Hristodulidis yine Ulusal Konsey'den söz etti

Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, dün katıldığı bir programda, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'in, seçimlerin ardından oluşan duruma bağlı olarak Ulusal Konsey'in işleyiş şekline ilişkin görüşlerini analiz etti.

Simerini gazetesi, bu düşüncelerin, bir yandan seçimlerin ardından ortaya çıkan meclisteki çok partili oluşumla, Ulusal Konsey'de ortaya çıkan yeni olgular, diğer yandan da geçmişte yaşanan belgelerin sızdırılmasıyla alakalı olduğunu belirtti.

Habere göre Hristodulidis, katıldığı programda konu hakkında yaptığı açıklamada, Ulusal Konsey'in nasıl daha sonuç verici olacağının ele alınacağını, bununla birlikte Ulusal Konsey'in, etkinliği, işlevselliği ve iyileştirilmesinin daha önemli olduğunu ifade etti.

Hristodulidis, Anastasiadis'i esas ilgilendiren noktanın Ulusal Konsey'in etkili bir şekilde işlev göstermesi ve sızdırmaların olmaması olduğunu söyledi.

Hristodulidis açıklamasında ayrıca "Bugün, sekiz partili meclise sahibiz, önümüzde, geçmişte daha önce olmayan, 25-26 üyeli Ulusal Konsey bulunuyor" ifadesini de kullandı.

Habere göre, yetkili bir kaynak gazeteye yaptığı açıklamada, Anastasiadis'in, nihai kararını verdiği zaman, siyasi parti başkanlarını, Ulusal Konsey'in yeni işleyişi konusunda bilgilendireceğini, bunun yapılmasına kadar da başka Ulusal Konsey toplantısının yapılmasının söz konusu olmadığını ifade etti.

HRİSTODULİDİS: "HALK MÜZAKERELER KONUSUNDA BİLGİLENDİRİLECEK"

Habere göre Hristodulidis, açıklamaları çerçevesinde, Rum halkının, Anastasiadis tarafından müzakerelerin sonucuna yönelik olarak vaktinde bilgilendirileceğini söyledi.

Anastasiadis'in 11 Ocak'ta Rum halkını ve Meclis'i, gelişmeler konusunda bilgilendirdiğini anımsatan Hristodulidis, 1974 yılından sonra bunun ilk kez yapıldığına da dikkati çekti.

Hristodulidis, bilgilendirme unsuru olduğu zaman, Anastasiadis'in halkı, müzakerelerde uzlaşıların var olduğu yerler konusunda, direkt bilgilendireceğini ifade etti.

"MÜZAKERE MASASINDAN KAÇMADIK"

İstanbul'da yaşananların ardından müzakerelerin geleceğine ilişkin bir soru üzerine Hristodulidis, Kıbrıs Rum tarafının, müzakereleri durdurmadığını, bununla birlikte müzakerelere müdahil olan herkesin, sorunlardan kaçınılması için dikkatli olması gerektiğini de savundu.

Hristodulidis, gereken noktada uygun açıklamaların yapıldığını ve Anastasiadis'in yemeği iptal etme nedenlerinin "anlaşıldığını" ifade etti.

Bu tür olayların yeniden yaşanmamasını ümit ettiklerini belirten Hristodulidis, görüşmenin iptal edilmesinin duygusal içgüdülerle değil siyasi verilerle yapıldığını da savundu.

BM'nin tavrını da eleştiren Hristodulidis, "Akıncı'yı görerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mükafatlandırılmamalıydı" ifadesini kullandı.

Hristodulidis, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin oynadığı rol konusunda ise, bunun şahsi değil siyasi bir rol olduğuna dikkati çekti.

Kıbrıs Türk tarafının, Türkiye'nin savunduğu "sahte" devletin yükseltilmesi siyasetine ne kadar uyum sağladığı şeklindeki bir soru üzerine Hristodulidis, bunu şiddetle reddederek "sahte devletin yükseltilmesi durumu yoktur. Kıbrıslı Türklerin iki seçeneği vardır: ya Kıbrıs sorununun çözümü, ya da Türkiye'nin bir ili olmak, kendileri için bu ne anlama gelirse gelsin, böyle bir gelişmenin, Kıbrıs Cumhuriyeti'ne de olumsuz etkileri olacak" şeklinde konuştu.

Hristodulidis, Kıbrıs Türk toplumunun başka bir seçeneğinin olmadığını bildiğini, Türkiye ne yaparsa yapsın, "sahte" devleti yükseltemeyeceğini çünkü bunun yasa dışı faaliyet ürünü olduğunu ileri sürdü.

Müzakereci konusuna da değinen Hristodulidis, Andreas Mavroyannis'in BM Genel Kurul Başkanlığı'na seçilmeyi başarması temennisinde bulunurken böylesi bir durumda yeni bir atama kararı vermenin Anastasiadis'in konusu olacağını söyledi.

Hristodulidis açıklamasında ayrıca Mavroyannis'in, müzakerenin her boyutunu ayrıntılı bir şekilde gözden geçirecek, müzakere sürecine yönelik bütünlüklü bir belge de hazırlayacağını ifade etti.