Dayıoğlu: "Sit alanı ilan edilmemeliydi!"

Kıbrıs Postası - Eniz ORAKCIOĞLU / Elif ŞEN

Lefke'nin kentsel sit alanı (koruma alanı) ilan edilmesine ilişkin Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu kararı ile Resmi Gazete'nin 18 Eylül tarihli sayısında yer almıştı. Kararda, Lefke Kentsel Sit Alanı'nda tarihi, kültürel, mimari ve sanatsal açıdan özellikli doku oluşturan binaların yoğun olduğu bölgeler I. Derece; doğal (peyzaj) ve çevresel açıdan doku oluşturan bölgeler de II. Derece olarak sınıflandırıldı. Konu ile ilgili olarak Tarım ve Doğal Kaynaklar eski Bakanı Sami Dayıoğlu, Kıbrıs Postası Gazetesine önemli açıklamalarda bulundu. Dayıoğlu,"Biz yaparız olur mantığı ile hiçbir icraatın yerini bulamaz. Mağdur olacak olan veya olabilecek olan mülk sahiplerine önceden bilgilendirmeler gönderilir. Bu mülk sahipleri ile temasa geçilir ve mağduriyetlerinin bedeli ne ise bu kişilerin tazminatları yatırılır. Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun yapmış olduğu prosedür geri kalmış ülkelerde ve geri kalmış insanların yapmış olduğu bir prosedürdür" dedi.

"Lefke'nin sit alanı ilan edilmesi yanlıştır"

Tarım ve Doğal Kaynaklar eski Bakanı Sami Dayıoğlu, eski eserlerin muhafaza edilmesinin şart olduğunu belirterek, "Lefke'nin genel anlamda sit alanı ilan edilmesi yanlıştır. Çünkü Lefke'nin tarımsal arazisi çok kısıtlı bir alandan oluşmaktadır. 2 bin 300 dönüm civarında tarımsal arazi vardır. Bu arazi de sadece Marasata Vadisi içerisinde yer almaktadır. Biz bu vadi içerisindeki yerleri 1'inci veya 2'ci derecede sit alanı ilan ettiğimiz takdirde ve kat sınırlaması getirdiğimizde Yafa Portakalını ortadan kaldırmış olacağız" şeklinde konuştu.

"Yangından mal kaçırırcasına icraat"

Dayıoğlu, Lefke'nin kalkınması için LAÜ'nün yüzünü bölgeye döndürmesi gerektiğini söyleyerek, "Başlangıç olarak hazırlık sınıflarını Lefke içerisine yapmakla bir adım atılmıştır. Sayın LAÜ rektörü ile yaptığımız görüşmelerde ileriki zamanlarda bu hazırlık sınıflarının bir bölüme dönüştürüleceği ve Lefke'deki öğrenci sayısının 1500 -2000'lere çıkarılacağı bilgisini almış bulunmaktayız. Bu süreç için de 2 yıl hedefi konulmuştur. Bu bağlamda ileriye dönüm böyle bir projeler varken kendine buyruk olarak Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu, hiçbir Sivil Toplum Örgütü ile temasa kurmaksızın, sadece yerel yönetimle Ekim ayının sonunda temas kurmaları ve bu kararı 18 Eylül'de geçirmeleri de yangından mal kaçırırcasına icraat sayılmaktadır" dedi.

"Gereken eylem yapılacaktır"

Dayıoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: "Biz yaparız olur mantığı ile hiçbir icraat yerini bulmaz. Her ne pahasına olursa olsun Lefke'deki mülk sahipleri bu konuyla ilgili olarak gereken eylemi yapacaklardır. Bir yer sit alanı ilan edilmezden önce o bölgenin planları yapılır. Bunu yaparken de Yerel Yönetim ile birlikte hareket edilir. Mağdur olacak olan veya olabilecek olan mülk sahiplerine önceden bilgilendirmeler gönderilir. Bu mülk sahipleri ile temasa geçilir ve mağduriyetlerinin bedeli ne ise gerek yerel yönetim, gerekse merkezi yönetim tarafından bu kişilerin tazminatları yatırılır. Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun yapmış olduğu prosedür geri kalmış ülkelerde ve geri kalmış insanların yapmış olduğu bir prosedürdür."