SAĞLIK
okuma süresi: 10 dak.

"813 tarlanın 16'sında limit üstü ilaç kalıntısına rastlandı"

"813 tarlanın 16'sında limit üstü ilaç kalıntısına rastlandı"

Tarım Dairesi Müdürü Emine Solyalı, ülkede denetimlerin sanıldığından çok daha fazla olduğunu belirterek, Ocak ayından bugüne kadar 813 tarladan değişik ürünlerden örnek alındığını, bunların sadece 16 tanesinde limit üstü ilaç kalıntısı bulunarak imha edildiğini söyledi. Solyalı, bu yıl ayrıca 29 bağda denetim yapıldığını, sadece bir bağda sorun çıktığını ve imha kararı alındığını kaydetti.

Yayın Tarihi: 03/09/15 09:26
okuma süresi: 10 dak.
"813 tarlanın 16'sında limit üstü ilaç kalıntısına rastlandı"
A- A A+

Kıbrıs Postası - Deniz ABİDİN

"Satılan tüm tarım ilaçları AB ülkelerinden onaylıdır. AB'nin tarımsal ilaçlar konusunda verdiği kararları çok yakından takip ediyoruz ve orada kullanımdan kaldırılan bir ilacı anında biz de burada yasaklama kararı alıyoruz. Tarihi geçmiş ilaçlar veya yasak durumuna düşmüş ilaçlar varsa onları da toplatıyoruz"

"Tarımsal ilaçların reçete ile satılması tartışılan bir konudur. Dünyada pek örneği yoktur. Türkiye'den gelen uzmanlarla konuyu tartıştığımızda tavsiye etmediklerini görüyoruz .Önemli olan ilacın doğru uygulanmasıdır"

"Limit üstü ilaç kalıntısı sanıldığı gibi sadece bizim ülkemizde görülen bir sorun değildir. Önemli olan bunu minimuma indirmektir. Tarımsal kooperatifçilik ise mutlaka desteklenmesi gereken bir oluşumdur"

Tarım Dairesi Müdürü Emine Solyalı, Kıbrıs Postası'na açıklamalarda bulunarak, denetimlerin ülkede nasıl yapıldığını anlatarak, organik tarım ve tarımsal kooperatifçilik hakkında bilgi verdi. Tarım Dairesi'nin ülkenin her ilçe ve bucağında örgütlenmiş bir kurum olduğunu belirterek, teknik personelin bulundukları bölgelerde üretilen ürünlerden örnek alarak merkeze gönderildiğini, merkezin de bir yazışma ile analizin yapılmasını devlet laboratuarından istediğini söyledi. Solyalı, örnek alınan tarla veya bahçeye sonuç çıkıncaya kadar hasat izni verilmediğini söyleyerek, sonucun olumlu olması durumunda üreticiye bildirildiğini ve ve hasatın başladığını kaydetti.

Olumsuz sonuç çıkması durumunda ürünün daire tarafından kontrol altına alındığını ifade eden Solyalı, birer hafta ara ile yeniden analize gönderildiğini anlattı. Solyalı, üçüncü analiz sonucunda da limit üstü ilaç kalıntısı bulunması durumunda ürünün imha edilmesi kararının çıktığını belirtti.

Solyalı şunları söyledi: "Üç analiz yapılmasının sebebi tarımsal ilaçlar parçalanarak bitki bünyesinden atıldığı çoğu zaman üçüncü analizde belli oluyor. Bu yüzden bu süreyi beklemek durumundayız.Ürünler sıra ile alınmaz araziye çıkıldığı zaman o dönemde üretilen ne varsa örnek alınmaya çalışılır.Devlet Laboratuarında sıkışma olmaması için de her bölgenin haftanın bir gününde almasına özen gösterilir.Yaz döneminde en çok analizi yapılan üzüm, böğrülce, molehiya, maydanoz, domates ,salatalık gibi ürünlerdir"

Solyalı, ülkede denetimlerin sanıldığından çok daha fazla olduğunun altını çizerek, ülke büyüklüğü bize yakın olan ülkelerden 8-10 kat fazla denetim yapıldığını vurguladı. Bu yıl 29 tane bağda denetim yapıldığını anlatan Solyalı, sadece bir bağda sorun çıktığını ve imha kararı alındığını belirtti.

Ocak ayından bugüne kadar 813 tarladan değişik ürünlerden örnek alındığını söyleyen Solyalı, bunların sadece 16 tanesinde limit üstü ilaç kalıntısı bulunarak imha edildiğini belirtti. Solyalı, "Kirlilik oranımız % 1.97 olup bu çok düşük bir rakamdır. Bizim yüzde yüz her üründen örnek almamız mümkün değildir. Bu zaten hiçbir ülkede de yapılmaz. Kirlilik oranımız ne kadar düşük olursa olsun gene de tedbirli olmalıyız ve aldığımız ürünleri bolca yıkayarak tüketmeliyiz" dedi. Aynı zamanda Tarımsal ilaçlar Denetim Kurulu Başkanı da olan Emine Solyalı, kurulun dört Tarım Bakanlığı ,üç de Sağlık Bakanlığı temsilcisinden oluştuğunu belirterek, satışa sunulan tüm tarım ilaçlarını bu kurulun onayladığını söyledi. "Bu kurulun onaylamadığı veya yasakladığı hiçbir tarım ilacı ithal edilemez ve kullanılamaz" diyen Solyalı, ülkede satılan tüm tarım ilaçlarının AB ülkelerinde onaylı olduklarını kaydetti. Solyalı şunları belirtti: "AB'nin tarımsal ilaçlar konusunda verdiği kararları çok yakından takip ediyoruz ve orada kullanımdan kaldırılan veya yasaklanan bir ilacı anında biz de burada yasaklama kararı alıyoruz. Zaman zaman ilaç bayilerini de denetletleyip tarihi geçmiş ilaçlar veya yasak durumuna düşmüş ilaçlar varsa onları da toplatıyoruz" dedi.

Tarımsal ilaçların reçete ile satılmasının çok tartışılan bir konu olduğunu ifade eden Solyalı, bunun dünyada pek örneğinin olmadığını söyledi. Solyalı: "Bir dönem İspanya denemiş ve başarısız olmuş. En son Türkiye bu konuda uygulama yapıyor.Türkiye'den gelen uzmanlarla konuyu tartıştığımızda da tavsiye etmediklerini onların da yavaş yavaş birçok üründen çıkarak sadece belirli birkaç ürüne uygulayacaklarını söylüyorlar.Önemli olan ilacın doğru uygulanmasıdır.Yoksa aspirini de reçete ile yazabilirsiniz ama kullanıcı hepsini birden kullanırsa sonuç ölüm olur.Yaptığımız sık denetimler ve çiftçi eğitimleri ile iyi bir noktaya geldiğimizi düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde de tarımsal ilaç kullanan üretici ve kullanıcıları sıkı bir eğitimden geçirip sertifikalandırmayı planlıyoruz" şeklinde konuştu.

Tarım Dairesi Müdürü Solyalı, bitkilerin de tıpkı insanlar gibi hastalandığını söyleyerek, zararlı böceklerin istilasına da uğradığını anlattı. Hastalık ve zararlılardan korunmazsa da büyük ürün kayıplarının meydana geldiğini vurgulayan Solyalı, "Gönlümüz hiç tarımsal ilaç kullanılmadan üretim yapılmasından yanadır ama bu pratikte çoğu zaman mümkün olamamaktadır" dedi. Önemli olanın doğru zamanda doğru ilacı dozunda kullanmak olduğunu söyleyen Solyalı, organik tarımın geliştirilmesi konusunda projeleri olduğunu belirtti.

Solyalı, en büyük görevlerinden birinin konvansiyonel tarım ürünlerini güvenli bir şekilde sofraya ulaşmasını sağlamak olduğunu söyleyerek, hem üretici eğitimleri hem de sık sık yapılan tarla kontrolleri sonucu gereksiz ilaç kullanımında büyük bir düşüş olduğunu ve bugün kirli ürün sayısında bariz bir azalma olduğunu gözlemlediğini anlattı. Solyalı, limit üstü ilaç kalıntısının sanıldığı gibi sadece bizim ülkemizde görülen bir sorun olmadığını belirterek,

önemli olanın bunu minimuma indirmek olduğunu kaydetti.

"İthal ettiğimiz ürünlerdeki ilaçlı ürün miktarı % 5.86"

Solyalı şöyle devam etti: "AB 2013 raporlarında hangi ülkede ne kadar limit üstü ilaç kalıntısı içeren ürün olduğunu yayınlanmıştır.Buradan bakıldığında AB ülkelerinde üretilen ürünlerde kirlilik % 1.4 iken ( bizde % 1.97) ithal ettikleri ürünlerde % 5.7 bir kirlilik olduğunu raporlamışlardır.Bizim de 8 aylık dönemde ithal ettiğimiz ürünlerdeki ilaçlı ürün miktarı % 5.86 olup AB raporu ile örtüşmektedir. Ülkemizde üretilen ürünlerdeki kirlilik oranı da görüldüğü gibi AB ülkelerinde üretilenin biraz üzerindedir.Yine ayni raporda Romanya'da üretilen bir marulda 700 kat, Slovenya'da üretilen marulda 200 kat, Fransa'da üretilen marulda 185 kat ve Güney Kıbrıs'ta üretilen marulda da 5 kat ilaç tespit edildiği raporlanmıştır"

Emine Solyalı, tarımsal kooperatifçiliğin mutlaka desteklenmesi gereken bir oluşum olduğunu söyleyerek, üreticinin birlikte hareket etmesi, ürününü bir elden pazarlaması, emeğinin karşılığını alması demek olduğunu belirtti. Solyalı, "Bugün üretici üretir ama bu ürünün pazarlama aşamasında devreye girenler daha çok kazanır , üreticinin de harcadığı alın teri değerini bulamaz. Kooperatifleşme ayni zamanda güçlerin birleştirilmesini, ortak kararlar alınmasını, ortak hareket edilmesini kolaylaştıracağından girdi maliyetlerinde de düşüşlere neden olacak ve üretici daha çok kazanacaktır" dedi.

Özüyanık: "Tarımsal kooperatifçilik devlet politikası olmalı"

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ozan Özüyanık, ülkede tarımsal kooperatifçiliğin artık bir devlet politikası olması gerektiğini belirtti. Tarımsal kooperatifçiliğin uzun, orta ve kısa vadeli politikalar içinde yer alması gerektiğini ifade eden Özüyanık, doğrudan gelir desteğinin daha adil ve her alana dağılması açısından önemli olduğunu söyledi. Özüyanık, sertifikalı eğitimin şart olduğunu vurgulayarak, molehiyadan salatalığa tüm üretim alanlarının bir birime bağlı olarak gerek iç gerek dış kaynaklı programlarla kooperatifçilik vesilesi ile küçük ve orta ölçekli siyasetin getirdiği tarımdaki tekelleşmeyi de engelleyecek bir şekilde üretimin daha ekonomik bir hale getirilebileceğini kaydetti. Hibe programlarından hep büyük işletmelerin yararlandığını belrten Özüyanık, kooperatifçilik ile tüm denetimlerin yapılabileceğini söyledi.

"Her isteyen istediği miktarda ilaç alamamalı"

Özüyanık şunları söyledi: "Meclis'te bekleyen hal yasası ile birlikte tarladan sofraya varıncaya kadar açık satış yerlerinde daha sonra marketlerde tüketicinin aldığı ürünler üzerinde bir etiketin olması ve izlenebilirliğin olması önemlidir. Tüm bu zincirler yerine getirildiğinde ilaçların ürünler üzerine uygulanması sırasında dozu konusunda daha bilinçli olunabilir"

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özüyanık, tarımsal ilaçlarda reçete konusunun gündeme getirilmesi gerektiğinin altını çizerek, "her isteyen istediği miktarda ilaç alamamalı. İlacın cinsi, miktarı önemlidir. Ayrıca atılacak alana göre verilmelidir. Ve mutlaka ziraat mühendisinin imzası olmalıdır. İlaçlar uzman şahıslar tarafından atılmalıdır" dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.