Ünlü Gazeteci Yazar Mete Çubukçu Orta Doğu konusunu LAÜ'de ele aldı

İlk konuşmacı olarak söz alan Çubukçu, tarihin farklı dönemlerinde hiç hesapta olmayan aktörlerin ortaya çıktığını ve emperyalist güçlerin Orta Doğu'yu şekillendirmek için planları olduğunu belirtirken, bu güçlerin planlarının her zaman tam anlamı ile gerçekleşmediğini, çünkü her bölgede farklı yerel dinamiklerin bulunduğunu ifade etti. Çubukçu, savaş alanındaki pratiklerin ülkelerin planladıklarının dışına çıktığını ve diplomasi masalarında planlananların dışında hayata geçtiğini söylerken, Suriye, Türkiye ve Irak'taki Kürtlerin Işid ile daha bilinir hale geldiğini belirtti. Suriye ve Irak'ta Işid'e karşı direnen, savaşan ve karşı koyan grubun yine Kürtler olduğunu vurgulayan Çubukçu, Orta Doğu'da oluşan son durumun önümüzdeki yıllarda hemen hemen her ülkenin kendi içerisinde çözmesi gereken bir sorunu ortaya çıkardığını söyledi.

Taştekin,Türkiye'nin dış politikasını geçmiş dönemlerdeki dış politikalar ile bağdaştırırken, Orta Doğu'daki birçok siyasi sistemin günümüzde sürdürülen politikalarla uyuşmadığını bundan dolayı miladını doldurduğunu ve Orta Doğu siyasetinin bir geçiş dönemi yaşadığını ifade etti.Türkiye'nin dış politikada tutarlı, tarafsız, güvenilir olduğu ve dış politika araçlarının sağlam olduğu için Dünya siyasetinde sağlam ilişkiler kurduğunu belirten Taştekin, bu duruma örnek olarak 2006'da Lübnan'da yaşanan iç savaşta, Türkiye'nin Lübnan halkına insani yardımda bulunmasını gösterdi.

Son olarak Bayraktar ise, DAİŞ ve Arap Yarımadası'nda yaşayan insanların Arap bütünlüğünü korumak, petrol ve doğal gaz kaynaklarını kontrol etmek, bu kaynakların nakil yollarını ve fiyatlarını kontrol etmek gibi genel bir bakış açısına sahip olduklarını ifade etti. DAİŞ ve Irak Merkezi Hükümeti'nin yaklaşımlarına bakıldığı zaman Orta Doğu'daki Arap-Kürt toplumları arasında iç savaş çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu dile getiren Bayraktar, Irak'ta Arap ve Kürtler arasında ciddi bir gerilim hattının bulunduğunu belirtti. Bayraktar ayrıca, Soğuk Savaş Dönemi'nde de Irak'ta Kürt isyanlarının çıktığını, bu isyanlar sırasında 100 bin insanın hayatını kaybettiğini ve isyanların askeri darbe ile bastırıldığını söyledi.