SAĞLIK
okuma süresi: 12 dak.

İzbul: "Sağlıkta en büyük sorun KKTC Bürokrasisi"

İzbul: "Sağlıkta en büyük sorun KKTC Bürokrasisi"

Sağlık Bakanı İzbul Kıbrıs Postası'na konuştu, devletin hantal işleyiş yapısından şikâyet etti…

Yayın Tarihi: 24/08/15 07:55
okuma süresi: 12 dak.
İzbul: "Sağlıkta en büyük sorun KKTC Bürokrasisi"
A- A A+

Sağlık Bakanı Salih İzbul göreve geldiğinde sağlıktaki sorunları bildiğini ancak bilmediği şeyin KKTC devletinin hantal işleyiş yapısı olduğunu söyledi

İzbul, devletin hantal yapısının sağlıkta birçok sorunun çözümüne engel teşkil ettiğini söylerken, Genel Sağlık Sigortası uygulamasına hükümet programında da yazıldığı üzere 9 ay içinde geçileceği hedefine ulaşılması için 'elinden geleni' yapacağını söyledi.

Kıbrıs Postası - Ulaş BARIŞ

Labirent gibi yollardan ilerliyoruz. Önümde Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Süleyman Mert, arkasında ben…

"Hiç geldin buraya daha önce?" diye soruyor bana, "yoo" diyorum, "ilk defa geldim."

"Labirent gibidir buraları" diye karnımdan düşündüğümü sözleriyle onaylıyor Süleyman Bey.

Makam odasında limonata içiyoruz sonra. Bakan Beyler çok yoğun, toplantı üzerine toplantı, kabul üzerine kabul var…

"Bir müddet sonra bu kabul işlerine kısıtlama getireceğiz" diyor Süleyman Bey, "iş yapmak için göreve geldik. Buna yoğunlaşmalıyız" diye de ekliyor.

"Münasiptir" diye onaylıyorum ben de…

Sonra muhabbetimiz geçen günkü ambulans olayına geliyor. Hani ambulansın geç gittiği ve sedyesiz hasta taşıdığının iddia edildiği olaya…

"Bence basın yanlış yazdı ve yanlış yorumladı" diyor Süleyman Bey. "Bana gelen rapora göre ambulans 5 dakika içinde olay yerine intikal etti. Hastanın bulunduğu yer dar merdivenlerin olduğu bir yer olduğu için evet doğrudur, hasta 3-4 kişi yardımıyla ambulansa sedyesiz taşınmıştır. Ama saniyelerin önemli olduğu bu durumda hastanın hızla hastaneye kaldırılması gerekirdi ve öyle de oldu" diye durumu açıklıyor.

"Raporun doğru olduğunu nereden bileceğiz? Belki de size yanlış rapor verildi? Hastayı bizzat taşıyanlar aktardı basına durumu" diye üsteliyorum, Süleyman Bey "bana öyle söylendi, gelen rapor bu" diye cevap veriyor.

Sağlıkta üzerine konuşmalarımız sürerken, sekreter hanım arıyor, bakanın bizi beklediğini söylüyor.

Labirentten geçip yeni Sağlık Bakanımız, CTP-BG Girne Milletvekili Salih İzbul'un huzuruna çıkıyoruz.

Selam sabah faslından sonra Salih Bey "kusura bakmayın, toplantılar uzadı. Günlük programın dışına taştık, röportajı kısa tutarsak sevinirim" deyince hemen ilk sorumu soruyorum;

"CTP-UBP hükümeti toplum için bir şans. Canı gönülden devam etmesini diliyorum"

"Yılların ezeli rakibi olan UBP ile hükümet kurma konusunda kişisel düşünceniz nedir? Bu işin yürüyeceğini düşünüyor musunuz?"

Salih Bey önce bir kahkaha attıktan sonra soruma şöyle cevap veriyor.

"Yani ben kehanette bulunmak istemiyorum ama bu işin yürümesini canı gönülden istiyorum. Ben bu durumu Kıbrıs Türk toplumu için bir şans olarak görüyorum. İki tane en büyük, en köklü, Kıbrıs orjinli iki parti yıllardan beridir ihtiyacımız olan reformları yapmak için elini taşın altına koydu. Ben böyle bakıyorum olaya. Çünkü bizim daha önceki dönemlerde geçirdiğimiz tecrübeler vardır. Bunlar nedir? Reform yapmaya çalışıyorsunuz ancak iki büyük partinin desteklemediği reform genelde pek hayat bulmuyor. Veya sizin yaptığınız bazı reformlar oluyordu, diğeri buna karşı çıkıyor, kendi dönemleri gelince yapılanı değiştiriyordu. Şimdi bu durum ortadan kalkmıştır. Her iki parti elini taşın altına koyup köklü reformlar yapmaya karar verdi ve kendi iyiliğimiz için çok geniş bir taban ve milletvekili desteği ile bunu yapmaya başladı. Şu andaki gidişattan ben şahsen memnunum. Hükümet bir bütün olarak çalışıyor ve konularda bir görüş ayrılığımız yoktur. İyi gidiyor ve iyi gitmesini de istiyorum. Kamu yönetimi olsun, eğitim olsun, sağlık olsun, bu alanlarda gerekli reformları yapmak için iki parti arasında geniş bir konsensüs vardır. Bu uyum inşallah uyumlu bir şekilde devam eder zira bir diğer ihtiyacımız olan şey de istikrardır. Ben kendi bakanlığım için söyleyeyim, son dört yılda beş sağlık bakanı değişti. Bu istikrarsız bir durum yaratır. Bir bakan gider, gelen diğeri ta durumu anlasın, işi toparlasın belli bir süreç gerekir, zaman kaybıdır. İstikrara ihtiyacımız var."

"En büyük Sağlık Sorunu; KKTC Bürokrasisi"

"Peki, siz bakanlığa geldiğiniz gün kafanızda ne vardı? En büyük sorun olarak neyi tespit edip çözmek istediğinizi düşündünüz?" diye beylik sorusu çantamdan çıkardığım soruyu soruyorum. Bilirsiniz işte, gazetecilerin beylik soruları olur. Aklınıza bir soru gelmeyince hemen içinden bir tane alırsınız.

Sağlık Bakanı kendinden emin bir ses tonu ile cevap veriyor;

"Uzun süredir sağlığın içinde olan birisi olarak var olan sorunların farkında birisi olarak sürpriz bir şey bulmadım. Ancak göreve gelince gördüğüm şey, KKTC bürokrasisinin ne kadar ağır çalıştığı oldu. Bu kadar hantal olduğumuzu bilmiyordum. Bazı dairelerimiz var resmen felç durumdadır. Yasa çalışmalarımızla ilgili olsun, malzeme alımlarımızla ilgili olsun bürokratik işlemlerde çok sıkıntılar yaşıyoruz. Diğer sorunlarla aşina idim ancak bürokratik zorluklarla aşina değildim."

Araya girip, müsteşar beyle konuşurken bahsettiğimiz 800 yataklı olacağı söylenen yeni hastane projesine geçiyorum.

"Bu kadar bürokratik engelle bu iş nasıl olacak? Sözünü ettiğiniz bu bürokratik hantallığın yapılması planlanan yeni hastane konusunda sizi zorlayacağını düşünüyor musunuz? Ne kadar sürecek bu hastane inşası?" diye soruyorum sorumu…

Sağlık Bakanı "biz yeni hastanemiz için araziyi bulduk. Bir iki ufak tefek problemimiz kaldı, onları da aşınca araziyi üzerimize alacağız. Hemen proje çalışmasına başlayacağız. Finansman kaynağı bulmak için de çalışmalarımız devam ediyor. Kendi öz kaynaklarımızın durumunu da gözden geçireceğiz ancak farklı finans kaynakları bulmamız da gerekebilir. Şu anda bir zaman vermem mümkün değil ama en kısa sürede yeni hastane temelini atmayı istiyoruz. Belli bir süreç alacağız" diye cevap veriyor.

"Genel Sağlık Sigortasına geçişi 'sağlık Türkiye'ye devrediliyor' diye nitelemek alakasız"

Bu noktada konuyu Genel Sağlık Sigortasına geçişe getiriyorum; malum hükümet bunun için söz verdi ve tarih belirledi. 9 ay… Şöyle soruyorum soruyu;

"Uygulanması planlanan yeni Genel Sağlık Sigortası konusunda bazı eleştiriler var. Öyle ki, bu projenin finansmanının TC Yardım Heyeti tarafından karşılanacak olması sağlığın dolaylı olarak Türkiye'ye devri olduğu yönünde eleştiriler oldu. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?"

Salih Bey buna hafiften kızıyor, tepki gösteriyor…

"Alakası yoktur. Bu sistem bizim ülkemize uygun bir sistemdir. Şu an Türkiye'de uygulanıyor olması bizim gidip de onu kopyala-yapıştır yaptığımız anlamına gelmez. Baz olarak aldık doğrudur. Bu sistem 10 senedir Türkiye'de uygulanır ve biz bu sistemi inceledik, aksaklıklarına baktık ve ona göre planladık. Finansman açısında çalışmalar devam etmektedir ve kuşku yok ki finans bu projenin en önemli ayağıdır. Farklı farklı çalışmalar var."

Araya girip soruyorum; "Tahmini bir rakam var mı?"

"Bir rakam vermem güç. Kafamızda bir rakam vardır ancak telaffuz etmem doğru olmaz çünkü o rakamı biz 2012-2013 verilerine göre belirledik. Son verileri de değerlendirdikten sonra bir rakam ortaya çıkacaktır. Şu anda bilgileri güncelliyoruz. TC Yardım Heyeti ile daha doğrusu TC Elçiliği ile tabii ki konuyu istişare ediyoruz. Bu konuda bundan önceki Sayın Büyükelçi bize karşı oldukça istekli ve açıktı. Ama sadece finans kaynağı üzerinden durumu değerlendirerek, kalkıp da 'sağlığı Türkiye'ye devrediyoruz' demek bence yanlıştır. Bu bizim yeni sağlık sistemimiz olacak. İleriki dönemde, sistem devreye girdikten sonra kendi öz kaynaklarımız ile sürdürülebilir bir yapı amaçlamaktayız. Gereçten çok yönlü bir sistemdir. Olaya sadece sağlık olarak da bakmayınız. Bu sistemin hayata geçmesi ile bütün çalışma hayatımızı olumlu etkileyecek bir sistem olacak. Kayıt dışı çalışmayı da zaptı rap altına alacak bir sistemdir, bir yasa çalışmadır. Dolayısıyla gelirleri artırma yönünde de oldukça etkili olacak bir girişimdir diye düşünüyorum. Bundan kastım sigorta gelirlerinde yaşanacak olan artışı kast ediyorum."

Yine araya girip esas soruyu soruyorum; "Hedef olarak bu sisteme geçiş için hükümet programında 9 aylık bir süre öngörülüyor. Bu hedefi tutturabilecek misiniz?"

Ancak Salih Bey'in cevabı beni tatmin eder cinsten olmayan, tipik Kıbrıs siyasetçisi tadında…

"Bu süreyi tutturmak için olanca gücümüzle çalışacağız."

"Çocuk Onkolojisi bölümünde doktor sıkıntısı var"

Vaktim daraldığı ve de daha sormam gereken sorular olduğu için başka bir konuya geliyorum. Geçenlerde bizim gazetede de manşet olan Çocuk Onkolojisi konusuna…

"Çocuk Onkolojisinin bölümünün Onkoloji Hastanesine taşınmak yerine Genel Hastanedeki çocuk bölümünde kalacak olması da eleştirildi. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?"

Şöyle cevap veriyor Salih Bey, sonunda bizim gazeteye küçük bir sitem atmayı ihmal etmiyor…

"Biz bu hastaneyi yaparken amacımız tüm onkoloji hastalarını oraya taşımaktı ancak bazı teknik sorunlarımız var diye bunu yapamadık. Hekim açığımız olduğu için yine çocuklarımızı düşünerek bazı tedbirler almak zorunda kaldık. Biliyorsunuz binalar ayrı. Şu andan çocuk onkolojisinde yatan çocuklara nöbetçi çocuk doktoru hizmet veriyor. Şimdi biz o bölümü Onkoloji Hastanesine alırsak doktor açığımız olacak. Şu anda sayısal anlamda hem orayı hem diğer tarafı karşılayacak durumda değiliz. Dolayısıyla bir müddet daha böyle devam edeceğiz. Bu arada farklı bir çözüm bulabilirsek onu da uygulamaya çalışacağız. Ancak şu an bu durumdan bir sorun yok. Gerçekten Onkoloji bölümü tam olarak, çocuklara göre dizayn edilmiştir ve çocuklarımız burada mutludur. Bir müddet gecikebilir ancak bunu yanlış algılamayın. Geçenlerde sizin gazetede gördüm ancak bence yanlış bir aktarım olmuş. Sorunumuz sadece tekniktir."

"Cengiz Topel kesinlikle kapanmayacak"

Zaman doluyor ve ben yine beylik sorusu çantamdan bir konuyla devam ediyorum. Cengiz Topel konusu;

"Son olarak Cengiz Topel Hastanesinin durumu çok tartışma konusu oldu. Bu konudaki görüşünüz nedir? Tepkiler haklı mı?"

Hızla cevap veriyor Salih Bey;

"Güzelyurt'a bir hastane ve rehabilitasyon merkezi projeleri zaten şu anda başlatılmış durumdadır. Zemin etütleri yapılıyor. Ama buraya yapılacak olan hastane Cengiz Topel'i kapatıyoruz anlamına gelmez. Kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil. Ancak Güzelyurt'a bir hastane, bir ilçe merkezi olarak yapmak şarttır. Kaldı ki, Cengiz Topel Hastanesinin şu an içinde bulunduğu durum uygun bir durum değildir. Hastanenin hizmet verme kapasitesi kısıtlıdır. Sonuç olarak Güzleyurt'taki hastane ve rehabilitasyon merkezi, iki bina ayrı ayrı yapım aşamasındadır. En kısa sürede bitirilmesi için elimizden geleni yapıyoruz."

Röportaj bitiyor, teşekkür ediyorum. Bakan Bey de anlayış gösterip işi kısa tuttuğum için bana teşekkür ediyor.

"Bundan sonraki söz çok daha geniş olacak" diyor.

Bakalım, göreceğiz artık.

Hem bana verdiği sözün hem de topluma verdiği sözlerin peşinde olacağımızı buradan saygı ile arz edeyim…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.