TURİZM
okuma süresi: 16 dak.

Turizm Bakanı Ataoğlu, Tolun ve Savaşan ülke turizmini değerlendirdi

Turizm Bakanı Ataoğlu, Tolun ve Savaşan ülke turizmini değerlendirdi

Turizm Bakanı Ataoğlu, KITSAB Başkanı Orhan Tolun ve Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Ahmet Savaşan katıldıkları televizyon programında ülke turizmini değerlendirdi.

Yayın Tarihi: 19/09/16 07:32
okuma süresi: 16 dak.
Turizm Bakanı Ataoğlu, Tolun ve Savaşan ülke turizmini değerlendirdi
A- A A+

Ataoğlu: "9 günlük bayram tatili ülke turizmimize olumlu yansıdı"

Tolun: "Ülkeye en çok döviz eğitim ve turizmden giriyor"

Savaşan: "Eğitim Turizmi'ndeki model Sağlığa da uygulanmalı"

Türkiye'den gelen turist yetersiz…

Türkiye'den gelen turist sayısının arzu edilenden düşük olduğunu söyleyen Ataoğlu, "Bakanlığa ilk geldiğimizde yapmış olduğumuz araştırmada Türkiye'den adamıza gelen turist sayısının memnun edici bir düzeyde olmadığını gördük ve bu sayıyı nasıl arttırabileceğimiz konusunda çalışmaya başladık. Paydaşlar ile biraraya geldik, pek çok toplantı yaptık ve gördük ki Türkiye'de tanıtım yapmaya ihtiyacımız var. Biz de bunun gereği olarak Türkiye çapında 9 farklı bölgede turizmden, sağlığa, sağlıktan inşaata pek çok alanda ülkemizi tanıtmak için Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı ile koordineli olarak tanıtım faaliyetleri planladık" dedi.

15 Temmuz tanıtım faaliyetlerimizi darbeledi…

Türkiye'deki tanıtım faaliyetlerinin çok kapsamlı olarak planlandığını fakat 15 Temmuz kalkışması ve Suriye olaylarının bu faaliyetleri darbelediğini anlatan Ataoğlu, Türkiye tanıtımlarının en kısa sürede başlatılacağını söyledi.

9 günlük tatil turizme pozitif yansıyacak…

Dokuz günlük tatil önerisini Bakanlar Kurulu'na kendisinin götürdüğünü söyleyen Bakan Ataoğlu, Türkiye'de istenmeyen olayların yaşandığını ve bu yaşananların KKTC Turizmi'ni olumsuz etkilediğini söyleyerek, dokuz günlük tatilin özellikle turizme önemli bir katkı sağlayacağına inanç belirtti.

Türkiye dışında da tanıtım faaliyetleri arttırılacak…

Türkiye'den gelecek turistlere yönelik olarak özel paketler hazırlanması için çalışmaların başlatıldığını söyleyen Ataoğlu, Türkiye'den daha fazla turistin ülkemize gelmesi için sektörle birlikte özel kampanyalar düzenlenerek son aylarda kaybedilen turizm gelirlerinin arttırılmaya çalışılacağına vurgu yaptı. Ataoğlu ayrıca, Almanya, İran, Azerbaycan ve Rusya başta olmak üzere pek çok ülkede de tanıtım faaliyetlerinin başlayacağını söyledi.

Atatürk Havaalanı'nda KKTC kontuarı açıldı…

15 Temmuz'dan sonra KKTC'nin iç hatlar gibi muamele görmesi talebinin çeşitli kesimlerce yeterince anlaşılamadığına değinen Ataoğlu, bu uygulamanın hem Türkiye'den KKTC'ye gelişleri kolaylaştırmak, hem de bilet ücretlerini ucuzlatmak için düşünüldüğünü yineledi. 15 Temmuz'un KKTC'ye gelişleri de olumsuz etkilediğini vurgulayan Ataoğlu, bu olumsuzluğun ortadan kalkması için Başbakan Yardımcısı ve Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Bakan Tuğrul Türkeş ve Nabi Avcının katkıları ile İstanbul Atatürk Havaalanı'nda KKTC kontuarı açıldığını belirtti. Bu kontuar sayesinde KKTC'ye seyahatların kolaylaştırıldığına değinen Ataoğlu, bu uygulamanın Türkiye'de diğer terminallere de yayılması için girişim yaptıklarını da sözlerine ekledi.

Amaç biletlerin ucuzlatılması…

Ercan'ın iç hatlar muamelesi görmesini istemelerinin ana nedenlerinden birinin ise uçuşların iç hatlar kategorisine alınarak vergilerin ve konma konaklama gibi ücretlerin belirli bir süre için aşağıya çekilmesi olduğunu vurgulayan Ataoğlu, üzerinde düşünülen uygulama ile KKTC uçuşlarının herzamanki gibi dış hatlar terminalinden yapılmasına karşın vergi ve diğer kalemlerde iç hatlar kurallarının geçerli olacağını söyledi. Bu uygulamanın 3-6 aylık bir dönemde geçerli olması düşünüldüğünü anlatan Ataoğlu bunun kabaca Türkiye ve KKTC'ye 11 Milyon gibi bir maliyeti olacağının da hesaplandığını belirtti.

Kongrelere gelişlerde sorun yok…

Ülkemize kongreler için gelişlerde hiç bir sorun olmadığının altını çizen Ataoğlu, kongreye katılacak kişilerin isimlerinin Türkiye'deki KKTC kontuarına bildirilmesinin yeterli olduğunu söyledi.

THY ile önemli adımlar atılıyor…

Türkiye'de yaşanan olayların KKTC'ye en az zarar vermesi noktasında Türkiye yetkilileri ile yapılan görüşmelerin son derece iyi gittiğini ve kış için önlemler aldıklarını anlatan Ataoğlu, THY ile İskendinav ülkeleri ve Iskoçya başta olmak üzere Kuzey Kıbrıs'a Türkiye bağlantılı uçuşların başlatılması noktasında önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Ataoğlu ayrıca bu ülkelerden yapılacak uçuşlarda yolcuların uçaktan inmeden KKTC'ye getirilmesinin de planlandığına vurguladı.

Yeni seferler gündemde…

1 Mayıs'da Diyarbakır ardından da Ordu seferlerinin başlatıldığını söyleyen Ataoğlu, yeni destinasyonlara uçuşların yapılması için de çalıştıklarını anlattı.

Biletlerde 100 TL ucuzlama hedefleniyor…

Ercan'ın iç hatlar kategorisine alınmasıyla birlikte bilet fiyatlarında 100 TL'lik bir ucuzlama olacağının hesaplandığına değinen KITSAB Başkanı Orhan Tolun da, düşürülmesi ön görülen vergi ve ücretlerin bir kısmının KKTC'den bir kısmının da TC'den kaynaklandığını söyledi. Tolun, her yolcudan bilet ücretine ek olarak alınan ve Ercan Havaalanı'nı kiralayan şirkete sözleşme gereği verilen 15 USD ile konma konaklama ücretlerinin düşürülmesi konularının hükümet ile ilgili şirket arasında tekrardan düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekti.



Fonun 3'te 1'i turizme harcanıyor…

Sektörün taleplerinin karşılanması konusunda Turizm Bakanlığı'nın iyi niyetli olduğunu ve çaba harcadığını ifade eden Orhan Tolun, turizm fonunun 60 Milyon TL olmasına karşın hükümetin Turizm Fonuna 19-20 milyon TL aktardığını geriye kalanını ise cari bütcede kullanıldığını söyledi. Tolun, ülkede turizm gelirlerinin arttırılması için bu fonun tümünün turizm için kullanılmasının önemli olduğuna dikkat çekti.

Turizmde %10 gerileme bekliyoruz…

15 Temmuz sonrası Kuzey Kıbrıs'da turizmin neredeyse dibe vurduğunu anımsatan Tolun, Bakanlığın sektör ile birlikte hızlı hareket ederek çeşitli tedbirler aldığını belirtti. 2016'nın ilk altı ayında ihracatta %28 gerileme olduğunu ifade eden Tolun, turizm sektörünün büyük çabası ve Bakanlığın da desteği ile turizmde yıl sonu itibarıyla geçen seneye oranla %10 civarında bir gerileme beklediklerini söyledi.

Küçük acente ve otellere uygun model geliştirilmeli…

Turizmin pek çok sektörü beslediğini söyleyen Tolun, turizmde dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan birinin sadece büyük otel, acente, restaurantların desteklenmesi ve daha da büyümelerinin sağlanması değil, küçük otel, acente ve restaurantların da hayatlarını sürdürebileceği modellerin yaratılması olduğuna dikkat çekti.

Larnaka teşvikleri genişletilmeli…

Kuzey Kıbrıs'a Larnaka'dan gelen özel ilgi gruplarının teşviklendirildiğini söyleyen Tolun, özel ilgi grupları dışında ülkeye gelen turistlerin de teşviklendirilmesi gerektiğini vurguladı. Ülkedeki çevre kirliliğine de değinen Tolun, çevre bilincinin gelişmesi için eğitim yanısıra, etkin bir ceza mekanizmasının kurulmasının da şart olduğuna vurgu yaptı.

En çok döviz girdisi turizm ve eğitimden…

Geçen sene turizm gelirlerinin 780 Milyon Dolar olduğuna değinen Tolun, KKTC'nin ithalatının 1,5 Milyar USD, ihracatının ise 120 Milyon USD olduğunu anımsatarak, ülkeye en çok dövizin turizm ve üniversitelerden girdiğini vurguladı.

Eğitim Turizmi'nin hacmi 160 Milyar USD…

Dünya'da ve ülkemizde Eğitim Turizmi'nin hızla gelişmekte olan sürdürülebilir bir turizm türü ve aynı zamanda da büyük bir ekonomik önem taşıdığını söyleyen Kıbrıs Sağlık Turizmi Konseyi Kurucu Başkanı Ahmet Savaşan, Eğitim Turizmi'nin turizm pazarı içinde son yıllarda payının önemli oranda arttığını vurguladı. UNESCO verilerine göre 1975'te Dünya genelinde 800 bin öğrenci Eğitim Turizmi kapsamında ülkelerinin dışına seyahat ederken, günümüzde 4 milyon öğrencinin eğitim amaçlı seyahat ettiğini söyleyen Savaşan, uluslar arası öğrenci pazarının 160 Milyar Dolarlarlara ulaştığını ve 2020'de öğrenci sayısının 7 milyonu, bütçenin ise 280 Milyar Doları bulacağının öngörüldüğünu anlattı.

Öğrenciler 1 Milyar USD bırakıyor…

KKTC ekonomizi için Eğitim Turizmi'nin hayati öneme sahip olduğunu ifade eden Savaşan, Uluslar arası öğrenci çekme yarışında ülkemizin nifusuna göre iyi bir noktada olduğunu söyledi. Bir öğrencinin ülkemizde yılda 18 bin USD, bütün öğrencilerin ise 1 Milyar Dolardan fazla harcama yaptıklarını vurguladı.

Eğitim Turizmi'ndeki model Sağlığa da uygulanmalı…

Devlet üniversiteleri yanı sıra girişimcilerin Kuzey Kıbrıs'a kazandırdıkları geniş imkanlara sahip üniversitelerin bir bütün olarak Türkiye Cumhuriyeti tarafından teşviklendirilmesi ve hükümetler tarafından desteklenmesiyle ülkeye Eğitim Turizmi'nin kazandırıldığını ve bu alanın geliştiğini anlatan Savaşan, Eğitim Turizmi'nde yakalanan başarının aynı yöntemle Sağlık Turizmi'nde de yakalanabileceğinin altını çizdi.

Orta ve uzun vadeli plan yapılmalı…

İlk olarak Rusya Türkiye krizi, daha sonra 15 Temmuz kalkışması ardından Suriye olayları gibi bizim dışımızda gelişen olayların olumsuz etkilerini ülkemizin en az zararla atlatması için Turizm Bakanlığı ve sektörün kısa dönemde almaya çalıştıkları önlemlerin önemli olduğuna değinen Savaşan, bundan çok daha önemli ve ihtiyacımız olanın kriz ortamının ardından orta ve uzun vadede yapılacakların planlanması olduğuna dikkat çekti. Savaşan Turizm Şürası'nın bir an önce yapılması çağrısını da yineledi.

Turizmde yeni anlayış şart…

Dünya'ya bakıldığında pek çok alanda olduğu gibi turizm anlayışında da eskisine göre büyük farklılıkların meydana geldiğini ifade eden Savaşan, bu anlayışın, küresel gelişmeleri izleyen bir kamu-özel kesim işbirliği ile turizmde yerelleşmeyi, rekabetçi pazara odaklı, yerel çağdaş örgütlenmeye açık ortak işlerliği, çevreye duyarlı, sürdürülebilirlik kavramına ve değişime tam uyumlu stratejileri, bölgesel turizm yönetimini, yerel sivil toplum kuruluşları dayanışmasını, internet teknolojisi odaklı ve kendini sürekli yenileyen dinamik, bütünsel bir yönetimi içerdiğini anlattı.

Sağlıkta kısıtlı ilerleme sağlandı…

Pek çok krize rağmen Dünya'da gelişimini sürdüren turizm endüstrisi çerçevesinde özgün yerini alan Sağlık Turizmi'ne yatkın bütün ülkelerin, bu dönemde somut atılımlar yaptığına değinen Savaşan, ülkemizede medikal turizm hizmetleri, otellerdeki medikal masaj, spa uygulamaları ve yaşlı-engelli turizminde sınırlı ama önemli ilerlemeler sağlandığını söyledi

Özgün mekanizma kurgulanmalı…

Günümüzde 'yeni nesil turiz' anlayışının egemen olduğunu belirten Savaşan, ülkemizdeki mevcut koşulları iyileştirmeden 'basit-kolaycılık' ile sağlık turizmi ürünlerini uluslararası piyasaya ham olarak sunmaya çalışmanın, makro planda hüsran yaratacağının altını çizdi. Savaşan sadece sağlık ve/veya turizm açısından konuya yaklaşmak yerine, özgün ve yepyeni bir mekanizmanın kurgulanmasının zorunlu olduğuna da dikkat çekti.

Dünya'da rekabet yarışı sürüyor…

Dünya'da yılda 30 milyon kişinin şifa bulmak için ülkeleri dışına giderek sağlık hizmeti aldığını anımsatan Savaşan, Sağlık Turizmi sektörünün yıllık cirosunun 150 Milyar Dolar'a ulaştığını söyledi. Sosyo-ekonomik tabana dayalı bütün organizasyonlarda olduğu gibi, arz ve talebe bağlı bu gelişmede hızlı bir pazar ve rekabet yarışının söz konusu olduğunu ifade eden Savaşan, günün koşullarında hangi ülkeler talebin beklentilerine en uygun koşullarda bir arz geliştirme konusunda öne çıkarsa, bu alandaki nimetlerden de o oranda yararlanacağını vurguladı.

Üçüncü yaş için potansiyelimiz yüksek…

Son yıllarda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere Dünya nüfusunun giderek yaşlanması ile kronik hastalıkların çoğaldığını söyleyen Savaşan, buna bağlı olarak tedavi harcamalarının artması ve uzun bekleme sürelerinin oluşmasına parallel hastaların maliyeti daha düşük ve daha kaliteli sağlık hizmeti alabilecekleri, iklimi uygun ülkelere yöneldiğine dikkat çekti. Kuzey Kıbrıs'ın aranan özelliklere sahip olduğunu vurgulayan Savaşan, bu alanın gelişmesi için devletin desteğine, teşviğine ve denetimine ihtiyaç bulunduğunu yineledi.

Hükümet özel projeler geliştirmeli…

Süregiden hızlı küresel gelişmelerde Sağlık Turizmi'nde öne çıkan ülkelerin, gerekli altyapıyı özel gayretlerle ele aldıklarını ifade eden Savaşan, bu alanın gelişmesi için özgün hükümet projelerine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Tüp bebek tüzüğünde sıkıntılar var…

Yürürlüğe yeni giren ve tüp bebek tüzüğü olarak bilinen İnsan Hücere Doku ve Organ Nakli ile ilgili kuralları düzenleyen tüzükte pek çok eksiklik yanısıra olumsuz sonuçlar doğuran maddelerin bulunduğuna vurgu yapan Savaşan, bu konuyla ilgili ülkede tüp bebek konusunda tecrübeli doktor ve yöneticilerle birlikte bir rapor hazırladıklarını ve Sağlık Bakanlığı'na ilettiklerini söyledi. Mevcut tüzük ile tüp bebek uygulamalarının %30 düştüğüne işaret eden Savaşan, gerekli değişikliklerin yapılmaması durumunda bu oranın %70'lere çıkabileceği konusundaki endişesini dile getirdi. Savaşan, yapılması gerekenin yasaklayıcılık yerine etkin denetim olduğuna da vurgu yaptı.

Kapsamlı yasal ve örgütsel altyapı hazırlanmalı…

Kabinedeki mevcut dört bakanın kısa geçmişte turizmden sorumlu bakanlık görevi yapmasının, ülkemizde Sağlık Turizmi'nden gerçek bir ekonomik fayda elde edilmesi için bir an önce kapsamlı yasal ve örgütsel altyapı hazırlıklarının yapılmasında büyük bir avantaj olduğunu yineleyen Savaşan, yasal ve ticari altyapının yanı sıra, mevcut mekanizmadaki insan unsurunun iletişim ve uzmanlık alanlarında da gerekli ortamların iyileştirilmesine ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Turizm gelirlerine kafa yorulmalı...

Son on yılı değerlendirildiğinde ülke turizminin geçmiş on yıla kıyasla yüzünün iyiye baktığını fakat otel doluluklarının özel dönemler haricinde halen %50'lerde kalması ve turizm gelirlerinin de artan turist sayısı oranında artmaması üzerinde kafa yorulması gerektiğine işaret eden Savaşan, turizmde en önemli noktanın, ülkeye taşınan kişi sayısından öte, seçilen turizm modeline uygun olarak getirilen turistlerin ülke içinde ne kadar katma değer yarattığı konusu olduğunu söyledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.