SAĞLIK
okuma süresi: 7 dak.

Balkır: "Doğru beslenmede yapılan küçük bir adım, yaşam için büyük bir adımdır"

Balkır: "Doğru beslenmede yapılan küçük bir adım, yaşam için büyük bir adımdır"

Sağlık Bakanlığı ve Telsim arasında imzalanan "Kalbimizi Seviyoruz" temalı protokol çerçevesinde gerçekleşen farkındalık çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliği Başkanı Uzman Diyetisyen Feriha Balkır gelişmiş ve gelişme olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de kalp ve damar hastalıklarından ölüm birinci sırada yer aldığını açıkladı. Balkır, kalp ve damar hastalıklarından korunmak ve hastalık süresinin kısaltılması için yeterli , dengeli ve sağlıklı beslenmenin koşul olduğunun altını çizdi.

Yayın Tarihi: 23/11/14 14:28
okuma süresi: 7 dak.
Balkır: "Doğru beslenmede yapılan küçük bir adım, yaşam için büyük bir adımdır"
A- A A+

"DAHA AZ HAREKETLE DAHA ÇOK BESİN TÜKETİLİYOR"

Günümüzde yaygın beslenme alışkanlıklarının bir önceki kuşaklara göre büyük değişiklik gösterdiğini kaydeden Balkır, "Yaşam koşullarının değişmesi , baş döndürücü hızla gelişen teknolojik yenilikler, besine ulaşabilmek kolaylaşmış ve gıda teknolojisindeki gelişmeler tüketilen besin çeşitliliğinin artması, yaşam tarzını değiştirmiştir" ifadelerini kullandı. Balkır açıklamasında, günümüzde daha az hareket edip daha çok besin tüketildiğine vurgu yaptı. Balkır, "Bunun sonucu olarak obezite, kalp damar hastalıkları, diyabet ve kanser gibi sağlık sorunları ile mücadele hem kişilere hem de devletlere maddi manevi büyük bir yük getirmektedir" dedi.

Kalp ve damar hastalıklarına neden olan pek çok risk faktör olduğunu belirten Balkır, bu risk faktörlerinin büyük bir bölümünün değiştirilebilen faktörler olduğunun altını çizdi. Balkır, bu faktörler arasında, yüksek tansiyon (erkeklerde 45, kadınlarda 55 veya erken menapoz), yaş, yüksek kolesterol, genetik, iyi kollesterolün düşük olması, sigara alışkanlığı, obezite, diyabet, fiziksel aktivite azlığı, fazla alkol alımı, stresle baş edememe gibi nedenlerin yer aldığını söyledi.

"BESLENME VE YAŞAM TARZIMIZDA DEĞİŞİKLİKLER YAPARAK RİSK FAKTÖRLERİNİ KONTROL ALTINA ALABİLİRİZ"

Risk faktörlerine bakıldığı zaman pek çoğunun beslenme ve yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle kontrol altına alınabileceğini söyleyen Balkır, risk faktörlerinin sayısı arttıkça öldürücü kalp krizi olasılığının arttığını kaydetti.

"Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için beslenmede yapılacak küçük bir adım yaşam için büyük bir adım olacaktır" diyen Balkır, kullanılan yağların miktar ve çeşidine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Doymuş yağların kan kolesterol düzeyini yükselten en önemli beslenme faktörü olduğuna dikkati çeken Balkır, "Günlük alınan enerjinin en fazla % 30'u yağlardan gelmelidir" dedi. Günlük enerjinin % 7'sinden azı doymuş yağdan olmalıdır. Katı yağlar ve aşırı et tüketimi doymuş yağ alımını artırmaktadır. Yemeklerde doymamış yağ kullanımı tercih edilmesini öneren Balkır, ayçiçek, mısırözü, fındık yağı ve zeytin yağı kullanılmalıdır. Günlük alınan yağ miktarını azaltmak için kızartmalardan kaçınmamız gerektiğini söyleyen Balkır "Et ve tavuk kıyma konulan yemeklere yağ ilavesine gerek yoktur , öğünde alınması gereken yağı zeytin yağı olarak salataya ilave edilebilir" dedi.

"GÜNLÜK POSA TÜKETİMİNİ ARTTIRMALIYIZ"

Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için posa tüketiminin arttırılması gerektiğine dikkati çeken Balkır, posadan zengin besinleri tüketmek kan kolesterol düzeyinin düşürülmesine yardımcı olduğunu kaydetti . "Günde en az 5- 7 porsiyon sebze -meyve tüketilmelidir" diyen haftada iki kez posa ve bitkisel protein yönünden zengin kuru baklagiller kullanılmasını tavsiye etti. "Günlük posa miktarını artırmak için meyveler kabuklu, ekmek kepekli, çavdar, yulaf, tam buğday ekmeği olmalıdır olmalıdır" diyen Balkır, günlük tüketilen 25-30 gr posanın sadece kalp ve damar hastalıklarına değil diyabet , konstipasyon, barsak kanserini önlemede de etkin olduğunu söyledi.

"OBEZİTE ÖNEMLİ BİR SORUNDUR, PEK ÇOK HASTALIĞA ZEMİN HAZIRLAMAKTADIR"

Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sorun olan obezitenin pek çok hastalığa zemin hazırladığını kaydeden Balkır, kalp ve damar hastalıklarının bunların başında geldiğini kaydetti. Balkır, bel bölgesindeki kalınlaşma kalp krizi riskini arttırdığına dikkati çekti. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre bel çevresi erkeklerde 102 cm, kadınlar ise 88 cm ise yüksek risk oluşturmaktadır. Vücut ağırlığını artırmamak için aşırı şekerli , yağlı gıdalar ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır diyen Balkır, bu durumun özellikle çocukluk çağında kilo kontrolü ileri yaşlarda ortaya çıkacak pek çok kronik hastalıklarını önlemede etkilidir. Sağlıklı , yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıkları okul öncesi dönemden başlayarak öğretilmeli ve alışkanlık kazandırılmalıdır.

Alkol tüketimini yüksek tansiyonu tetiklediğini belirten Balkır, "Özel günlerde ölçülü miktarda kullanılıyorsa bir sorun yaratmaz ancak kesmek mümkün değil ise alkol 28 gr'la sınırlandırılmalıdır" dedi. Balkır, bunun günlük bir duble rakı veya viski'ye veya bir bardak şarap veya bir bardak bira'a eşdeğer olduğunu kaydetti.

Tuz ve tuzlu besin tüketimi ile yüksek tansiyon arasında doğrusal bir ilişki bulunduğuna dikkati çeken Balkır, herkesi aşırı tuzlu besinlerden ,hazır soslardan et- tavuk suyu tabletlerinden uzak durmaya çağırdı.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre (2011) 35 yaş üstü nüfusun %17 'de yüksek tansiyon, diyabet taramasına göre 20-80 yaş nüfusun %11'inde diyabet %18 'inde pre diyabet saptanmıştır. UNDP act sponsorluğunda Diyabet derneğinin (2007) 12-15 yaş aralığındaki çocukların % 32 'i fazla kilolu ve obez bulunmuştur. YDÜ 'den Ceren Gezer ve ark. (2012) yaşları 19-65 arasında 1740 yetişkin birey üzerinde yaptıkları çalışmada fazla kilolu ve obez erkekler %40.2 ve % 25.7 bulunurken kadınlarda bu oran %30.0 ve % 26.9 bulunmuştur.

"ÇOCUKLARIN BESLENME OKUR YAZARLIĞI GELİŞTİRİLMELİDİR"

Obezite, diyabet ve kalp damar hastalıklarından korunmak için toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine inandığını söyleyen Balkır, 2007 yılında 12-15 yaş aralığındaki yapılan bir taramanın sonucunda Diyetisyenler Birliği'nin Eğitim Bakanlığı'nın desteği ile ana okul ve ilkokullarda pilot okullar seçerek Beslenme kulüpleri kurarak 3 yıl eğitim verdiğini kaydetti. Küçük yaştan itibaren çocukların beslenme okur yazarlığının geliştirilmesi gerektiğini savunan Balkır, "Çocuk ilk beslenme alışkanlığını evde, daha sonra kreş ve ana okullarda almaktadır" dedi. Balkır, "Kreş ve anaokulların menüleri mercek altına alınmalı ve daha sık denetlenmelidir. Özellikle bu yaşta doğru beslenme alışkanlıklarının kazanıldığı dönemdir" dedi.

Balkır, sağlıklı, kaliteli ve uzun yaşamanın sırrının yeterli ve dengeli beslenme, sigarasız ve hareketli bir yaşamla mümkün olduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığı ile Telsim'in başlattığı "Kalbimizi Seviyoruz" farkındalık çalışmalarını takdirle karşıladığını belirten Balkır, sağlıklı bir yaşam için duyarlı adımlar atan Telsim'e ve Sağlık Bakanlığı'na teşekkür etti.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.