TURİZM
okuma süresi: 6 dak.

KAÜ'den turizme alternatif çözümler

KAÜ'den turizme alternatif çözümler

Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Yakındoğu Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi (YSAUM) Müdürü Prof. Dr. Ulvi Keser"Uluslararası Özel İlgi Turizmi" konulu V. Doğu Akdeniz Turizm Sempozyumu, I. Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm Sempozyumu kapsamında düzenlenen kongrede "Diplomatik Bir Güç Olarak KKTC'de Mağara Turizmi ve Çanakkale Esirler Mağarası Örneği" ve "Stratejik Bir Güç Olarak KKTC'de İnanç Turizmi; Yapılanlar, Yapılması Gerekenler Üzerine Bir Değerlendirme" başlıklı iki farklı bilimsel araştırma sunumu yaptı.

Yayın Tarihi: 27/04/16 07:59
okuma süresi: 6 dak.
KAÜ'den turizme alternatif çözümler
A- A A+

Doğu Akdeniz Üniversitesi tarafından düzenlenen sempozyuma katılan KAÜ Yakındoğu Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi (YSAUM) Müdürü Prof. Dr. Ulvi Keser, adada alternatif turizm konusunda muazzam ve keşfedilmemiş bir potansiyel bulunduğunu belirterek mağara turizmi ve inanç turizmi konusunun önemine dikkat çektiği sunumda "Bu mağaraların büyük bir kısmı Ergenekon-Kalavaç-Gönendere hattının bulunduğu Beşparmak Dağları, ayrıca Akdeniz köyünden Dip Karpaz'a uzanan hat üzerinde bulunmaktadır" dedi.

Adada Mağara Turizmi

Prof. Keser mağaralarla ilgili olarak "Genelde Kıbrıs adası, özelde ise KKTC mağara anlamında son derece zengin bir lokasyondur; ancak bugüne kadar bu mağaralarla ilgili ciddi ve bilimsel bir çalışma maalesef yapılamamıştır.

KKTC Turizm Planlama Dairesi Müdürlüğü'nün talebi üzerine İçişleri, Köyişleri ve İskan Bakanlığı Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürlüğü'nün koordinatörlüğünde KKTC mağaralarının incelenerek ekonomik potansiyellerinin belirlenmesi amacıyla yaklaşık 20 yıl önce Türkiye'den gelen Maden Tetkik Arama (MTA) ekibi tarafından yapılan kapsamlı bir çalışmada yaklaşık 40 kadar mağara olduğu belirtilmesine rağmen bugün KKTC'de 200'ün üzerinde ve çoğu bakir durumda mağara bulunmaktadır" diyerek, özellikle son dönemde gündemde olan Beşparmaklardaki Çanakkale Esirler Mağarası'nın bu konuda lobicilik, ülkenin meşruiyeti ve tanınması konusunda çok ciddi bir avantaj olduğunu da sözlerine ekledi.

Mağaralar

Prof. Keser, mağaralarla ilgili olarak korunması gerekli şekil ve canlı bulunmaması, can güvenliğini tehlikeye sokacak riskler taşımaması, kullanımından kaynaklanacak yerel ve bölgesel kirlenmenin doğmaması, ilginç mağara içi şekil ve yapılara sahip olunması, mağaranın fiziki yapısının, insanların rahatlıkla gezmelerine olanak verecek boyutlarda olması, ana yollar ve büyük yerleşim yerlerine yakın olması ve mağara yakınında destek ünitelerin kurulabileceği veya çevre düzenlemesinin yapılabileceği yeterli arazinin bulunması nedeniyle Girne'de Dome Otel önünde yapılan kazı çalışmaları sırasında tespit edilen mağara, ayrıca Çoban Mağarası, Bağlıköy Yarasa Mağarası, Turunçlu'daki Direkli Mağara ve Beygirli Mağara, Yeniceköy mağarası, Kral Kızının Mağarası, Akdoğan köyünde keşfedilen yeni bir mağara ile Dilekkaya'daki Gız Mağarası, Kumyalı Mağarası, Ayfilon Mağarası, Buharlı/Alaflı Mağara, Gece Kuşlu/Kuşu Mağara ve Saray Mağarası gibi pekçok mağaramızın mağara turizmine açılmayı beklediğini belirten Prof. Keser özellikle Esirler Mağarası'nın Avustralya, Yeni Zelanda ve İngiltere nezdinde diplomatik lobicilik girişimleriyle Çanakkale Savaşları kapsamına alınması yönünde 2015 yılında yoğun çaba sarf ettiklerini, bu möağaranın özellikle ülkenin tanıtılması bağlamında çok önemli ve özel bir yere sahip olduğunu belirtti.

KKTC'de İnanç Turizmi

Bugüne kadar üzerinde durulmayan inanç turizmi konusuna da değinen Prof. Dr. Keser, 3 uhrevi dinin çıkış noktası olan Akdeniz'in uygarlıkların da beşiği olduğunu ve adada hemen bütün inanç eksenleri için farklı önem arz eden kutsal mekanlar bulunduğunu belirterek Karpaz Burnu civarında Ortodoks Hristiyanlar için son derece önemli olan Apostolos Andreas Manastırı yanında hemen manastırın alt kısmında bulunan çeşmenin suyunun da Ortodokslar için önem arz ettiğini vurguladı.

Bölgeye özellikle Pazar günleri ayin veya gezi amaçlı olarak gelenlerin bu sudan alarak götürdüklerine dikkat çeken Keser, bu suyun KKTC tarafından şişelenerek hediye edilmesini, esasında bu çeşmenin İslam inancını yaymak amacıyla bölgeye gelen Müslüman sahabiler tarafından yapıldığını ve mezarlarının da bu bölgede olduğunu ifade etti.

Hristiyan alemi için önemli ve kutsal kabul edilen Saint Barnabas Manastırı'nın ise hem dünyanın en zengin İkon Müzesi hem de bir Yahudi dönmesi olan Barnabas nedeniyle ayrı bir değeri bulunduğunu belirten Keser, Barnabas'ın kaya mezarının da ülkenin tarihi geçmişini gösterme bağlamında önemli olduğunu vurguladı.

Türbeler, manastırlar

İnanç dünyasında "7 Uyuyanlar" olarak adlandırılan ve dünyada literatüre geçmiş 11 civarında Ashab-ı kehf Mağarası bulunduğunu söyleyen Keser, bunlardan birinin de Girne'de Hazreti Ömer Türbesi'nin hemen alt kısmında bulunduğunu, inanışa göre türbenin önündeki kayalar üzerinde bölgeye gelen sahabiler ve onları kovalayan korsanların nal izlerinin bulunduğunu, Beşparmaklar'daki Ermeni Manastırı ile İsrail devletini kuran Yahudilerin 1945-1948 sürecinde devletleşme geleneklerini sürdürdükleri Karakol bölgesi ile adaya ilk defa gelen yahudilerin bazı mezar kalıntılarının da Akıncılar civarında olduğunu sözlerine ekledi.

1571'den itibaren adanın şehit ve şehidalarla dolduğunu ve özellikle Lefkoşa'da neredeyse her köşebaşında kutsal adledilen yerler bulunduğunu söyleyen Keser hemen bütün uhrevi dinleri buluşturan KKTC'nin ekonomik olduğu kadar tanınma ve izolasyondan kurtulma bağlamında da bunları kullanması gerektiğini vurguladı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.