GÜNEY KIBRIS
okuma süresi: 15 dak.

Eide'den kapsamlı değerlendirme: "Kollektif başarısızlık orda olan herkesi kapsıyor"

Eide'den kapsamlı değerlendirme: "Kollektif başarısızlık orda olan herkesi kapsıyor"

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, İsviçre'de 10 gün süren müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması sonrasında Kıbrıs Haber Ajansı'na verdiği mülakatta Crans-Montana kasabasında yapılan Kıbrıs müzakerelerinde sonucun ne olacağı konusu değil nihai sonuç olabilecek noktaya ulaşılamamasının çözümü engellediğini belirtti.

Yayın Tarihi: 25/07/17 08:08
okuma süresi: 15 dak.
Eide'den kapsamlı değerlendirme: "Kollektif başarısızlık orda olan herkesi kapsıyor"
A- A A+
BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, İsviçre'de 10 gün süren müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması sonrasında Kıbrıs Haber Ajansı'na verdiği mülakatta Crans-Montana kasabasında yapılan Kıbrıs müzakerelerinde sonucun ne olacağı konusu değil nihai sonuç olabilecek noktaya ulaşılamamasının çözümü engellediğini belirtti.

Eide, demecinde "kolektif başarısızlıktan" söz etti ve "bunun orada olan herkesi kapsadığını" belirtti.

Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kuruluşuyla ilgili 1960 Antlaşmalarından kaynaklanan mevcut garantilerin sona erdirilmesi konusuna değinen Eide, garantiler konusunda önemli ilerlemeler sağlandığını (breakthrough) ama yabancı askerler konusunda askıdaki konuların devam ettiğini söyledi.

Eide iç konularda Kıbrıs Rum tarafından, Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis'ten, çok yapıcı ve önemli bazı açılımlar geldiğini ve bunların çerçeve içerisinde açılımlar olduğunu belirtti.

6 Temmuz gecesi gerçekleşen ve cuma sabah saatlerine kadar devam eden ortak yemek hakkındaki bir soruya Espen Barth Eide, odada olan herkesin bir yere varılamayacağını gördüğünü, güvende azalma olduğunu belirtti.

Bir anlaşma paketi ve Garantiler Antlaşması, çözümün uygulama mekanizması, orduların geleceği, dönüşümlü başkanlık, Omorfo konusu, mülkiyet ve Türk vatandaşlarının eş veya özel davranışı hakkında altı stratejik konulara değinen Eide, "söz konusu sorulara cevaplarımız olması durumunda geri dönmeme noktasından geçebilecektik" dedi.

BM yetkilisi, İsviçre'de yapılan konferans için iyi hazırlık yapılmadığı eleştirilerine de değinerek BM'nin gerekli hazırlığı yapmadığını söylemenin paradoks olduğunu ifade etti.

Demecin tam metni söyle:
Soru: Siz, Crans-Montana'da kolektif başarısızlıktan bahsettiğiniz. BM dâhil herkes sorumlumu? Çünkü sizin de hazır olmadığınız için eleştiriler yapıldı.

Cevap: Kolektif başarısızlıktan bahsederek orada olan herkesi kapsıyor. Biri başarısız olunca diğerlerinin yanlış yaptıklarını söylemek yerine başarısızlığı iyileştirilmesi amacıyla ne yapabileceğini düşünmek gerekir. Ben kendimi çok iyi hazırlıklı hissetim. Pek çok ikili görüşmelerde bulunduk, garantör ülkelerle görüşmeler yaptık, güvenlik ve garantiler konusunda belli fikirler üzerinde çalıştık ve garanti antlaşmasının ve müdahale hakkının hemen son bulması gerektiği görüşünü erkenden benimsedim. Çağdaş ve egemen bir devlette bunların yeri yok.

Ordular konusu başka bir konudur. Bazı askerler 1960 yılından bu yana İttifak Antlaşmasıyla adada bulunuyor. Kıbrıs ve bazı komşu ülkeler arasında savunma ittifakı ile ilgili bir fikir oluşturuldu. Bu gayet normaldir.

Birçok ülke diğer ülkelerle savunma işbirliğinde bulunmaktadır.

Ancak, 1974 yılında, sözde müdahale hakkı çerçevesinde adaya askerler geldi ve bunun varlığının çözümden sonra kalması için bir neden yok.

Amacımız, güvenli bir ortam oluşturulmasıdır ve bu çerçevede orduların İttifak Antlaşması seviyesinde azaltılmasıdır.

Soru: Sizin dördüncü sütun dediğiniz şey…

Cevap: Kesinlikle. Kıbrıs Rum tarafının çağdaş bir devlete diğer ülkelerinin tek taraflı müdahale hakkında sahip olmaları sistemiyle ilgili endişeyi önemli bir oranda karşıladığına inanıyorum. Bazı orduların belli bir zaman için kalması durumunda bunun İttifak Antlaşması olarak bilinen ortak kabul edilen savunma anlaşması çerçevesinde olması gerekir.

Ancak, söz konusu hedefe ulaşmak amacıyla ilk önce başka bir soruya cevap vermemiz gerekirdi: Kıbrıslı Türklerin Türk ordusu olmadan güvenli hissedebilirler mi? 1963 ve 1974 yıllardaki olayların yeniden meydana geleceği yanlışlıklar yapılacak mı? endişesini karşılamamız gerekirdi.

Biz, Kıbrıs sorununun tüm boyutlarının uygulanması için gereken süre içinde uluslararası denetim ve uygulama mekanizması getirilmesini önerdik ve bu durumunda BM denetleme mekanizması altında olduğunuz için garantiler sistemine ihtiyac olmayacaktı.

Bunun uygulanması durumunda garantiler sisteminde önemli bir değişiklik olacaktı çünkü aynı zamanda Kıbrıslı Türklerin bazı endişeleri de karşılanacaktı.

Mont Pelerin'deki Kıbrıs konferansın ikinci zirvesinde Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin endişeleri farklı seviyelerdeki endişeler olduğu belli oldu. Kıbrıslı Türkler 60'lı yıllarda kimlik ile toplum dâhil hayat ve mülkiyet konusunda bir endişeyi miras olarak aldılar. Bundan dolayı onların endişeleri toplum seviyesinde bulunuyor.

Kıbrıslı Rumların endişesi ise, devlet güvenliği ve diğer ülkelerden müdahale edilme tehlikesi olmadan bir egemen devlet oluşturulması hakkındaki endişeleridir.

Her iki endişe tamamen haklı ve aslında uyumsuz değildir. Her ikisi de aynı şekilde karşılanabilir. Diğer ülkelerin müdahale hakkına sahip olmadan uygulamanın gerçek olacağı konusunda uluslararası bir sistem getirilebilir.

Soru: Son aşamada önemli konuya vardık ve devamla BM Genel Sekreteri konferansın sonunu açıkladı. Dışişleri Bakanı'nın ilk günden itibaren garantiler sisteminin olmayacağı ile ilgili söyledikleri yanlış anlaşılmış olabilir mi?

Cevap: Gizli müzakerelere atıfta bulunmak zordur. Bazı konuları gizli tutmak istiyorum. BM Genel Sekreteri hiç bir şeyi yanlış anlamadı. Aynı toplantıya katıldık ve ne olduğu gayet belli idi. O akşam yaptığımız temaslar sonucunda nihai bütünlüklü bir pakete ulaşabileceğimizi düşünüyorduk. Bu paketin bir unsuru da garantilerin kaldırılması idi.

Soru: söz konusu paketin herkese yazılı olarak sunulmaması durumunda nasıl paket üzerinde bir anlaşma olacaktı?

Cevap: heyetlerin liderlerinin anlaşmaya varılmaları durumunda söz konusu anlaşma bizce kaydedilecekti. Benzer müzakerelerin tamamlanmasının ardından gayet normal bir prosedürüdür. Tüm taraflar yazılı önerilerde bulundular ancak taraflar BM Genel Sekreteri'ne de sözlü bir şekilde önerilerde bulundular.

Soru: BM Genel Sekreteri "Sayın Çavuşoğlu'nun bu söylediğini anladım, Sayın Anastasiades'in bunu söylediğini anladım vb" dedi. Ancak Kotzias veya Anastasiades'in Çavuşoğlu'na "bunu söylediniz mi" sorduklarında cevap "hayır" idi. Bunu yorumlayabilir misiniz?

Cevap: Bu gerçek değildir. Müzakereler gizli ancak akşam yemeğinde yaptığı bazı açıklamalar hakkında basında çıkan haberler yanlıştır. Söz konusu hassas konular hakkında, BMGS, şahsen ve ekibimin iki üyesi birçok ikili görüşmelerde bulunarak diğerlerin de kabul edileceği nihai bir paket olup olmayacağı konusunu Türkiye dâhil tarafların görüş sınırlarını değerlendirdik.

Soru: "Bu yönde idik" ancak "sıfır garanti" konusuna varmadık dediniz.

Cevap: O akşam bunu yapabilirdik. Bu bellidir.

Soru: Garantiler Antlaşmasının 15 yıl sonra sona erdirme önerisi Çavuşoğlu'nun sunduğu bir öneri değil mi idi?

Cevap: Garantiler yıllar sonra kademeli bir şekilde sona erdirilmesi Türkiye'nin resmi görüşü ve söz konusu görüşü bilinen bir görüş idi.

Üstelik BM ve şahsen tarafların esnekliğini test ettiğimiz zaman çözümün hemen ardından müdahale haklarının sona erdirilmesi konusunda anlaşma sağlanması durumunda bunun nihai pakete olumlu katkıda bulunacağını gördük.

Ayrıca, konferans sırasında Feltman (BM Siyasi İşler Genel Sekreter Yardımcısı Jeffrey Feltman) ve şahsen ben, müdahale hakkını sona erdirmeden bir anlaşmaya varılmasının mümkün olmayacağı görüşümüzü herkese açık ve net bir şekilde açıkladık.

Soru: O zaman BM Genel Sekreteri neden devam etmedi?

Cevap: O akşam neler olduğu ve odada neler olduğunu hissederek söz konusu kararı aldı. Ben, BM Güvenlik Konseyi'ne tarafların farklı unsurlara odaklandığını uzun uzun açıkladım. Kıbrıslı Türkler siyasi eşitlik ve Kıbrıslı Rumlar ise güvenlik konularına odaklandılar. Bu mantıklı idi. Nihai paketin bir parçası olan yeni güvenlik sistemi bir çözüm olacaktı.

Ardışık bir yaklaşım; ilk önce güvenlik, devamla mülkiyet, yönetim konusunu ve başka konular ele alınması mümkün değildi. Nihai kritik aşamada bir anlaşma tek paket şeklinde uygulanabilirdi.

Buna odaklandık ve Kıbrıs Rum tarafı…. Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiades'ten iç konularda önemli bazı açılımlar geldi. Tabi ki, bunlar "şartlar üzerine" çerçevesinde idi. BM Genel Sekreteri, "nihai belgeniz nedir, daha ileriye gidebilir misiniz" diye soruluyordu ve uygun olduğunda taraflar "evet, ancak diğer taraflar da aynı şekilde devam etmeleri gerekir" yanıtı veriyordu.

Soru: O kadar yakın olduğunuza göre neden devam etmediniz ve "bekleme süresi" (cooling period) istediniz?

Cevap: BM'in elinde olsaydı, yarın sabah da başlayabilirdik. Ancak tüm taraflara ihtiyacımız var ve bunun şu an mümkün olduğunu hissetmiyorum.

Soru: Hiçbiri "müzakerelere katılmak istemiyorum" ifadesini kullandı mı? Son söz BM Genel Sekreteri'nin

Cevap: Akşam yemeği sırasında duyduklarından dolayı konferansın gelecek hafta devam edilmesi olasılığı görmedi. Katılanlar aynı görüşü paylaştılar. Kapalı ve özel bir akşam yemeği idi. Odada olan herkes bunun bir yere varılmayacağını gördü. Güvende azalma oldu.

Soru: Norveç'te yapılacak seçimlere aday olarak katılıyorsunuz ve 11 Eylül tarihinden sonra görevinizden ayrılacaksınız ve taraflarla veda görüşmelerinde bulunacaksınız.

Cevap: Evet, tabi ki bulunacağım.

Soru: Gerçekleştireceğiniz görüşmeler sırasında her hangi bir hisse sahip olup BM'ye iletecek misiniz? Veya söz konusu görüşmeler salt veda görüşmeler mi olacak?

Cevap: Liderlerin görüşlerini, devamla eylemleri ve ne olacağını dinlemek istiyorum ve izlenimlerimi BM Genel Sekreteri ile paylaşacağım. Görevimin son noktasında ekibimle birlikte müzakerelerdeki olaylar için BM'ye sunulacak olan bir rapor hazırlanmasıdır. Sayın Anastasiades ve Sayın Akıncı söz konusu prosedürü önceden görmediğimiz şekilde ileriye taşıdılar. Elimizde binlerce belge, not ve görüş var.

Soru: Best -seller ne zaman yayımlanacak?

Cevap: (gülüyor)…. Tamamlanmasında! Şimdi başlıyoruz…

Soru: görevinizin tamamlanmasından sonra?

Cevap: Görevim sırasında tamamlanmasını istiyorum. Yani yakın gelecekte (hazır olacak).

Soru: karşılıklı sorumluluk yükleme oyunu hakkında endişeli misiniz?

Cevap: Çok. Bence bu çok sağlıksız ve karışık konular uzlaşmazlığa yol açıyor. Anastasiades – Akıncı arasında Mayıs 2015'te başlayan müzakerelerde şu ana kadar liderler seviyesinde karşılıklı sorumluluk yükleme oyunu (blame game) yaşanmadı. Her iki taraftan siyasetçiler diğerlerini suçlamaya devam ediyor ancak her iki lider bunu takip etmiyor.

Kıbrıs (sorunu) için çok iyimser olduğum için beni eleştirdiler. Belki iyimser idim! Ancak yarım yıl için iyimser değilim ve samimi olmak için de, 2017 yılında yaptığım açıklamalarda her hangi birinde iyimser olduğumu söylemedim.

Soru: Temsilciler Meclisi'nin Enosis ile ilgili kararından dolayı zaman kaybedildi. Devamla, başka konular üzerinde de daha çok zaman kaybedildi ve şu an bir kaç ay sonra seçimler var...

Cevap: Sahiplik konusu çok karmaşık bir konudur. Bir anlaşma olması durumunda da konu üzerindeki anlaşmayı hazırlamak için zaman gerekecektir. Uluslararası antlaşmalar konusu ise siyasi açıdan çok zor; ancak hukuki açıdan değişmesi kolay. Her iki taraf arasında yeni içerik üzerinde anlaşacakları durumda değişiklik yapılması zor değildir. Aslında, bir anlaşmanın sona erdirilmesi ve bir anlaşmanın da değişmesi gerekir.

Amacımız ve hedefimiz, altı stratejik konuda stratejik bir ilerleme sağlanması idi (breakthrough).
Söz konusu altı konu ise:
Garantiler Antlaşmasını uygulama mekanizmasını nasıl değiştirebiliriz?
Ordularda ne yapabiliriz?
Dönüşümlü Başkanlık uygulanacak, çapraz oylama olacak?
Toprak ayarlamada "belli bir yer" için ne olacak?
Sahiplik konusunda ne olacak? Toprak ayarlamasını kapsayan yerler için bir sahiplik yönetimi ve toprak ayarlamayı kapsamayan yerler için diğer sahiplik yönetimi uygulanacak?
Türk vatandaşları konusunu nasıl ele alınır?
Yukarıdaki sorulara yanıt bulmamız durumunda "geriye dönüşü olmayan noktadan" geçecektik. İlk önce anlaşmayı, anlaşmanın tüm unsurlarını yazmamız gerekir. Unutmayın ki, yüzlerce sayfalar hazırladık. Çalışma eksikliği yoktu. Bizim ekibimiz mükemmel idi ve aynı zamanda, Andreas Mavroyiannis ile Özdil Nami ve onların ekiplerini tebrik etmek istiyorum.

Liderler 2016 yılında bir anayasa üzerinde çalışmaların başlamasına karar verdiler. Her iki lider en iyi avukatlarına talimat vererek yazabileceğimiz maddeler hakkında çalışmaları taahhüdünü verdiler. Bu gerçek olmadı.

Soru: Ekonomi konusu ve bankacılık sektörü de başlamadı…

Cevap: Kapsamlı değerlendirme içinde Varlık Kalitesi Analizi (AQR) raporunu beklediğimiz konusunda Güvenlik Konseyini bilgilendirdim. Hala bunu bekliyoruz. Başlamadı bile.
Ekonomi konusundaki ilginç şey, başlık üzerine hemen hemen uzlaşma sağlandı ancak uygulama çalışmaları yapılmadı.

Soru: Ocak ayından beri metodolojinin değişmesi ve bazı konuların paket haline getirilmesi i konusunda ısrar ediyorsunuz.

Cevap: 11 Ocak tarihinde haritalar başarılı uygulaması yapıldı ve bu beşinci başlığın iyice görüşüldüğü anlamını taşıyordu ve 12 Ocak tarihinde Zirvenin başlamasıyla güvenlik ve garantiler konusuna odaklandık.

Örneğin Cumhurbaşkanlığı konusu salt çözüm değildi ve bunun için söz konusu konular paket olarak ele alınmaları gerekiyordu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.