Theresa May tarafından geçtiğimiz gün netleştirilen amaçlar ve izleneceği açıklanan yol, bu konularda da çok farklı bir durumla karşı karşıya kalabileceğimizi, bu açıdan da olumlu gelişmelerin olmasını mümkün kılabileceğimizi gösteriyor.

Kuşkusuz tüm bu olasılıklar hem yakından takip edilmeli hem de somut önerilerle şekillendirilmeye çalışılmalıdır."

VİZYONU OLAN BİR HÜKÜMET ŞART

Halkın Partisi'nden yapılan açıklamada özellikle ülke ekonomisinde üretime dayalı alternatiflerin geliştirilmesi ve yeni pazar imkanlarına dair yaratıcı düşünce ortaya konulabilmesi için vizyon sahibi bir hükümetin artık şart olduğu vurgulandı.

Mevcut hükümetten vatandaşın bu yönde bir beklentisinin olmadığına işaret edilen açıklamada, Halkın Partisi'nin bu konularda vizyon, bilgi ve beceriye sahip olduğu ve göreve geldiğinde bunu hayata geçireceğine vurgu yapıldı.

İlgili Haber:

Kudret Akay'ın açıklamaları

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.