EĞİTİM
okuma süresi: 5 dak.

Bayramoğlu: "Mülteci tanımı istiyoruz"

Bayramoğlu: "Mülteci tanımı istiyoruz"

Mülteci Hakları Derneği Program Sorumlusu Çiçek Göçkün Bayramoğlu, en büyük isteklerinin 'mülteci' tanımının en azından Yabancılar Yasası içinde yer alması olduğunu kaydederek, sistematik Sınır Dışı prosedürünün ortadan kalması gerektiğini vurguladı.

Yayın Tarihi: 05/04/14 10:00
okuma süresi: 5 dak.
Bayramoğlu: "Mülteci tanımı istiyoruz"
A- A A+

Kıbrıs Postası - Vatan MEHMET

Mülteci Hakları Derneği Program Sorumlusu Çiçek Göçkün Bayramoğlu Bayrak Radyosu'nda yayınlanan Günün Panoraması Programına katılarak en büyük isteklerinin 'mülteci' tanımının en azından Yabancılar Yasası içinde yer alması olduğunu kaydederek, sistematik sınır dışı prosedürünün ortadan kalması gerektiğini vurguladı.

Mültecilik… Temel insan haklarından biri…

Çiçek G. Bayramoğlu şöyle konuştu; "Mültecilik, kazanılan bir hukukî statüdür. Kişinin kendi vatanında can güvenliğinin ya da fiziksel bütünlüğünün(işkence) tehdit edilmesi nedeniyle yaşamını devam ettiremeyecek noktaya gelerek başka bir ülkeye sığınmasıdır… Sığınma hakkı hem İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde hem de BM Medeni ve Siyasal haklar Sözleşmesinde tanınmıştır. Temel insan haklarından birisidir…"

"Yangından kimlik, pasaportla kaçılmaz"

"Mülteciyi tanımlayan yerel bir yasamız yok. Dolayısıyla Gümrük memurlarının gözünde belgesiz seyahat eden, limanlardan girmeyen herkes kaçak göçmendir. Etiket yapıştırmadan önce kişilerin kendilerini anlatması fırsatı verilmelidir. Mülteciler çoğunlukla belgesiz seyahat eder; evinizde yangın çıktığında komşunuza giderken pasaportunuzu almazsınız, bunu düşünmezseniz. Bu da böyle bir şeydir… Mülteciler can güvenliği nedeniyle kaçarlar. İran gibi ülkelerde yurtdışı seyahati çok sıkı denetlenir ve ülkelerini zaten yasal yollardan terk etmeleri mümkün değildir… Dolayısıyla bu kişilerden pasaport, vize hatta kimlik belgesi dahi beklemek olağan değildir bizim çalıştığımız alanda…"

Bir ülkeye sığınma prosedürü

Bayramoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; "İki farklı şekilde işliyor bu… 1950 Sözleşmesi'ni imzalayıp bunu iç hukukunun parçası haline getiren ülkelerde mülteci başvurusunu alacak bir kurum vardır. Gümrük kapılarında da vardır. Gümrükten gelmedinizse de ülkede bir kurum vardır. Bu değerlendirilir… Ve bu süreç uzundur. (Bu işe bakan) devlet kurumlarının olmadığı ülkelerde de genelde BM Yüksek Komiserliğinin bir ofisi bulunur ve onlar değerlendirir. Statü verilmesi halinde mülteciye göre farklı politikalar uygulanır. Prosedür işler…"

Mülteci mekanizması yoksa işler sarpasarıyor

"Bu mekanizmanın olmadığı, başvuruları BM Yüksek Komiserliği'nin kabul ettiği ülkelerde 'yeniden yerleştirme' ile bu hakların tanındığı bir ülkeye nakil prosedürü işler ki bu da oldukça sıkıntılı bir prosedürdür. (Müzakere, kota vb…)"

Türkiye'de hukuki durum…

"Türkiye, son 1,5-2 yıla kadar resmi mülteci mekanizması olmayan ülkeler arasındaydı. BM Yüksek Komiserliği ile kabul ve nakil prosedürü uygulanıyordu. Bunun nedeni de BM Sözleşmesi önceliği Avrupa'dan kaçanlar (Nazi Almanyası gibi) sınırlandırması vardı.

1967'da ek bir sözleşmeyle bu sınırlandırma kaldırıldı. Türkiye bu eke imza koymayan ülkeler arasındaydı . Dolaysıyla Türkiye'de Sözleşme mültecisi' dediğimiz uygulama sadece Avrupa'dan kaçanlar için uygulanırdı. Türkiye'nin Suriyelilere sunduğu mültecilik statüsü ülkenin kendi ahlaki ve insancıl sebeplere dayanarak kabul ediyor. Bu insanlar kamplarda kalıyor ama bunun geçici bir sorun olduğu kabul ediliyor. Yani savaş bitince geri dönecekleri kabul ediliyor, bir entegrasyon yok. Geçici misafirlik…"

"Güney Kıbrıs'ta yasal çerçeve var ama teknik sıkıntı çok"

"2000'li yılların başına kadar yerel mülteci mekanizması yoktu. Hala daha BM Yüksek Komiserliği de var. Ancak Güney Kıbrıs'ta bir sığınma mekanizması var. Başvuru yapılabiliyor… Sığınmacılar belli sosyal haklardan yararlanabiliyor Güney Kıbrıs'ta. Oturma hakkı gibi, sosyal, sağlık eğitim gibi... Fakat Güney'de de sıkıntı başvurunuz sonrası birinci red kararından sonra sınır dışı etmiyor ama çoğu haklarınızdan mahrum kalıyorsunuz. Redde İtiraz süreci de masraflı… Yani Güney'de yasal çerçeve var gibi görünse de teknik sıkıntılar var…"

"En büyük isteğimiz mülteci tanımı"

"KKTC'de birinci sıkıntımız yasasızlık. Bu nedenle de gelenin sınır ihlali nedeniyle doğrudan suçlu statüsünde olması… Yani bunun hapisten sınır dışı edilmeye kadar yolu var. En büyük isteğimiz mülteci tanımının Yabancılar Yasası içinde ya da farklı bir yasayla bu tanımın yapılması ve insanların Kaçak Göçmen yaftasından kurtulması ve sınır dışı pratiğinden kurtulması… Sistematik sınır dışı bitmeli. KKTC'de hukuki destek de sınırlı… Zaten bizim ülkemiz ücretsiz hukuki yardımı olmayan bir ülkedir… Şu anda mülteci konusunda sadece bu desteği derneğimizin avukatları veriyor."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.