Hristodulidis: "Akıncı tarafından açıklanan son tedbirlerin aslında Türkiye'nin bir hareketi"

"Kıbrıs Cumhuriyeti" Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodoulidis, Türk tarafının Kıbrıs sorunuyla ilgili adımlarını titizlikle takip ettiğini ve belirli faaliyetlere karşı kendilerinin yaptıkları hazırlıkları tamamlanır tamamlanmaz açıklayacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gazetecilere konuşan Sözcü, İsviçre'nin Crans-Montana kasabasında yer alan final yemeğinde neler olduğuyla ilgili tutanakların BM Güvenlik Konseyi ve AB daimi temsilcilerine gönderilip gönderilmediği sorusunu, "Bunlarla ilgili herşeye Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarında değinildi" şeklinde yanıtladı.

Bir başka soru üzerine Hristodoulidis, şimdiki koşullarda, UNFICYP'in görev süresinin 31 Ocak'a kadar yenilenmesinin önemli olduğunu düşündüklerini bildirdi.

Hükümet Sözcüsü, çözümün formatını tarif eden 1251 sayılı kararın da yer aldığı BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan ilgili kararda bazı çok önemli ifadelerin yer aldığını, bu ifadelerin, müzakerelerin Birleşmiş Milletler çerçevesinde yapılması, Strovolia'daki statükoya geri dönülmesi çağrısı ve statükoyu değiştirecek şekilde hareket edilmemesi olduğunu belirtti.

UNFICYP'in teknik olarak gözden geçirmesiyle ilgili olarak bu konunun ilk defa gündeme gelmediğine dikkati çekti ve ABD yönetiminin barış gücü misyonlarıyla ilgili yeni yaklaşımından söz etti, tüm misyonlar için gözden geçirmeler olacağını kaydetti.

Aralarında bir büyüğün de olduğu bazı ülkelerin Kıbrıs'taki kayıp kişiler misyonuna insan kaynağıyla katkıda bulunmaya hazır olduklarını bildirdiklerini duyuran Sözcü, BM Genel Sekreteri'nin Sözcü Yardımcısı Farha Haq, Kıbrıs'taki tarafların Varoşa olarak bilinen Mağusa şehrinin tellerle çevrili bölümünün açılacağına ilişkin Kıbrıs Türk basınında yer alan haberleri yeni güven yaratıcı önlemler olarak düşünmek istediklerini söylemesini yorumladı.

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından açıklanan son tedbirlerin aslında Türkiye'nin bir hareketi olduğunu hatırlatan Hristodoulidis, dolayısıyla hiçbir koşulda bunların güven yaratıcı önlemeler olamayacaklarına dikkati çekti.

1979 Doruk Anlaşmaları'nın ilgili paragrafı ve BM'nin 1984- 550 ve 1992-789 sayılı kararlarına değinen Sözcü, bunların çok belirgin biçimde Varoşa'nın Birleşmiş Milletler'e verilmesi gerektiğini söylediğine işaret etti.

Türk tarafının Kıbrıs sorunuyla ilgili adımlarını titizlikle takip ettiğini ve tüm bilgileri günü gününe titizlikle değerlendirdiğini vurgulayan Hükümet Sözcüsü, "her konuya ciddiyetle yaklaşmak, bunu yapmak görevlerimiz arasındadır. Şu anda bile Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tüm konulara yaklaşımımızdaki ciddiyetimiz gereği belirli hazırlıklar yapıyoruz, bunlar tamamlandıktan sonra açıklanacaktır" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin, gitme ve kuzeyde yaşama izni vermesi halinde Varoşa göçmenlerine hükümetin ne tavsiye edeceği sorusuna Nikos Hristodoulidis, tabii ki hükümetin Kuzeydeki Maronit köylerine dönmek için Türk işgal ordusunun davetiyle ilgili yaptığı gibi tavsiyelerde bulunacağını söyledi, böyle bir durumda görüşlerini açıkça belirttiklerini hatırlattı.

"Biz sorumluluk sahibi bir hükümetiz ve şüphesiz Kıbrıs halkının bilgilenmesi için görüşlerimizi ifade edeceğiz" diyen Sözcü, "Kıbrıslı Rumların Akıncı'nın tavsiye ettiği gibi tavırlarını değiştirmesi gerekir mi?" sorusuna, böyle kişisel bir saldırı yapma ihtiyacı hissetmedikleri yanıtını Verdi.

Hükümet Sözcüsü, "Bu, Yunanistan'la birlikte Crans-Montana'da çok belirgin öneriler sunan tarafın biz olduğumuz gerçeğinden kaynaklanmaktadır" dedi.

Akıncı'nın açıklamalarında Anastasiadis'in çabalarına ve İsviçre'deki final yemeği sırasındaki konuşmayla ilgili BM Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin iddialarının doğru olup olmadığı çağrısına değinilmediğinin altını çizen Hristodoulidis, Akıncı'nın açıkça, AKEL Genel Sekreteri Andros Kyprianou'ya atıfta bulunarak Kıbrıs Rum toplumu içerisinde yüzleştirme yapmaya çalıştığını, hükümetin Sayın Akıncı'nın bu çabasına yanıt vermeyeceğini belirtti.
Nikos Hristodoulidis, "Bazı farklı yaklaşımlara tamamen saygı gösterilıp onaylamakla birlikte hiçbir zaman Kıbrıs Rum tarafında bir bölünme resmi çizilmemelidir. Herkes açıklamalarına dikkat etmelidir" şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin, Akıncı'nın eleştirisinin Cumhurbaşkanı Anastasiadis'e olduğu yorumuna da Hükümet Sözcüsü, bunun, Crans-Montada'da ifade edilen görüşlerle ilgili çok belirgin gerçeklere Akıncı'nın değinmekte aciz kalmasının neden olduğunu ifade etti.

Güvenlik ve garantiler ve toprak bölümlerinden örnek veren Sözcü, "Görüşme kapsamında Türk işgali altındaki Morphou'nun bir bölümünün geri verileceği belliydi" dedi.

Nikos Hristodoulidis, Maronit köyleri konusuyla ilgili olarak da Türk tarafının görüşünün, bu köylerin halkının gerçek istek ve dileklerine karşı olduğunu kaydetti.